Perakende sektörüne depo raf sistemleri üreten ÜÇGE, TURQUM belgeli firmalar arasında uygunsuzluğu olmayan ikinci firma. 35 yıldır faaliyette olan firmanın Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Okan Aras belgenin kendilerine olumlu...

Güç, güven, görkem (3G) ilkelerini benimseyen ÜÇGE Depo ve Raf Sistemleri toplam 80 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteriyor. İleri teknoloji içeren esnek üretim hatlarına sahip firmada 700 çalışan bulunuyor. Firma; sadece depo raf sistemleri ve otomatik depolama sistemleri üretimi için 20 bin metrekarelik kapalı alanında, 150 kişilik uzman bir ekibe sahip. ÜÇGE bünyesinde Türkiye’nin her noktasına aynı gün ulaşabilen 18 bölge ofisi var. Dünya genelinde 70 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

Ürünlerinizin üretimini nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Bursa TSO ve MKP Organize Sanayi Bölgesi’nde birer, Kestel Organize Sanayi Bölgesi’nde üç olmak üzere toplam beş üretim alanı olan ÜÇGE, Avrupa’nın en büyük entegre tesislerine sahip. Full otomatik üretim hatları ile yüksek teknoloji kullanıyoruz. Yassı çelik, profil, tel, ahşap, cam, pleksi gibi farklı materyalleri isteğe göre üretiyoruz. Firmamız çok daha kısa sürelerde ve tam zamanında montaj uygulamaları gerçekleştiriyor. Özel roll/form hatlar sayesinde yılda 90 bin ton çelik işleyebiliyoruz. Üretilen mal ve hizmetlerimizi dünyanın 70 ülkesine ihraç ediyoruz.

Satışını gerçekleştirdiğiniz ürün çeşitleri ve özellikleri nelerdir?

Perakende dünyasına sunduğumuz depo raf sistemlerini temel olarak üç ana grupta sınıflandırabiliriz. Bunlardan ilki otomatik depo raf sistemleridir. Hız ve performansa bağlı bu ürün grubu tamamen otomatik olup kendi içerisinde depolama, depo raf sistemleri (AS/RS) dikey stoklama (ODİS), hareketli ve içine girilebilir depo raf sistemi ve konveyör sistem olarak alt bölümlere ayrılıyor.

 İkinci ürün grubumuz ağır yük depo raf sistemleridir.      Otomasyona dayalı olmayan, personelin manuel istifleme araçlarıyla yönettiği, klasik ve günümüzde en   fazla kullanım alanına sahip olan ürün grubudur. Endüstri ve lojistik sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendi içerisinde alt bölümlere ayrılır: Sırt sırta, dar koridor, içine girilebilir, giydirme, katlı, konsollu, çift derinlikli, askılı ve geri itmeli depo raf sistemi şeklindedir.

Bir diğer ürün grubumuz ise hafif yük raf sistemleridir. Daha çok depo hacmi küçük, tavan yüksekliği ve ürün ağırlığı az olan depolarda tercih ediliyor. Personel tarafından manuel istifleme yapılır. Evlerden perakende mağazalarının arka depolarına kadar birçok farklı  yerlerde kullanılıyor. +50 depo, yapı market, hareketli arşiv ve sipariş toplama raf sistemleri olarak kendi içerisinde sınıflandırılıyor.

Otomatik depolama sistemlerimiz TÜBİTAK
desteklidir. 2012 yılında da TÜBİTAK
destekli en az üç proje gerçekleştireceğiz.

Okan Aras kimdir?

Bursa, 1963 doğumlu. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. İlk ticari deneyimini Bursa Ticaret Borsası’nda kazandı. 1991 yılında perakende dünyasına hizmet vermeyi tercih ederek ÜÇGE ailesinin yapılanmasında önemli roller üstlendi. Özel sektöre verdiği danışmanlık hizmetlerini sürdüren Aras, Perakende Bilgi Platformu ile birlikte, saha analizleri yapıyor. Aras ÜÇGE DRS Depo Raf Sistemleri’nde yönetim kurulu üyesi ve genel müdürüdür.

“TÜBİTAK DESTEKLİ EN AZ ÜÇ PROJE GELİŞTİRECEĞİZ”

ÜÇGE Depo Raf Sistemleri bugüne kadar TÜBİTAK destekli birçok proje geliştirdi. Firmanın yönetim kurulu üyesi
Okan Aras; 2012 yılında da TÜBİTAK destekli en az üç projeye imza atacaklarını belirtti. Ar-Ge departmanlarının
çok ciddi çalışmalar yaptığını vurguladı. Aras şu şekilde devam etti: “Ülkemizde ‘yenilikçi depolama çözümleri’
denilince ilk akla gelen firma, ÜÇGE DRS Otomatik Depo Raf Sistemleri’dir.

