POMSAD’ın öncülüğünde, pompa, vana ve kompresör sektörünün her alanından temsilcileri bir araya getiren “9’uncu Pompa Vana Kompresör Kongresi 5-7...

POMSAD’ın öncülüğünde, pompa, vana ve kompresör sektörünün her alanından temsilcileri bir araya getiren “9’uncu Pompa Vana Kompresör Kongresi 5-7 Mayıs tarihleri arasında ISK-SODEX İstanbul 2016 Fuarı ile eş zamanlı olarak İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Pompa ve vana sektörünün faaliyet alanına giren konuların tartışıldığı bir platform özelliği taşıyan Kongre, bu yıl “Eko-Tasarım ve Eko-Sistemler” ana temasıyla gerçekleştirildi.

Pompa, vana, kompresör ve bunlara ilişkin tesisler konusunda araştırma, tasarım, imalat, işletme ve pazarlama faaliyetlerinde bulunan kişileri ve ayrıca sektöre katkı sağlayan diğer kurum-kuruluş temsilcilerini bir araya getirip, sektörün faaliyet alanına giren konuların tartışıldığı bir platform yaratmak amacıyla düzenlenen “9’uncu Pompa Vana Kompresör Kongresi” bu yıl “Eko-Tasarım ve Eko- Sistemler” temasıyla gerçekleştirildi. Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD), Makine İmalatçıları Birliği (MİB), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Makine Fakültesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Makine Mühendisliği Bölümü kongreyi düzenleyen kuruluşların arasında yer alırken; Akışkan Gücü Derneği (AKDER), Avrupa Vana Sanayicileri Derneği (CEIR), Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği (EUROPUMP), İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), Makine İhracatçıları Birliği (MAİB), Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED), Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP), Avrupa Kompresör, Vakum Pompası ve Pnömatik Aletler İmalatçıları Birliği (PNEUROP), Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) ve Yıldız Teknik Üniversitesi de destekleyici kuruluşlar oldu. Alarko, Asteknik Vana, Dalgakıran Kompresör, LayneBowler, Mas-Daf, Sarmak Kompresör, Sep Pompa, Standart Pompa, Vansan, Vastaş ve Türkiye’nin Makinecileri ise kongrenin sponsorluğunu üstlendi. Ana konuları; “Pompa, Vana, Kompresör ve Fan Tasarımı ve Seçimi, Sistem Verimi ve Enerji Tasarrufu, Boru Sistemleri ve Şebekeler, Pompa ve Vanalarda Kavitasyon, Kompresörlerde ve Fanlarda Kararsızlık, Ölçme ve Kontrol, Nano Teknoloji, Malzeme ile ilgili Sorunlar, Tasarım ve Geliştirme HAD, Pompa, Vana, Kompresör ve Fan Karakteristikleri, Vanalar, Borular ve Ek Teçhizat, Mini ve Mikro Santraller, Sızdırmazlık Problemleri, İşletme ve Bakım, İç ve Dış Pazarlama, AB Kuralları ve Standartlar” olarak belirlenen 9’uncu Pompa Vana Kompresör Kongresi’nin açılış oturumunda ilk sözü, Kongrenin Bilim Komitesi Başkanı İTÜ Makina Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Erkan Ayder alarak kongrenin tarihsel gelişimini özetledi.

“DÜNYA ELEKTRİK ENERJİSİNİN YÜZDE 22’SİNİ HARCAYAN EKİPMANLARI ÜRETİYORUZ”

Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel’in ardından MİB Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Saraçoğlu Özer de; Ar- Ge, eğitim, ölçek, sermaye, dijitalleşme ve zihniyet konu başlıklarından oluşan bir sunum yaptı.

