Altıncısı düzenlenen Dünya Gazetesi Türk Dış Yatırımları Paneli’nde açılış konuşması yapan MAİB ve MTG Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ...

Altıncısı düzenlenen Dünya Gazetesi Türk Dış Yatırımları Paneli’nde açılış konuşması yapan MAİB ve MTG Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, en büyük müşterimiz Almanya, bizim potansiyelimizden en çok yararlanan ülkedir diyerek, Almanya’nın Türkiye’ye verdiği önem ve sergilediği farkındalık çok yüksektir” dedi. 

MTG’nin hedef pazar ve partner ülke olarak belirlediği Almanya ile temasları hız kesmeden sürüyor. Bu kez Kuzey Ren-Westfalya
Makine İmalatı ve Üretim Teknikleri Sektör Kümelenmesi ile Kalkınma Ajansı (NRW), Ankara’da düzenlenen 6. Dünya Gazetesi Türk Dış Yatırımları Paneli’nde, Makine Tanıtım Grubu (MTG) ile bir araya geldi. Makine imalatında Almanya’nın önemli merkezlerinden olan Kuzey Ren-Vestfalya makine imalatı sektörü ve eyalet yönetimi yetkilileri, Türkiye ile işbirliği ve ticarete özel önem veriyor ve daha da geliştirmek istiyor. MTG yönetimi de sürekli temas ha linde olduğu ve ziyaretler düzenlediği Kuzey Ren-Vestfalya ve Almanya’yı hedef pazar olarak tanımlanıyor.

Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Makine Tanıtım Grubu (MTG) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu’nun katıldığı panelde, Kuzey Ren-Vestfalya ve Zanaat Bakanlığı’ndan Dr. Johannes Bauerdick, NRW.INVEST Germany Türkiye Temsilcisi Dr. Adem Akkaya, NRW Makine İmalatı Kümelenmesi Yöneticisi Hans Seelen ve Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ konuşmacı olarak yer aldı.

 “Makine ihracatımız hızla artıyor”
Panelde konuşma yapan Kutlu Karavelioğlu, “Türkiye, duraksamaksızın büyüyen birkaç ülkeden biri olarak, dünyanın en büyük yatırımcılarından ve dolayısı ile en önemli makine pazarlarından biridir. Buna göre de büyük bir imalatçıdır. Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısı iken, Avrupa’nın 15. sıradaki makine ihracatçısı olabilmek tam da ‘büyük pazar’ olmanın bir ifadesidir. Avrupa ithalatında sıramız 9, dünyada 22’dir.”dedi. Türkiye makine ihracatının son 10 yılda, ortalama yüzde 23’e varan bir artışla 1,7 milyar dolardan, 13 milyar dolara yükseldiği bilgisini veren Karavelioğlu; “2023 hedefimiz olan 100 milyar dolara yine bu istikrarlı oranla ilerleyerek ulaşacağız. Eş zamanlı olarak, bugün, ülke toplam ihracatında yüzde 9 kadar olan payımızı yüzde 20’ye yaklaştırmış olacağız. Makine imalatı, ülkenin en hızlı ihracat artışı gerçekleştiren sektörü olmak yanında, katma değeri en yüksek sektörlerden
biridir.

Bu sebeple de, bütün dünyada, stratejiktir ve en çok desteklenen sektördür” ifadelerini kullandı.İthalatın artışındaki hızın azalması,karşılama oranlarının yükselmesi (ki son on yılda ikiyle çarpılmış ve bugün yüzde 50’ye yakın hale gelmiştir) makine imalatımızın artığının, makinelerimizin teknolojik bakımdan sınıf atlamakta olduğunun ve pazarın giderek yerli makineye doğru kaydığının göstergesidir diyen Karavelioğlu, dolayısı ile ölçek sorunları azalmakta, tekno-ekonomik kapasitelere ulaşan işletmelerimizin sayıları artmakta,giderek daha rekabetçi olmaktayız, dedi.Gerçekleştirdiğimiz sıra dışı artışlarda (ki kriz öncesi son 5 yılda Çin’den daha hızlı artan bir ihracat vardır) hem Türkiye’deki yabancı yatırımlar,hem de dünyadaki Türk yatırımları önemli paya sahiptirler diyen Karavelioğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Türkiye, bugün, Meksika’nın ABD’ye, bir dönem Kore’nin sonra Çin’in Japonya’ya kazandırdığı rekabet üstünlüğünü AB’ye sağlamak yolundadır.

