Haliç Kongre Merkezi’nde 6-7 Aralık tarihinde Türk- Arap İş Birliği Konferansı düzenlendi. Konferansın Makine ve Aksamları oturumuna çok sayıda Türk ve Arap iş adamı katıldı. Makine ve Aksamları İhracatları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı...

Türk-Arap İş Birliği Konferansı; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda Haliç Kongre Merkezi’nde 6-7 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşti.

Programın ilk gününde TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu; AIDMO Genel Direktörü Mouhammad Ben Youssef; Arap Sanayi, Ticaret ve Tarım Odaları Başkanı Adnan Al Kassar; Arap Ligi Ülkeleri Genel Sekreteri Nabil Elaraby ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün resmi açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Açılışın ardından 22 ülkenin bakanlarının katıldığı yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.

İlk günün ikinci yarısında yatırımlar ve dış ticaret konuları görüşüldü. Konferansın ikinci gününde ise paralel oturumlar devam etti. 7 Aralık tarihinde gerçekleşen Makine ve Aksamları Konferansı’na Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ve Arap iş adamlarından Maisara Essa, Türk ve Arap makine sektörünü değerlendirdi. Konferansa HidromodeHidrolik Makine Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı ve Makine ve Aksamları İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Büyükdede ve çok sayıda Türk ve Arap iş adamı katıldı. Dalgakıran ve Essa; Türk ve Arap makine sektörünün geleceği için iş birliği konulu sunumlar yaptı ve bir heyet oluşturdu.

“Makine olmazsa olmaz bir sektör”

Türk-Arap İş Birliği Konferansı’nın makine oturumunda konuşma yapan Dalgakıran, makine sektörünün önemine değindi. Şehirlerin sanayileşmesinde makine sektörünün önemli rol üstlendiğini anlatan Dalgakıran, bir ülkenin kalkınması için bu sektörün kesinlikle var olması gerektiğini vurguladı. Makine sektörünün yeni teknolojik gelişmelere de yardımcı olduğu ifade eden Dalgakıran; “Makine sektörü, gelişmiş ülkelerde önem verilen ve yatırım yapılan bir sektör” dedi. Dünya makine ticaretinden örnekler veren Dalgakıran; “Dünya ticaretinin yüzde 12’sini makine ticareti oluşturuyor. Bu yüzde 12’lik değer 1,9 trilyon
dolara tekabül ediyor. Petrolden sonra ikinci sırada makine ve aksamları geliyor” dedi. Makine ve aksamları ihracatında ilk üç sırada Çin, Amerika ve Almanya’nın olduğunu söyleyen Dalgakıran; ithalatta ise Amerika, Çin ve Almanya’nın yer aldığını belirtti.

“Avrupa’nın en büyük altıncı ekonomisiyiz”

G20 üyesi olduğumuzu ifade eden Dalgakıran, Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin daha da büyümesinin hedeflendiğini belirtti. OESD üyelerinin yıllık 6,7 oranında geliştiğine dikkat çeken Dalgakıran şu şekilde devam etti: “Türkiye ekonomisinin büyümesi öncelikle genç, dinamik ve eğitimli iş gücü ile mümkünleşebilir.

Bunun yanı sıra AB standartlarında üretim yapmak gerekiyor. İstikrarlı ve sürdürülebilir gelişme ile Türkiye ekonomisi hızla büyüyecek. Yeniliklere açık sanayi ve yakın piyasalara yaptığı ihracat ile büyüme hızlanacak” dedi. Avrupa’nın en büyük altıncı ekonomisinin Türkiye olduğunun altını çizen Dalgakıran; “Kararlı bir ülkeyiz. Sanayimiz ve yüksek teknolojimiz ile gelişmiş ülkeler arasında yer alacağız” dedi.

Türk makine sektörünün itici gücünün sanayileşme olduğuna değinen Dalgakıran, Türkiye’nin toplam ihracat hacminin yüzde 8’ine makine sektörünün sahip olduğunu vurguladı. Dalgakıran, Türkiye’nin dünya ithalatında 27, ihracatında da 29. sırada yer aldığını söyledi. Avrupa’da kaliteli ürünleri ile tercih edilen altıncı büyük makine üreticisinin Türkiye olduğuna değindi. “Türk makine sektörü gelişmiş pazarlara ihraç yapıyor. Dünya devlerinin yanında yer alıyor. En fazla ihraç yaptığı ülke Almanya” dedi.

“Türk makineleri avantajlı”

Makine sektörünün avantajlarını anlatan Dalgakıran, müşteri odaklı ve çalıştığı pazarlara coğrafi olarak yakın olduğunu söyledi. Türk makine sektörünün eğitimli, yetenekli ve genç iş gücüne sahip olduğunu vurguladı. Deneyimli mühendislerle sanayinin gereksinimlerini bu sektörün karşıladığını belirtti. Dalgakıran, Türkiye’nin 2023 yılında 100 milyar dolarlık makine ihracatı hedeflediğine de değindi.

