Ulkemiz, sahip olduğu doğal kaynaklar açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu kaynaklar verimli bir şekilde değerlendirilmelidir.

Ulkemiz, sahip olduğu doğal kaynaklar açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu kaynaklar verimli bir şekilde değerlendirilmelidir. Makine sektörü, mühendislik sanayilerinin önemli bir bölümüdür ve Avrupa Birliği ekonomisinin başlıca dayanağı ve önemli temel direğidir. Makine imalat sanayisi, sanayi sektörleri içinde yatırım malı üreten temel sektör olup, imalat sanayisi içinde özel ve önemli bir yer tutar. Makine imalat sanayisi bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizin sanayileşmesinin de itici gücüdür ve gelecekte de ülkemizin gelişiminin temel taşı olacaktır. Türkiye’de maden makineleri imalatçılarının büyük çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lerin sahip olduğu ucuz işgücü avantajı ve gelişmiş mühendislik becerileri, makine imalatçılarımızın uluslararası pazarlarda rekabet şansını artıran unsurlardır. Maden makineleri sanayisine yönelik bir politikamızın olmaması, mevcut pazarın ithalata yönlendirilmesi, üreticilerimizin maddi olarak yeterince desteklenmemesi; maden makineleri sektörünün istenilen düzeyde gelişmemesine neden olmuştur. Yeraltı madenciliğinde teknoloji kullanımı da hedeflenen düzeyin altındadır.

Maden makineleri denilince, akla ilk gelen kömür üretimi için kullanılan makinelerdir. Kömür yapısal özelliklerinden dolayı makine kullanmaya elverişlidir. Mermer sektöründe de yoğun makine kullanımı gözlenmektedir. Ülkemiz madenciliğinde, maden makineleri uygulaması gün geçtikçe artmaktadır. Sektörde genellikle ithal makine kullanımı yaygındır. Ancak günümüzde bazı makinelerin imalatı ve hatta ihracı mümkün hale gelmiştir.

Madenlerde Kullanılan Makineler

Martopikör: Kazı işinde kullanılan bir makinedir. İlk martopikörler İngiltere’den ithal edilmiştir. Ülkemizde ilk martopikör üretimi ise, MAZ atölyelerinde gerçekleştirilmiştir. Söz konusu makineler, günümüzde birçok firma tarafından değişik yapı ve özellikte ülkemizde üretilmekte ve ihraç edilmektedir.

Saban: Her iki tarafında keskiler bulunan, kırılma dayanımı 60-85 ton olan, bir zincirle ayak boyunca ileri-geri çekilen, taban taşı veya konveyör sacı üzerinde kayarak hareket eden, sıyırma şeklinde kazı prensibi olan bir çelik yapıdır. Ülkemizdeki ilk saban, Almanya’nın Ereğli Kömür İşletmelerinde (EKİ) kullanılmak üzere hibe ettiği koparıcı sabandır. Zonguldak-Gelik Bölgesi’nde, taşkömürünün yapısal ve jeolojik özellikleri sebebiyle etkin olarak kullanılamayan koparıcı saban, 1983 yılında Orta Anadolu Linyitleri işletmesinde (OAL) kurularak verimli olarak kullanılmıştır. OAL’deki bu yarı-mekanize uzunayak deneyimi, 1986 yılında fiili olarak üretime başlayan tam mekanize ayaklar için bilgi birikimi sağlamıştır. Rusya’da, yarı dik ve dik damarlarda uygulanmak üzere ANŞ (ANSch), mekanize üretim sistemi geliştirilerek uygulanmıştır. Ülkemizde ANŞ Sistemi Uygulamasına: Türkiye Taşkömürü Kurumu (T.T.K.) ve Rus teknik elemanları tarafından yapılan ön inceleme sonucunda, Üzülmez Taşkömürü İşletmesi Müessesesi, Dilaver İşletmesi’ndeki Büyük Kılıç damarında +56/-50 kotları arasında karar verilmiştir. 60 metrelik bir 2ANŞ sisteminin ilk yatırım maliyeti, 1990 yılı fiyatlarına göre 1 milyon 140 bin dolardır. Uygulama amacı ile denemek üzere 2 adet 2ANŞ sistemi Rusya’dan getirilmiştir. Dilaver işletmesi +56/-50 Büyük Kılıç panosunda yapılan uygulamada çıkan sorunlar giderilememiş ve uygulama başarısız olmuştur.

