İKİ YILDAN FAZLA SÜREN SALGININ ARDINDAN GELEN RUSYA-UKRAYNA KRİZİ, KÜRESEL EKONOMİDEKİ YAVAŞLAMAYI SERTLEŞTİRECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR.

Dünya Bankası tara fından hazırlanan “Küresel Ekonomik Beklentiler” rapo  runun Haziran ayı sürümüne göre, 2021’de yüzde 5,7 olarak gerçekleşen küresel büyümenin bu yıl yüzde 2,9’a gerilemesi bekleniyor. Enflasyon baskısı, tahmin edi lemeyen hızda olan sıkı para politikaları ve RusyaUkrayna

krizinin etkisiyle 2022 yılı başında yapılan büyüme tahminleri de bu doğrultuda yüzde 1,2 altında olabilecek şekilde güncelleniyor. Yine bu yıl, birçok ekonomi için düşü rülen büyüme tahminlerinin gelecek yıl da toparlanmaya cağı, 20232024 döneminde küresel büyümenin yüzde 3 olacağı beklentileri de yavaş yavaş güçleniyor.  Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme tahmininin yüzde 6’dan yüzde 3,4’e inmesinin beklendiği rapora göre, bu oran 20112019 döneminde ortalama yüzde 4,8 olarak gerçekleşmişti. Rusya Ukrayna krizinden kaynaklı yavaşlamanın, ECA (Avrupa ve Merkez Asya) bölgesin de derin bir gerilemeye,  ticari aksamalara, emtia  fiyatlarında dalgalanmalara, yüksek girdi maliyetlerine ve daha zayıf bir güven ortamı na neden olacağı düşünülür ken, beklenen yavaşlama, ar tan enflasyonist baskılar, sıkı para koşulları ve dış talebin zayıflaması gibi büyümeye yönelik önceden var olan ters rüzgarları da güçlendiriyor. Büyümedeki yavaşlama, ge lişmekte olan ekonomilerde,  2021’de yüzde 5,4 olan kişi başına gelir artışının da bu yıl yüzde 2,3’e gerileyeceği ni; birçok ülkenin gelir artış hedefi rotasını, ileri ekonomi seviyelerinden tersine çevire ceğini gösteriyor.

Diğer yandan, yükselen gıda fiyatları, gıda ithalatına bağlı birçok gelişmekte olan ekonomide kişi başına düşen geliri düşürebilir ve küresel gıda güvensizliği ile yoksullu ğu artırabilir. Salgının, sava şın, gıda fiyatlarındaki artışın kalıcı etkileri ise tüm koşulları daha da zorlaştırmak için birleşerek salgın öncesi tah minlerden farklı olarak bu yıl sonuna kadar 75 milyondan fazla insanın yoksulluk içine sürüklenmesini tetikleyebilir.


KÜRESEL GÖRÜNÜMDE RİSKLER ARTIYOR: STAGFLASYON
Geçtiğimiz Nisan ayında, küresel enflasyon yüzde 7,8 ve gelişmekte olan ekono milerin enflasyonu yüzde 9,4 ile 2008 yılından beri en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Ukrayna’daki kriz, çoğu birbi riyle bağlantılı olan risk ola sılıklarını artırırken, jeopolitik karışıklığın küresel ekonomik aktiviteyi daha da istikrarsız laştırabileceği ve küresel tica retin, uzun vadede yatırım ve finansal ağların bozulmasına neden olabileceği düşünü lüyor. Enerji fiyatlarında son iki yılda gerçekleşen artış  ise (1973 petrol krizinden bu yana en büyük artış) küresel ekonominin 1970’leri anım satan, yüksek enflasyon ve yavaş büyümenin kombinas yonu olan bir stagflasyon dönemine girdiğine dair endişeleri artırıyor. Enerji fiyatlarındaki artışın, iki yıl sonra küresel üretimi yüzde 0,8 azaltabileceği de öngörü ler arasında yer alıyor. Önceki petrol krizlerinden edinilen deneyimlerimize göre kriz, talepte kısma, diğer yakıt ların ikamesi ve enerji arzı  kaynaklarının geliştirilme sinin teşvik edilmesi için önemli bir katalizör olarak da değerlendirilebilir.  Bununla birlikte, 1970’lerdeki stagflasyonla mücadele, faiz oranlarında artışı gerektirmiş; küresel resesyonu tetiklemiş ve yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomi lerde finansal krizlere neden olmuştu. Mevcut stagflasyo nist baskılar yoğunlaşırsa, ge lişmekte olan ülkeler yeniden zorluklarla karşı karşıya ka labilir. Gıda kıtlığının sertleş mesinin sosyal huzura etkisi ile yeni ve daha öldürücü olabilecek Covid19 varyant larının ortaya çıkma olasılığı ise mevcut faaliyetleri bo zabilir. Tüm bu risklerin aynı anda gerçekleşmesi, küresel aktivitenin 2022’de daha keskin bir şekilde düşmesi ve 2023’te yarı yarıya azalması sonucunu doğurabilir.