TÜBİTAK tarafından da desteklenen projelere imza attık. Örneğin; otomatik depolama sistemlerimiz TÜBİTAK desteklidir.
Çok çeşitli mal envanterine ve yüksek hızda mal sirkülasyonuna sahip olan işletmeler için otomatik depolama ve boşaltmanın yapılabildiği bir sistem ürettik. 2012 yılında da TÜBİTAK destekli en az üç proje gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz var.”

Çalışanlarınızın gelişimi üzerine çalışmalar yürütüyor musunuz?

Aile olma bilincinin hakim olduğu firmamızda, çalışan memnuniyeti kadar gelişimi de bizler için son derece
önemlidir. Bu doğrultuda çalışanlarımıza kurumsal ve kişisel anlamda yıl içerisinde eğitim veriyoruz. Kurumsal
gelişim için takım ruhunu öne çıkaran eğitimlere öncelik veriyoruz.

Bağlı oldukları bölüm ve görevlerine uygun eğitim konularını seçmeye özen gösteriyoruz. Örneğin; Ar-Ge ekibimiz
tasarım programlarına yönelik eğitimler alırken pazarlama satış grubumuza iletişim, müşteri memnuniyeti ve
depolama sistemleriyle alakalı teknik eğitimler görüyor.

Bunların yanı sıra üretim bölümlerimizde yalın faaliyetlerine ve tüm birimlerde kalite sistemleri uygulamalarına ayrıca hassasiyet gösteriyoruz. Yılın belli dönemlerinde çalışan memnuniyeti anketleri düzenliyoruz. Sonuçlar doğrultusunda gelişimlerine katkıda bulunacaklarını düşündükleri eğitim ya da organizasyonlar konusunda destek veriyoruz. Firma genelinde göstergelerle yönetim esas alındığı için çalışanlarımız her yıl, bir önceki yıla oranla daha nitelikli ve saat olarak daha fazla eğitim alır.

Firma olarak fuarlara katılıyor musunuz?

Sektörümüzle doğrudan ya da dolaylı olarak alakalı gördüğümüz, sektöre öncülük eden fuarlara katılmaya özen
gösteriyoruz. Yıl içerisinde yurt içi ve yurt dışı olmak üzere en az beş fuara katılmayı kendimize hedef belirliyoruz.
2011 yılında dünyanın en büyük lojistik fuarı olarak bilinen CEMAT-Hannover Fuarı’na yaklaşık 45 personelimiz
ile katılım gösterdik. Stand tasarımı, sergilenecek ürünlerimizin üretim ve montajı dahil olmak üzere yaklaşık bir
ay gibi bir sürede tüm montaj hazırlıklarımızı tamamlayarak başarılı bir fuar süreci geçirdik. 2011 yılında bu kez
de Rusya’da gerçekleştirilen CEMAT Fuarı’nda da standımız ve uzman ekibimizle bir kez daha boy gösterdik.

Türkiye’de ise son derece önem verdiğimiz WIN Fuarı’na her sene katılıyoruz.

“DÜNYANIN HER ÜLKESİNDE OLACAĞIZ”

ÜÇGE Depo ve Raf Sistemleri özellikle 1991 yılından itibaren ihracat ağını geliştirdi. Bugün itibariyle 70 ülkeye
ihracat yaptıklarını ifade eden Aras; “Panama, Kanada, Güney Afrika, Sibirya, Hindistan, Sudan, İngiltere, İtalya
ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerin bazılarıdır. Bugün 70 ülkedeyiz. Yarın dünyanın her ülkesinde olmak gibi
ciddi bir hedefimiz var” dedi.

İhracat konusunda yaşadığınız sıkıntılar var mı?

İhracat ile ilgili yaşadığımız en büyük sıkıntı, bazı ülkelerin kendi sanayicisini geliştirebilmek/desteklemek için
koruma kalkanı olarak kullandıkları yüksek gümrük vergileri. Ancak bunlar da çözümsüz konular değil. Söz gelimi
aralık ayı sonunda Rusya’nın katılacağı “Dünya Ticaret Örgütü” anlaşmasıyla birlikte söz konusu sıkıntıların en azından
belli ülkelerde ortadan kaldırılması öngörülüyor. Bu da, o bölgede daha fazla ihracat yapmamıza sebep olabilir.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Genel olarak son 10 yılda makine üreticiliği konusunda büyük gelişmeler yaşandı. Firmalar, yüksek teknoloji içeren makinelerle batılı meslektaşları ile ciddi rekabet halinde. Bizim sektörümüzde de ciddi gelişmeler yaşanıyor. Örneğin; ÜÇGE DRS denetlenen 24 firma içersinde TURQUM belgesi almaya hak kazanan iki firmadan biridir.

Ne zaman TURQUM’a başvurdunuz?

Eylül 2011 tarihinde Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği’ne başvuruda bulunduk. Başvurumuz incelendi ve
kabul edildi. Ekim, Kasım aylarında ise denetim gerçekleşti.

TURQUM’a neden başvurdunuz?

