KÜRESEL ÖLÇEKTE YAŞANAN ENERJİ KRİZİ, PEK ÇOK ÜLKENİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELMESİNE YOL AÇIYOR. RÜZGÂR ENERJİSİNİN SON YILLARDA ARTAN POPÜLARİTESİNİN MUTLULUK VERİCİ OLDUĞUNU İFADE EDEN ÜLKE ENERJİ GENEL MÜDÜRÜ ALİ AYDIN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK DOĞRULTUSUNDA 2023 YILINDA RÜZGÂR ENERJİSİNİ BEKLEYEN DÖRT ÖNEMLİ GELİŞMEYİ PAYLAŞIYOR.

Temiz enerji kullanımı konusunda artan farkındalık, küresel ısınmanın etkilerini azaltma isteği ve küresel ölçekte yaşanan enerji krizi son birkaç yılda rüzgâr enerjisine yönelimi artırıyor. 2050 yılına kadar karbonsıfır hedeflerine ulaşmak için rüzgâr enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak olan yatırımların kritik önem taşıdığını vurgulayan Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın,fosil yakıtların tükenmesi ve krizlerde enerji üretiminin yetersiz kalması durumlarına rağmen rüzgâr enerjisinin rekor düzeyde enerji üreteceğini ve bu durumun enerji politikalarında rüzgârın ilk sırayı almasına neden olacağını ifade ediyor. Ali Aydın, 2023 yılı için rüzgâr enerjisinde yaşanacak gelişmeleri ise dört maddede şöyle aktarıyor.1. Enerji depolanmasını sağlayacak teknolojiler hayatımıza girecek: Rüzgâr enerjisinin büyümesi için depolama kaynakları büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda enerji depolamasını sağlayacak pil teknolojilerinin geliştirilmesi, yatırım ve üretim süreçleri dikkate alındığında rüzgâr enerjisinin daha ekonomik hale gelmesinin önünü açacak. Bu konuda hızlı bir atılım yaşanacak. 2. Dijitalleşme enerji sektörünü de etkisi altına alacak: Rüzgâr türbinlerinin üretiminden işletilmesine ve bakım süreçlerine kadar olan her aşamasında dijitalleşme, gelecek dönemde de kritik bir nokta olacak. Özellikle bakım süreçlerinde dronelar gibi daha fazla otomasyona dayalı teknolojilerde yararlanılması ve işletmede makine öğrenmesinin daha aktif kullanılması sektör için ciddi kazanımlar sağlayacak. 3. Rüzgâr türbini bakımları daha sistematik bir şekilde gerçekleştirilecek: Kontrol ve bakımı yapılamayan rüzgâr türbinlerinin enerji üretmesi beklenemez. Bu doğrultuda yatırımcıların bilinç düzeyinin artırılması gerekiyor. Bu nedenle servis sektöründe yapılacak olan yatırımlar sayesinde 2023 yılında rüzgâr türbini bakımlarının daha sistematik bir şekilde gerçekleştirilebileceği öngörülüyor.4. Denizden esen rüzgâr önem kazanacak: Rüzgâr enerjisi denildiğinde akla ilk olarak karasal rüzgâr türbinleri gelse de gelecek dönemlerde denizden esen rüzgârın önem kazanacağı tahmin ediliyor. Tüketilen elektrik enerjisinin yenilenebilir ve yerli kaynaklardan karşılanma oranının artırılmasına yönelik yeni adımlar, ülkemizde potansiyeli henüz değerlendirilmemiş olan açık deniz rüzgârlarıyla atılacak.

RÜZGÂR ENERJİSİ SANTRALİKURULUM MALİYETİ YÜZDE 31 AZALDI

Öte yandan, teknolojik ve ticari gelişmeler sonucunda kara rüzgârının kurulum maliyetinde gözlemlenen yüzde 31’lik azalmanın da şirketlerin yenilenebilirenerji kaynaklarına yönelimini artıracağına işaret eden Ali Aydın, bugünün fosil yakıta dayalı enerji sisteminden yarının daha temiz, gelişmiş, düşük karbonlu enerji sistemine geçişin sürdürülebilir bir geleceğin ön koşulu olduğunu vurgularken bu amaç doğrultusunda rüzgar ve güneş enerjisine yapılacak olan yatırımların kritik olduğunun altını çiziyor.

YEŞİL ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ KURTARICI OLACAK

Rüzgâr ve güneş enerjisine yönelik yatırımların artmasıyla şirketlerin büyük bir rekabet avantajı elde edeceğine de değinen Ali Aydın, yaygın hava kirliliği ve iklim değişikliği dâhil olmak üzere fosil yakıtların neden olduğu sorunların hükümetleri, şirketleri, yatırımcıları ve kamuoyunu, küresel ekonominin karbondan arındırma gerekliliğine daha fazla yönlendirdiğini de dile getiriyor. Düşük karbonlu bir ekonomiye giden yolların çoğu, yenilenebilir enerjinin hızlı bir şekilde yaygınlaştırılmasından ve enerji verimliliğinin iki katına çıkarılmasından geçiyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yapılan bir analiz, yeşil enerji dönüşümüyle yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılmasının, Paris Anlaşması hedefini karşılamak için gerekli olan enerji ile ilgili emisyonlarda yüzde 90’lık azalmaya ulaşmak adına en uygun maliyetli seçeneği sunduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye’nin rüzgâr enerjisindeki toplam kurulu gücünün 11 GW üstüne çıktığının altını çizen Ali Aydın, sahip olunan potansiyelin gelecek dönemlerde Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümünde öncü bir rol oynayacağını aktarıyor.