Türk tıbbi cihazlar sektörü çok genç bir endüstri kolu olmasına rağmen dünyadaki yapıya paralel olarak sağlıklı ... 

Türk tıbbi cihazlar sektörü çok genç bir endüstri kolu olmasına rağmen dünyadaki yapıya paralel olarak sağlıklı gelişimini sürdürüyor. Tıbbi cihazlar ihracatı 2012 yılında yüzde 37,5 artan Türkiye, Avrupa’da 18’inci dünyada ise 38’inci sırada yer alıyor.

Tıbbi cihazlar sektörü, çok 
çeşitli ürün ve teknolojileri kapsayan bir alandır. Hastalıkların teşhis ve tedavisi ile yaşam kalitesinin yükseltilmesinde önemli bir yere sahip olan tıbbi cihazlar; ileri teknolojili ve geleneksel ürünler olarak gruplandırılabilir. İleri teknolojili ürünler, tedaviye ve teşhise yönelik kullanımlar için özel olarak dizayn edilen nitelikli cihazlardan oluşur. Daha geleneksel ürün pazarı ise çeşitli teşhis ve tedavi ürünlerini içerir. Kazancın düşük olduğu bu bölüm yüksek iş hacmine sahiptir. Dinamik yapıya sahip olan tıbbi cihazlar sektörü, dünya genelinde en hızlı gelişen sektörlerin başında geliyor. Ticaret hacmi açısından dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olan tıbbi cihazlar sektörü, Türkiye sanayisi içindeki konumunu güçlendirmesine karşın, üretim ve iç talebin karşılanabilirliği açısından ise hala istenilen noktaya ulaşamadı.

TÜRKİYE’DE TIBBİ CİHAZ ÜRETİMİ
Tıbbı cihaz sektörü, Türkiye’de çok genç bir endüstri kolu olmasına rağmen dünyadaki yapıya paralel olarak gelişimini sürdürüyor. Bu eğilimin ileride hem hacimsel hem de katma değer olarak artması bekleniyor. Toplumsal refahın artması, yaşam kalitesi standartlarının yükselmesi, köyden kente nüfus göçünün devam etmesi ve insanların ortalama yaşam sürelerinin uzaması, sektörün büyümesinin temel nedenlerini oluşturuyor. Türkiye’de tıbbı cihaz ürünleri pazarı Sağlık Bakanlığı tarafından düzenleniyor. Ayrıca bu amaçla özel olarak Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Biyomedikal mühendislik Hizmetleri Daire Başkanlığı, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Şube Müdürlüğü ve Tıbbi Cihazlar Planlama Şube Müdürlüğü faaliyet gösteriyor.

Tıbbi cihazlar sektörü, TOBB bünyesinde Türkiye Medikal Sektör Meclisi ile temsil ediliyor. Genel anlamda tıbbi cihazlar firmalarının üretimleri, ulusal imalat sanayinin yüzde 0.83’ünü, istihdamın da yüzde 0.81’ini oluşturuyor. Uzmanlara göre tıbbi cihazlar sektörü; faaliyet gösteren firma sayısı, yeni ürün üretim kapasitesi ve pazar hacmi bakımından Türkiye’de hızla büyüyen ve potansiyeli artan sektörlerden biridir. Sektörde bin 100’ün üzerinde üretici bulunuyor. TUSİAD raporlarına göre onaylı ürün sayısı ise 1 milyon 581 bin 128 adettir. Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği’nin (SADER) araştırmalarına göre Türkiye’de tıbbi cihazlar üretiminde ara eleman ihtiyacı, usta- çırak  ilişkisi ile kapatılmaya çalışılıyor. Tıbbi cihazlar sektörünün meslek tanımı ise hala bulunmuyor.