POMSAD ile EUROPUMP Yönetim Kurulu Başkanı ve MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu ise açılış konuşmasında POMSAD’ın üçüncü döneminden itibaren kongreyi düzenleyen kuruluşlar arasında yer aldığına değinerek, “Bu kongre derneğimizin bir neticesi veya ürünü değil, aslında derneğimiz bu kongrelerin bir neticesi olarak ortaya çıktı. POMSAD 20 yaşına basmak üzere. Bu bize her şart ve koşulda kongreyi yapmak gibi büyük bir sorumluluk da getirdi. Bu vesileyle kurucu başkanımız Cahit Özgür’ü ve 19 yılda kaybettiğimiz meslektaşlarımızı, üyelerimizi rahmetle anıyorum” dedi. Kutlu Karavelioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongreyi üçüncü döneminden itibaren İTÜ ile birlikte yürüttük, dernek vanacılara açıldıktan sonra ODTÜ bize katıldı. Bu sefer de MİB kendi segmentleriyle birlikte aramızda yer alıyor. Hedefimiz, dünyadaki benzerlerinde olduğu gibi bu üç alakalı segment üzerinden yürütmeye çalışmak. Kongre bugüne kadar 500’ün üzerinde tebliğin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bunlardan 350 kadarı bilimsel değeri bulunduğu düşünülerek yayınlandı. Bu bizim 22 makine alt segmentimizin içinde gerçekten örneğine az rastlanır bir çabadır. TEYDEB projelerinden de en fazla bizim segmentlerimiz istifade ediyor. Bugün segmentlerimizin içinde yer alan imalatçıların gerek teknolojinin gittiği istikamet gerekse üretim ve rekabet altyapısı içinde uygun pozisyonlanma gayreti içinde olduğunu da sevinerek müşahede ediyoruz. Bunun birinci sebebi fikri mülkiyet ihlallerinden en çok zarar gören sektör oluşumuzdur. Ürünlerimiz kopyalandığında daha iyisini yapabilmiş olmak azmimizdir. İkincisi de katma değeri yüksek ürünlere kayma zorunluluğumuzdur. Bir de biliyorsunuz küresel bir tasarruf var. Hiçbir makine segmenti bundan sarfınazar edemez. Çok katı bir çevre mevzuatı mevcut. Bu gelişmiş ülkelerden gelişmekte olanlara doğru hızla yayılıyor. Biz dünya elektrik enerjisinin yüzde 22’sini harcayan ekipmanları üretiyoruz. Yani kullanıcılarımız sadece doğru pompa, vana ve boru seçerek bu yüzde 22’den yüzde 35’ini tasarruf edeceklerini biliyor. Birkaç kongredir bunu izah etmeye çalışıyoruz. Bu, gelen mevzuatın ayak sesleriydi. Enerji kullanan ürünler ve bunun peşinden gelen eko– tasarım direktifi verimlerini yükseltemeyen imalatçılarımızı tasfiye edecek. Kaçınılmaz olarak bütün dünyada da bu gerçekleşecek. Enteresan gelebilir fakat şöyle paylaşmak isterim. AB’de 2006’da şu anda başkanlık görevini yürüttüğüm EUROPUMP bu inisiyatifi başlatmıştı. ‘Eco-pump’ ve sonra ‘Ecosystem’ inisiyatifi o dönemde aralarında POMSAD’ın da olduğu Europump ve 17 ülke derneğinin üyelerinin de verdiği destekle, düşük verimli pompaları üretimden kaldırma deklarasyonuyla başlamıştır. Bu durum daha sonra o günlerde gösterilen doğrultuda hayata geçti. Bunun altyapısının oluşturulmasında ve komisyonlarda görev alan POMSAD üyeleri bu mevzuatı 10 yıldır takip ediyor. Dolayısıyla Türkiye’de bu mevzuatın sektöre getireceği etkilerden en az etkilenecek, zarar görecek olan imalatçılar POMSAD üyeleridir. Her zaman olduğu gibi şu konun da altını çizmek gerekiyor: Bir pompa istasyonu veya 24 saat çalışan tesiste, satın alma maliyetinin sadece yaklaşık yüzde 5 olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bunun yüzde 95 kadarı enerji sarfiyatından ve bakım onarımdan gelir. Bu, kalitenin tarifinde kullanabileceğimiz en güzel argümandır. Verim demek kalite demektir çünkü arkasında bilimsel bir faaliyet var demektir.”

