Çukurova’da 1972 yılından bu yana faaliyet gosteren tansuğ makina, muhendislik ve taahhut hizmetlerinin yanı sıra kendi markası ouraset ile doğa dostu guneş enerji sistemleri uretiyor.



Tansuğ Makina, 1972’den beri endüstri tesislerine verdiği yüksek kaliteli mühendislik hizmetleri ve imalatları ve anahtar teslim sanayi tesisi kurumu projeleriyle tanınan bir mühendislik ve taahhüt firması olarak göze çarpıyor. İmalatları arasında basınçlı kaplar, tekstil makineleri (kumaş açıcı), konteynır, çelik yapılar, konveyör ve elavatörler, gezer köprü vinçler depolama tankları geliyor. Tansuğ Makina bugün Türkiye’nin en büyük endüstriyel bölgelerinden biri olan Çukurova’da endüstrinin gelişme sürecine birebir tanıklık etmiş, bölgenin en büyük sanayi tesislerinin geliştirme ve modernleşme yatırımlarında otuz senedir önemli roller üstlenmiş bir firma. Tansuğ Makina, kuruluşundan bu yana aynı süreklilik ve profesyonellikle hizmet veriyor. Bunun için çeşitli sektörlerden Türkiye’nin dev sanayi kuruluşları Tansuğ Makina’ya güveniyor.

Tansuğ Makina, 2000’li yıllarda Endüstriyel taahhüt hizmetleri alanında faaliyet alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız 1972 yılından bu yana çelik konstrüksiyon anahtar teslim tesis inşaatlar, sanayiye yönelik komple mekanik taahhüt işleri yapmaktadır. İkinci bir departmanımız da güneş enerjili su ısıtma sistemleri üretmektedir.

Çalışma alanlarınız arasında öne çıkanları ayrıntılı anlatır mısınız? 2004 yılında OURASET markasını yaratarak güneş enerjisi sistemlerimizi A’dan Z’ye yeniledik ve tamamıyla ihracat odaklı olarak çalışmaya başladık.


En son ürünleriniz hakkında somut bilgiler verir misiniz?
Yaklaşık 5 aydır devam eden bir proje çerçevesinde konutlarda sıcak su kadar mahal ısıtmasını da sağlayacak ekonomik ve yüksek verimli bir sistem geliştirdik. Bu konuda şimdiden sektöründe öncü uluslararası bir CONTAN Pre-fabrik yapı sistemleri ve OURASET güneş enerjisi sistemleriyle de ihracat yapmaya başlamış durumda. Tansuğ Makina’nın güneş enerjisi sistemleri üretimi 25 senelik bir geçmişe sahip olsa da müşterilere daha iyi hizmet verebilmek için firma, 2004 senesi itibariyle OURASET markası adı altında ayrı bir kurumsallaşma yoluna gitmeyi tercih eder. Çok kısa sürede bu yeni isim altında ihracata yönelik atılımlar yapan OURASET iç pazarda da kurumsal altyapısı ve mühendislik tecrübesiyle ayırt edilen bir marka haline gelir. Kalitesini, içerdiği mükemmel mühendislik detaylarından alan OURASET ürünleri, yüksek kalite ve çarpıcı tasarımıyla, yüksek teknik altyapı ve yerleşik kurumsal kültür içerisinde imal ediliyor. Tansuğ Makina Satış ve Pazarlama Müdürü Utku Tansuğ ile bu çok yönlü firma hakkında keyişi bir röportaj gerçekleştirdik.

Tansuğ Makina bünyesinde yürütmüş olduğunuz çalışmalar ve firmayla OEM üretim anlaşması imzalama noktasına kadar geldik. Ar-Ge çalışmalarına ne kadar kaynak ayırıyorsunuz?
Firmamız Ar-Ge konusunda son yıllarda ciddi yatırımlara girişti. Bu sene sonu itibari ile piyasaya sürmeye hazırladığımız mahal ısıtması destekli güneş enerjisi sitemimiz için TÜBİTAK Ar-Ge projesi başvurusu da gerçekleştirdik. Bünyemizde tek işi Ar- Ge olan bir birimi bu sene başında kurduk.

İhracatınızı ağırlıklı olarak hangi ülkelere yapıyorsunuz?
Tüm Akdeniz ülkelerine ciddi ihracatımız var. Bunun dışında Afrika’da 7–8 ülke ve aralarında Yeni Zelanda’nın da olduğu dünyanın çeşitli bölgelerinden toplam 20’yi aşkın ülkeye ihracatımız var.


