2009 yılı ithalatımızda ilk 10 firmanın değişim oranları esas alındığında; genel olarak ithalat oranlarında azalış yaşandığı kaydedilmesine rağmen yüzde 261,2 ile Finlandiya’dan ithalat artışı dikkat...


2009 yılı ithalatımızda ilk 10 firmanın değişim oranları esas alındığında; genel olarak ithalat oranlarında azalış yaşandığı kaydedilmesine rağmen yüzde 261,2 ile Finlandiya’dan ithalat artışı dikkat çekmektedir. En büyük düşüş ise yüzde 68,8 ile ABD’den ithalatımızda kaydedilmiştir.

“40 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Candan Makine Ticaret ve Satış Direktörü Erol Karsavran, firma olarak plastik boru kaynak makineleri, boru makası, test pompası, kaynak paftaları, stabil boru kalemtrasları üretimi yaptıklarını söylüyor. Firmanın 1979 yılında İstanbul Kartal’da kurulduğunu  belirten Karsavran şöyle devam ediyor: “Daha sonra Pendik Seyhli’deki 7 bin 500 metrekare kapalı alan olan yeni fabrikamıza tasındık. Kalite ve mutlak müşteri memnuniyeti ana hedefimiz oldu. Candan Makine su anda yaklaşık 40 ülkeye ürünlerini ihraç  etmektedir. Sektör lideridir, sektörde en fazla istihdamı yapan firmadır. Gururla söyleyebiliriz ki, dünyada en çok tercih edilen PPR Boru Kaynak Makinesi firmasıdır, ünü Çin’e kadar yayılmış olup, buralarda da CANDAN ismiyle kopya versiyonları satılmaktadır!” Türkiye de bu konuda merdiven altı tabir edilen firma sayısının çok fazla olduğuna da değinen Karsavran,“Ancak, bu bizi fazla  rahatsız etmiyor. Müşterimiz markamızı tanıdığı ve kalite anlayışımızı bildiği için, fiyat konusunda merdiven altı firmalarla bir rekabetimiz söz konusu değil” diye konuşuyor. Sektörün en önemli sıkıntısının bilgi eksikliği konusunda yaşandığına da değinen Karsavan şöyle devam ediyor: “Satıcı firma, olaya tamamen fiyat odaklı baktığı zaman, daha fazla kar yapabilmek için en ucuz kaynak makinesini tedarik etmeye çalışıyor. Dolayısıyla kalitesiz bir mal almış oluyor. Daha sonra bu firmadan kaynak makinesi almaya gelen tesisat ustası, bu olayın dışında kaldığı için, mecburen kendisine sunulan kalitesiz makineyi almış oluyor, çünkü kaliteli makine o satıcının tezgâhında yok!”

“PİRİNÇ GRUBU İMALATINA BAŞLADIK”
Boru kaynak konusunun çok önemli olduğuna vurgu yapan Karsavan, “Kaynak dolayısıyla bir sızıntı olsa, aklımıza hemen o borunun kötü olduğu gelir(!). Aslında problem kaynak yaparken kullanılmış olan kalitesiz makinenin suçudur, ama kimse geriye dönüp makineyi hatırlamaz (!), bütün suç oradaki borunun üzerine kalır” diyor. Karsavan şöyle devam ediyor: “Buradan, boru üreticilerini de buradan uyarmak istiyorum ki milyonlarca dolar yatırım yaparak ürettiğiniz boruların, standart dışı kaynak yüzünden kısa zamanda patlamasına izin vermeyiniz. Bu konuya da en az borunuza gösterdiğiniz kadar, hassasiyet gösteriniz. Bence bu durum boru üretici firmaları açısından gözden kaçan ve teferruat gibi görünen, ancak çok önemli olan bir konu.”
Candan Makine’nin 120 kişilik kadrosuyla istikrarlı bir şekilde büyümesine devam ettiğini aktaran Karsavan şöyle devam ediyor: “Bizim son noktamız, su tesisatçılarıdır. Bu anlamda, yaklaşık altı ay önce pirinç grubu imalatına da başladık. Şu anda radyatör
vanaları, küresel vanalar, flatörler, nipeller vs. ürünlerimizi de yeni yeni piyasaya sürmeye başladık. Kaynak  makinesi konusunda gösterdiğimiz hassasiyeti bu yeni ürün grubunda da göstereceğiz. Kısa bir zaman sonra inşallah CANDAN adını pirinç ürün gruplarında da duyuracağız. İş yapıyoruz, ancak belli standartların altına asla inmiyoruz, hatta bazen bu yönden müşteri bile  kaybettiğimiz oluyor, ama bu bizi yolumuzdan çeviremiyor. İnsanlar artık biliyor, Candan’sa kalitelidir,  problem yoktur. Ana düsturumuz budur.”