Sektörde daha çok orta ölçekli firmalar üretim yapıyor. Üretilen ürünler belirli alanlarla sınırlı kaldığından, ileri teknoloji cihazların üretimine henüz geçilemedi. Son yıllarda tıbbi cihazlar sektörünün önemi fark edilmesiyle Tıbbi Cihazlar Kurumu gibi yeni yapılar oluşturuldu. Devlet kurumları üretim teşviklerini artırmasına rağmen, bu teşvikler henüz yeterli seviyeye ulaşmadı. Pazarda küçük ve orta ölçekli firmalar güç kaybederken, global firmalar daha da güçleniyor. İhraç ürün grupları kolay üretilebilir ürünlerden oluşan sektörde, yüksek Ar-Ge, mühendislik ve bilgi gerektiren yüksek teknoloji ürünleri ise ithal ediliyor. Sektörde faaliyet gösteren firmalar başta; ortopedi, tıbbi görüntüleme, tıbbi gaz sistemleri, santrifüj, hastane bilgi sistemine yönelik donanım ve yazılımlar, cerrahi aletler, kalp ve damar cerrahisinde kullanılan tubing set, kardiyopleji setleri, taş kırma cihazları, ameliyat lambaları, anestezi cihazları, hasta başı monitörleri, elektrokoter, cerrahi aspiratörler, oksijen verme cihazları, röntgen cihazları, buhar ve kuru hava sterilizatörleri olmak üzere farklı alanlarda üretim yapıyor. Üretici firmalar ağırlık olarak; Ankara, İzmir, İstanbul,Bursa, Adana, Gaziantep, Samsun ve Trabzon’da faaliyet gösteriyor. Sektörün ekonomik değeri büyümesine rağmen firma sayıları azalıyor. Üretimi teşvik edecek çalışmalar başlatılmasına karşın uzmanlar bu gelişmelerin çok yavaş ilerlediği görüşünde birleşiyor. Henüz pratik olarak uygulanmasa da sağlıkta Off-Set alımlarına yönelik gerekli çalışmalar başlatıldı. Böylece cari açığın azaltılması ve Türkiye’de teknoloji transferinin istenilen düzeyde gerçekleşmesi amaçlanıyor.

 

 

TÜRKİYE’NİN TIBBİ CİHAZ İHRACATI ARTIYOR 
Türkiye’nin tıbbi cihazlar ihraç ettiği ülkelerin başında; Almanya, Azerbaycan, Fransa, Irak ve İtalya geliyor.İthalat ise ağırlıklı olarak; Amerika, Almanya, Çin ve Japonya’dan yapılıyor. Türkiye’nin 2011 yılında tıbbi cihazlar ihracatı yüzde 37,5 artış gösterdi. 2009 yılında küresel ekonomik krizin etkisiyle dünya genelinde sert bir düşüş yaşanmasına rağmen dış ticaret eğilimlerine bakıldığında Türkiye’nin küresel ekonomik krizden diğer ülkeler kadar olumsuz etkilenmediği görüldü. 2010 yılında 138 milyon dolar olan Türkiye’nin tıbbi cihazlar ihracatı, 2011 yılında 180 milyon dolara, 2012 yılında da 256 milyon dolara yükseldi. Türkiye’de üretilen tıbbi cihazların ekonomik değerinin ise yaklaşık 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Yatırım açısından güvenli bulunan Türkiye pazarı, gelişime açık yapısıyla rekabet gücünü koruyor.




TEKNOLOJİK GELİŞMELER, AR-GE VE İNOVASYON

Türkiye’de elektronik montaj alanında üretim yapan çok sayıda firma bulunuyor. Hidrolik, pnömatik devre elemanları ve dişli aksamları yerli firmalar tarafından üretiliyor. Ayrıca yerli üretim plastik enjeksiyon ve şişirme makineleri dünyaya ihraç ediliyor. Sektörde motor üreten firmalar da bulunuyor. Birkaç üniversitede de çeşitli sensörlerin üretimi gerçekleştiriliyor. Buna karşın sensör teknolojisi alanında Türkiye’de hiçbir yatırım bulunmuyor. Dünya genelinde faaliyet gösteren global firmalar, tıbbi cihazlar üretiminde yıllık işletme gelirlerinin yüzde 8’ini Ar-Ge’ye ayırırken Türk firmalarında bu oran yüzde 0.8 düşüyor. Sürekli ithalat gerçekleştirmenin, ülkeyi bilim ve teknoloji geliştirmekten alıkoyarak dışa bağımlı hale getirdiğini söyleyen SADER Yönetim Kurulu Başkanı Engin Arel: “Sektörler arası birlik kurulamıyor, bilim-sanayi işbirliği istenilen düzeyde gerçekleştirilemiyor” dedi.