Biz, makine ihracatımızın yüzde 17’ye yakınını, en büyük ticari ortağımız olan Almanya’ya yapıyoruz. 2 milyar dolar kadar. Öyle güçlü bir işbirliği var ki; çarpıcı olması bakımından sadece bir dönemi vereceğim: 2010- 2011 ihracat artışımız yüzde 57’dir. Almanya’nın makine ithalatı içindeki yüzde 2 olan payımızı, 2023’de yüzde 5’e yükseltebilmek gayreti içindeyiz. Dolayısı ile, bu hedefe yönelik her çalışma ve işbirliği, bizler için fevkalade önemlidir.”

 “Türk makine sektörü 2023 için büyük bir sorumluluk üstlenmiştir”
Dünyanın en önemli pazarlarından biri olsa dahi, Almanya’yı sadece  Almanya’dan ibaret göremeyiz diyen Karavelioğlu, “Büyük pazarlarda üretim yapmanın en büyük avantajı, firmaların büyümesinin daha kolay oluşu, daha ekonomik ve rekabetçi üretim yapabilmeleridir.Türk makine sektörü 2023’te hedeflenen 500 milyar dolar ihracatın içerisinden yüzde 20 pay almayı hedefleyerek, en büyük sorumluluğu üstlenmiştir. Bu hedefe, sadece Almanya ile işbirliği yaparak ulaşmak elbette olası değildir; fakat en büyük ağırlığın bu ilişkide olacağı bellidir”dedi.Karavelioğlu, en büyük müşterimiz Almanya, yani dünyanın ikinci büyük makine ihracatçısı, bizim potansiyelimizden en çok yararlanan ülkedir. Almanya,giderek bilgi yoğun alanlara kaysa da, ülke içinde ve dışında makine imalatına en büyük yatırımları yapan ülkelerdendir. Almanya’nın Türkiye’ye verdiği önem, daha doğrusu sergilediği farkındalık, diğer bütün ülkelerden yüksektir, ifadelerini kullandı.

“Almanya, Türk makinecilerinin sahip olduğu, sunduğu rekabet gücünden en iyi yararlanan ülkedir.”
Türkiye’nin Almanya’da firma satın almalarının giderek artığını belirten Karavelioğlu, teknolojik işbirliği dediğimiz şey, know-how almakla bitmiyor. İki ülke sektörünün iç içe geçmesi gerekiyor. Biliyoruz ki, Alman firmaları Türkiye’de yatırım yaptıkça bizim oraya ihracatımız artıyor.Aynı Çin’de yapılan yabancı yatırımların benziyor, dedi.2 trilyon dolar ihracat potansiyeli olan bir sektördeyiz diyen Karavelioğlu şu istatistikleri ve bilgileri paylaştı: “Petrolle eşdeğer bir sektördür dünya ticaretinde; petrol kadar büyük; petrolden daha stratejik; çünkü çok daha istikrarlı, daha fazla istihdam sağlayan, daha güvenilir ve geniş bir tabana oturan, tükenmeyecek, eksilmeyecek bir alan makine imalatı. Bunun baş aktörü, dört sene önce Almanya idi, şimdi Çin. Dört senede Almanya’ya 100 milyar dolar fark yaptılar. Tam 353 milyar dolar ihracat yapıyorlar. 

