Rekabet koşulları her gecen gun zorlaşan firmalar, katma değer yaratabilmek icin farklı yontemler bulmak zorunda. piyasada kendisine yer acmak isteyen firmaların bu yolda en buyuk destekcisi ise ar-ge ve inovasyon.

Küreselleşmeyle birlikte firmalar arasındaki rekabette her geçen gün ‘vahşileşiyor’. Artı k serbest piyasa koşullarında rekabet edebilmek için sadece maliyet ve kalite avantajları yeterli değil. Technoinvent Genel Müdürü Hasan Demirkıran, maliyet ve kalitenin her zaman gerekli olduğunu ancak artık firmaları n bir adım öne geçebilmek için farklı silahlara ihtiyacı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bu silahlar, bu gün için Ar-Ge ve inovasyon.” İsviçre merkezli SGS firmasının Endüstriyel Ürünler Bölümü Müdürü Ahmet Çanakçı ise sertifikasyonlarında büyük bir sorumluluğun altına imza atıklarını ve müşterilerini dünyanın hiçbir yerinde yalnız bırakmayarak nereye giderlerse gitsinler irtibat kurabilecekleri bir SGS ofisine ulaşabildiklerini söylüyor.

AR-GE BİRCOK KAVRAMI İCİNE ALIR
Technoinvent Genel Müdürü Hasan Demirkıran Ar-Ge’nin birçok kavramı içine aldığını belirterek şöyle devam ediyor: “Bir kanser araştırması veya uzay araştırması da bir Ar-Ge’dir. Bir firmanın yeni ürün geliştirme faaliyeti de bir Ar-Ge’dir. Hatta bir bankanın müşterilerin düşük maliyetli kredi bulmak için yaptığı çalışmalar ve ürünler de bir Ar-Ge sayılabilir. Bu kapsamda Ar-Ge’yi temel olarak ikiye ayırmakta fayda vardır. Temel araştırmayı içeren Ar-Ge ve firmaların rekabette kullandıkları yeni ürün ve hizmet geliştirmeyi kapsayan Ar-Ge. Technoinvent olarak temel araştırma konusu ile çok ilgilenmiyoruz. Bizler strateji gereği firmaların hemen alıp uygulayabileceği, etkisi çok kısa sürede görülecek yeni ürün ve hizmet geliştirmeyi içeren Ar-Ge ile ilgileniyoruz. Elbette ki inovasyonu da yapı- lan her çalışmada işin içine katıyoruz. Ar-Ge harcamalarında Amerika, Çin, Japonya, Almanya, Fransa, Hindistan, İngiltere, Güney Kore, Kanada ve Tayvan ilk 10’da, Türkiye ise yüzde 0,7?lik bütçe içindeki Ar-Ge harcama payı ile 25. sıradadır. Bizim hesabımıza göre Türkiye’nin Ar-Ge ile rekabet stratejisi uygulayacaksa en geç 2023’e kadar ilk 10’a girmelidir. Sadece Ar-Ge’ye para ayırmak yeterli değildir. Sonuçta Ar-Ge yi rekabet gücünü arttırmak için yapıyorsak rekabetçilik endeksinde de iyi bir yerde olmamı z gerekir. Dünya rekabetçilik endeksini düzenleyen kuruluşların yaptığı sı- ralamaya göre Türkiye dünya rekabetçilik sıralamasında maalesef 54. sıradadı r.“ Türkiye’nin Ar-Ge konusunda 30 yıl öncesine göre çok iyi bir durumda olduğunu aktaran Technoinvent Genel Müdürü Hasan Demirkıran, ?30 yıl önce ihracatı bilmiyorduk, şimdi iş adamları- mız ihracat rekorları kırıyor. Ama bir şey unutulmamalıdır. Türkiye’deki firmalar ihracat patlaması yaparken, diğerleri de boş durmuyor diyor. Türkiye’nin özellikle son 20 yıldır büyük bir üretim hamlesi gerçekleştirdiğ ini ve bunu kalite ile daha güzelleştirdiğ ini belirten Demirkıran, “Ancak artık Çinli’de, Hintli de, İsrailli de, Koreli de üretiyor. Hem de bizden ‘kaliteli’ üretiyor. Millet boş durmuyor. Bizler bir şeyler başarıyoruz ama, buna global ölçekte baktığımız pek büyük bir şey de- ğil, en azından arzu ettiğimizin altında” diye konuşuyor.