Makine üretimindeki teknolojik yatırımlarınız dış pazarda büyük firmalarla rekabet edebilecek düzeyde mi?
Evet, rekabet gücümüze güveniyorum. Pazarda paket güneş enerjili su ısıtıcısı üreten bir firma olarak konumlanmış

TEKNOLOJİ Türkiye makine sektöründe 2007 yılında 8 milyar 900 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sizce bu yeterli mi? Bu rakamın geliştirilmesi için sizce nelerin yapılması gerekiyor?
Tabi ki yeterli değil. Ben özel sektöre inanan bir insanım. Ülkemizde bir çok özel sektör firmamız ciddi bir atılım içerisinde boyundan büyük işler başaracak kapasitede ve bunu başarıyor. Ancak makroekonomik faktörler mikroekonomik dinamizmin önüne geçebiliyor çoğu zaman. Hali hazırda ülkemizde üretici-ihracatçıyı teşvik edici bir ekonomik yapı olmadığı herkesçe bilinen bir gerçek. Mevcut düzen hizmet ve finans sektörünü ve uluslararası sermayeyi teşvik ediyor. Oysa bir ülkenin ekonomik bağımsızlığı için yenilikçi KOBİ’lerin güçlenmesi ve onların güçlenmesi için uygun ortamların hazırlanması ile olur. Bugün sektöründe çok tecrübeli birçok KOBİ’mizin uluslararası rekabete dayanacak ölçeğe gelebilmesi için gerekli sermayeyi nasıl bulacağı meçhul. 58 durumdayız. Komple sistem üretmek için her türlü makinemiz mevcut. Bu sene boyler imalat otomasyonlarımızı ve absorber kaynak hatlarımızı da yeniledikten sonra pek fazla bir eksiğimiz kalmadı.

Makine sattığınız ve ya ortaklık yürüttüğünüz dünya pazarında tanınan büyük firmalar var mı?
Şu anda ismini açıklayamayacağım ciddi üne sahip bazı firmalarla OEM anlaşmalarımız var tabi ki.

Birlikte çalıştığınız yabancı firmalar ürün kalitenizden memnun mu? Bu konuda sorun yaşadınız mı?
Hiç sorun yaşamadık diye bir cevap doğal olarak samimi olmaz. Önemli olan sorunlarla nasıl baş edildiği ve bunların tekrarının önüne geçilmesiyle ilgili neler yapıldığı. 2004 yılında OURASET markasını oluşturduktan sonraki büyüme hızımızı, kalite konusunda kendimizi geliştirebilme konusundaki hızımıza borçluyuz. 2006 itibari ile dünyaca ünlü firmalarla baş edebilecek titizlikte bir kalite yönetim sistemini firmamızda oturtmayı başardık. Eğer kalite hatasını tekrarlamıyorsanız ve kendinizi açık bir şekilde geliştiriyorsanız müşteriler memnun kalır diye düşünüyorum.

Üretmiş olduğunuz makinelerin
çevreye ve insan sağlığına duyarlılığı nedir? Bu konudaki hassasiyetleriniz nelerdir?
Sosyal sorumluluğunu daha ilk başta faaliyet göstermekte olduğu alanların seçiminde gösteren firmamızın, 2004 senesinde güneş enerjisi sektörüne ağırlık vermiş olmasının nedenleri arasında ticari nedenler kadar etik nedenler de önemli rol oynamaktadır. Öyle ki, enerjide bu denli dışa bağımlı olan ülkemizde ekonomimize, kendi öz kaynaklarımızla üretebileceğimiz güneş enerjisi üzerine çalışmayı seçmemiz kadar, ihracat odaklı çalışarak da katkıda bulunuyoruz. Dahası, ülkemizin ve ihracat yaptığımız onlarca ülkenin temiz ve daha yaşanabilir bir dünya olmasına katkıda bulunmak tüm firma çalışanlarımıza huzur ve gurur veriyor. BU çerçevede firmamız yıllardır güneş enerjisinin yaygınlaşmasına yönelik ulusal ve uluslararası kurumlarla yakın işbirliği içerisinde çalışmakta, güneşi geleceğin enerji kaynağı haline getirmek ve geniş kitlelere ulaştırmak adına sayısız rol üstlenmiştir.


Sizce ülkemizde teknoloji geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarına yeterince kaynak ayrılıyor mu?
Hayır. Verilere bakıldığında zaten bu çalışmalara ne kadar kaynak ayrıldığı da görülebilir. Zaten ülkemiz bu alanda yeterli yatırımların yapıldığı durumda teknoloji ithal etmekten vazgeçecek ve uzun bir süredir yaşanan beyin göçünü tersine çevirmeyi de başaracaktır.

