Istanbul’da 2004 yılında Hürriyet Necdet Aydoğan tarafından kurulan PlanetTEK, dönen biyolojik disk teknolojisiyle çalışan PlanetDISK markasını hayata geçirdi.

Istanbul’da 2004 yılında Hürriyet Necdet Aydoğan tarafından kurulan PlanetTEK, dönen biyolojik disk teknolojisiyle çalışan PlanetDISK markasını hayata geçirdi. Firmalarının; atık su, temiz su arıtma, katı atık yönetimi, kimyasalsız su şartlandırma konularında en gelişmiş ve yeni teknolojileri sunduğunu belirten CTG PlanetTEK Çevre ve Arıtma Teknolojileri Genel Müdürü Hürriyet Necdet Aydoğan, Türkiye’nin en büyük kapasiteli DBD paket arıtma ünitelerinin imalatını gerçekleştiren, 2 metrenin üzerinde çapa sahip CE belgeli ilk ve tek biyodisk firması olmanın gururunu yaşadıklarını vurguladı.

CTG PlanetTEK şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamıza, “Tek Gezegen” anlamına gelen PlanetTEK ismini verdim. Bu ismin çok beğenildiğini söylemek isterim. Sloganlarımız; “Bir gün her şey sudan ucuz olacak!” diğeri ise Leonardo da Vinci’ye ait olan “En mükemmel çözümler basit olanlarıdır!” sözleridir. 2008 yılında CTG adlı bir İngiliz firmasıyla ortaklık yaptık. Bu firmanın İspanya, Peru gibi ülkelerdeki başarısızlığı nedeniyle ortaklık 2012 yılında son buldu. Şu sıralarda ise yurt dışından ve yurt içinden firmalarla ortaklık için görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Amacımız, uygun firmalarla işbirliği içinde gücümüzü artırmak ve sayıları 100’e yaklaşan tesislerimizin sayısını 1000’lere ulaştırmak. Biyodisk teknolojisini CE belgeli, evrensel standartlarda üreten ve uygulamasını gerçekleştiren dünya çapında 25 firmadan biriyiz. Ülkemizde en çok çalışan tesise sahip, CE belgeli ilk ve tek Türk firmasıyız. Hedefimiz; PlanetDISK’i dünya çapında bir marka haline getirmek.

Bunun için imalat kalitemizi sürekli geliştiriyoruz. Kullandığımız malzemelerin, tasarımımızın bu teknolojinin liderleri olan Alman ve İngiliz emsallerinden bile daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Gururla belirtmek isterim ki, PlanetDISK ünitelerimizin üzerinde üç dilde “% 100 Made in Türkiye” ibaresi, nazar boncuğu ve Türk bayrağı bulunuyor. Küresel ekonomide prestij açısından bu konuya önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Planet DISK ünitesi ve biyodisk teknolojisi hakkında bilgi verir misiniz?

