Bir aile şirketi olarak 1979 yılında kurulan ve ilk dönemlerde konvansiyonel makinelerle el emeğine bağlı olarak imalat yapan Gürmaksan, geçen yıllar...

Bir aile şirketi olarak 1979 yılında kurulan ve ilk dönemlerde konvansiyonel makinelerle el emeğine bağlı olarak imalat yapan Gürmaksan, geçen yıllar içinde üretimini özel CNC makinelere taşıdı. İhracata 2001 yılında adım atan firma, bugün üretiminin yüzde 80’ini 52 ülkeye ulaştırıyor. Kumanda kollu, yön denetim valf grubu, emniyet valf grubunun yanı sıra, çek valfler, kilitleme valfleri, akış denetim valfleri ve hidrolik güç ünitelerini de üreten şirket, teknoloji kullanımını Ar-Ge ile birleştiriyor. Son olarak TÜBİTAK desteği ile tam oransal kontrollü yük algılayıcılı elektrikli hidrolik yön kontrol valfinin prototiplerini üreten firma, söz konusu ürünü piyasaya sürmeden önceki son saha testlerini gerçekleştiriyor.

Bugün bulundukları noktaya Ar-Ge çalışmaları sayesinde geldiklerini belirten Gürmaksan Yönetim Kurulu Üyesi Bünyamin Ekmen, “Eskiden çelik gövde denilen dolu malzemeden ürünler üretip iç pazara satıyorduk. İlerleyen zamanlarda dökme demir malzemeden ürünler üretmeye başladık ve büyümenin ilk adımlarını atmış olduk” diyor.

Firmanın 1979’dan bugüne gelen hikayesini, yeni proje ve hedeflerini Bünyamin Ekmen ile konuştuk.

Firma olarak faaliyet alanınızdan bahsedebilir misiniz?

Ağırlıklı olarak hidrolik kumanda kolları üretimi gerçekleştiriyoruz. Hidrolik basınç emniyet valfleri, kilitleme valfleri, selenoid valfler de seri üretimimizde yer alan diğer ürünlerimiz. Bunun dışında ihtiyaca özel olarak geliştirdiğimiz hidrolik uygulamaların da üretimini yapıyoruz. İmalatını yaptığımız ürünler iş makineleri, araç üstü ekipmanlar, tarım, savunma sanayi gibi birçok sektörde kullanılıyor. Özellikle hidrolik kumanda kolu grubunda çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Müşterilerimizin her türlü isteğine yanıt verebiliyoruz.

Bugün fabrikanızın ulaştığı büyüklük nedir? Üretim kapasiteniz ve ağınızdan söz eder misiniz?

İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 1200 metrekare kapalı ve 600 metrekare açık alana sahip fabrikamızda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yeni bir fabrika açmak yerine mevcut fabrikamıza yatırım yaparak ilerliyoruz. GMS markası ile tanınan ürünlerimiz, yurt içinde farklı illerde bulunan bayilerimiz kanalı ile tüm müşterilerimize ulaşıyor.

İhracat pazarlarınızdan bahseder misiniz? Kaç ülkede varsınız? İhracatınız cironuzun yüzde kaçını temsil ediyor?

2001 yılında bir ülkeyle başladığımız ihracat pazarımız bugün 52 ülkeye ulaştı. Yurt dışı çalışmalarımız başlangıçta bizim için yurt içi ciromuza destek niteliğindeydi, fakat geldiğimiz noktada Gürmaksan’ın üretiminin yüzde 80’inin ihracata yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca şunu da gururla belirtmek isterim ki, alıcıların çoğunluğunu OEM (orijinal ekipman üreticisi) müşterilerimiz oluşturuyor. OEM müşterilerimiz arasında çok büyük ölçekli firmalar da var. Başarımızın sırrı, yenilik ve sürekli kendimizi geliştirmemizde yatıyor.

“ÖZEL HİDROLİK VALFLER GELİŞTİRDİK”

Ar-Ge bugün şirketler için olmazsa olmaz. Peki Ar-Ge, Gürmaksan için ne anlam ifade ediyor?

Bu konuda oldukça aktif bir şirketiz. Ar-Ge çalışmalarımızı sürekli bir adım ileri taşıyoruz. En son TÜBİTAK desteği ile geliştirdiğimiz tam oransal kontrollü yük algılayıcılı elektrikli hidrolik yön kontrol valfinin prototiplerini ürettik. Piyasaya sürülmeden önce son saha testlerini gerçekleştiriyoruz. Şu an ürün performansının çok iyi bir düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Yeni ürünümüz tam oransal ve hassas kullanım imkanı, load sensing özelliği sayesinde yakıt tasarrufu sağlaması gibi avantajlarıyla özellikle mobil hidrolik sektöründe çok talep ediliyor. Bu ürünümüze çok güveniyoruz ve bize çok yeni pazarlar açacağına inanıyoruz. Ayrıca ihracat pazarımızda zaman içerisinde birçok sektöre yönelik özel hidrolik valfler geliştirdik. Bu özel hidrolik valflerin tamamını yurt içi pazarda da makine imalatçılarımızın kullanımına sunmayı planlıyoruz. Şu ana kadar bu konuda aldığımız geri bildirim iyi yönde.