Almanya 260 milyar dolarla peşlerinde, ABD ise 205 milyar dolarla. Çin en büyük pazar, en büyük ihracatçı,en büyük imalatçı. Öyle ki, ürettiği makinelerin sadece yüzde 15’ini ihraç ederek bu noktaya ulaştılar. Bu büyük pazar, üretim bakımından fevkalade önemli dinamikler sunduğu için, bir yatırım odağı haline geldi ve ihraç ettiği malların çoğu Avrupa ve ABD markalıdır. Almanya, ürettiği makinelerin yüzde 60’ını ihraç ediyor; bizde bu oran yüzde 40 kadardır. Alman makine imalatçısı, 59 bin dolara işçi çalıştırıyor,biz 11 bin dolara. Bir Alman işçisi 135 bin dolarlık makine ihraç ediyor, bir Türk işçisi 61 bin dolarlık. Alman makinelerinin kilosu 30 dolara satılıyor, bizimkiler 10 dolara. Demek istediğim, Almanya’da daha pahalı makineler; teknolojisi daha yüksek makineler üretiliyor. Öyle de olmak zorunda; yani ancak bilgiye sahipseniz Almanya’da yeni yatırım yapabilirsiniz.

Değilseniz, oradaki bilgiden istifade etmenin bir yolunu bulmak zorundasınız;görebildiğimiz kadarıyla, bu da en çok firma satın almaları şeklinde gerçekleşiyor. Küresel rekabette söz sahibi olan büyüklüğüne ulaşabilmiş imalatçılarımız, büyük pazarlarda,büyük ihracatçı ülkelerde üretim yatırımları yapmayı tercih edebiliyorlar. Ancak bu durum, Türkiye’de yatırım yapmanın çok daha kolay olduğu, Türkiye’de işçi çalıştırmanın çok daha ekonomik olduğu, çevre ve ekolojik maliyetlerin daha düşük olduğu gerçeğiyle karşılaştığında, Alman firmalarının kendi ülkelerinden çok Türkiye’de üretim yapıyor olmayı tercih etmelerine sebep oluyor. 150 yıllık sanayi geçmişi olan bir sektörün, 50 yıllık geçmişi olan bir sektörle kaynaşmasının her ikisine de sağlayacağı avantajlar var; yatırım yeri elbette küresel rekabette en avantajlı bölgede olmalıdır. İhracatımızı artırmakla görevli bir Birliğiz; bu kapsamda bir çok çalışma yapıyoruz. Bu toplantıya Almanya’da, NRW’de yaptığımız temasların, kurduğumuz işbirliklerinin bir devamı gördüğümüz için katılıyor ve düşüncelerimizi samimiyetle paylaşıyoruz.”

“Avrupa’ya giriş kapısı konumundayız”
NRW Invest Germany Türkiye Temsilcisi Dr. Adem Akkaya ise, NRW Invest’in 5 yıldır Türkiye’de faaliyet gösterdiğini belirterek, “Almanya’daki yabancı yatırımcılar, Avrupa pazarlarına giriş kapısı olarak burayı tercih ediyor” dedi. Akkaya, hasılatı en yüksek 50 Alman firmasından 19’unun merkezinin NRW’de bulunduğunu kaydetti. Makine üreticileri ve tedarikçileri için en cazip yatırım bölgesinin NRW olduğunu ve sektörün 2012’deki cirosunun 48,5 milyar euro olduğunu belirten Akkaya, NRW ile Türkiye arasındaki ticaretin son 10 yılda ikiye katlandığını dile getirerek “Almanya’nın Türkiye’ye ihracatının yüzde 22,4’ü NRW’den yapılıyor. Türkiye’nin Almanya’ya ihracatının yüzde 26’sı NRW’ye gerçekleşiyor” dedi. NRW’nin Türk firmaları için en mükemmel
yatırım bölgesi olduğunu vurgulayan Akkaya, “Yapılan bir araştırmaya göre; NRW’de ikamet eden 23 bin Türk kökenli kişi kendi işini yapıyor ve 120 bin kişilik istihdam sağlıyor.