“KRİZ KAYNAK SEKTÖRÜNÜ DE ETKİLEDİ”
Alse Makine Genel Müdürü Sedat Kılıç kaynak makineleri sektörünün durumunu şöyle değerlendiriyor: “Yaşadığımız krizi en derinden hisseden sektörlerden biriydi kaynak makineleri sektörü. Bırakın yeni yatırımları mevcut imalatçılar bile kapasitelerini kullanamadıkları için yeni kaynak makinelerine ihtiyaç duyulmadı. Bu bağlamda sektörün ciddi bir daralma yaşadığını düşünüyorum. Bu daralma sektörü hem mali açıdan çok yordu hem de yeniliklerin, Ar-Ge çalışmalarının gecikmesine neden oldu. Avrupa ve gelişmiş ülkelerdeki kaynak makinelerine ve imalat yöntemlerine baktığımızda Türkiye’nin ilerisinde olduğunu görüyorum. Yerli üreticilerimizin sektördeki ilerlemeleri biraz geriden takip ettiği kanısındayım, gerçi bu yenilikleri  yakalayamayışımızda imalatçılarımızın da yeniliğe ve alternatif üretime gösterdikleri direncin de katkısı oldu.” Sektörün birkaç temel sorunu olduğuna vurgu yapan Kılıç kendisi açısından en büyük sorunun Ar-Ge yetersizliği olduğunu söylüyor: “İmalatçı firma ve kaynakçıların yeterince bilgilendirilmiyor. İşim gereği Türkiye’nin her bölgesinde ve dünyanın birçok ülkesinde kaynaklı imalat  yapan firmaları ziyaret etme şansı buluyorum, birçok firmada incelemelerde bulunabiliyorum. Bu incelemelerimde gördüğüm imalatçıların ve kaynakçıların kullandıkları makineleri tam olarak tanıyamadıkları çünkü satış sonrası gerekli eğitim ve teknik desteğin yetersiz olduğudur. Örneğin geçenlerde yaşadığım bir olayı paylaşmak isterim, bir firmada kurulum yapıyorduk orada  konuştuğum ustalardan biri yeni bir kaynak makinesi aldıklarını ve bir türlü randıman alamadığından yakınıyordu. Firmaya gittiğimizde ise aslında sorunun makineden değil kötü Torch tercihi ve gaz kaçağından kaynaklandığını tespit ettik. Kaçakları giderdikten sonra sorunsuz bir kaynak makinesi haline geldi. İmalatçılar aldıkları makinelerin imalatları için doğru tercih mi  olduğu, kullanılan telin, seçilen gazın doğru olup olmadıkları, hangi makineyle hangi amperde daha iyi çalışacağı,  kaynatılan çeliğin veya diğer maddelerin uygun olup olmadıkları konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Satış sonrası kaynak makinelerin  uygulamacılara iyi anlatılması gerekiyor.”