PlanetDISK, sabit film prensibine göre çalışır ve 3.5 devir/dakikadan daha düşük bir hızda dönen yatay bir mil üzerine sıralanmış olan plastik esaslı disklerin üzerinde biriken bakteriler, yarısı atık suyla dolu bir tankın içindedir. Disklerin yüzeyinde biriken bakterilerin oksijen ihtiyacı, disklerin döndükçe atık sudan çıkarak havayla temas etmesi sayesinde sağlanır. Klasik aktif çamur sisteminde ise bu ihtiyaç blower kullanılarak giderilir. Bu noktada bizim teknolojimizin en önemli farkı enerji sarfiyatıdır. 300-500 kişi/gün kapasiteli bir aktif çamur ünitesi 5.5 kW enerji gerektirirken, aynı kapasiteli PlanetDISK ünitesi sadece 0.37 kW enerjiye ihtiyaç duyar. Dolayısıyla bizim sistemimizde yüzde 90’dan fazla enerji tasarrufu söz konusudur. Planet- DISK sisteminde, aktif çamur ünitelerinde olduğu gibi çamurun ne zaman tahliye edilmesi gerektiğine karar vermek gerekmez. Disklerin yüzeyinde biriken çamur, belli bir kalınlığa geldiğinde, diskin yüzeyinden kendiliğinden sıyrılarak düşer. Daha sonra son çöktürme ünitesine geçen arıtılmış su, savaklanarak askıda katı maddeden ayrıştırılır. PlanetDISK’in gövdesi polietilenden yapılmıştır. Diskleri ise yüksek yoğunluklu polipropilendir. İçi dolu çelik mil, galvaniz kaplı metal çubuklar ve paslanmaz aynalar kullanılır. İmalat için seçilen tüm malzemeler korozyona karşı dayanıklıdır. 300-500 kişi kapasiteli PlanetDISK ünitesi 2,3 x 2,9 x 3 metre boyutlarındadır. Tesis kapasitesini ünitelerimizi seri ve paralel olarak bağlayarak artırabiliyoruz. PlanetDISK markası, 2007 ve 2011 yılında tescil edilmiş ve hakları CTG PlanetTEK’e aittir. Ayrıca Türk Patent Enstitüsü tarafından verilen faydalı model ve tasarım tescil belgeleri sayesinde önemli bazı parçalar ile tasarımlar koruma altındadır.

Biyodisk’in Türkiye için daha iyi bir teknoloji olduğuna nasıl karar verdiniz?

Amacım, kullanıcıya bağımlılığı yok denecek seviyede kullanımı kolay, enerji tüketimi az olan bir atık su arıtma teknolojisini ülkemde imal etmekti. Hedefimde ise özellikle köyler, küçük yerleşim alanları, konut projeleri vardı. Bu gibi yerlerde atıksa arıtma ünitelerini çalıştıracak, bakımını yapacak personel bulmak zordur. Enerji maliyetlerinin yüksek olması halinde tesis bir süre sonra kapatılır. Bunun çok sayıda örneği mevcut. Avrupa’da ve ABD’de benzer yerleşim alanlarında paket üniteler kullanılıyor. Ancak bizimkinden farklı olarak aktif çamur üniteleri yerine dönen biyolojik disk teknolojisi tercih ediliyor. Üçüncü kuşak diyebileceğimiz bu teknoloji, enerjiyi en az seviyede sarf etmekle kalmayıp aynı zamanda bakım açısından da büyük kolaylıklar sağlıyor. Biyodisk teknolojisinde koku ve gürültünün olmadığını, arıtma tesisi için gerekli alanın daha küçük olduğunu da söylemek isterim. Bu yüzden de sistemlerimiz konut sitelerinde özellikle tercih ediliyor. İlkini 2005 yılında devreye aldığımız PlanetDISK tesisi, İskenderun’da halen faaliyet gösteriyor. Kısa zamanda birçok projede PlanetDISK tesisleri hizmet vermeye başladı. 2014 yılında büyük bir firma, sosyal sorumluluk projesi kapsamında, İTÜ rehberliğinde, Rize’nin köylerinde kullanmak için PlanetDISK’i tercih etti. En önemli ve zorlu projeyi BP-TEKFEN için Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattında gerçekleştirdik. Üç BOTAŞ istasyonunda çalışmayan arıtma tesislerinin yerine PlanetDISK sistemleri devreye girdi. Bunlar gibi çok sayıda başarılı çalışmalarımız mevcut. Büyük şehirler, özel idareler, tanıtım çabalarımız sonucunda artık ihalelerini bu teknolojiye göre düzenliyor. Bu noktada önemli rol oynadığımız düşünüyor ve bundan mutluluk duyuyorum. Bu mükemmel teknolojinin daha da yayılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

“Endüstriyel Atık Suyun Arıtılması Alanında Çalışmalara Başladık ”

Mevcut PlanetDISK teknolojisini evsel atık suyun dışında, endüstriyel atık suda da kullanmak üzere çalışmalar başlattıklarını söyleyen CTG PlanetTEK Çevre ve Arıtma Teknolojileri Genel Müdürü Hürriyet Necdet Aydoğan, “Bu amaçla TÜBİTAK gibi kurumlarla çalışmalar başlattık. Avrupa ve ABD’de özellikle kağıt ve unlu mamuller sektörlerinde yaygın bir şekilde kullanılan biyodisk teknolojisin yaygınlaşması açısından, bu projeni başarıyla sonuçlanması oldukça büyük bir önem taşıyor” dedi.