11,2 milyar euro hasılat yapıyor” dedi. NRW Invest olarak, NRW’de yatırım yapmak isteyen firmaları çağırdıklarını ifade eden Akkaya, “Bu firmalara bürokratik destek sağlıyoruz. Özellikle buradan makine imalatçılarına çağrıda bulunmak istiyoruz” dedi. Almanların uzun süreli iş ilişkileri kurmak isteyeceğini kaydeden Akkaya, bu iş ağına girişin Türkiye’den mümkün olmadığını söyleyerek “Orada olmanız lazım. Bu stratejiler için gerekli kaynaklar mevcut. Bu kaynakları aktif hale getirmek gerek” dedi. NRW Makine İmalatı Kümelenmesi Yöneticisi Hans Seelen ise, “Kümelenme politikası ile ekonomik büyümeyi ve sanayinin yaratıcı bir ekonomiye dönüşmesinin teşviki hedefleniyor” dedi. NRW’de 16 sektörde kümelenme bulunduğunu belirten Seelen, makine imalatı ve üretim tekniğinin, NRW’deki en büyük sanayi kollarından bir tanesi olarak, güçlü bir kümelenme oluşturduğunu dile getirdi. Sektörün NRW için önemine işaret eden Seelen, kümenin amacının NRW’yi, makine imalatı sektöründe lider konuma getirmek olduğunu vurguladı.


Seelen, “Sektörün verimliliğinin muhafaza edilmesi ve artırılması, sektörün menfaatlerinin bir araya getirilmesi ve uygulanmasının sağlanması, lokasyonun gücünün ve potansiyelinin geliştirilmesi, aktörler arasında çalışma ağı oluşturulmasını hedefliyoruz” dedi. NRW Eyaleti Ekonomi, Enerji, Sanayi, KOBİ ve Zanaat Bakanlığı yetkilisi Dr. Johannes Bauerdick, NRW’nin Avrupa’nın önemli ekonomik merkezlerinden biri olduğunu kaydederek, 2011 yılında İtalya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin sanayi  çalışmaları bakımından NRW’nin gerisinde kaldığını bildirdi. “En büyük dalımız makine imalatıdır. 2012’deki ciromuz 50 milyar eurodan biraz düşüktür” diyen Bauerdick, makine sektörünün arkasından kimya sanayi ve metal üretim ve işlemenin geldiğini dile getirdi. NRW’nin makine sektöründe öncü rolüne dikkat çeken Bauerdick makine imalatı yapan bin 500 kadar işletme olduğunu, bu işletmelerde 204 bin kişinin çalıştığını ifade etti.

Bauerdick, NRW’nin makine ihracatının 30 milyar euroyu aştığını ve NRW’nin bu ihracatının, Almanya’nın ihracatının içindeki payının yüzde 20’ye yakın olduğunu kaydetti. Sektörde, ufak işletmelerin etkinliğinin ve öneminin çok büyük olduğunu dile getiren Bauerdick, “NRW’de makine imalatı sektöründe en fazla çalışan KOBİ’lerdir. Yaklaşık 754 bin KOBİ faaliyet göstermektedir. KOBİ’ler eyaletteki işletmelerin yüzde 99.6’sını oluşturmaktadır ve çalışanların yüzde 73.4’ünü istihdam etmektedir” diye konuştu. NRW’de yüksekokulların sayısının çok fazla olduğunu ifade eden Bauerdick, bu merkezlerde her yıl 7 bin mühendisin eğitim gördüğünü dile getirerek “NRW, mühendis eğitimi açısından da öncü niteliğindedir” dedi.

“İşbirliği fırsatları iyi araştırılmalı”
Panelin sonunda değerlendirme yapan Dünya Gazetesi Yazarı Dr.Rüştü Bozkurt, Almanya sanayisinin 4.0 noktasına yani; makinelerin,makineler ile iletişim kurduğu bir döneme geçtiğini ifade ederek, bu kapsamda imalat sanayinin payının yüzde 20’lerin altına indiğini dile getirdi. “Bu, makine imalatında emek yoğun olduğu için Türkiye’ye avantaj lazım” diyen Bozkurt,  Enstitülerin hangi alanlarda işbirliği fırsatlarının olduğunu araştırması gerektiğini kaydetti. Önümüzdeki dönemde Orta Avrupa ülkelerinde, üretimde yeni bir iş bölümünün oluşacağını belirten Bozkurt, “Almanya bugün sahip olduğu makine sanayini  sürdüremez, böyle rekabet edemez. Edebilmesi için bazı alanları bizim gibi ülkelere kaydırması gerekiyor. Bizim o alanları
iyi keşfetmemiz lazım” dedi.