Yaklaşık 10 yıldan bu yana temiz hava teknolojileri üzerine odaklanan Teknima, 2012 yılından beri de kendi bünyesinde bulunan Ar-Ge departmanı ile inovatif çalışmalarını sürdürüyor.

Yaklaşık 10 yıldan bu yana temiz hava teknolojileri üzerine odaklanan Teknima, 2012 yılından beri de kendi bünyesinde bulunan Ar-Ge departmanı ile inovatif çalışmalarını sürdürüyor. Maden, metro projeleri, karayolu, demiryolu ve enerji tünelleri, barajlar, raylı taşımacılık bina havalandırma sistemleri, otopark havalandırma sistemleri ve endüstriyel tesislerin ihtiyaç duyduğu havalandırma sistemleri için tasarım, üretim servis ve bakım hizmetleri veren Teknima, söz konusu alanlardaki kalitesini ISO 9001: 2008 Kalite Yönetim Sistemi sertifikası ile belgelendirmiş.

Çevre ve iş güvenliği konusundaki hassasiyetini bünyesine kazandırdığı ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgeleri ve fanın kullanılacağı özel alanlara yönelik gereken sertifikaları ile de perçinlemiş bir firma olduklarının altını çizen Teknima Makine Endüstri Şirket Müdürü Mehmet Emin Yılmaz, “Teknima, Grup şirketlerimizin bir parçası olan Teknima 2007 yılında kurulmuş olmasına rağmen geçen zaman içinde kendi tasarımını yapabilen, marka değeri olan bir ürünü tüm dünyada satabilen, Ankara 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde yerleşik bir üretim tesisi ve Ar-Ge üssü bulunan bir yapı haline geldi” diyor. Yılmaz ile Teknima firmasının sektöre giriş hikayesini ve bugün gerçekleştirdiği çalışmaları enine boyuna konuştuk.

Teknima’nın faaliyet alanları ve ürün gamı hakkında bilgi verir misiniz?

Faaliyet alanımız genel ifade ile inşaat, madencilik sektörü ve endüstriyel tesislerdir. Hizmet ettiğimiz alanlar madenler, metro projeleri, karayolu, demiryolu ve enerji tünelleri, barajlar, raylı taşımacılık bina havalandırma sistemleri, otopark havalandırma sistemleri ve endüstriyel tesisler olarak sıralanıyor. Tüm bu alanların ihtiyaç duyduğu havalandırma sistemleri için tasarım, üretim ve servis ve bakım hizmetleri veriyoruz.

Sektörünüzün Türkiye’deki durumuna ilişkin genel bir değerlendirme yaparsanız, sektörün büyüklüğü, potansiyeli, kullandığı teknoloji ile ilgili nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza?

Hitap ettiğimiz sektörlerden madencilik sektörü emtia fiyatlarından sıkça etkilenmektedir. Değişen maden fiyatları nedeniyle madenlerde yaşanılan üretim hızı değişkenliği doğrudan havalandırma sistemlerine yapılacak yatırımları etkilemektedir. Tünel kazı ve işletme aşamaları ile ilgili potansiyel ise gün geçtikçe artmaktadır. Tabii ki yurt içi pazar Teknima gibi bir firma için yeterli değil. Bu nedenle firma olarak tüm dünyadaki projeleri yakından takip ve ihracat yapıyoruz. Kullandığımız teknoloji tasarım aşamasında kompleks ve yüksek maliyet gerektiren yazılım ürünleridir. Bu ürünlerden tasarım ve teknoloji geliştiren nitelikli mühendisler de teknolojimizin önemli bileşenlerinden biridir. İmalatın yüksek kalite standartlarında yapılması özellikle akışkanlar dinamiği endüstrisinde büyük öneme sahiptir. Ürünlerin kullanıldığı yerler her endüstri tesisinde olması gereken standartlara ek olarak ürünün kullanılacağı yerin gereği olan standartları gerektiriyor. Yatırımımızın büyük bir bölümünü de bu standartlar için ayrılan kısım oluşturuyor. Tasarlanan ürünlerin, imalatını gerçekleştirdikten sonra endüstri standartlarına uygun bir şekilde testlerden geçirerek süreci tamamlamış oluyoruz.

