Şener Sezgin ve Fırat Karalı tarafından 2002 yılında Adana’da küçük bir atölyede kurulan KSG Makina, ilerleyen yıllarda kapasitesini artırarak 30 bin metrekare alana sahip üretim tesisine taşındı.

Şener Sezgin ve Fırat Karalı tarafından 2002 yılında Adana’da küçük bir atölyede kurulan KSG Makina, ilerleyen yıllarda kapasitesini artırarak 30 bin metrekare alana sahip üretim tesisine taşındı. Çelik konstrüksiyon inşaat projeleri ve enerji sektöründe de çalışmalarını sürdüren firma, iş makineleri alanında global markalara kaya kamyonu, ekskavatör ve lastikli yükleyicilerine damper kasaları, alt ve ön şase üretimi gerçekleştiriyor.

KSG Makina şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

KSG Makina kurulduğu günden itibaren, faaliyetlerinin odağını oluşturan iş makineleri sektöründe Avrupa’nın önde gelen yan sanayi kuruluşlarından birisi haline geldi. Bu kapsamda sektörde dünya çapında isim yapmış büyük firmaların Avrupa’daki organizasyonlarına “tam zamanında üretim” mantığı çerçevesinde hizmet sunuyor. Adana’daki üretim tesislerinde faaliyetlerini sürdüren firmamızın ayrıca İstanbul’da bir irtibat ofisi bulunuyor. Bugün itibariyle iki farklı lokasyonda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız tüm üretimini, Adana-Mersin Karayolu üzerinde 12 bin 500’ü kapalı olmak üzere toplam 30 bin metrekare alana sahip fabrika sahasında gerçekleştiriyor. Firmamız iş makineleri, çelik konstrüksiyon inşaat projeleri ve enerji sektörü olmak üzere üç alanda çalışmalarını sürdürüyor. En faal olduğumuz iş makineleri alanında dünyaca ünlü üreticilerin kaya kamyonu, ekskavatör ve lastikli yükleyicilerine damper kasaları, alt ve ön şase üretip gönderiyoruz. Söz konusu ana üreticilerin Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya gibi bölgelere sattıkları yol dışı kaya kamyonlarının damper kasalarını imal ediyor, Japonya’daki fabrikalardan sevk edilen kamyonlarla bu kasaların müşteri şantiyesinde bir araya gelmesini sağlıyoruz. Bu pazarlarda kullanılan pek çok kaya kamyonunun üstünde KSG tarafından üretilmiş damper kasalar bulunuyor. Benzer şekilde kaya kamyonu üreten dünyaca ünlü iş makineleri firmasının Avrupa’daki fabrikasına da damper kasalar KSG Makina tarafından gönderiliyor. Yine bu bahsettiğim iş makineleri üreticilerinin Avrupa’daki tesislerinde üretilen ekskavatörlerin alt şaselerini, lastik tekerlekli yükleyicilerin ön şaselerini ve benzeri muhtelif şase grubu parçalarını da üretip, “tam zamanında üretim” (JIT) sistemi çerçevesinde montaj bantlarına ulaştırıyoruz.

Firmanızın çelik konstrüksiyon inşaat projeleri ve enerji sektöründeki çalışmalarından bahseder misiniz?

Çelik konstrüksiyon inşaat projeleri alanındaki çalışmalarımızı proje bazlı yürütüyoruz. Bugüne kadar Türkiye’nin önde gelen taahhüt firmalarına alt yüklenici olarak hizmet verdik ve Adana Metro Projesi, Samsun Hafif Raylı Taşıma Sistemi Projesi gibi çeşitli projeleri teslim ettik. Bu alanda yürüttüğümüz bir diğer çalışmada da Irak’ta kurulan bir çelikhane/ haddehane projesinin çelik konstrüksiyon imalatlarının önemli bir kısmını tamamlayarak ana yüklenicinin Irak şantiyesine sevk ettik. Bu alanda çeşitli projeleri takip ediyor, bazı firmalarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. KSG Makina olarak enerji sektörüne yönelik çalışmalarımız kapsamında da çeşitli hidroelektrik enerji santrallerinin ihtiyacı olan cebri borular, kapaklar, ızgaralar, kapak kaldırma mekanizmaları gibi pek çok çelik imalatı gerçekleştirdik.

Gerektiğinde bu parçaların yerinde montajlarını da gerçekleştirerek yaklaşık yedi tane HES projesini tamamladık. Enerji sektörüne yönelik bir diğer ürün grubumuz da rüzgar enerji santrallerinde kullanılan çelik kulelerin üretimidir. Bu sektördeki ihtiyacı gördüğümüz için üretim makinelerimizi rüzgar santrallerinin çelik kulelerini de imal edebilecek biçimde çeşitlendirdik.