SIKILAŞTIRMA VE BORÇ YÜKLERİ

Rusya Ukrayna krizi ve sonucunda enflasyonist baskılar daki artış, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin parasal sıkılaştırma hızında artışı tetikliyor. Gelişmekte olan ekonomilerin merkez bankaları, salgın nedeniyle zaten tamamlanamayan to parlanmanın yanında yüksek enflasyonla mücadele etmek durumunda kalırken, borç kırılganlıkları salgından önce bile akut olan düşük gelirli ülkelerin dış kamu borçları ise rekor düzeye yükseliyor. Çoğu özel alacaklılara olan bu borçlar, aniden yükselebi lecek değişken faiz oranlarını da içeriyorlar. Dolayısıyla, merkez bankaları para politikası uyumunda sıkıntıya girdikçe, sermaye akışındaki oynaklık ve para birimlerindeki değer kaybının, gelişmekte olan ekonomiler için ek zorluklar getirebileceği düşünülüyor. Ancak söz konu su ülkelerin üstlenebileceği  KÜRESEL EKONOMİDE DURGUNLUK RİSKİ GÜÇLENİYOR mali destekler, sıkı finansman koşulları ve yüksek borçlanma maliyetleri nedeniyle zorlanacak gibi görünüyor.


YAPISAL POLİTİKA ÖNCELİKLERİ NELER OLMALI?
Gelişmekte olan birçok ekonominin içinde bulunduğu zorlu dönemin, salgın ve Ukrayna’daki kriz dolayısıyla uzun dönemde ağırlaşacağı beklenebilir. RusyaUkrayna krizi, gıda krizini de kötüleş tirdiği için gıda fiyatlarındaki dalgalanmaya karşı direnç oluşturmak kritik önem taşıyor. Küresel Gıda Krizleri Raporu’nda, 2021’de 53 ülke den 193 milyona yakın insanın akut gıda güvenliğinden yok sun ve acil yardıma ihtiyaç duyduğu belirtiliyordu. Gelişmekte olan ülkelerin politika yapıcıları mümkün olduğu ölçüde, zaten yüksek olan fiyat kontrollerini artıra rak yükselen emtia fiyatlarına karşılık vermekten kaçınmalı, fiyat istikrarı sağlamalı, finans sektörünü sağlamlaştırmalı; yatırımları ve sosyal har camaları korurken, sosyal güvenlik ağlarını genişletmeli, gıda kaynaklarını çeşitlendir meli ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişi hızlandır malılar. Aynı zamanda tica reti teşvik gibi yöntemlerle oluşan ticari maliyetlere karşı önlemler de alınmalı.  Son olarak, politika yapıcılar, eğitime olan yatırımları teşvik ederek aktif iş gücü politikaları ile kadınlar başta olmak üzere iş gücü piyasasına katılımı, yüksek enerji ve gıda fiyatla rına yönelik destek politikala rını ve aşılamayı da artırarak salgının büyüme beklentileri üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi tersine çevirmeliler. “Küresel Ekonomik Beklentiler” raporu Haziran ayı sürümünün orijinal dokü manı ve MAİB’in hazırladığı bilgi notuna, sayfadaki kare kodlar ile ulaşabilirsiniz.


BEKLENTİLER  İYİ DEĞİL!

• Goldman Sachs ekono mistleri, önümüzdeki yıl için ABD’deki ekonomik durgunluk riskini yüzde 30 olarak açıklıyorlar. Bloomberg’in modelle rine göre ise bu rakam yüzde 38 seviyesinde.

• ABD’de gerçekleştirilen çok sayıda anket çalış malarının ortak kana atine göre ABD’lilerin üçte birinden fazlası, ekonominin hâlihazırda durgunluğa girdiğine inanıyor. Tüketici bek lentilerindeki düşüş ise ekonomik durgunluğun önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

• OECD, geçtiğimiz ay yayımladığı raporda, 2022 küresel ekonomi büyüme beklentisini yüzde 4,5’ten yüzde 3’e düşürmüştü. Dünya Bankası’nın “Küresel Ekonomik Beklentiler” raporu da benzer bir eğilime işaret ediyor ve yüzde 4,1’den yüzde 2,9’a gerileme beklenti sini dile getiriyor.

• Deutsche Bank’ın tahminleri de küresel ekonomik durgunluk ih timalini yüzde 50 olarak işaret ediyor.