TÜİK tarafından açıklanan üçüncü çeyrekteki yüzde 4’lük büyümenin ülkemiz ve sektörümüz için olumlu bir işaret olmasını diliyorum. Fakat bu oranlar çerçevesindeki bir büyüme hala yetersiz ve cari açık tehlikesine karşı ihracatı artırıcı politikaların oluşturulması hala önemini koruyor.

TÜİK tarafından açıklanan üçüncü çeyrekteki yüzde 4’lük büyümenin ülkemiz ve sektörümüz için olumlu bir işaret olmasını diliyorum. Fakat bu oranlar çerçevesindeki bir büyüme hala yetersiz ve cari açık tehlikesine karşı ihracatı artırıcı politikaların oluşturulması hala önemini koruyor. Bir yandan eksik büyüme dönemlerinin kayıplarını telafi etmemiz, diğer yandan da istihdamı artırabilmek için yüzde 6-7 büyümeyi hedefleyecek adımların ne olabileceğini ciddiyetle ele almamız gerekiyor. Fakat ekonomik büyümenin hızlanması, Türkiye ekonomisinin yapısı gereği ithalatın da artması anlamına gelecektir. Küresel gelişmeler beklenenden olumsuz seyrederse cari açık konusu yeniden gündemimizin birinci sırasına oturacaktır. Bu durum da, büyümeye paralel olarak ihracatı artırıcı politikaların gündeme alınmasını zorunlu kılıyor. Makine üreticileri ve ihracatçıları olarak bu konuda her türlü katkıyı vermeye hazırız.

Teknoloji hızla gelişiyor. Ürün dayanıklılığı çok uzun ömürlü olsa da teknolojilerin ömrü çok kısa. Alınan makinenin henüz borcu bitmemişken yeni teknolojiler ortaya çıkıyor. Bu da rekabette geri kalmamıza neden oluyor. Bu nedenle özelikle makine başta olmak üzere üretim araçlarını kendimizin imal etmesi şart. Satın alınan teknoloji ile hiçbir ülke dünya devi haline gelemez. Türkiye’nin yürüyeceği yol yetişmiş insan üzerine olmalı. Biz hala asgari ücretleri tartışırsak o noktanın çok uzağındayız demektir. Makine sektörünü ele alırsak dünyada en büyük ticaret enerji, ardından makine sanayisi geliyor. Çin, Kore ve Tayvan endüstriyel devrimlerini üretim araçlarını imal etmek üzerine kurgulayıp bu konuyu stratejik bir sektör olarak algılayarak kaynaklarının önemli kısmını buraya aktarıyor.

Ülkemizde 11 bin makine ve yan sanayi üreticisi var. Bunun içinde çok iyi firmalar da, merdiven altı iş yapanlar da yer alıyor. Toplamda sektörün 180 bin çalışanı var. Ancak firma başına düşen çalışan sayısı ise sadece 17. Bu ortalama ile dünya standartlarına çıkmak çok zor. Evet, üretmek çok önemli ama günümüzde çok daha önemli unsurlar var. Üretmek yaptığımız işin sadece yüzde 15’i. Kaliteli, rekabetçi, pazarlama stratejisine sahip, servis hizmeti güçlü olan bir üretim gerçekleştirmek artık çok daha önemli. İşte, bizim bu alanlarda yürümemiz lazım. Ayrıca makine üreticilerinin makine kullanıcılarının ihtiyaçlarını çok iyi bilmesi de diğer bir önemli nokta.