Hızla gelişen turk makine sanayisiyle beraber makine aksamları ureticileri de gelişiyor. 1977 yılında kurulan estaş bugun sivas’taki fabrikasında bin 500 ceşit eksantrik mil uretiyor ve 40 ulkeye ihracat yapıyor.


Türkiye 90’lı yıllardan bu yana bir dönüşüm geçiriyor. Sanayi alanında önemli yatırımlar yapan Türkiye tarım ülkesi görüntüsünden kurtulmaya çalışıyor. Özellikle son birkaç yıldır hızlanan bu dönüşüm sürecinde makine sanayi sektörü de önemli bir yer tutuyor. Gelişme kaydeden sektör, son yıllarda ihracat rakamlarında Türkiye’nin ihracat artış oranından daha büyük oranlarda büyüme gösteriyor. Ülkelerin ekonomik bağımsızlığının ve ilerlemesinin en temel göstergelerinden olan makine sektörünün gelişimi, makine aksamları üreten Firmaların da doğal olarak önünü açıyor. Bu gelişimden nasibini alan ve dünya pazarında zirveye oynayan Firmalardan biri de Estaş Eksantrik San. ve Tic. A.Ş. Sivas’taki fabrikasında ürettikleri eksantrik millerini yaklaşık 40 ülkeye ihraç eden Firmanın Genel Müdürü İsmail Timuçin’den Estaş’ın konumunu ve faaliyetlerini öğrendik.  

DUNYA PAZARLARINDA SOZ SAHİBİ BİR FİRMA
1977 yılında Türkiye’nin yurt dışına bağlı olan eksantrik ihtiyacını yurt içinde karşılamak amacı ile kurulan Estaş, kurulduğu günden bugüne kadar kendisini geliştirerek günümüzde 70 bin metrekare arazide, 30 bin metrekare kapalı alanda, 400 personeli ile yurt içi ve yurt dışı otomotiv ana sanayi Firmaları- na, yedek parça ve performans motor piyasalarına eksantrik mili üretimi yapan bir Firma konumunda. Estaş fabrikası nda yaklaşık bin 500 çeşit eksantrik mili üretimi gerçekleştiriliyor. Estaş bünyesinde döküm ve işleme farikaları bulunuyor. Estaş döküm fabrikasında bir metre boya kadar chill döküm, sfero döküm, gri döküm ve sfero chill döküm yöntemleri kullanılarak eksantrik mili dökümü gerçekleştiriliyor. İmalat fabrikası nda ise, üç metre boya kadar her türlü döküm, çelik, ve dövme eksantrik milleri işleniyor. Fabrikada motosiklet, lokomotif, deniz araçları, kompresör ve uçak motorlarına kadar her türlü araç için eksantrik mili üretiliyor. Firmalarının konumundan ve müşterilerinden bahseden İsmail Timuçin, “Firmamı z ISO 9001 ve ISO / TS 16949 kalite belgelerine sahiptir. Başlıca yurt içi OEM (Ana Üretici Firma) müşterilerimiz Oyak Renault, BMC, Türk Traktör, Tümosan ve Uzel; yurt dışı OEM müşterilerimiz ise; Peugeut&Citroen, Mega Motors, Motorsazan, Woodward, Cummins, Lister Petter vb. dir. OEM müşterilerimizin haricinde yurt içi ve yurt dışı yedek parça ve performans motor sektoründe çalışan müşterilerimiz de bulunuyor” diyor.  