“İŞ MAKİNELERİ SEKTÖRÜNE YÖNELİK ÜRETİMİMİİZN TAMAMINI İHRAÇ EDİYORUZ”

Cirolarının yüzde 90’lık kısmını ihracattan elde ettiklerini söyleyen KSG Makina Yönetim Kurulu Üyesi Şener Sezgin, “İş makineleri sektörüne yönelik üretimimizin tamamını ihraç ediyoruz. İhracat pazarlarımızı ağırlıklı olarak Hollanda, Almanya, Belçika, Kazakistan ve Kırgızistan oluşturuyor. Bu ülkelerin yanı sıra geçmişte İsrail, Ukrayna, Finlandiya, İskoçya, İngiltere ve İtalya’ya da çeşitli ürünlerimizi ihraç ettik” dedi.

 

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Türkiye’nin makine üreticiliği bakımından olması gereken yerin çok gerisinde olduğunu düşünüyorum. Hali hazırda, birkaç sektördeki başarılı az sayıdaki örneklerin dışında kendi markamızla kendi pazarlarımızı yaratarak satabildiğimiz, yüksek katma değerli ürünlerimiz yok denecek kadar az. Türkiye’nin bir otomotiv üretim üssü olduğundan bahis ediyoruz ama kendi markamızı oluşturabilmiş değiliz. Türk malı olarak nitelendirebileceğimiz birkaç beyaz eşya markamız, yurt dışında ancak fiyat politikaları ile ayakta kalmaya çalışıyor, güçlü bir marka imajı yerleştirebilmiş değiller. Dünyanın pek çok büyük markasına üretim yapıyoruz ama bu faaliyetlerimiz sadece yan sanayi kapsamı içinde kalıyor. Bu durum da bizi ülke olarak orta gelir tuzağı diye adlandırılan olgunun içine hapsediyor.

Firmanız açısından 2014 yılı nasıl geçti ve 2015 yılına dair beklentileriniz nedir?

2014, KSG Makina için oldukça iyi bir sene olmuştu. Özellikle Avrupa’daki müşterilerimizden gelen yoğun talepler, Kırgızistan’a satılan orta ölçekli bir filonun damper kasa üretimleri ve diğer sektörlerdeki faaliyetlerimiz; 2014 yılında son beş senenin en yüksek cirosunu yapmamızı sağladı. Ancak 2015 yılı için maalesef aynı derecede iyimser değiliz. Özellikle Avrupa’daki Yunanistan’dan kaynaklı belirsizlik ortamı, euro bölgesindeki talebi olumsuz etkiliyor. Bizim faaliyetlerimizin oldukça önemli bir kısmı da bu bölgeye yönelik olduğu için satış rakamlarımız olumsuz şekilde etkileniyor.

Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?

Artık büyük üreticilerin yan sanayiciliğini yaparak büyüme, gelişme devrinin geride kaldığını, ya da çok yakında geride kalacağını görmek zorundayız. Ar-Ge faaliyetlerini ön plana çıkartarak kendi ürünlerimizi geliştirmeli, yurt dışı pazarlarda kendi ürettiğimiz ve kendi markamızı taşıyan ürünleri satabilmeliyiz. KSG Makina olarak çalışmalarımızı artık bu yönde sürdürüyoruz. Umarım kısa bir zaman sonra KSG Makina’nın markasını taşıyan ürünleri pazara sunduğumuzu sizlere duyurabiliriz.

KSG Makina olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Makine imalat sektörünün ancak kendi markalarını oluşturup bu markalara pazarlama, Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji alanında yatırım yaptığı ve bu markaları geliştirerek yoluna devam ettiği takdirde başarılı olabileceğine inanıyorum. Bugün, uluslararası kabul görmüş az sayıda Türk markalarının sayılarını artırabilirsek orta vadede başarıyı yakalayabiliriz. Kendi faaliyet alanımız olan iş makineleri çerçevesinde örnek vermek gerekirse Hidromek firmasının harikalar yarattığını söyleyebiliriz. Bir Türk markası olarak ürettikleri iş makineleriyle pek çok ülkede büyük firmalarla rekabet ederek pazardan önemli bir pay alıyorlar. Makine imalat sektörünün daha onlarca Hidromek’e ihtiyacı var. Bu başarıyı sadece iş makinelerinde değil, her türlü makine imalatında yakalamak zorundayız.