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz?

Çeşitli firmalar ve bayilerimiz aracılığıyla Cezayir, Kazakistan, Cibuti, Bahreyn gibi ülkelerde PlanetDISK teknolojisi kullanılıyor. 2015 yılında, bu ülkelerin sayısını artırma çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu amaçla yurt dışı fuarlara katılım konusuna daha çok önem vereceğiz. Özellikle Arap ülkelerinde ve Türk Cumhuriyetlerinde İngiliz ve Alman firmaları başarılı faaliyetler sürdürüyor. Bu firmalar karşısında iyi bir fiyat avantajıyla mükemmel bir ürün sunuyoruz. Geçmişte karşılaştığımız her sorun bizi daha güçlü ve deneyimli hale getirdi. Bu çerçevede mükemmel bir ürüne ve çok iyi bir performans geçmişine sahibiz diyebilirim.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Sektörün önündeki en büyük engellerden biri; bilinçsiz, sadece para odaklı çalışan, kurumsal olmayan, firmaların piyasada rahat hareket edebilmelerini engelleyecek yönetmeliklerin ve sınırlamaların bulunmamasıdır. Böyle bir ortamda, çalıştırılamayan, yanlış tasarımlı atık su arıtma tesisleri ortaya çıkacak ve bu mükemmel teknolojinin de güvenilir olmadığı izlenimi oluşacaktır. “Kötü emsal misal olmaz!” desek de, sektörümüz bu konuda yeterince bilinçli olmadığı için, biyodisk teknolojisinin ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. İhale kanunları, işin gerçek uzmanları tarafından icra edilmesine izin vermiyor. Kanalizasyon hattı kazan bir müteahhit arıtma tesisi yapabiliyor. Böyle bir tesisin çalışması, randıman vermesi beklenemez. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarım konularında düzenlemeler yapması büyük önem taşıyor.PlanetTEK olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye su zengini olmasa da bölgesel sorunların dışında, suyu bol bir ülkedir. Ancak, siz atık sularınızı arıtmazsanız, atık sularınızı temiz su kaynaklarınıza karıştırırsanız; temiz su kaynaklarınızı hızla yok edersiniz. Kirlenen sular hepimiz için ve hatta gelecek kuşaklar için en önemli sağlık tehdidi haline gelir. Şu anda Menderes’te, Ergene’de, Kızılırmak’ta ve daha pek çok yerde işte bu sorun yaşanıyor. Sloganımız herkesi korkutuyor; “Bir gün her şey sudan ucuz olacak!”. Su en pahalı doğal kaynak olacak. Su savaşları çoktan başladı. Türkiye de o savaşın tam ortasında bulunuyor. En önemli doğal kaynak, hayatın ta kendisi olan suyun değerini bilmeliyiz. Atık suları arıtmalı, yeniden kullanmalıyız ve temiz sularla karışmasını engellemeliyiz. Şu andaki tüketime göre dünyanın kaynaklarının en az üç kat daha fazla olması gerekiyor. Ya da başka bir deyişle şu andaki tüketimimizi karşılayabilmesi için bize üç dünya daha gerekiyor. Suyu arıtmak ve yeniden kullanmak çok önemli. İsrail, atık suyunun yüzde 80’ini arıtarak tarımda tekrar kullanıyor. İspanya ise yüzde 16 oranında suyu tekrar kullanabiliyor. Bizim ülkemizde ise bu oran yüzde 1’in bile altında. Suyun yeniden kullanılması için güvenilir ve sürdürülebilir teknolojilere ihtiyaç bulunuyor. Bu sebeple biyodisk teknolojisi şüphesiz en doğru seçimdir.