AVRUPA VE AMERİKA’DAN AFRİKA’YA UZANAN İHRACAT PAZARI
Estaş’ın üretmiş olduğu miller, ağırlıklı olarak Avrupa ve Amerika pazarlarında talep ediliyor. Firma bu pazarların dı- şında, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine de satış yapmakta. Estaş olarak tüm dünya üzerinde satış ve pazarlama yapmayı hedeflediklerini belirten Timuçin, ?Son zamanlarda Rusya pazarı da Türk ürünleri ile daha yakından ilgilenmeye başlamı ş durumda. Bu büyük pazarda da yerimizi almayı hedefliyoruz. Rusya’da fuarlara katılıyoruz. Bazı müşterilerimize de Almanya üzerinden satış yapıyoruz. Direkt Rusya’ya satış yapabilmemiz için devletimizin ticaret anlaşmalarını gözden geçirmesi gerekiyor. Ayrıca, Türk şirketlerinin başarılı olabilmesinde, devletimizin uygulayacağı politikalar çok önemli diye düşünüyorum” diyor.  

ULUSLARARASI MARKALARIN TERCİH ETTİĞİ FİRMA Kurulduğu günden bu güne kadar, araç üreticileri ile çalışmayı hedefleyen ve bu hedefleri doğrultusunda yaptığı çalışmalar sonucu dünya çapında araç üreticileri ile ortak çalışma imkânı yakalayan Estaş, yeni OEM kazanımlarını da sürekli artırıyor. Çalışmış oldukları uluslararası kuruluşları anlatan İsmail Timuçin, Amerika’ da “Cummins Motor” Firması ile çalıştıklarını ve bu Firma ile yaptıkları çalışmanın kapasitesinin gün geçtikçe arttığını söylüyor. Yeni projelerinin, dizaynında proto-type ve seri üretiminde “Cummins Motor” Firması ile birlikte çalıştıklarını belirten Timuçin, “Bu Firmanın dışında “Renault” Firması ile çalışmalar yapıyoruz. “Cummins” Firması ile olduğu gibi “Renault” Firması ile de yeni projeler, proto-teyp ve seri üretim çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu iki Firma haricinde “Peugeut&Citreon” grubu ile 1 yıl önce proto-teyp üretimi yaparak çalışmaları başlattık. Bunun sonuncunda “Peugeut&Citreon” Firmasına da seri üretim yapmaya başlayacağı z. Dünya çapında Renault grubu içerisinde yer alan Romanya Dacia, İran’dan Sapco, Mega Motor ve Motorsazan, İngiltere’den Lister Petter gibi Firmalar ile aynı çalışmaları sürdürmekteyiz” diyor.  

KENDİ MARKALARIMIZ İLE ARAÇ ÜRETMEMİZ GEREKİYOR
Türkiye’nin otomotiv yedek parça sektöründeki gelişiminin diğer ülkeler ile mukayese edildiğinde, yeterli olmadığı ve daha hızlı gelişme içinde olunması gerektiği açığa çıkıyor. Bugün Almanya, Fransa, Çin, Japonya ve İran’daki araç üreticileri, kapasitelerini sürekli artırma yolundalar. Türk Firmaları, bazı ana üreticilerimiz hariç bu Firmalar ile rekabet edebilecek konumda değiller. Türkiye’nin sektörde söz sahibi olabilmesi için yeni projeler geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye’deki araç üretimi artmasına rağmen, detaylı incelendiği zaman ülkemizdeki araç üretiminin daha çok araç montajı istikametinde geliştiği görülüyor. Bu konuya değinen Timuçin, “Ülkemizin, dış ülkeler ile rekabet edebilmesi ve araç yedek parça üretici Firmaları mızın gelişimlerini tamamlayabilmesi ve büyümelerini devam ettirebilmesi için ülkemizde üretilen araçlarda kullanı lan parçaların yerlilik oranlarını artması, ülkemizin kendi markasıyla araç üretmesi gerekiyor. Ülkemizde üretilen bu araçlardaki yerli parça oranı n artırması, yedek parça üretimi yapan Firmalarımızın da gelişerek, büyümesine ve çoğalmasına yardımcı olur. Bu rekabetin yapılabilmesi ve başarıya ulaşabilmesi için devletimize, sanayicimize, mühendis ve teknik elemanlarımı- za çok büyük görevler düşüyor” diyor.  