SANAYİCİ GUNU KURTARMA DERDİNDE
Türkiyeli sanayicinin günü kurtarma derdinde olduğunu ve yarını göremedi- ği aktaran Demirkıran, “Devlet, ilk olarak 1995’te sonraları da gittikçe geliştirerek başta TÜBİTAK olmak üzere bir teşvik sistemi getirdi. Öncelikle bu güzle bir şey. Çünkü dünyada gittikçe parasal teşvikler kalkıyor, Ar-Ge teşvikleri hariç. Devletimiz de bunu gördü ve sanayicinin rekabet gücünü arttırmak için bu teşvikleri başlattı” diye konuşuyor. Teşviklerde başlangıçta büyük bir verimsizlik olabileceğini ve bunun da normal olduğunu sözlerine ekleyen Demirkı ran şöyle devam ediyor: “Önemli olan insanların bu konuda dikkatini çekmek ve piyasaya bir şekilde Ar-Ge ile bağ- lantılı para sürmektir. Bu başarılı oldu kanaatindeyiz. Ancak şimdi teşviklerde verimlilik aranmalı. En azından Ar-Ge nasıl yapıyor, gerçekten etkili metodolojiler kullanılıyor mu ve en önemlisi işin sonunda patent var mı? Bu sorgulanmalı dır. İkinci önemli olay geçen sene çıkan 5746 sayılı Ar-Ge yasası. Bu gerçekten devrim niteliğinde bir gelişmedir. Çünkü Ar-Ge yapacak babayiğitlerin desteklenmesi gerekir, hem de sonuna kadar. Yeni Ar-Ge kanunu ile kurumsal Ar-Ge yapacak firmalara büyük kolaylı klar getirilmektedir. Şu sıralar bununla ilgili çalışmalar birçok büyük ölçekli firmada sürüyor. En başta sistem karmaşası olacaktır, ama Ar-Ge kültürü oluştukça bunlar azalacaktır. Yeni Ar-Ge kanununda 50 kişilik Ar-Ge ve ilintili personel zorunluluğu birçok küçük ve orta ölçekli firma tarafından eleştirilse de bizce çok büyük bir kayıp değildir. Çünkü küçük ve orta ölçekli firmalar kurumsal olarak Ar-Ge yapmaktan ziyade inovasyon ve Yeni Ürün geliştirme faaliyetleri yapabilirler. İlle de istedikleri parasal teşviki ise TÜBİTAK teşvikleri buna çözümdür. Bizce önemli olan burada para değil, eksik bilgi ve nereden başlanacağı nın bilinmemesidir.”

AR-GE’NİN KULLANILABİLECEĞİ EN ONEMLİ SEKTOR MAKİNE
Makine sektörünün Ar-Ge ve inovasyonun en etkili kullanılabileceği sektör olduğ unu söyleyen Technoinvent Genel Müdürü Hasan Demirkıran şöyle devam ediyor: “Bizler de meslek olarak makine mühendisliği kökenli olduğumuzdan ve senelerdir sektörü yakından tanıdığımızdan, makine sektörünün en önemli eksiğinin Ar-Ge ve inovasyonun kullanmamasıdır diyebiliriz. Evet, maliyet önemlidir. Ancak maliyetlerin önemli olduğu Alman ve Güney Kore sanayinin bunu Ar-Ge ve inovasyonla aştığı unutulmamalıdır. Türkiye makine sanayi şu anda gördü- ğümüz kadarı ile sadece üretime ve verimliliğ e odaklanmıştır. Kurumsal olmayan ve ya sistematik olmayan yenilik çalı şmaları vardır. Ancak bunlar rekabet için yeterli değildir. Çünkü üretebilmek çok önemlidir. Ama maalesef yeterli de- ğildir. Çünkü üretebilen ülke ve firma sayısı arttı. O ülkelerin firmaları da üretimi geliştirmeyi ve çok satış yapmayı istemektedir. Onların önüne geçip müşteriyi sizin ürün ve hizmetinize ikna etmek, işte bu konu her ne kadar satış ve pazarlama içinde düşünülse de aslında satış ve pazarlamanın de içinde olduğu İnovasyon ve Ar-Ge konusudur.” Ar-Ge konusunu firmaların ulaşılamaz bir mevhum gibi görmemeleri gerekti- ğinin altını çizen Demirkıran, “Bizler, bilimsel Ar-Ge’den ziyade firmaları rekabette başarıya götüren pratik Ar-Ge den bahsediyoruz. Ar-Ge daha çok teknik konular için bahsedilse de her konuda olabilir” diyor. İnovasyon’un ise Ar-Ge’yi de içine alan bir konsept oldu- ğunu aktaran Demirkıran, “İnovasyonu en kısa olarak; paraya dönüştürülebilinen yenilikler olarak tanımlanabiliriz. İnovasyonun içinde Ar-Ge ağırlığı varsa bu “Teknolojik İnovasyondur”. Burada insanların dikkat etmesi gereken şey kavramlardan ziyade amaçtır. Amaç firmanı n kârlı bir şekilde ciro üretmesi, para kazanmasıdır” diyor. Klasik anlamda firmaların ürün ve hizmetlerini muhtemel müşteriye satarak para kazanmaya çalıştıklarını söyleyen Demirkıran, bu durumun sahaya yeni oyuncunun girmesiyle zorlaştığını ve firmaların rakiplere göre daha ucuz veya daha kaliteli ürünler sunarak öne geçmeye çalıştıkları nı aktarıyor. Rekabet için maliyet ve kalitenin yeterli olmadığını belirten Demirkıran, “Evet, bunlar her zaman gereklidir. Ancak şimdi farklı silahlara ihtiyacımız var. Bu silahlar, bu gün için Ar-Ge ve inovasyondur” diye konuşuyor. Demirkıran, artık firmaların boşa harca  