Katma değer Teknima için ne anlam ifade ediyor?

Teknima yarattığı marka imajı ile yurt dışından gelen ürün potansiyelini fazlasıyla etkiledi. Firmamız yurt dışından giren ürünlerin performansına denk hatta bazılarında daha yukarıda sektöre sağladığı ürünler ile ithalatın azalmasını sağlamış olup milli sermayeyi korumakta ve geliştirmektedir. Kullanıcıya iyi bir alternatifi daha cazip şartlar ile sunmakta gayet başarılı bir süreç geçirilmiştir. Ayrıca bulunduğumuz sektörlerde imal ettiğimiz ürünlerle ilgili teknoloji şuurunu artırmak adına doğru ekipman seçimi eğitimleri de gerçekleştiriyoruz. Özellikle maden ve tünel havalandırma ürünlerimiz ve eğitimlerimiz işçi sağlığı ve iş güvenliği için tesislere olumlu anlamda büyük destek sağlamaktadır. Kötü hava işçi sağlığını etkilemekte, iş kazalarını tetiklemektedir. Kötü havanın tesislerde verimliliği azaltan önemli bir etken olduğu da aşikârdır. Bu nedenle yapılan ürünün standartlara uygunluğu ve verimliliği ve özellikle kapasite açısından doğru ekipman seçimi önem kazanmaktadır. Sürekli geliştirdiğimiz teknoloji ile 24 saat çalışması gereken bu ürünlerin daha az enerji tüketmesini de sağlıyoruz. Bunun da tesis ve ülke ekonomisine ayrı bir katkısı söz konusu. Yeni yatırımlarınızda genelde yerli makine üreticilerinin ürünlerini kullanıyorsunuz.

Sizce Türkiye makine üretiminde Avrupa ile kıyaslandığında ne durumda?

Yapılacak yatırımlarda genelde projeler bazlı ilerliyoruz. Bu noktada projelerde yerli ürünlerin alımına öncelik veriyoruz. Kullandığımız yerli makine ve ekipmanlarda hep farklı avantajlar yakaladık. Teslim süreleri, servis koşulları, fiyat performans karşılaştırması gibi artıları yerli ürünleri tercih etmemizde etkili oluyor. Türkiye makine üretiminde öncü bir rol oynamak üzere önemli bir aşama kaydetmiştir. Bu konuda henüz lider olmasa da liderlik özelliklerine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Türk makine endüstrisi bundan sonra hepimizin gurur duyacağı bir aşamaya gelecektir. Bu sektörlerdeki işverenler ve karar vericilerin yerli üretime öncelik tanımalarının bundan sonra ulaşılacak seviyenin en önemli unsuru olduğuna inanıyoruz. İhracatta sürdürülebilirlik ve değer performansını artırmak için inovasyon önemli bir halka olarak değerlendiriliyor. Firma olarak inovasyona ve Ar-Ge’ye gereken yatırımları yapıyor musunuz? Teknima’nın havalandırma sistemlerinde ortaya çıkışı Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar ile sağlanmıştır. Firmamız her geçen dönem proje sayısını arttırırken, ürüne ve markaya yeni özellikler de katıyor. Bu vesile ile TÜBİTAK, KOSGEB, Ekonomi Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı’nın da desteğini alıyoruz.

Firma olarak yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz?

Önümüzdeki dönem için beşi yurt içinde üçü de, yurt dışında olmak üzere her sene ortalama sekiz fuara katılacağız. Fuarlara katılımın yeni müşteri bulmak ve mevcut müşteriler ile ilişkilerin geliştirilmesi için şart olduğunu düşünüyoruz. En son Bauma Münih 2016’ya son teknoloji havalandırma fanlarımız ile katıldık. TF-1800-250/1500 model aksiyel havalandırma fanımızı yürüme yolu üzerinde sergiledik. Stant içinde ise TF-900-75/3000 model aksiyel havalandırma fanımızın ve TF-400-2,2/3000 model Atex sertifikalı fanımızın teknolojilerini ziyaretçiler ile paylaştık. Fuarlar yurt dışından gelen talepleri arttırıyor. Teknima’yı havalandırma sistemleri konusunda Dünya bilinirliği olan bir marka haline getirmek için önemli unsurlardan biri olduğunu biliyoruz.