“YETERLİ AR-GE ÇALIŞMASI YAPILMIYOR”
Yerli imalatçıların bir kısmının Ar-Ge masrafı yapmak yerine kaynak makineleri fiyatlarını düşük tutup rekabet avantajı yakalamak istediklerine de değinen Kılıç, “Bu fikri benimseyen yerli kaynak makinesi imalatçıları yenilikleri geriden takip etmek zorunda kalıyorlar” diyor. Kılıç şöyle devam ediyor: “Yeterli Ar-Ge çalışması yapmadıklarında kendi özgün dizaynlarını yapamıyorlar genel olarak kopyalama yolunna gidiyorlar ve başarılı olamıyorlar. Piyasada pahalı ama teknolojik olarak çok kaliteli ve verimli yabancı markaların ürünleri var. Birde teknolojisi biraz geri ve maliyetlerden kaçınılmış ucuz yerli kaynak makineleri var. Kaynaklı imalat yapan firmalar hangisini tercih edeceğini bilemiyor.”
Kılıç sektörün yaşadığı sorunlarla ilgili çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Yerli kaynak makinesi imalatçılarımızın yurt dışından birkaç firmayla stratejik ortaklıklar kurması gerektiği inancındayım. Kaynakçılara makinelerin nasıl kullanılması gerektiği, hangi malzemede hangi kaynak makinesin, hangi tel ve gaz seçimin yapılması gerektiğinin eğitiminin verilmesi gerekir. Ayrıca Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem verilmelidir.”
TOBB-ETÜ Makine Mühendisliği bölümünde okurken Çivili Ticaret’le beraber geliştirdiği ‘Süper Economizer Gaz Tüketimini Azaltan Sistem’ ile ilgili de konuşan Kılıç şöyle devam ediyor: “Bu ürün Gazaltı Kaynak Makinelerinde kullanıma göre yüzde 40 ila yüzde 90 arasında gaz tasarrufu sağlayan bir üründür. Sistemin en büyük özelliği yüksek miktarda gaz tasarrufu sağlayarak maliyetleri düşürmesi. Bunun yanında tüp değişim sürelerin azalmasıyla makinelerin durmasını azaltarak üretim verimliliğini artırıyor, bir tüp değişim süresi yaklaşık fabrikanın yapısına göre ortalama 30 dakikayı buluyor, bir firmada ayda ortalama her makinede 4 tüp tasarrufu sağlansa, her makinede yaklaşık 2 saatlik bir iş kaybı kazanca döndürülüyor sistemimizle. Bir diğer özelliği kaynağın giriş kalitesini yükseltmesidir, bizim sistemimiz kaynak başlangıcında gelen yüksek debideki gazı standart hale getirerek gaz tasarrufu sağlıyor, bu yüksek debi de gelen gaz kaynak için olumsuz bir etki yaratıyor bizim sistemimiz bunu engellediği için kaynağın giriş kısmının kalitesini çok yüksek oranda artırıyor. Son olarak belki de çevreye en önemli katkısı ise, kaynak başlangıcında gelen yüksek miktardaki gazın bir kısmı kaynakta kullanılır, kalan büyük kısım havaya karışarak fabrika ortamına yayılır. Bu hem çalışan ustalar için olumsuz bir etken hem de havaya karıştığı için hava kirliliği için büyük bir sorun, ürünümüzün kullanımıyla fabrika havası daha temiz bir hale gelerek daha sağlıklı bir ortam hazırlar.”

“18 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Türkiye binin üzerinde kaynaklı imalat yapan firmanın kendi ürünlerini kullandıklarını aktaran Kılıç, şöyle devam ediyor: “Bunlar arasında Aygaz, Çimtaş, Hyundai-ASSAN, Arkas Holding, BMC, TOFAŞ, Çoşkunöz Holding, Oyak-Renault, Kaynak merkezi gibi saygın kuruluşlar var. Türkiye’de 7 bölgede aktif kurulum ve satış sonrası  eknik destek sağlayan bayilerimiz var. 2009 yılından itibaren CE, ISO, TSE gibi belgelerinde alınmasıyla beraber ihracata başladık. Ürünümüze yurt dışından büyük talep geldi,
şu anda İspanya, Fransa, Almanya, İngiltere, ABD, Kanada, Belçika, Hollanda, Mısır, Fas, Cezayir’inde aralarında bulunduğu 18 ülkeye ihracat yapmaktayız. Bu ülkelerdeki distribütörlerimiz ve onların alt bayileri aracılığıyla satış ve kurulum yapmaktayız.  Bunların yanında birçok yeni ülkeden gelen distribütörlük talepleri hakkında görüşmeler yapmaktayız.”
Ürünlerinin 10’un üzeride ödül aldığına vurgu yapan Kılıç, bunlardan en önemlisinin Avrupa Komisyonu tarafından gerçekleştirilen SME WEEK’10 etkinleri kapsamında çıkan ve 41 ülkeden girişimci ve ürünlerinin tanıtıldığı broşürde Türkiye’yi kendi şirketlerinin ve ürünlerinin temsil etmesi olduğunu söylüyor. “Bunun yanında bizi en çok üzen konu ise piyasada  ürünlerimizin acemice hazırlanmış kopyalarının ortaya çıkması, bu konuda gerekli hukuki işlemleri başlattık. Ürünlerimizin sahtelerini kullanan firmalarda yaptığımız görüşmelerde, bu ürünleri söküp attıklarını, uygulamada faydadan çok zarar ettiklerini gördük, ürünü şekil olarak ancak kopyalayabiliyorlar, mantığını bilmedikleri ve bilemeyecekleri için başarısız oluyorlar. makineleri sektöründe dış komşularımızla sıfır problem olması gerektiğine de vurgu yapan Doğan, “Özellikle gümrükle ilgili konular yeniden gözden geçirilmelidir. KDV Oranları ve yüksek girdi maliyetleri kesinlikle düzenlenmeli. Prensipte kaliteli ithal ürünlere karşı olmamamıza rağmen, ülkemize giren kalitesiz ithal ürünler engellenmeli. Kaynak Mühendisliği üniversitelerde ayrı bir birim haline getirilmeli. Makine üretenler de demir ve çelik ürünlerinin girdiği her türlü imalattın belkemiğinin kaynak ve kaynak makineleri olduğu unutmamalıdırlar.