FOTO ALTI: Hasan Demirkıran Technoinvent Genel Müdürü Makine sektörü Ar-Ge ve inovasyonun en etkili kullanılabileceği sektör.   yacak 1 lira ve saniyelerinin olmadığını çok iyi bildiklerini söyleyerek, “Atılan her kurşunun pazarda etki yapması ve sonuçta firma için katma değere dönüşmesi lazımdır diyor. İşadamlarına bir an için durup düşünmelerini önerdiğini belirten Demirkıran şöyle devam ediyor: Dünya değişiyor. Son zamanlardaki “kriz” söylemleri, aslında değişimin radikal bir göstergesidir. Krizi bir fırsat olarak görün gibi çok kaba bir tabir kullanmak istemiyorum. Ancak krizler bizim daha önce kendi isteğimizle yapmadığı mız şeyleri, zorla bize yaptırır. Zorla tasarruf yaparız, zorla tedarikçimizi de- ğiştiririz, zorla müşteriyi daha iyi anlamaya çalışırız, zorla bir çözüm buluruz. Eğer çözüm bulmak istiyorsak, önce durup düşünmek, sonra rakiplerimiz ne yapıyor, bilgiyi nasıl kullanıyor ve en önemlisi bilgiyi nasıl paraya dönüştürüyor ve bizler ne yapmalıyız? Bunları düşünmeli ve adım atmalıyız. Atmazsak geç kalabiliriz.”

146 ULKEDE HİZMET VERİYOR
Merkezi İsviçre’de bulunan SGS, dünyanı n 146 ülkesinde hizmet veriyor. SGS Endüstriyel Ürünleri Bölümü Müdürü Ahmet Çanakçı, firmalara hangi alanlarda hizmet verdiklerini şöyle açıklıyor: “SGS olarak 7 farklı bölümümüz ve 4 Uzmanlaşmış laboratuarımızla hizmet vermekteyiz. Şöyle ki; Endüstriyel Ürünler Bölümü, CE İşareti kapsamında: 98/37/AT (2006/42/AT) Makine Emniyeti Yönetmeliği, 73/23/AT (2006/95/AT) Alçak Gerilim Yönetmeliği, 89/336/AT (2005/108/AT) Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmeliği, 97/23/AT Basınçlı Ekipmanlar Direktifi, 87/404/AT Basit Bası nçlı Kaplar Direktifi, 90/396/AT Gaz Yakan Cihazlar Direktifi. Makine Ekipman Test ve Gözetimi, Basınçlı Ekipman Test ve Gözetimi, Tesis Kurulumunda İş Sağlığı ve Güvenliği Gözetimleri, Montaj Hattı Proje Yönetimi ve Kontrolü, Risk Değerlendirme ve Risk Yönetimi, Tedarik Zinciri Proje Yönetimi, Yükleme / Boşaltma Gözetimi, Kalite Güvence ve Kalite Kontrol Gözetimleri, Teknik Personel Sağlama Hizmeti, Rusya (Gost-R) – İran ve Suudi Arabistan için İthalat Sertifikasyonları, 3. Taraf Gözetim Hizmetleri (Inspection), Tahribatsı z Muayene (NDT), İnşaat Kontrolü Hizmetleri (Construction Supervision), Tesis Periyodik Muayene Hizmetleri (Termik ve Rüzgâr Santralleri), Kaynak Prosedürleri Onayı (WPS - WPQR) ve Kaynakçı Personel Belgelendirmesi, Otomotiv sektörü, Araç ve Filo Kiralama Firmalarına yönelik araç gözetimleri, Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri. Sistem ve Hizmet Belgelendirme Bölümü ise, ISO 9001, ISO 14001, ISO 18001, ISO 27001, ISO 20000 gibi Kalite Yönetim Sistemleri konularında hizmet vermekte. Bu birimlerimiz dışında; Maden ve Metalurjik Ürünler Bölümü, Petrol, Gaz & Kimayasal Ürünler Bölümü, Ham Petrol & Petrol Ürünleri Laboratuvarı (Mersin), Kimyasal Ürünler Laboratuvarı (Gebze). Devlet ve Resmi Kuruluşlara Sunulan Hizmetler Bölümü, Tüketici Ürünleri Bölümü, Tüketici Ürünleri Laboratuvarı (İstanbul), Tarımsal Ürünler Bölümü, Tarımsal Ürünler Laboratuvarı (İstanbul) bulunmakta.”

