İş makineleri sektörünün ilk ve tek derneği olduklarını belirten Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği...

İş makineleri sektörünün ilk ve tek derneği olduklarını belirten Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Divriş; 2023 hedeflerine giden yolda makine sektörünün lokomotifi olacaklarını söyledi.

Derneğin kuruluş amaçları, faaliyetleri ve yapısıyla ilgili bilgi veren İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Divriş, Türk iş makineleri sektörüne yönelik sorularımızı yanıtladı.

Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği’nin (İMDER) çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği, dokuz firmanın bir araya gelmesiyle 2002 yılında resmi olarak kuruldu. 90 farklı markanın, 200 çeşit ürününü Türkiye’de üreten ya da bu global markaların temsilciliğini üstlenen; Türkiye’nin en büyük holdinglerine bağlı dokuz şirket, sektörün yaşadığı sorunlara çözüm bulmak amacıyla dernekleşerek bir çatı altında toplanmaya karar verdi. İMDER, 66 yıldır yatırma yönelik faaliyet gösteren, iş makineleri ve inşaat ekipmanları sektöründe, eksikliği hissedilen bir boşluğu doldurmayı amaçlayarak faaliyetlerine başladı. Türkiye’de ekonominin yapı taşlarından biri olan ve ülkenin gelişim göstergesi olarak kabul edilen iş makineleri sektörünün ilk ve tek derneği olması nedeniyle İMDER, önemli bir misyonun da temsilcisidir. İMDER faaliyetlerini; üyeler arası ilişkiler, sektörün ihtiyaç ve problemleri, sektör ile devlet arasındaki bağ ve ilişkilerin düzenlenmesi, sektör ve devlet ile beraber AB ilişkileri ve sektör ile global ilişkilerin kurulması, devam etmesi, işleyişi şeklinde belirlediği beş ana alan içinde sürdürüyor. Devletin resmi kurumları ile temasa geçerek, sektör ile ilgili konulardaki değişiklik ve düzenlemeler üzerine çalışmalar yaparak veya görüş bildirerek katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İş makineleri ve inşaat ekipmanları sektörü Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 1,2’lik kısmını oluşturuyor. İMDER üyesi kuruluşlar Türkiye’nin yedi ayrı coğrafi bölgesinde yerleşik bölge müdürlükleri, bayi, servis, yedek parça ağı ile tüm müşteri ve kullanıcılarına en kısa sürede hizmet sağlamayı amaçlıyor. Üyelerimizin  Türkiye merkezli yatırımları her geçen gün artarak devam ediyor. Sektörümüzde 550’ye yakın firma bulunuyor. 100’e yakın firma da üretim yapıyor. Türkiye’nin iş makineleri ihtiyacının yüzde 70’i yabancı yüzde 30’u yerli firmalar tarafından karşılanıyor. İMDER üyesi distribütör firmalar yatırımlarını; ürün tedarik, satış, satış sonrası hizmetler, yedek parça stoku ve müşteri memnuniyeti üzerine yoğunlaştırarak, ülke ekonomisinin gelişimi için çalışıyor. İMDER’in 33 üyesi bulunuyor. Sektörün en önemli firmalarını çatısı altında buluşturan derneğimiz, üyelerinin yaşadığı sorunlara çözüm üretmenin yanında, resmi kurum ve kuruluşlarla da sürekli iletişim halindedir. Üye firmalarımızın talep ve beklentilerinin iletilmesinde aracılık ediyor, sorunların çözümünde aktif görev alıyoruz. Çeşitli sivil toplum örgütleriyle sektörümüzün tanıtımı konusunda yurt içi ve yurt dışında çalışmalarda bulunuyoruz. Sektörümüze yönelik eğitim çalışmalarına da öncülük ediyoruz. Derneğimize üye olacak firmanın temsil ettiği ürün grubunda belli bir saygınlığa ulaşmış olması gerekiyor. Ayrıca üyemiz olacak firmadan derneğimizin belirlediği etik kurallara uygun hareket etmesini bekliyoruz. Üyelerimizin ürettiği ya da ithal ettiği ürünler mevcut mevzuat ve denetimlerden geçmelidir. Üyemiz olmayı düşünen firmalarda bu yasalhükümlülükleri yerine getirmelidir.