DÜNYA TIBBİ CİHAZ PAZARI BÜYÜYOR
Dünya tıbbi cihazlar sektörü gelişimini sürdürüyor. Çin, Hindistan, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi ülkeler tıbbi cihazlar sektöründe doğru politikalar izleyerek ulusal ekonomilerine önemli katkılar sağlıyor. Bu politikaların temelinde Ar-Ge’ye verilen önem ve destek önemli bir yer tutuyor. 2005 yılında 179,7 milyar dolarlık tıbbi cihazlar pazarı, 2005-2010 döneminde yıllık ortalama yüzde 7,5 oranında büyüyerek 258,4 milyar dolara yükseldi. Pazarın 2009 ile 2014 yılları arasında yıllık yüzde 4,4’lük büyüme oranı ile 2015 yılında 368 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşacağı tahmin ediliyor. ABD, 100,8 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile toplam pazarın yüzde 41’ine hakim. ABD’yi 29,2 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve yüzde 10’luk pazar payı ile Japonya izliyor. Almanya ise 19,6 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve yüzde 7,6’lık pazar payı ile üçüncü sırada yer alıyor. 2010 yılı rakamlarıyla ilk 10 ülke yüzde 76,9’luk küresel pazar payına sahip. Türkiye ise 2010 yılı itibariyle pazar payı açısından Avrupa’da sekizinci, dünyada ise 19’uncu sırada bulunuyor.

Türkiye tıbbi cihazlar pazarının 2015 yılında 4 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Küresel pazarda 32,6 milyar dolarlık ihracat rakamı ve yüzde 20,2 payla  ihracatta da ilk sırada ABD yer alırken, ABD’yi 23 milyar dolarlık ihracat rakamı ve yüzde 14,2’lük payla Almanya izliyor. Belçika ise 11,3 milyar dolarlık ihracat rakamı ve yüzde 7’lik payla üçüncü sırada bulunuyor. İlk 10 içinde yer alan Çin ve Belçika yüzde 21 olan yıllık ortalama büyüme hızlarıyla dikkat çekiyor. Türkiye tıbbi cihazlar ihracatı açısından Avrupa’da 18’inci dünyada ise 38’inci sırada kendine yer buluyor. Gelişimini sürdüren Türkiye, küresel tıbbi alet ihracatında önemli bir oyuncu değil. Toplam sağlık harcamalarının yüzde 7’sinin tıbbi cihazlar teknolojileri alanında yapan Avrupa’da ise endüstri, her yıl yüzde 5 oranında büyüyor. Dünya pazarının üçte birini oluşturan piyasa hacmiyle tıbbi cihazlar sektörü, Avrupa ekonomisine katkı sağlıyor. Ayrıca sektör Avrupa’da 22 bin 500 firmada yaklaşık yarım milyon kişiye yüksek kaliteli işlerde çalışma olanağı sunuyor. Tıbbi cihazlar sektörü ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşuyor.


“TIBBİ CİHAZLAR SEKTÖRÜ HER YIL BÜYÜYOR”
SERTAN İNCE
NÜVE SANAYİ İHRACAT MÜDÜRÜ

“Laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisi üretiminde Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olan NÜVE, 1968 yılında kuruldu. Avrupa ve dünya standartlarına göre henüz genç bir şirket  olan NÜVE, dünya markalarının 80 ila 100 yılda eriştikleri teknoloji ve kalite seviyesine çok daha kısa bir sürede ulaşmayı amaçlıyor. Su banyoları, kuru havalı sterilizatörler ve inkübatörlerle başlayan üretimimiz, bugün santrifüj, buharlı sterilizasyon, ultra derin dondurucu ve ultra temiz ortam sistemleri gibi üst düzey teknoloji ve uzmanlık gerektiren bir seviyeye ulaştı. Ürünlerimiz, her türlü tıp laboratuarları, ziraat, botanik ve veterinerlik konularında faaliyet gösteren biyoteknoloji, araştırma ile kalite kontrol laboratuarlarında  kullanılıyor. Ayrıca ürünlerimizden gıda, kimya, ilaç, otomotiv, elektronik, telekomünikasyon, plastik ve havacılık endüstrisi gibi pek çok iş dalının kalite kontrol laboratuarlarında yararlanılıyor. Mevcut TSE Standartlarına uygun olan ürünlerimiz insan, hayvan ve çevre sağlığı konusundaki Avrupa Birliği standartlarını da (CE) karşılıyor. Firma genelinde uygulanan kalite sistemi ve tıbbi cihazlar üretebilme yeterliliğimiz ise dünya çapında geçerliliği olan ISO 9001:2008 ve ISO 13485:2003 belgeleriyle tescil edildi. Parçası olduğumuz tıbbi cihazlar sektörü hızla değişen ve gelişen, bilim ve teknolojinin uygulandığı bir alandır.