KAYNAKLAR:
-Türkiye İstatistik Kurumu
-Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümü (www.comtrade.un.org)
-Makine Mühendisleri Odası
Burada asıl iş firmalara düşüyorlar hangi ürünü alırlarsa alsınlar patentini ve belgelerini sormaları gerekir, bu piyasadaki her ürün için geçerlidir. Bu ürünün hakları Patent ve Faydalı Model Belgesiyle koruma altına alınmıştır.”

“KAYNAK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ AÇILMALI”
Özen Makine Dış Ticaret Müdürü Veysel Doğan, genelde kaynak makineleri sektörünün otomotiv, denizcilik sanayi ve her türlü demir, çelik ürünlerinin girdiği her yerde kullanılmasıyla orantılı olması nedeniyle, bu sektörlerdeki ekonomik krizden oldukça etkilendiğini söylüyor. “Özellikle 2009 yılı içindeki gerileme kaynak makinesi üreticilerine de yansımıştır. Yerli üretici olarak bu sektörlerdeki krize rağmen yatırımlarımızda ve üretimimizde gerileme olmamasına rağmen, etkilenmediğimizi söylemek mümkün değildir. Her şeye rağmen son dönemlerde sektördeki yerli üreticiler de gözle görülür yeni yatırımlar ve teknolojik girişimler olduğunu söyleyebiliriz.”
Doğan sektörün sorunlarını ise şöyle sıralıyor: “İhracatta firma olarak sorunumuz olmamasına rağmen sektörün açık verdiği gözlenmektedir. Yerli üreticilere yeteri kadar destek sağlanmamaktadır. Özellikle Uzak Doğu’dan ithal edilen ürünler ucuza satıldığı için yerli üreticiler satış zorluğu yaşamaktadır. Ülkenin içinde bulunduğu kriz, kaynak makinesi üreticilerini de doğrudan etkilemektedir. Kaynak Makinası üretimi için yeteri kadar kalifiye eleman yetişmemektedir.” Kaynak makineleri sektöründe dış komşularımızla sıfır problem olması gerektiğine de vurgu yapan Doğan, “Özellikle gümrükle ilgili konular yeniden gözden geçirilmelidir. KDV Oranları ve yüksek girdi maliyetleri kesinlikle düzenlenmeli. Prensipte kaliteli ithal ürünlere karşı olmamamıza rağmen, ülkemize giren kalitesiz ithal ürünler engellenmeli. Kaynak Mühendisliği üniversitelerde ayrı bir birim haline getirilmeli. Makine üretenler de demir ve çelik ürünlerinin girdiği her türlü imalattın belkemiğinin kaynak ve kaynak makineleri olduğu unutmamalıdırlar.

KAYNAKLAR:
-Türkiye İstatistik Kurumu
-Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümü (www.comtrade.un.org)
-Makine Mühendisleri Odası