Türk iş makineleri sektörü hakkında bilgi verir misiniz?
Ülkelerin gelişmişliğini ve ekonomik düzeyini ortaya koyan en önemli göstergelerden birisi iş makineleri sektörünün durumudur. Ülkelerin ekonomik ve sosyal alanda kalkınmasını sağlamak için yapılması zorunlu olan; yol, su, elektrik, baraj, köprü, iletişim ağları, sınai ve sosyal hizmetler ekonomik girdi sağlayacak yer altı ve yer üstü madenlerinin işlenmesi, taşınması gibi daha birçok işin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için iş makinelerine ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla, bir ülkenin ekonomik ve sosyal yönden kalkınmışlığı, sahip olduğu iş makinelerinin sayı ve niteliğine bakılarak görülebilir. Bu bağlamda ülkemizde ekonomik ve sosyal refahın bir türlü çağdaş düzeye erişmesinin bir nedeni de sahip olduğumuz iş makinelerinin türü, sayısı ve kalitesindeki yetersizlikten kaynaklanıyor. Sahip olduğumuz iş makinelerinin; sayısal olarak gelişmiş ülkelerin yüzde 20’si, nitelik olarak yüzde 60’ından fazlasının ömürlerini tamamlamış olması bu alandaki geri kalmışlığımızın bir göstergesidir. Türkiye’nin genel yatırımlarının yaklaşık yüzde 50’sini inşaat sektörü yatırımları oluşturuyor. Sektörün sağladığı iş imkanı, iş gücü sayısı ve ekonomide yarattığı katma değer göz önüne alındığında, Türk ekonomisinin lokomotif sektörü olarak adlandırılıyor. İş makineleri ise bu sektördeki firmalar için büyük öneme
sahiptir. Türkiye’deki inşaat sektörünün yüzde 30’unu iş makineleri sektörü oluşturuyor.Geçmiş 10 yıla baktığımızda; 2002 yılında satılan iş makinesi adedi bin 768 iken, 2012 yılında 7,2 kat büyüyerek 12 bin 750 adete çıktı. 2002 yılında toplam ihracatımız 162 milyon dolar iken, 2012 yılında yaklaşık 8 kat artarak 1,3 milyar dolara ulaşıldı. 2012 yılında dünyada toplam iş makinesi satış adedi 900 bini geçti. Bu rakam Avrupa’da 120 bin civarındayken, ülkemizde ise bir önceki yıla göre 13 kat büyüyerek 12 bin 750 adet oldu ve böylelikle tarihi bir rekora imza attı. Sektörümüz bu satış rakamlarıyla Avrupa’da ilk dört içine girerken dünyada ise 11’inci sıraya yükseldi. 2012 yılının ilk altı ayında 6 bin 259 makine satışı gerçekleştiren sektörümüz, 2013 yılı ilk altı ayında ise 7 bin 130 makine satarak yüzde 13,9 oranında büyüdü. 2014 için beklentimiz büyüme eğiliminin sürmesi yönündedir. Umarım 13 bin 500 adetlik satış rakamıyla yeni bir rekora imza atarız.

İş makinesi sektörünün çözüm bekleyen sorunları nelerdir?
Türkiye’de 42 kalem iş makinesi satılıyor ve bunların 38’inin ikinci el ithal edilmesine izin veriliyor. Ülke ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede yerli üretimi olan ve ciddi yatırımlar yapılan dört ana kalem ürünün(beko-loder, ekskavatör, yükleyici ve forkliftler) ikinci el ithalatı ise yasak. Devletin bu desteğinin ve mevcut yasağın Avrupa Birliği üyesi olana kadar devam etmesi gerekiyor. Türkiye; insan sağlığı ve güvenliğine aykırı, çevreye zararlı, eski teknoloji, AB’nin güncel standartlarına uymayan, verimi düşük, kullanım maliyeti yüksek, yedek parçası olmayan, satış sonrası hizmetlerin verilemeyeceği, müşterinin mağdur olacağı yapılanmalardan kesinlikle uzak durmalıdır. İş makinelerinin tescillenme sıkıntıları da çözüm bekleyen sorunlar arasında yer alıyor. Ayrıca sektör üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir. İkinci el iş makinelerinden alınan verginin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesini bekliyoruz. İş makineleri sektörü kalifiye eleman bulma konusunda da çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Özellikle imalat sanayisinde ara eleman eksikliği çok ciddi hissediliyor. Tasarım yapabilecek elemanlar yanında iş makinelerini ve ekipmanlarını kullanacak ehliyetli, yetişmiş kalifiye eleman bulamıyoruz. Bu soruna çözüm arayan İMDER “Yedi Bölgede Yedi Meslek Lisesi” projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında iş makinesi alanında eğitim verecek yedi ayrı meslek lisesini yeni teknoloji ve eğitimde ihtiyaç duyduğu ekipmanla donatarak çağa uygun hale getireceğiz.