YENİLİKCİ OLMAK ZORUNDAYIZ
Devamlı ve hızlı olarak gelişme halindeki otomotiv sektöründe araçların teknolojisi gün geçtikçe artıyor. 20 yıl önce 100 bin kilometre yapan bir aracın motoru komple rektefiye ediliyorken, günümüzde araç motorları nadiren rektefiye ediliyor. Bu da gelişen teknoloji sayesinde oluyor. Süreci bu bağlamda ele alan İsmail Timuçin, ürünlerini geliştirmek için devamlı yeni yatırımlar yaptıkları nı ve ürettikleri parçaların teknolojisi ile birlikte kalitesini de artırdıklarını belirtiyor. Bunun için, firmaların da, ürünlerinin kalitesini ölçebilmek amacı ile çok hassas kalite kontrol laboratuarı kurduklarını ifade eden Timuçin, “Bu laboratuarları mızda ürünlerimizin kalitesini ölçerek iyileştirme çalışmaları yapı- yoruz. Burada, ülkemizde genellikle kalite kontrol laboratuarlarının yeterli olmadığı nı belirtmeden de geçemeyece- ğim. Kendi laboratuarlarımızda kullandığı mız özel kontrol cihazlarının kalibresini maalesef, yurt dışında yaptırmak zorunda kalıyoruz” diyor.  

ÇEVREYE VE İNSANA DUYARLI TEKNOLOJİLER
Çevreye uyumlu olmayı hedeşeyen, kullanacağı teknolojileri çevresel etkilerini değerlendirerek seçen, ürünlerinde çevre ve insana zarar vermeyecek malzemeler tercih eden bir çevre ve çalışma politikası izleyen Estaş Eksantrik San. Ve Tic. A.Ş. “İnsana Saygı” ve “İnsan Sağlığı riskini sıfıra indirgeme” anlayı şı içerisinde bir çalışma ortamı sağ- lamayı hedefliyor. Firma bünyesinde, çalışanların bilinç düzeyini artırmak ve davranışlarını olumlu yönde geliştirmek amacıyla eğitim ve diğer faaliyetler sunuluyor. Estaş’ta çevreye ve insana duyarlı olan en gelişmiş teknolojiler tercih ediliyor. Müşterileri ile iç ve dış pazarda yüksek boyutta kalite problemi yaşamadıklarını ve bundan sonra da yaşamamayı ümit ettiklerini belirten Timuçin, ?Fakat nakliye, gümrükleme ve zaman zaman yurt dışı depolama konularında sıkıntılar yaşı yoruz. Önümüzdeki günlerde Türkiye’deki otomotiv sektöründe çalışan Şr- maların çoğunluğunda OEM’ e mal teslim etmede ciddi problemler yaşayabileceğ imiz düşüncesindeyiz. Genel olarak Avrupa ve Amerika’daki araç üreticileri kendi montaj fabrikalarına yakın bölgelerde depo kiralamamızı ve günlük teslimatların bu depodan yapılması- nı talep ediyorlar. Tabii her OEM Firması nın bulunduğu şehirde depo açmak, depoyu idare etmek mümkün değil. Bu konuda ileriye dönük nasıl çözüm üretebiliriz düşüncesinin de çalışmalarını yapı yoruz. Fakat henüz sonuca varmış de- ğiliz” diyor.  

AR-GE ÇALIŞMALARINA DAHA ÇOK ÖNEM VERİLMELİ
“Sektörün en önemli problemi, ülkemizin kendine ait bir marka aracının olmayı şıdır” diyen Timuçin, gelişmiş ülkelerdeki otomotiv sektörü yakından incelendiğ inde, araç üreticisi Firmaların diğer sektörlerin gelişmesinde etkili olduğunu belirtiyor. Bu konuda Türkiye’de adımlar atılması gerektiğini söyleyen Timuçin, “Yeni ürün dizaynlarını genellikle kendi ülkelerinde yapıyorlar ve ilk etapta kendi ülkelerinde üretme yolunu tercih ediyorlar. Bizler yeni teknolojiyi geriden takip ediyoruz. Ülkemizde Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem vermeliyiz. Tekrar vurgulamak istiyorum. Ülkemizde kendi markamızla araç üretmeliyiz” şeklinde konuşuyor.  