Bu yeni pazarlardan bahsedebilir misiniz?

İhracat pazarlarına baktığımızda Avrupa’nın hala tam anlamıyla toparlanamadığını görüyoruz. Amerika ve Çin’e yönelik çalışmalar yapıyoruz. Özellikle Çin pazarında çok verimli çalışmalar yaptık ve meyvelerini toplamaya başladığımızı söyleyebilirim. Bütün üreticilerimize de Çin’e yönelik çalışmalar yapmasını tavsiye ederim. Sanayimiz için Çin tehdit olduğu kadar aynı zamanda da büyük bir fırsat oluşturuyor.

“EN BÜYÜK ARTIMIZ HIZLI ÜRÜN GELİŞTİREBİLME KABİLİYETİMİZ”

”Pazarda yerli ve yabancı pek çok rakibiniz var. Nasıl bir rekabet yönetimi izliyorsunuz? Hem yurt içinde hem de yurt dışında yoğun bir rekabetin içerisindeyiz. Ürünlerimizin hem kalitesini en üst düzeyde tutup hem de müşteriye en makul fiyattan sunuyoruz. Mümkün olduğunca düşük fiyat rekabetinden de uzak duruyoruz, zaten mevcut kalitemizle düşük fiyat rekabetinde kazanabilmemiz de mümkün değil. Mevcutta çok geniş bir ürün yelpazemiz var. Bu da bizim rekabette elimizi güçlendiriyor. Fakat bu geniş ürün yelpazesinde olmayan ürünler için de çok hızlı bir şekilde aksiyon alıp tasarım ve üretimini gerçekleştirebiliyoruz. Yani bizim en büyük artılarımızdan birisi de hızlı ürün geliştirebilme ve esnek üretim kabiliyeti. Özellikle yurt dışındaki rakiplerimizden ürün geliştirme ve teslim zamanı konusunda çok daha iyi durumdayız. Yurt içinde ise ürün yelpazemizin genişliği ile fark oluşturuyoruz.

Günümüzde artık sadece kaliteli ürün imal etmek tek başına yeterli değil. Başka donanımlar da gerekiyor. Gürmaksan olarak üretiminizi hangi yönetim stratejileriniz ile destekliyorsunuz?

İmalatçılar olarak kalite, maliyet, teslim süresi gibi birçok alanda dünya çapında bir rekabetin içerisindeyiz. İmalatta minimum hata, minimum israf ve maksimum değer üretimi için yalın üretim mantığını oturtarak, sürekli akışı sağlayacak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca sürekli gelişim de firmamızın kültüründe önemli bir yer tutuyor, hergün bir önceki günden daha ileriye gidebilmek için çalışıyoruz. Bu yönetim uygulamaları uzun bir süreç, sabır ve özveri gerektiriyor. Hemen netice almak mümkün değil, ama uzun vadede çok ciddi getirileri olacağına inanıyoruz. Bu çalışmalarımızın hepsi yüksek kalite ve makul fiyat olarak müşterilerimize de fayda sağlıyor.

Teknoloji her şirket için olmazsa olmaz. Siz teknolojiyi nasıl ve ne şekilde kullanıyorsunuz?

Teknoloji hayatımızın her alanında olduğu gibi işletmelerimizde de işlerimizi kolaylaştırıp, kalitemizi artırmamıza yardımcı oluyor. İmalata baktığımızda teknoloji kullanımı en başta bilgisayar destekli tasarımla başlıyor, ürünün dijital ortamda geliştirilip test edilmesine kadar uzanıyor. Ürünlerin tasarımları uzun yıllardır bilgisayar destekli yapılıyor, fakat artık ürünlerin detaylı testlerini de analiz programları vasıtasıyla yapabiliyoruz. Bu da hem güvenirlik hem maliyet hem de zaman kazandırıyor. Üretim teknolojimizi geliştirmek için de projeler geliştiriyoruz. Bu projeler makine ve yazılım olabildiği gibi metod çalışmaları da olabiliyor. Teknoloji kullanımı sadece imalatla sınırlı kalmıyor. Satış, pazarlama ve yönetimde de en son trendleri takip ederek verimliliğimizi artıran programlar kullanıyoruz.

Uzun vadeli hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Ar-Ge ve mühendislik altyapımızı daha da geliştirerek dünyanın sayılı iş makinesi üreticilerinin hidrolik valf tedarikçisi ve çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. Ayrıca ürettiğimiz kaliteli ve üstün teknolojili valfler ile yurt içi pazarda ithal valflerin satışını minimum düzeye çekerek ülkemiz ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.