TURQUM, makine sektöründe etkin bir kalite düzeyini garanti ediyor. Üretimden satış sonrası hizmetleri dekapsayan, geniş bir yelpazede tüketiciye ürün güvencesi taahhüdü veriyor. TURQUM markası ile dünya genelindeki
müşteriler tarafından kolaylıkla tanınıyorsunuz. Daha çok tercih edilen, adresi belli, güvenilir ürün imajı daha
güçlü bir marka haline geliyorsunuz.

Biz de ürünlerimizde yüksek kalite düzeyini garanti etmek için başvuruda bulunduk. Denetim sürecini, TURQUM
belgeli firmalar arasında uygunsuzluğu olmayan ikinci firma olarak tamamladık.

TURQUM size ne gibi avantajlar sağlıyor?

TURQUM; firma ve üretim sistemi yeterliliğini, Kalite Yönetim Sistemi’ne uygun üretim yapıldığını, ürün güvenliğini,
kalitesini, servis ve satış sonrası hizmetlerini, sürekli gözetimi kapsayan bir ürün belgelendirmesidir. Bu nedenle üreticiye rekabet avantajı, güçlü tanıtım, sağlam kalite altyapısı, ürün garantisi, yedek parça ve servis garantisi,
yüksek kalite ve güvenilirlikte ürünlerle müşteri ve tedarikçi memnuniyeti sağlıyor.

Ayrıca yurt dışında periyodik olarak yayınlanan sektörel dergilere TURQUM markası ile beraber ilan verilmesi halinde ilan bedeli belirli şartlar çerçevesinde karşılanıyor. Bu da reklam ve tanıtım açısından çok önem taşıyor.

 

TURQUM belgesi firmaların kalitesini ve güvenilirliğini tescilliyor. Biz de ÜÇGE olarak kalitemizi garantiledik.

“TURQUM’LA KALİTEMİZ GARANTİLENDİ”

TURQUM’a Eylül 2011 tarihinde başvurduklarını ve birkaç ay içerisinde kabul edildiklerini ifade eden Aras;
“TURQUM makine üreticileri açısından sahip olunması gereken çok önemli bir belgedir. TURQUM dünyaca tanınıyor
ve güven yaratıyor. Sağladığı faydalar çok fazla. Biz de ÜÇGE olarak kalitemizi TURQUM’la garantiledik” dedi.

2011 yılı nasıl geçti ve şu andaki durumunuz hakkında bilgi verir misiniz?

Biz sürekli agresif büyümeye alışkın bir yapıdayız. O nedenle hedeflerimizi koyarken en kötü koşullarda dahi yüzde
25 büyüme öngörürüz. 2011 yılının verimli geçeceğini planlamıştık ve bu planımız karşılığını buldu. Şu anda
hedeflerimizi yüzde 100 tutturacağımızı görebiliyoruz. 2012 yılı için agresif büyüme yapımız artarak devam edecek.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Sektörümüzde ki en büyük problemlerden birisi “Katma Değer” konusudur. Özellikle otomasyona
dayalı depo raf sistemleri dışındaki ürün gruplarında rekabetten dolayı katma değer düşüyor. Firmalar günü
kurtarma çabası içerisinde olduklarından, bir nevi geleceği yok ediyor. Teknolojik yeniliklerle ilgili gelişim
sağlanamazsa firmalar belli bir yerde tıkanacak.

Bir diğer problem ise kalifiye personel konusu. Tüm firmaların dile getirdiği; ancak çözüm için çaba sarf etmediği
bir konu aynı zamanda. Firmalar eleman yetiştirmekten kaçındıkları sürece, kalifiye eleman bulunması daha da
zorlaşacak. ÜÇGE olarak bu konuda, kendi personelini kendisi yetiştiren ender firmalardan biriyiz. İşe aldığımız
personelimize, başlangıçtan itibaren her türlü eğitim desteği ve gerekli ekipmanları sağlayarak gelişimini en
üst seviyeye çıkarmayı prensip haline getirdik.

İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

ÜÇGE DRS olarak depo raf sistemleri sektöründe Türkiye’nin en büyük firmasıyız. Sektöre öncülük etmek, çoğu
zaman bizlere büyük sorumluluklar yüklüyor. Takip edilen olmak gelişimi zorladığı gibi beklentileri de artırıyor.
Otomasyona dayalı raf sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda Ar-Ge ekibimiz çalışmalarını sürekli
yeniliyor. 2012 yılında da TÜBİTAK destekli en az üç proje gerçekleştirmek gibi bir hedefimiz var. Uluslararası
düzeyde rekabetçi duruma gelmeyi, Türkiye’de tedarik anlamında dışa bağımlı olan pazarı, yerel üretici olarak
kendi içimizde çözmeyi hedefliyoruz.

İç pazar dışında komşu ülkeler için hem klasik, hem otomasyona dayalı raf sistemleri çözümleri üretiyoruz. ÜÇGE
DRS olarak ihracatımızı artırmak ve yakın gelecekte dünyanın her ülkesinde olmayı hedefliyoruz