MAKİNE SERTİFİKASYONU İZLEME KOLAYLIĞI
SGS olarak satışlarında en doğru bilgi, en hızlı hizmet ve yerel tetkikçilerle en makul ücret politikasını izlediklerini ve katma değeri yüksek hizmet sundukları- nın altını çizen Çanakçı, “Sertifikasyonları mızda sorumluluğun altına imza atı- yoruz. Müşterilerimizi dünyanın hiçbir yerinde yalnız bırakmıyor, nereye giderlerse gitsinler irtibat kurabilecekleri bir SGS ofisine ulaşabiliyorlar” diyor. Önümüzdeki dönemde dair yeni projelerinin de olduğunu belirten Çanakçı şöyle devam ediyor: “Biz çalışmaya başladığı mız tüm firmalarla müşteri satıcı ilişkisi değil, çözüm ortağı ilişkisi kuruyoruz ve her zaman karşılıklı birbirimizi destekliyoruz. Buna dayanarak yine mevcut müşterilerimizi dünyaya ayak uydurabilmelerinde yardımcı olabilmek için ortak bir bilgi havuzu oluşturup dünya piyasalarında makine güvenliği ve sertifikasyonunda izleme kolaylığı sağlamayı düşünüyoruz. Bununla beraber yeni konularda bunlardan en önemlisi basınçlı ekipmanlarda PED ve ASME hizmeti vermeye başlı yoruz ve bu konuya ağırlık vereceğiz. Ayrıca çok yeni bir haberimiz var yakında yurtiçinde Gaz Yakan Cihazlar konusunda testleri gerçekleştirmeye başlayacağı z ve ürünler yurtdışına gitmeden test edilip CE sertifikasyonunu burada tamamlayacaklar.” SGS Endüstriyel Ürünleri Bölümü Müdürü Ahmet Çanakçı en büyük hedef kitlelerinin sanayiciler olduğunu aktararak, “Bunların içinde CE Belgelendirmesi konusunda Makine ve Basınçlı Ekipman üreticilerimizdir. Dediğim gibi çok yakında yeni bir pazara daha gireceğ iz CE belgelendirmede gaz yakan cihazları n testlerini yurtiçinde yapmaya başlayacağız. Mevcut pazardaki payımızı sorarsanız birçok konuda farklı rakamlar çıkacaktır fakat CE Belgelendirme konusunda makine direktifinde pazar payımızın yaklaşı k yüzde 60 civarında olduğunu sanıyorum. Genel olarak gözetim dersek rakam vermek çok zor ama büyük bir alanı n bizim olduğu gerçeği ortada” diyor.   SPOT: “ Technoinvent Genel Müdürü Hasan Demirkıran, “Bizler de meslek olarak makine mühendisliği kökenli olduğumuzdan ve senelerdir sektörü yakından tanıdığımızdan, makine sektörünün en önemli eksiğinin Ar-Ge ve inovasyonun kullanmamasıdır diyebiliriz. Evet, maliyet önemlidir. Ancak maliyetlerin önemli olduğu Alman ve Güney Kore sanayinin bunu Ar-Ge ve inovasyonla aştığı unutulmamalıdır” diyor.

Hasan Demirkıran Technoinvent Genel Müdürü Makine sektörü Ar-Ge ve inovasyonun en etkili kullanılabileceği sektör   Ahmet Çanakçı SGS Endüstriyel Ürünler Bölümü Müdürü Sertifikasyonlarda büyük bir sorumluluğ un altına imza atıyoruz.