“TEKNOLOJİYİ HAYATA GEÇİREN BİZİZ”

Konuşmasında Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) “Potansiyelini Keşfet” mottosuyla yayınlanan reklam kampanyasına da dikkat çeken Karavelioğlu, şu ifadelere yer vererek sözlerini noktaladı: “Ülkemizde yerli malı imajı oluşsun, güçlensin diye bütün makine imalatçıları olarak çok çalışıyoruz. Çünkü teknolojiyi hayata geçiren biziz. Teori pratiğe makinelerle dönüşüp günlük hayata karışıyor. Hiçbir sektörün bizi bir kenarda tutarak kendi teknolojisini üretme ve bunu fiile dönüştürme imkanı yoktur. İthal teknoloji stratejik bakımdan eskimiş veya eskimekte olan bir teknolojidir. Bunu her yerde haykırmaya çalışıyoruz. Bu kongre hem bizim segmentimizin hem de makine imalatçılarımızın bu gayretlerini pekiştiren bir girişimdir. Türkiye’de bilimle uğraşan bilime değer veren makine segmentlerinin giderek artıyor olması Türk malı imajını pekiştirecek. Bu potansiyeli devlet çok iyi gördü. Yerli malını desteklemek için yönetmelikler ve yasalar çıkarttı ve “Yerli malını yüzde 15’e kadar destekleyeceğim!” dedi. Söz konusu yüzde 15’i, yüzde 1 ile savuşturan bir kısım kamu kuruluşu var. Onların bu kongrede bizimle olup, nelerle uğraştığımızı görmesini dilerdim. Biz, ürünlerimizin yüzde 30’unu Almanya’ya yüzde 10’unu da ABD’ye satıyoruz. Batı zaten bizden çok önce potansiyelimizi keşfetti. Kampanyayı yapanlar slogana, potansiyelin yanında ‘gücünü keşfet’ kelimesini ekleme lüzumu duydu. Bizler işte bu güçten emin olmak istiyoruz. Keşfedilecek kısım asıl bu. Potansiyelimizin olduğunu biliyoruz, asıl gücümüzü keşfedelim. Onu da ancak birlikte yapabiliriz. Erkan Ayder Hocamız başta olmak üzere kongrenin hazırlığını yaparak emek veren arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kompresör sektörünün aramıza dahil olmasını sağlayan ve buna öncülük-önderlik eden Adnan Dalgakıran Başkanımıza teşekkür ediyorum. İhtisas fuarlarının sektörlere ve derneklere ne ifade ettiğini, bizi nasıl destekleyebileceğini bildiği için Alexander Kühnel’e teşekkür ediyorum. Başta Türkiye’nin Makinecileri olmak üzere bütün sponsorlarımıza düzenleme kurulumuz adına şükranlarımı sunuyorum. Ve elbette kıymetli çalışmalarını bizlerle paylaşarak bu kongrelerin fikri-bilimsel altyapısını oluşturan araştırmacılarımıza, firma üyelerine, akademisyenlerine şükranlarımı ifade etmek istiyorum.”

“ÜRETİM ARAÇLARINI İMAL EDEN ÜLKE OLMALIYIZ”