Türkiye makine ihracatında uluslararası pazardan binde 4 oranında bir pay alıyor. Sizce bunu yukarılara çekmek için ihracatçıların ve ülke yönetiminin neler yapması gerekmekte?
Ar-Ge çalışmalarına ayrılan kaynakların son yıllarda arttığını görüyoruz. Birçok firma da bunlardan faydalanmak için şaşkınlık içerisinde. Kanaatimce esas sorun akademik çevrelerin özel sektöre bu konuda yeterince önderlik etmemesi. Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların belli bir disiplin çerçevesinde kullandırılması çok doğal. Ancak ülkemizde yap-boz’un parçaları hep bir noktada eksik kalıyor. Gerçek anlamda yenilikçilik (inovasyon) yapabilmek ve binde 4’lerden yukarı çıkabilmek için kusursuz bir “ağ”ın ve sektörel işbirliğinin teşvik edici kümeleşmelerinin oluşması lazım. Bunu içinde akademi, iş dünyası ve devletin, yol gösterici/ uygulayıcı/ düzenleyici rolleriyle yer alması gerekiyor. Kendi sektörümden birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin İspanya ve Portekiz’de güneş enerjili su ısıtma sistemlerinin konutlarda kullanımı yasayla zorunludur. Bırakınız bu Bir başka örnek: Almanya, İspanya ve Portekiz gibi birçok Avrupa ülkesinde ise PV (güneş pili) ile elde edilen elektrik şebeke fiyatının 5 misline yakın fiyatlardan devlet tarafından satın alıyor. Bu denli teşvik neden? Neden olduğunu söyleyeyim. Şu anda başta Avusturya ve Almanya’da son 10 yılda öyle güçlü bir fotovoltaik (PV) sektörü gelişti ki, enerji fiyatlarını arttığı son birkaç senede bu firmalar tüm dünyaya artık sadece bir ürünü değil bir teknolojiyi ihraç der duruma geldiler. Makine üreticilerimiz %10-20 kar marjlarıyla mutlu olurken, Alman ve Avusturyalı firmalar bizlerin kat be kat üstünde kar marjlarıyla gelişiyor, yatırım yapıyor, ve ülkelerine refah sağlıyorlar.


Sektörün en önemli sorunları neler? Bu sorunların çözümü için devletten beklentileriniz neler?
Devlet az önce belirttiğim konuları, isterse ele alabilir. Ama şahsen devletten benim bir beklentim yok. Ne kurlar ne teşvikler. Özel sektör makroekonomik istikrara sahip bir ekonomide ne yapacağını bilir. Ülkemizde enerji fiyatları, vergi oranları birçok gelişmekte olan ülkede olduğundan çok daha yüksek. Girdi maliyetleri çok yüksek. Dünyanın herhangi bir ülkesindeki bir yatırımcının pazar büyüklüğü dışında Türkiye’yi tercih etmesini sağlayacak politikalar ne ise, Türk KOBİ’lerine onlar yeter de artar bile.


2007 ihracat rakamlarınız ve 2008’den beklentileriniz nelerdir?
2007 1,7 milyon dolardı. 2008 ilk 9 ayda 2,2 milyon dolar ihracatımız oldu. Seneyi 3 milyon dolar ihracatla tamamlayacağız. İletişim Bilgileri Tansuğ Makina San. Ve Tic. Koll. Şti. Endüstri Tesisleri Adres: Adana - Ceyhan Yolu 10. Km. 01340 İncirlik / Adana- Türkiye Telefon: +90 322 346 49 00 Fax: +90 322 346 50 08 www.tansug.com.tr FOTO ALTI: Utku Tansuğ Tansuğ Makina Satış ve Pazarlama Müdürü Dünyanın çeşitli bölgelerinden toplam marka haline gelmiş isminin yanı sıra, 20’yi aşkın ülkeye ihracatımız var.   SPOT “ Sosyal sorumluluğunu daha ilk başta faaliyette olduğu alanların seçiminde gösteren firmamızın, 2004 senesinde güneş enerjisi sektörüne ağırlık vermiş olmasının nedenleri arasında ticari nedenler kadar etik nedenler de önemli rol oynamaktadır. Enerjide bu denli dışa bağımlı olan ülkemizde ekonomimize, kendi öz kaynaklarımızla üretebileceğimiz güneş enerjisi üzerine çalışmayı seçmemiz kadar, ihracat odaklı çalışarak da katkıda bulunuyoruz.”