Günümüzde teknoloji 
hızla tüketilmekte, uzayan insan ömrü ve bu doğrultuda artan sağlık talepleri nedeniyle devletlerin üzerine ağır ekonomik yükler biniyor. Gelişmiş ekonomilerde bile arz-talep dengesi bu hıza bazen yetişmekte zorlanırken ne yazık ki gelişmekte olan ülkeler kendi teknolojilerini üretemedikleri için pahalı teknolojileri ithal etmek durumunda kalıyor. Türkiye’de tıbbi cihazlar sektörü gerek devletin gerekse özel sektörün yaptığı yatırımlarla her yıl düzenli olarak büyüyor. Sağlık Bakanlığı hem Türkiye’de üretilen hem de ithal edilen tıbbi cihazları, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde yürütülen Ulusal Bilgi Bankası uygulaması aracılığıyla denetlemeye çalışıyor. Bu denetimin  ülke açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Denetimde yaşanacak en küçük aksaklık pek çok kalitesiz ürünün ülkemize girişine olanak tanıyacaktır. Tıbbi cihazlar sektörü birçok yan sektörü de tetikleyen bir yapıya sahiptir. Üretimde kullanılan malzemeler plastik-metal işleme-elektrik-elektronik- bilişim teknolojileri gibi birçok yan sanayi kolunu da kapsıyor. Bu nedenle yerli üretimin destek ve teşviklerle güçlendirilerek ithalata bağımlılığın azaltılmasının sadece tıbbi cihazlar sektörünün değil, ona kaynak yaratan diğer tüm yan sanayilerinde geliştireceğini düşünüyorum. Adet bazında bakıldığında en çok ihraç ettiğimiz ürün grubu santrifüj cihazlarımızdır. Ancak ciro bazında bakıldığında, buharlı sterilizatörlerimiz ihracatımız içinde en çok değer yaratan ürün grubudur. Tüm ürün gruplarının ihracatını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Üretimimizin 
yüzde 55’ini 106 farklı ülkeye ihraç ediyor olmamız bu konudaki başarımızı ortaya koyuyor. NÜVE olarak ürünlerimizi Peru’da, Ekvator’da, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde, Avustralya’da satılabiliyorsak bunun temel nedeni,dünyayı hedef pazar olarak görmemizdir.Avrupa yavaş büyümekle birlikte hala çok büyük bir pazar. Afrika pazarı ise büyüme hızıyla üreticilere önemli fırsatlar sunuyor. Pek çok Türk üreticinin son 10 yılda kalite ve fiyat anlamında Avrupa ve ABD’li firmalarla rekabet edilebilir seviyelere ulaştığını söyleyebiliriz. Ancak son yıllarda özellikle fiyat konusunda Çinli ve Güney Koreli tıbbi cihazlar üreticileri Türk firmalarını zorluyor. Ülkelerindeki ihale sistemi Türkiye’ye benzeyen Uzakdoğulu üreticiler fiyat anlamında en büyük rakibimiz oldu. Türkiye’de yerli imalatçıların hizmet alanı, ürün çeşidi ve kapasite detayları tam olarak bilinmediğinden muhtemel fırsatlar ya da oluşturulacak teşvikler gündeme getirilemiyor. İstatistiğe dayalı veri olmadığından ulusal bazda üretim planlaması da yapılamıyor. Sektörün ihtiyacı olan üst düzeyde yetişmiş insan gücü, Ar-Ge ve üniversite desteği bölgesel yerine sektörel teşviki gerektirdiğinden devlet teşvikleri tam anlamıyla kullanılamıyor. Yan sanayinin ise yeteri kadar gelişmemiş olması üreticiyi her bileşeni ya kendi bünyesinde üretmeye ya da ithal etmeye zorluyor ki bu durum da Türkiye’deki yatırım ortamını olumsuz yönde etkiliyor. İhracatta öncü ülkelere baktığımızda yerli üreticiyi korumaya ve ihracatı artırmaya yönelik kredilerin uygulandığı görülüyor. Türkiye’de de üreticiyi korumak için hem ithalatı azaltacak hem de ihracatı artıracak buna benzer teşvikler verilmeli, Ekonomi Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tıbbi cihazlar sektörünün sorunlarıyla yakından ilgilenmelidir. Sağlık Bakanlığı da üreticileri desteklemeli ve Türk ürünü kullanılmasını daha fazla teşvik etmelidir.”