Kongrenin konuşmacıları arasında yer alan MAİB ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin dünyadaki bütün istatiksel ortalamalara uygun bir yerde bulunduğunu ve bu gidişatın uzun yıllardır böyle devam ettiğini dile getirdi. Söz konusu bu duruma vasatlık adı verildiğini ifade eden Dalgakıran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülke olarak sürekli moral-motivasyon adı altında kendimizi yine kendimizle mukayese ediyoruz. Meseleler karşısında böyle bir kültürümüz var ve hep olumlu konuşmayı bir motivasyon olarak algılıyoruz. Eleştirel, analitik ve mukayeseli bakmaktan çok ürküyoruz. Halbuki insanın kendi konumunu doğru bir şekilde belirlemesi ürkütücü bir şey değildir. Kaldı ki bu bakış açısı insanın hedeflerini doğru belirlemesi için en önemli unsurlardan da biridir. Makine sektörümüz bugün 15 milyar dolar civarında ihracat yapıyor. Almanya’da bu rakam 300 milyar dolar civarında. Çin’in yazdığı bir hikaye var. 1992 yılında Çin’in makine ihracatı 3 milyar dolar civarında. 2004 yılında bu rakam 200 milyar dolardan fazla bir seviyeye ulaşıyor. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar seviyesine geldi ve burada büyük bir duvarla karşı karşıya. Orta gelir tuzağı dediğimiz bu durumu son 60 yılda aşabilen iki ülke, Tayvan ve Güney Kore’dir. Odaklandıkları sektörler ise makine, elektronik ve yazılımdır. Bizim şu anda makine ihracat değerimiz kilogram başına altı dolar. Bunu 15 dolara çıkarmak istiyorsak yazılımı ve elektroniği geliştirmemiz gerekiyor. Bu çerçeveden bakınca dünya ülkeleri tarafından üretim araçlarını imal etmenin stratejik olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Daha doğrusu ‘Teknolojiyi satın alarak üretim yapan ülke konumundan çıkıp, teknolojiyi üreten ülke konumuna nasıl gelinir?’ sorusu, bütün hikayeyi özetliyor. Ve hikayeye böyle baktığınız zaman göreceksiniz ki makine sadece makine değildir. Biz makineyi konuşurken sadece makineleri değil; teknolojiyi, insan kaynağını ve eğitimi konuşuyoruz. İnovatif kabiliyetleri olan, araştırmacı, şüpheci, merak eden, nitelikli insan kabiliyetine sahip değilseniz Ar-Ge gerçekleştiremezsiniz. Dünyadaki rakiplerinizle aranızdaki farkı ölçüp kıyaslamadan nerede olduğunuzu doğruca belirleyemezsiniz. Türkiye bugün geldiği yere sadece ucuz işgücü avantajını kullanarak geldi. Sanayimizin yüzde 70’i orta düşük ve düşük teknolojide üretim yapıyor. Bu durumu değiştirmemiz, yeni bir hikaye yazmamız lazım.”

POMPA-VANA SEKTÖRÜNÜN GÜNCEL DURUMU ELE ALINDI

Açılış konuşmalarının ardından kongrenin düzenlenmesinde katkı sağlayan kişi ve kurumlara Kutlu Karavelioğlu tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi’nin “Sınır Aşan Sularımız” ve Prof. Dr. Kahraman Albayrak’ın “Geçmişten Günümüze Turbo- Makinalar” adlı sunumlarının ardından kongrenin öğleden sonraki üçlü konferans oturumunda, ilk olarak Tuna Özçuhadar söz alarak, “Yeni Bir Paradigma İçin Tasarım” adlı sunumunu dinleyicilerle paylaştı. Özçuhadar’dan sonra kürsüye gelen Kutlu Karavelioğlu ise “Pompa Vana İmalatında Yerimiz ve Makine Sanayiinde Gelecek Öngörüleri” başlığı altında; Türk sanayisi ve makine ile pompa-vana sektörünün güncel durumunu ve sorunlarını, istatistiki veriler ışığında ortaya koyan bir konuşma gerçekleştirdi.

Konferans oturumunun üçüncü sunumunu ise “Küresel Ekonomik Gelişmeler ve Yeni Normal Arayışı” başlığı altında MAİB Ekonomi Danışmanı Doç. Dr. Can Fuat Gürlesel gerçekleştirdi. Oturumların ardından Kutlu Karavelioğlu başkanlığında düzenlenen “Çevreye Duyarlı (Eko) Tasarım Mevzuatı ve Sektöre Etkileri” başlıklı panelde ise MAKFED Genel Sekreteri Süfyan Emiroğlu, KSB Türkiye Genel Müdürü Sinan Özgür ve Sarmak Makine Teknik ve Ar-Ge Müdürü Ali Gürbüz panelistler arasında yer alarak konu hakkında görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. 9’uncu Pompa Vana Kompresör Kongresi 6-7 Mayıs tarihlerinde çeşitli konu başlıkları çerçevesinde düzenlenen sekiz ayrı oturumla devam etti.