Metal geri dönüşümünde kullanılan pres, makas, kırıcı ve talaş işleme makineleri üreten Birim Makina, toplam imalatının...

 

Metal geri dönüşümünde kullanılan pres, makas, kırıcı ve talaş işleme makineleri üreten Birim Makina, toplam imalatının yüzde 70’ini ihraç ediyor. Ar-Ge çalışmalarının TÜBİTAK ve TTG V tarafından desteklendiğini belirten Birim Makina Satış ve Pazarlama Müdürü Aykut Karahan; geliştirdikleri ürünlerle ithalatın önüne geçtiklerini söyledi.

Şevket Karahan tarafından 1988 
yılında İzmir’de kurulan Birim Makina, faaliyete başladığı ilk yıllarda demir-çelik, çimento, otomotiv ve kağıt sektörüne yönelik fason ürün imalatı gerçekleştirdi. İlerleyen yıllarda deri ve mermer sektörü için çeşitli ürünler üreterek büyümesini sürdüren firma, hurda balyalama presiyle de ana çalışma sahası olan geri dönüşüm sektörüne adım attı.

Birim Makina’nın şirket yapılanması ve üretim tesisleriyle ilgili bilgi verirmisiniz?
Üst yönetiminde Karahan ailesinin görev aldığı Birim Makina’da, operasyon faaliyetlerini profesyonel bir ekip yürütüyor. Ayrıca firmamız pek çok ülkeye yayılmış işbirliği organizasyonlarıyla müşterilerine satış ve servis hizmetlerini yerinde sağlıyor. Üretimimizi İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunana fabrikamızda  gerçekleştiriyoruz. Bünyemizde plazma kesim, kaynak konstrüksiyon, talaşlı imalat, montaj, elektrik ve otomasyon, hidrolik blok ve silindir imalat atölyeleri bulunuyor. Ürünlerimizin tamamına yakınını fabrikamızda üretiyoruz. Bu sayede hem kalite düzeyini sürdürülebilir halde tutarken hem de maliyet avantajı sağlıyoruz. Bir yıl içerisinde de İzmir Bağyurdu Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınarak üretim kapasitemizi 2,5 kat artıracağız. Böylece gelen talebi karşılamakta daha etkin olacağımıza inanıyorum.

Ürün çeşitleriniz ve pazara sunduğunuz ürünlerin özelikleri nelerdir? 

Birim Makina olarak, bir hurda işleme tesisinin ihtiyacı olan tüm ekipmanları müşterilerimize sunuyoruz. Hurdayı küçültüp yoğunluğunu artıran makasları, presleri; hurdayı bir yerden diğerine nakletmekte kullanılan vinçleri, polipleri, konveyörleri ve hurda kırıcıları üretiyoruz. Ürün gamı açısından dünyanın sayılı şirketlerinden biriyiz. Ürünlerimizden memnun kalan müşterilerimiz üretime entegre edebilecekleri yeni sistemleri firmamızdan talep ediyor. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için güçlü bir Ar-Ge birimi kurduk. Böylece hem gelen talepleri karşılıyor hem de yeni ürünler tasarlıyoruz. Tesislerimizde dünyanın her bölgesinde rahatlıkla kullanılabilecek, son derece sağlam makineler üretiyoruz.

TÜBİTAK VE TTGV AR-GE ÇALIŞMALARIMIZI DESTEKLEDİ
TÜBİTAK ve TTGV destekleriyle bugüne kadar pek çok yeni ürün geliştirdiklerini ifade eden Karahan, Türkiye’de ilklere imza atan bir firma olduklarının altını çizdi. TÜBİTAK-TÜSİAD ve TTGV tarafından düzenlenen 5. Teknoloji  Ödülleri kapsamında KOBİ dalında
ödüle layık görüldüklerini de belirten Karahan sözlerini şöyle sürdürdü: “TÜBİTAK ve TTGV, Ar-Ge birimimizin gelişmesine katkı sağladı. Ar-Ge birimimizin geliştirdiği ürünler, Türkiye’ye ithal makine girişini engellediği gibi firmamızın ihracatını önemli oranda artırdı. Örneğin; 2002 yılında gerçekleştirdiğimiz proje sonrasında ürettiğimiz hurda makası, geçen 11 yılda Türk firmaların ihtiyacına cevap vermenin yanında Brezilya, Kolombiya, İrlanda, Suudi Arabistan, Lübnan, Umman, Katar, Ürdün, Hindistan gibi ülkelere ihraç edildi.”

Üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
Son olarak tek merkezden kontrollü komple bir hurda işleme tesisi projesini tamamladık. Bu tesis; vinci, makası, temizleme sistemi ve konveyörleriyle; hurdayı araç üstünden alıp ark ocağına besleme yapan sepete kadar, sadece tek bir operatör ile işleten bir yapıya sahip. Saatlik 50 ton kapasiteye çıkabilecek böyle tesisi, dünyada birkaç firma yapabiliyor. Tesisin üretimini tamamlayıp, dünyanın en büyük 12’nci demirçelik üreticisi olan firmanın Brezilya’daki fabrikasına gönderdik. Üzerinde çalıştığımız bir diğer projeyle de; hurda işleme makinelerinden çıkan hurdaları temizleyerek, demir-çelik sektörünün enerji verimliliği ve nihai mamul kalitesinde artış sağlayacak sistemler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışma talebin olduğu bir alanda dünyaya daha yeni ürünler sunmamızı sağlayacak. İyi ürün; iyi bir fabrikada, iyi makinelerle  ve iyi çalışanlarla üretilir. Bu yüzden çalışanlarımızın kendilerini geliştirmeleri ve teknik düzeylerini yükseltmeleri için eğitimlerimizi kesintisiz sürdürüyoruz.

Birim Makina olarak tanıtım çalışmalarında bulunuyor musunuz?
Makine sektörünün geneline hitap eden etkinlikler yerine, sektörel fuarlara ve hedef pazarımızda gerçekleştirilen organizasyonlara katılıyoruz. Fuarlar ihracattaki hızlı büyümemize büyük katkı sağladı. Fakat son birkaç yıldır ihracata etkisi açısından internetin payı fuarların önüne geçti. Dolayısıyla fuar harcamalarıyla internet tanıtımına yönelik yatırımları dengeli bir biçimde kullanmaya çalışıyoruz.Fuarlardaki alanımızı azaltırken, internet ve sosyal medyadaki varlığımızı artırmayı düşünüyoruz.

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi alabilir miyiz? İhracat  konusunda herhangi bir sorun yaşıyor musunuz?
İhracata yönelik bir firmayız. Son 10  yıldır üretimimizin yüzde 70’inden fazlasını ihraç ediyoruz. Ürün gamımızda yer alan tüm kalemlerde ihracat gerçekleştiriyoruz. Hatta bazı ürünlerimizi sadece yurt dışına satıyoruz. Çünkü yurt içinde bu ürünleri kullanmak için gerekli verimlilik düzeyi henüz oluşmadı.Beş farklı kıtada 50’ye yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Yoğun olarak  çalıştığımız bölgeler; Güney Amerika, Ortadoğu ve Avrupa. Ayrıca Güney Asya’ya olan ihracatımız da artış gösteriyor. Son yıllarda ihracat mevzuatında yapılan olumlu değişiklikler ve firmamızın lojistik gücü sayesinde herhangi bir sorunla karşılaşmıyoruz.

“TÜRKİYE UYGUN FİYATA KALİTELİ, DAYANIKLI VE TEKNOLOJİK ÜRÜNLER YAPABİLİYOR”
Türkiye’nin makine üretimi açısından özel bir konumda olduğunu vurgulayan Karahan; “Kaliteli, dayanıklı ve teknolojik ürünleri uygun fiyatlara pazara  sunma kabiliyetine sahibiz. Ortadoğu, Doğu Avrupa, Afrika gibi bölgelerde tanınıyor ve tercih ediliyoruz. Ürünlerimizi olabildiğince farklı coğrafi bölgelere yaymalıyız. Bu sayede Türk makinecileri gerçekleşmesi muhtemel bölgesel krizlerden korunabilir. Ayrıca 10-15 yıl sonra refah düzeyindeki değişmeleri hesaba katmalı, rekabetçi fiyat dengesini koruyarak üretim yapabilmenin yollarını şimdiden aramalıyız” dedi. 2012 yılı firmanız açısından nasıl geçti ve 2013 yılından neler bekliyorsunuz? Firmamız açısından 2012’yi en parlak yılımız olarak nitelendirebilirim. Ciro, ihracat ve yeni eklenen müşteri adedi gibi çeşitli kriterlerde büyük aşama kaydettik. 2013 yılında da ciro ve ihracatta yüzde 15’lik bir artış yaşayacağımızı düşünüyorum. Sorunsuz, sakin bir yıl geçireceğiz kanaatindeyim. 