Tamburlu Kesici-Yükleyiciler: Uzunayakta üretim gerçekleştiren, kesme ve yükleme işini birlikte yapan makinedir. Pek çok ülke ve firma, çok çeşitli isimler altında, değişik özelliklere sahip kesici-yükleyici kazı makineleri üretmektedir. Tamburlu kesici- yükleyici makinelerin diğer üretilen kazı makilerine üstünlükleri açıkça görüldüğünden, günümüzde tamburlu kesici-yükleyici kazı makineleri uygulaması gün geçtikçe artmaktadır. L tipi tek tamburlu kesici-yükleyici makineler, günümüz yer altı kömür madenlerinde etkin ve verimli olarak kullanılmaktadırlar. Ülkemizde L Tipi Tek Tamburlu Kesici-yükleyici Uygulaması Soma’da Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) Müessesesi Eynez İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Eynez Yeraltı Ocağında, Şubat 1990’da +455 mekanize pilot ayağında yapılmıştır. Bu yarı mekanize ayak 50 metre uzunluğundaydı. Doğrultu boyunca çalışan bu ayakta kazı aracı olarak tek tamburlu kesici-yükleyici çalışmıştır. Tek tamburlu L tipi kesici-yükleyiciyle kömür üretimine bir başka örnek Garp Linyitleri İşletmesine (GLİ) bağlı Tunçbilek Yeraltı Ocağıdır. Burada 340 metre uzunluğundaki bir panoda, geçilmesi düşünülen tam mekanize üretime bilgi birikimi sağlamak ve kömürün mekanizasyona uygunluğunu saptamak amacıyla, 30 metre uzunluğunda bir pilot mekanize ayak oluşturulmuştu. Pilot Mekanize Ayak Projesinin dış finansmanı 1980 yılında Fransa’dan sağlanmıştır. Yapılan kredi anlaşmasına göre makinelerin toplam bedeli 11 milyon 955 bin 512 Fransız Frankıdır. Performans deneme üretimine 21.11.1983 tarihinde başlamıştır. ELİ’de devre dışı bırakılan bu makine daha sonra OAL’ye alınarak, tavan-taban yolları arasında ayak oluşturma işinde kullanıldı.

Hidrolik Direk: Manuel üretimlerde tahkimat için kullanılmaktadır. Çelik ayak tahkimatı uygulaması ayak mekanizasyonunun gelişmesi yolunda yeni bir sayfa olmuştur. İlk üretilen sürtünmeli direklerin eksiklikleri düzeltilerek, münferit hidrolik direkler geliştirilmiştir. Ülkemizde bazı firmalar tarafından başarılı bir şekilde üretilebilmektedir. Paletli Kollu Galeri Açma Makineleri: Özellikle yeraltı madenciliğinde hazırlık işlerinde etkin ve verimli olarak kullanım alanı bulmuştur. Zonguldak’ta Türkiye Taş Kömürleri (TTK), Soma ELİ, İstanbul ve İzmir metro kazısı, karayoları tünelleri, Urfa sulama tüneli gibi yerlerde etkin ve verimli şekilde kullanılmıştır. Bu tip makinelerin üretimi ülkemizde yapılamamaktadır.

Kızaklı Kollu Galeri Açma Makinesi: İstanbul Eyüp Tüneli Projesinde kullanılmıştır. Bu proje, İstanbul’da Haliç ve yöresinin kanalizasyon probleminin çözümü, tüm bölgedeki konutların ve endüstriyel atıkların denize ulaşmadan sahillere paralel kollektörlerle toplanarak arıtma tesislerine taşınması ve buralarda arıtma işlemine tabi tutulduktan sonra denizin dip akıntılarına boşaltılmasını esas alan Güney Haliç Projesi’nin bir kısmını oluşturmaktadır.

Tam Kesit Galeri Açma Makineleri (TBM): Prensip olarak bütün aynayı keskileri ile kavrayıp aynı anda kazı yapar. Kazı sırasında makinenin gövdesi devamlı olarak ileriye doğru hareket eder. Makine tüm aynayı kapattığından kazı sırasında arını görme, arına yanaşma mümkün değildir. Sert kayaç için üretilen tam kesit galeri açma makinelerinde kesici uç yerine disk keskiler kullanılır. İstanbul’da Söğütlüleşme-Üsküdar arası, İzmir’de Nenehatun Metro Tüneli, Bursa Uluabat Kuvvet Tüneli bu tip makinelerle açılmışlardır. Oldukça komplike ve pahalı olan bu makineler, proje kapsamında geçici olarak kullanılmıştır. Ülkemizde üretimi yoktur.

