“DEĞİŞEN DÜNYADA ÜNİVERSİTE VE SANAYİ EL ELE” TEMASIYLA BU YIL DA ÇEVRİM İÇİ OLARAK DÜZENLENEN ÜSİMP ULUSAL PATENT FUARI VE KONGRESİ 16-24 KASIM TARİHLERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN DE KATILDIĞI VE DESTEKLEDİĞİ ETKİNLİKTE 2021 YILI ÜSİMP ÖDÜLLERİ DE SAHİPLERİNİ BULURKEN, ETKİNLİĞİ İLK GÜNÜNDE 700’DEN FAZLA KAYITLI KULLANICI TAKİP ETTİ.

Bu yıl 16-24 Kasım tarihlerinde “Değişen Dünyada Üniversite ve Sanayi El Ele” temasıyla düzenlenen Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP) Ulusal Patent Fuarı ve Kongresi, üniversitelerin Teknoloji Transfer Ofislerinin (TTO) teknoloji/patent portföylerini sanayici ve yatırımcılarla; sanayi Ar-Ge merkezlerinin patent/teknoloji odaklı çalışmalarını ise üniversitelerle buluşturmayı sürdürdü. Teknoloji Geliştirme Bölgelerindeki patent temelli akademik girişimci şirketleri tanıtan sergi alanlarının da yer aldığı Kongre’de, onlarca stantta üniversite patentleri de sergilendi. Etkinlikte düzenlenen panel oturumlarında ise değişen koşulların sanayide yarattığı güçlükler ve fırsatlar, kamuda üniversite-sanayi desteklerine yeni bakış açısı, AB desteklerinde beklentiler ve ulusal başarımızı artırma, değişen koşullarda girişimcilik ekosisteminde başarılı uygulamalar, TTO’lar için çözüm ortaklıkları, geleceğe yönelik araştırmalarda üniversite-sanayi iş birlikleri başlıkları ele alındı. ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Kongresi kapsamında ayrıca, artık gelenekselleşen ÜSİMP Ödülleri de sahiplerine verildi. 2021 Yılı ÜSİMP Ödülleri’nde Anma Ödülü, 2009’da aramızdan ayrılan Türk Botanikçi, üniversite-sanayi iş birliğinin kurulması ve geliştirilmesinde öncü katkılarda bulunan Prof. Dr. Yusuf Vardar’a verilirken, Onur Ödülü Prof. Dr. Tahsin Saya’ya, Üstün Hizmet Ödülü de Doç. Dr. Erbil Payzın’a verildi. Etkinliğin açılışında, makine sektörü adına “Yeşillenen Dünyada Makinelerin Rolü” başlıklı bir konuşma yapan Türkiye Makina Federasyonu Genel Sekreteri Zühtü Bakır ise makine sektörünün yapısı itibarıyla karbon emisyonu düşük olmasına karşın, ürettiği ürünlerin kullanılmaları esnasında emisyon ürettiğini söylerken, “Türk makine sektörü AB teknik mevzuatına tam uyum sağlamıştır. Bu çerçevede, başta Makine Emniyeti Yönetmeliği olmak üzere EMC, LVD, ATEX, Basınçlı Kaplar ve Gaz Yakan Cihazlar gibi temel direktifler AB ile eşgüdüm halinde ülkemizde de uygulanıyor. Bununla birlikte, başta verimlilik olmak üzere ekolojik gerekleri ortaya koyan Eco-dizayn direktifi de ülkemizde Eko Tasarım Yönetmeliği olarak yürürlükte bulunuyor. Bunun altında iklimlendirme üniteleri, pompalar, elektrik motorları gibi alanlarda başlayan uygulamalar diğer makine gruplarını da kapsayacak şekilde genişletiliyor. Biz de sektör olarak söz konusu düzenlemelerin AB ile olabildiğince eşgüdüm halinde uygulanması ve sürdürülmesi için ilgili Bakanlıklarımızla iş birliği halindeyiz. Bugün sektörümüzde sayısı 300’e yaklaşan Bakanlık onaylı Ar-Ge ve Tasarım merkezlerinde üniversite-sanayi yakınlaşması bir gerek veya başarı kriteri olarak isteniyor. Bu doğrultuda tarafların yasak savmaya gitmeden, süreçten karşılıklı fayda sağlamalarına yönelik üniversitelerdeki mekanizmaların daha da geliştirilmesini faydalı görüyoruz. Ancak, üniversitelerin bünyelerinde kurulan ve bazıları önemli alt yapılara sahip olan enstitü ve araştırma merkezleri ile laboratuvarlardan sanayinin yeterince istifade edemediğine de şâhit oluyoruz. Oysa makine alanında ileride olan Almanya gibi ülkelerdeki üniversitelerin geliştirdikleri altyapılarla farklı alt disiplinlerde öne çıktıklarını ve sektörlerle iç içe hareket ettiklerini görüyoruz. Burada da gelişmeye açık alanlarımızı, kongre temamızda ifade edildiği üzere el ele ileri götürmek durumundayız.” değerlendirmesinde bulundu.