Üretimini gerçekleştirdiğiniz ürünleri hangi ülkelere ihraç ediyorsunuz? Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz?

Ürünlerimizi dünyanın farklı coğrafyalarına ihraç ediyoruz ve cihazlarımız oralarda güvenle kullanılıyor. Şimdiye kadar ihracat yaptığımız ülkeler arasında Katar, Bulgaristan, Lübnan, Cezayir, Fas, Arnavutluk, Suudi Arabistan, İtalya, Almanya, Brezilya, Avustralya, Kanada, İngiltere bulunuyor. İhracat potansiyelimizin süreklilik arz etmesi ve artması için Ar-Ge, imalat ve pazarlama yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Üretimi gerçekleştirdiğimiz ürünlerle değişik coğrafyalara uzanarak, dünya havalandırma endüstrisine güç katıyoruz.

Türkiye, temiz hava teknolojileri üreticiliği bakımından sizce hangi noktada?

Şimdiye kadar yatırım malları sektöründe bir dünya markasının çıkmamış olması havalandırma sektöründe yerli ürün ile ilerlemek için daha büyük bir enerji gerektiriyor. Güzel haber ise Teknima marka bilinirliği ve yüksek kalitesi ile Türkiye’yi bu konuda önemli ülkeler arasına taşımasıdır.

Firmanız açısından 2015 yılı nasıl geçti ve 2016 yılına dair beklentileriniz nedir?

2015 yılı havalandırma sistemlerine yapılan yatırım potansiyelinin değişken olduğu bir yıldı. 2016 yılı için ise artan bir grafik seyri bekliyoruz. Bunu, pazar potansiyelindeki artış sebebiyle değil, ürün çeşitliliğini artırdığımız için bekliyoruz.

Sektörün önünde duran temel problemler neler?

Sektördeki belli başlı problemlerden biri, belirli kullanıcılar haricinde firmaların yerli üreticiden aşırı bir beklenti içinde olması. Eş değer veya daha zayıf bir ithal ürün sorgusuz bir şekilde alınırken ve finansmanı önden sağlanırken, söz konusu yerli ürün olduğunda aynı durum olmuyor. Ek olarak havalandırma sistemlerinin yatırım ve işletme maliyetlerinin doğru kıyaslanamaması büyük bir problem olarak karşımızda duruyor. Sistemin işletme maliyeti yatırım maliyetinin kat kat fazlası olmasına rağmen kullanıcı doğru ürün alım konusunda çoğu zaman zafiyet gösteriyor. Diğer bir sorun ise bazı yerli üreticilerin işin hakkı olan teknoloji ile üretim yapmaması, buna karşın Kabul görmesi. Bu noktada işin verimliliği açısından işverenlerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından destekçi kuruluşların önemini her aşamada vurgulamak önem kazanıyor.

İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

Yatırım malları konusunda Türkiye’den bir dünya markası çıkarmak öncelikli hedefimiz. Turquality programı kapsamına girmek istiyoruz. Yeni pazarlar ve satış potansiyelini artırmak için reklam çalışmaları ve yurt dışı tanıtım aktivitelerini artırmayı planlıyoruz.

Teknima olarak sektörün geleceği hakkında neler öngörüyorsunuz?

İlerleyen süreçte havalandırmanın önemi konusunda bilinçlenmenin artacağını öngörüyoruz. Yer altı taşımacılığı, enerji konuları ve üst düzey mühendislik çözümleri gerektiren karayolu tünelleri gibi farklı projelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Biz de Teknima olarak mevcut ürünlerimize yeni ürünler katarak sektöre destek vermeyi sürdüreceğiz. Makine İhracatçıları Birliği’nin desteğinin ülkemizin büyük markalar çıkarmasına vesile olacağına inanıyoruz.