DEVLETE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Devlet politikaları, sektörleri çok ciddi anlamda etkilediği için, alınan kararlar Firmaları yakından ilgilendiriyor. Sektör olarak imalat ve ihracatta daha başarılı olabilmek için devletten beklentilerini sıralayan Timuçin, “ Sanayicinin vize problemleri en kısa zamanda çözülmeli, yurt dışındaki ticari ataşeliklerimiz daha faal hale getirilmeli, devletimiz ihracatçı- yı dövizdeki kur dalgalanmalarına karşı koruyacak önlemler almalı. Ülkemizdeki üreticilerin maliyet girdileri ile yabancı ülke üreticilerinin maliyet girdileri devlet tarafından kontrol edilmeli ve bizim üreticimiz için dezavantaj olan maliyet girdilerine müdahale edilmeli. Sanat okulu ve meslek yüksek okullarına gereken önem verilerek kalifiye eleman yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Daha uzun vade ile ihracat kredileri oluşturulmalı ve Türk Firmalarını, yurt dışında, finansal anlamda koruyacak tedbirler ve destek- ler sağlanmalı. Sektörel ve bölgesel teşvikler verilerek sektörlerin ve bölgelerin sorunları çözülmeli. Organize sanayi bölgeleri kanununun gözden geçirilerek alt yapı sorunları devlet tarafından çözülmeli ve son olarak, ülkemizde yabancı dil bilen insanların sayısını artırmak için çalışmalar yapılmalıdır” diyor.  

HEDEF: İHRACATI YÜZDE 20 ARTIRMAK
2007 yılında 34 ülkeye, 2008 yılında ise bugüne kadar 40 ülkeye ihracat gerçekleştiren Estaş Eksantrik San. Ve Tic. A.Ş. ciro bazında 2008 yılında ihracatını yüzde 20 artırmayı hedefliyor. 2008 yılı- nın ilk yarısında hedeflerini yakaladıkları nı belirten İsmail Timuçin, “Ancak, son aylarda ham malzeme girdilerindeki ve enerjideki artış oranları bizleri düşündürüyor. İlk altı ayda, elektriğe yapı- lan zamlar ve bu fiyat artışlarının devamı nın geleceğinin söylenmesi bizlerin kaygılandırmaktadır. Bu olumsuzluklara rağmen otomotiv sektörü ülke ekonomimizde lokomotif görevi yapmaya devam ediyor. Devletimiz ve çalışanlarımız ile el ele vererek çok büyük işler başaracağı mıza inancımızın tam olduğunu da belirtmek istiyorum” diyor.   SPOT: “Türkiye’deki araç üretimi artmasına rağmen, detaylı incelendiği zaman ülkemizdeki araç üretiminin daha çok montajı istikametinde geliştiği görülüyor. Oysaki araç yedek parça üretici Firmaları mızın gelişimlerini tamamlayabilmesi ve büyümelerini devam ettirebilmesi için ülkemizin kendi markasıyla araç üretmesi gerekiyor.””  

 “Ürünlerinde çevre ve insana zarar vermeyecek malzemeler tercih eden bir üretim politikası izleyen Estaş Eksantrik San. Ve Tic. A.Ş. “İnsana Saygı” ve “İnsan Sağlığı riskini sıfıra indirgeme” anlayışı içerisinde bir çalışma ortamı sağlamayı ilke edinmiş.”  

İsmail Timuçin Estaş Genel Müdürü Sektörün en önemli problemi uluslararası bir marka yaratamamış olmasıdır. Estaş olarak biz bunun gayreti içerisindeyiz.