En fazla ihracat Irak’a

Arap Birliği üye ülkelerinden en fazla Irak’a ihracat yapıldığını belirten Dalgakıran; “Türkiye, 2010 yılında Arap Birliği ülkelerine toplam 23,2 milyar dolar ihracat yaptı. Makine ihracatımız ise 1,5 milyar dolar. Irak’a yapılan makine ihracatı 416 milyon dolar ile ilk sırada yer alıyor. Türk makine sektörünün Arap Birliği ülkelerine ihraç ettiği ürünlerin başında buzdolabı ve dondurucular geliyor. İkinci sırada ise toprak ayırma, eleme, öğütme vekarıştırma makineleri var. Arap Birliği ülkelerinden ithal edilen ürünlerin
başında ise santrifüj makineleri yer alıyor. Onları ise hesap makineleri takip ediyor” dedi.

Son olarak Arap Birliği ülkeleri ile Türkiye arasında ilişkilerin güçlenmesi için yapılması gerekenleri anlatan Dalgakıran; “Arap Birliği ülkeleri içinde tarife kotaları azaltılmalı. Çoklu görüşmeler sağlanmalı. Gümrük vergilerinde indirim yapılmalı. Bilgi ve deneyimler paylaşılmalı. Karşılıklı eğitim ağı oluşturulmalı. Ortak yatırımlar yapmak için düzenlemeler yapılmalı” dedi.

“Türk firmalarından deneyim kazandık”

Konferansın diğer konuşmacısı iş adamı Maisara Essa, Libya ve Arap pazarını anlatarak sözlerine başladı. 
Türkiye’den maden ve çelik kesen makineler ithal ettiklerini belirten Essa; “Bu makineleri üreten firmalar sayesinde deneyim kazandık. Çok sayıda firma ile anlaşmalara imza attık. Türkiye’nin de Arap pazarına ilgi duyduğunu
biliyoruz. Türkler, Araplarla ilişkiye geçiyor. Bu durum da Araplara kolaylık sağlıyor.

Türk şirketleri kendilerini Arap Birliği ülkelerine dahi iyi tanıtmalı. Ürünlerin tanıtımı çok önemli. Böylece iki taraf da ticaretten faydalanmış olur” dedi. Türkiye’nin iklimi ve kültürünün Arap ülkelerine çok yakın olduğunu belirten Essa, iş birliğine yoğunlaşılması ve ziyaretlerde bulunulması gerektiğini vurguladı. Özelikle mekanik ürünler üreten firmalar ile iş birliği yapılması gerektiğini ifade ederek; “Türkiye’nin çok fazla ekipman ürettiğine tanık oldum. Bu ürünler diğer ülkeleri geride bırakır. Çok fazla çeşit var ve ürünler kaliteli.

Avrupa ve Amerika’nın siyasi politikası Orta Doğu’ya yabancı. Ben Türkiye ile ilişkilerin daha fazla gelişmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin ürettiği ürün çeşitleri Arap ülkelerinde tanınmıyor. Bu ürünlerin daha fazla tanıtılması gerekiyor” dedi. “İlişkileri geliştirmek için iş birliği şart” Türkiye ile ilişkileri geliştirme konusunda stratejik çalışmalar yapmak gerektiğini vurgulayan Essa, ortak bir heyet oluşturmanın önemine değindi.

Bölgesel iş birliklerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Essa; “Enerji ve genç nüfus açısından önemli bir bölgede yer alıyoruz. Arap ülkeleri petrole dayalı büyüme planının dışına çıkmak istiyor. Üretim yapmak istiyor. Türkiye’den faydalanması daha kolay, bunun için de iş birliği şart” dedi. Türkiye’de üretilen makine ve aksamlarının Almanya ile aynı kaliteye sahip olduğunu ifade eden Essa; “Türkler Almanya’ya göre daha kaliteli ve ucuz üretim yapıyor; ama Türkiye’ye güvenilmiyor. Türklerin bu güveni sağlaması gerekli.

Bu rekabet ortamında bizim Türkiye’ye katacağımız çok şey olduğu gibi Türkiye’nin de bize katacağı çok şey var” dedi. Üretim alanında Türklerin düzeltmesi gereken noktalar olduğuna dikkat çeken Essa, öncelikle ürün kataloglarının Arapça’ya çevrilmesi gerektiğinin altını çizdi. İlişkilerin güçlenmesi durumunda başarı elde edileceğini belirten Essa; “ Birlikte farklı ülkelerden temsilcilerle örnek çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Ortak bir heyet kurmalıyız. Yapılan ziyaretlerle birbirimizin pazarını iyi tanımalıyız. Böylece başarı kaçınılmaz olacaktır” dedi.