Sektörünüzün en büyük problemi nedir?
Genelde sektörlerin en büyük sorunu finansmandır. Sonra sırayla; iş gücü kalitesi, vergiler diye liste uzar gider. Fakat faaliyet gösterdiğimiz sektörün sadece iki temel sorunu olduğunu düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi inovasyon, bir diğeri de ölçek ekonomisi oluşturamamak. Türk makine sektörünü sıkıntıya sokan en önemli neden; firmaların müşteri ihtiyaçlarını doğru saptayıp, kendi ürünlerini yaratamamasıdır. İnovasyon illa yeni bir şey ortaya çıkartmak değildir. Yeni bir ihtiyacı kavrayıp ona göre ürün geliştirmek de inovasyondur. Bunu beceremediği için makineci rakibinin yaptığı ürüne bakar ve aynı ürünü aynı müşteri grubuna daha uygun fiyatla satmaya çalışır. Sonra da bir sarmal gibi düşük fiyat rekabeti, karsızlık, kredi ihtiyacı gibi sorunlar ardı
ardına baş gösterir. Firmalar cirosunu aşan rakamlarda kredi kullanır ve sık  sık yaşadığımız krizlerden birisi gelir. Maalesef sonucunda herkes zarar görür. Bunu önlemenin yolu kolaycılığı bırakıp, ürün devşirmenin yerine ihtiyaç ve talep devşirmektir. Ölçek ekonomisi oluşturmak için çok fazla müşteriye sahip olmalısınız. İnovasyona sıkı sıkıya bağlı kalır ve hesaplı hamleler yaparsanız  pazarın hacmine göre mutlaka ölçek ekonomisine kavuşursunuz.

Birim Makina’nın kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Firma olarak dünya pazarına yatay yayılma hedefini benimsedik. Mümkün olduğunca çok ülkede olalım, her ülkede bir makinemiz çalışsın parolasıyla yola çıktık. Geldiğimiz noktadan memnunuz. Artık derinleşme safhasına geçiyoruz. Bulunduğumuz pazarlardaki ürün ve müşteri sayımızı artırmak, yerel işbirlikleriyle daha sıkı bir şekilde pazara tutunmak istiyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl bu doğrultuda çalışacağız. Hedefimiz, daha global bir firma haline gelmek. Ayrıca yurt dışında edindiğimiztecrübeleri Türk demir-çelik sektörüne daha fazla yansıtmak istiyoruz. Yurt dışında verimlilik ve ürün kalitesi üzerine yapılmış çalışmaların demir-çelik sektörümüz tarafından da bilinmesini ve kullanılmasını amaçlıyoruz.

“İNOVASYONU BAŞKÖŞEYE OTURTMAMIZ GEREKİYOR”
Makina sektörünün geleceği için “iyi ve kötü” olmak üzere iki farklı senaryodan bahsedilebileceğini söyleyen Birim Makina Satış ve Pazarlama Müdürü Aykut Karahan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İyi senaryo değişimden hızlı değişmek, kötü senaryo değişimden yavaş değişmek ya da daha da kötüsü hiç değişmemektir. İyi senaryonun başarıya ulaşması için yaptığımız işleri yeni usullerle yapmamız ve inovasyonu başköşeye oturtmamız gerekiyor. Eğer firma olarak ölçek ekonomisini yakalayamıyorsak yeni iş alanlarına yönelmemiz lazım. Asya’daki maliyet avantajı ile Avrupa ve Amerika’daki teknoloji avantajı arasında sıkışıp kalmamak için iyi hesaplanan işler yapmamız şart. Kötü senaryonun gerçekleşmesi durumundaysa hücre yenilenmesine benzeyen firma yenilenmesi durumu geçmişte olduğu gibi devam edip gider. O zaman da karlar azalır, finansman sıkıntısı artar ve bir kriz gelip de piyasayı düzeltene kadar rekabet devam eder. Türkiye’nin iyi senaryoyu hayata geçirebileceğine inanıyorum. Bunun için potansiyelimiz de aklımız da tekniğimiz de mevcut. Ama bunların hepsini bir arada kullanmaya ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. Elimizden geldiğince bu şekilde çalışıyoruz ve her gün bu çabamızın üzerine daha başka nasıl değerler ekleyebiliriz diye düşünüyoruz.”