“TÜRKİYE, ÜRETİMDE ADINDAN SÖZ ETTİRECEK” 
GİRAY ÜNLÜ
ERTUNÇ ÖZCAN ŞİRKETLER GRUBU İHRACAT TEMSİLCİSİ
“1968 yılında kurulan Ertunç Özcan; tıbbi cihazlar, hastane-laboratuvar ekipmanları üretiyor.Yüksek kaliteli ve güvenilir ürünlerimizle Türk tıbbi cihazlar sektörünün gelişimine katkı sağlıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında tamamladığımız anahtar teslim hastane projelerinin yanı sıra yeni doğan ünitelerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayan tıbbi cihazlar üretiyoruz. Firmamızın önem verdiği kalite ve yönetim anlayışı MEYER firmasının ISO 9001:2008, ISO 13485:2003 ve CE işaret belgeleri alınarak onaylandı.Ayrıca firmamız TSE, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı teknik servis hizmet yeterlilik belgelerine de sahiptir. Ürettiği cihazları bir çok ülkeye ihraç eden firmamız, dünya tıbbi cihazlar sektöründe de isminden söz ettiriyor. Katıldığımız dünyanın önemli medikal fuarlarında son teknolojiyle üretilen tıbbi çözümlerimizi tanıtma fırsatı buluyoruz. Süregelen güçlü üretim, pazarlama, teknik servis ve hizmet kalitemizi 45 yıldır  geliştirerek yolumuza devam ediyoruz.Son dönemde yeni doğan bölümlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak tıbbi cihazların üretimine odaklandık.


Yeni doğan 
yoğun bakım kuvözleri, yeni doğan açık yatağı, led fototerapi cihazları ve yeni doğan canlandırma üniteleri firmamızın başlıca ihracat kalemleri arasında yer alıyor. Üretimimizin yüzde 50’sini ihraç ediyoruz. Türk tıbbi cihazlar üreticileri son beş yılda kayda değer bir gelişim gösterdi. Özellikle Amerikalı ve Avrupalı rakiplerimizle aramızdaki fark gün geçtikçe kapanıyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye tıbbi cihazlar üretimi konusunda adından söz ettirecek. Ortadoğu, Afrika, Balkanlar, Avrupa ve aralarında Rusya’nın da bulunduğu birçok Asya ülkesi sektörümüzün hedef pazarları konumundadır. Tıbbi cihazlar sektörü, konusu itibariyle vazgeçilmez ürün gruplarını barındırdığından, diğer birçok sektörün aksine insanoğlu var olduğu sürece sürekliliğini koruyacaktır. Ürün konfigürasyonlarının çok ve çeşitli olması sebebiyle seri üretime tam olarak geçilememesi, üretim sürelerinin istenilen düzeye indirilememesi, bu sebeple işçilik maliyetlerinin artması sektörümüzün temel sorunudur. Sorunun çözümünde; devletin tıbbi cihazlar üretimi üzerindeki destek ve teşviklerini artırmasını, kalifiye eleman ve ekipman istihdamı konusunda üreticilere yardımcı olmasını bekliyoruz. Büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının sağlık sektörüne özellikle tıbbi cihazlar alanına yatırım yapmaları, şirketlerin Ar-Ge çalışmalarına önem vermeleri  ve ürün realizasyonları hakkında bilgi birikimlerini artırmaları gerekiyor.”




“KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME FONU DÜŞÜRÜLMELİ YA DA KALDIRILMALI”
AHMET SİNAN KABAKCI
ELMED A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ
“Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden mezun mühendisler ile konusunda uzman üroloji profesörleri bir araya gelerek Türkiye’nin ilk ‘Böbrek Taşı Kırma  Cihazı’nı üretmek üzere 1991 yılında ELMED’i kurdu. Ostim’de yüksek teknolojili cihazların üretimine başlayan ELMED, Ankara’nın ilk medikal firmalarından biridir. Firmamızın ana ürün grubu; ESWL vücut dışından böbrek taşı kırma sistemleri ve vücut içinden böbrek taşı kırma cihazlarından oluşuyor. ESWL cihazı üzerinde uzun süren test çalışmaları ve geliştirmelerden sonra 1991’de ilk ESWL prototipi üretildi. İlk yerli üretim ESWL cihazı ise 1993 yılında Gaziantep’e kuruldu. 1996 yılında Amerikan Üroloji Derneği’nin Yıllık Üroloji Kongresi’ne Türkiye’den katılan ilk firma olan ELMED, uluslararası pazarda tanıtıma başladı. ESWL sistemlerinin Türkiye’de üretilmesiyle ithalatının önüne geçildi ve ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağlandı. 60’ın üzerinde ülkeye ihracat yapan firmamız bazı ülkeleri ilk kez taş kırma sistemleri ile tanıştırdı.

Firmamız taş kırma cihazı 
pazarındaki dünyanın önemli üreticileri arasında yer alıyor. ELMED gelişen teknolojileri ve pazar ihtiyaçlarını yakından takip ederek üroloji dışındaki konularda da yeni ürünlerin tasarımı, geliştirilmesi ve pazara sunulması için çalışıyor. Bu çalışmaların üniversitesanayi işbirliği çerçevesinde sürdürülmesi için Hacettepe Teknokent’te faaliyete başladık ve OSTİM Medikal Kümelenmesi’ne üye olduk. Kaliteye verdiği önemle ürünlerimiz CE, ISO 13485, ISO 9001, FDA, GOST-R, KFDA, TGA gibi uluslararası kalite sistemleri yanında ilgili ülkelerin kendi kalite sistemlerine göre ayrıca tescil edildi. Firmamız kalitesi ve yarattığı müşteri memnuniyetiyle hem yurt içinde hem de yurt dışında bir marka olmayı başardı. Yarattığımız imajla yeni pazarlarda başka Türk firmalarının da önünü açtık ve açmaya devam edeceğiz. Teknolojisi ve katma değeri yüksek, Ar-Ge ve inovasyon gerektiren üretimler yapmayı hedefliyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın tüm Türkiye’deki hastane ihtiyaçları için toplu alımlara yönelmesi sektördeki birçok üreticiyi etkiledi.Birçok üretici ihracata yönelmeyi seçti. Yıldan yıla değişmekle birlikte ihracatımız toplam ciromuzun yüzde 30’unu karşılıyor.

Bu oranı yüzde 
50’nin üzerine çıkarmak istiyoruz. Türk firmaları ve Türk ürünleri dünya pazarında yükselen bir değere sahip. Ürünlerin kalitesi Avrupa kalitesinde ve fiyatları Çin ile rekabet edebilecek düzeyde görüldüğünden, özellikle Ortadoğu ülkelerinde Çin malı yerine Türk ürünleri tercih edilmeye başladı. Ortadoğu ve Afrika ülkeleri sektörün öncelikli pazarları arasında yer alıyor. Sektörümüz özellikle malzeme tedariğinde sıkıntı yaşıyor. Yerli piyasadan özellikli malzeme temin edilemiyor. Tıbbi cihazlar üreticilerinin çoğu gerekli malzeme ve hammaddeyi kendisi ithal etmek zorunda kalıyor. Uygulanan vergilendirme sistemi ise üreticileri finansal yönetim açısından zorluyor. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı orta bir yol bulmalıdır. Tıbbi cihazlar üreticileri ve ihracatçılarının, ithal ettiği ham maddelerde Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) düşürülmeli ya da tamamen kaldırılmalıdır. Üretici firmalar teknik eleman bulma konusunda da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Sorunun çözümünde Milli Eğitim Bakanlığı’na önemli görevler düşüyor. Teknik okullarda eğitim gören öğrencilerin sanayide yetiştirilerek mezun edilmesi, bu sıkıntıları çözebilir.”