Darbeli Galeri Açma Makinesi: Kısmi kesit galeri açma makinelerinin bir çeşididir. Bu makine vurarak kayaları parçalayıp tünel açma işlemini gerçekleştirmekte ve yükleyici ile birlikte çalışmaktadır. İlerleme yapılırken, yükleyici aynı anda yüklemeyi yapabilmektedir. Bu makine mermer ocaklarında da farklı amaçlara yönelik olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde yabancı firmalarının lisansı ile genellikle montaja dayalı bir sanayisi vardır. Yüzlerce mermer işletmelerinde yabancı firmaların hidrolik kırıcıları kullanılmaktadır. İzmir Aydın Otobanı üzerindeki Selatin Tünelleri, İzmir Karşıyaka Tünelleri, İstanbul-Ankara Otobanı, İstanbul-Ankara tren yolu üzerindeki bazı karayolu tünelleri bu tip makinelerle açılmıştır.

 

Dragline: Sallama kepçeli bir ekskavatördür. Belli kalınlık ve genişliği olan kazı dilimi üstünde çalışır. Örtü katmanını kazarak, yan tarafındaki kömürü alınmış dilime döker. ABD ve Rusya’da etkin kullanımı vardır. Ülkemizde GLİ Tunçbilek, Güney Ege Linyitleri İşletmesinde (GELİ), Yatağan, Tınaz, Milas Bölgesinde, Sivas-Kangal Linyitleri İşletmesi (SKLİ), Bolu Linyitleri İşletmesi (BLİ) Orhaneli’nde dragline kullanılmaktadır. Genellikle ABD menşeli ve Marion ve Page firmalarının makineleridir. Çok pahalı olan bu makinelerin ülkemizde üretimi yoktur.

Döner Kepçeli Ekskavatörler: Madencilikte ve inşaatlarda kullanılan ağır araçlardır. Günümüze kadar yapılmış olan en büyük araçlar döner kepçeli ekskavatörlerdir. TEAŞ Elbistan açık işletmesinde her biri 3 bin metreküp/ saat kazı-yükleme kapasitesinde altı adet döner kepçeli ekskavatör kullanılmaktadır.

Hidrolik Ekskavatör: Değişik seviyelerdeki zemini kazmak, gevşek malzemeyi ya da kazılmış toprağı bir yere yığmak veya yüklemek için kullanılan iş makinesidir. Kazma, koparma ve taşıma işlemlerini hidrolik silindirleri ve motorları vasıtası ile yapar. Madencilikte açık işletmelerde çok etkin kullanılır. Bom başlığı değiştirilerek aynı makine ile farklı işlerin yapılması da mümkündür. Bu makinelerin dışında madencilikte kullanılan delik delme makineleri, kepçe, mermer ocaklarında tel kesme makinesi, mermer kesme ve işleme teknolojisinde kullanılan katraklar, köprü kesme makineleri, S/T makineleri, cilalama, ebatlama, kurutma makineleri ülkemizde üretilip ihraç edilmektedir.

Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde ülkemizin hem toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilmesi, hem de uluslararası alanda rekabet edebilmesi işgücünün niteliğine bağlıdır. Ekonomisi çeşitlenmiş, güçlenmiş ve küreselleşmeye entegre olmuş bir ekonominin, sürdürülebilir büyüme için vasıflı işgücüne ihtiyacı vardır. Vasıflı işgücü konusunda ilgili bakanlıklar YÖK ve DPT ortak çalışmalar yürütmektedir. Maden makineleri üretimi ülke içinde yapılarak dışa bağımlılık ortadan kaldırılmalıdır. Gelişmiş bir makine imalat sanayisi, daha az dışa bağımlılık, daha az döviz harcanması ve daha az açık veren bir dış ticaret dengesi demektir. Maden makineleri sanayisinin gelişmesi için bu sektöre özel teşvikler verilmelidir. Sektör, tüm gelişmiş ülkelerde birinci sırada ele alınmakta ve geliştirilip korunması bir devlet politikası olarak benimsenmektedir. Bu çerçevede ülkemizde de yüksek katma değerli teknoloji üretimine dayalı maden makineleri üretilmelidir. Sektörde Ar-Ge çalışmalarına önem verilmeli, ayrılan kaynak artırılmalıdır. Sektörde yeni teknolojilerin kullanımı ve teknik eleman istihdamının artırılması verimliliği artıracaktır. Üniversite-sanayi işbirliği güçlendirilmelidir. Her sektörde olduğu gibi maden makineleri sektöründe de işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik gerekli tedbirler yeterince alınmadığı için, her gün iş kazası ve meslek hastalıklarıyla karşılaşılmaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak gerekli tedbirler alınmalı ve denetlenmelidir.