Türkiye ekonomisi, 2017’de güçlü bir atılım yaparak ilk üç çeyrek döneminde beklentilerin üzerinde bir büyüme sergiledi. Henüz resmi rakamlar açıklanmamış olsa da analistler,  Türkiye ekonomisinin 2017...

Türkiye ekonomisi, 2017’de güçlü bir atılım yaparak ilk üç çeyrek döneminde beklentilerin üzerinde bir büyüme sergiledi. Henüz resmi rakamlar açıklanmamış olsa da analistler, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 6’nın üzerinde bir büyüme sergilemiş olacağını öngörüyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Aralık 2017 ihracat rakamlarına göre ise Türkiye ihracatı 157,1 milyar dolara ulaştı. Böylece Türkiye, 2014’teki 157,6 milyar dolarlık ihracat rakamından sonra tarihin en yüksek ikinci ihracat rakamını kaydetmiş oldu.

İhracat rakamlarına ilişkin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “2018 yılında her ay ihracatı açıkladığımızda tarihi rekor olacak. 170 milyar dolarlık ihracata doğru hızla devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulunurken, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise, “2017 ihracatta atılım yılı olacak demiştik. İhracatçılar olarak sözümüzü tuttuk. Bu yıl 170 milyar dolarlık ihracat rakamını aşarak 2014’teki yıllık ihracat rekorunu da kıracağız. 2018 ihracatta rekorlar yılı olacak. Yıllık ve aylık bazda, ihracatçı sayısı ve ihraç pazarlarında tüm rekorları alt üst edeceğiz” diyerek 2018 beklentilerini ifade ediyor.

2017’DE DÜNYA DENGELİ BÜYÜME SERGİLEDİ

2017 yılı, küresel ölçekte de dengeli büyüme seyrinin hâkim olduğu bir yıl olurken, gelişmiş ülkelerin büyüme oranları da nispeten yüksek düzeyde ilerledi. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde ABD’de yüzde 2,3, AB ise yüzde 2,5 yükseliş sağlarken, AB üyesi ülkeler içinde büyüme oranı Almanya’da yüzde 2,8, Fransa’da yüzde 2,2 ve İtalya’da 1,8’e ulaştı. Diğer yandan, AB içindeki bütçe açıkları da risk yüzdelerini azaltıyor. 2017’de bütçe açığının GSYİH’ye oranı Maastricht Kriterleri’nin bile altına geriledi ve ortalama yüzde 1,3 seviyelerine kadar indi. Bu döneme ilişkin bütçe açığı verilerinde yüzde 3,5 ile ABD ve yüzde 4,4 ile Japonya ilk iki sırada yer almayı sürdürüyor.

Benzer şekilde, 2017’de gelişmiş ülkelerin enflasyon seviyeleri de beklentilerle uyumlu şekilde düşük ilerledi. AB’de enflasyon yüzde 1,5 olarak kaydedilirken, “ABD’de yüzde 2,2, İngiltere’de yüzde 3,1 ve Japonya’da ise yüzde 0,2 olarak gerçekleşti.

Gelişmiş ülkelerin 2017’de ağırlığını koruyan temel sorunu ise işsizlik oldu. İşsizlik oranı AB’de yüzde 8,8, Fransa’da yüzde 9,9, İspanya’da yüzde 16,7 düzeyindeyken, Almanya’da ise yüzde 3,6’ye kadar geriledi.

KÜRESEL MAKİNE SEKTÖRÜ DE YÜKSELİŞTE

Küresel ekonomideki dengeli büyüme sürerken makine sektörü de büyümesini sürdürüyor. Küresel verilerdeki olumlu gelişmeler sabit sermaye yatırımlarının da hızlanmasına neden olurken, halen 19 trilyon dolar olarak açıklanan sabit sermaye yatırımları içindeki makine teçhizat yatırımlarının payı da 4,7 trilyon dolar seviyesinde ilerliyor. Benzer şekilde 18 trilyon dolar seviyesindeki dünya mal ticareti içerisinde 84. fasıl makine ihracatı da 1,8 trilyon dolara yükselmiş durumda. Türkiye ise 157 milyar dolarlık toplam ihracatının yüzde 9,4’ünü makine imalat sektörlerinden karşılıyor.

2018 İÇİN TEMKİNLİ ÖNGÖRÜLER

Küresel ekonomideki kırılganlık giderek azalıyor olsa da Türkiye gibi yükselen ekonomilerin ekonomik performanslarına yönelik endişeler ne yazık ki azalmış değil. Örneğin Türkiye, 2017 üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1 büyüme sergilemiş ve küresel ölçekte büyüme rekoru kırmış olsa da aynı dönemdeki cari açık/GSYİH oranının yüzde 4,7’ye ulaşması, Türkiye ekonomisinin kırılganlık riskini yükseltiyor.

Benzer şekilde yüksek işsizlik oranları da bu kırılganlığın sürmesinde önemli bir etken olmayı sürdürüyor. Türkiye, Güney Afrika ve Brezilya ile birlikte yükselen ekonomiler içerisinde en yüksek işsizlik oranına da sahip olan ülkeyken, işsizlik oranı Güney Afrika’da yüzde 27,7, Brezilya’da yüzde 12,2, Türkiye’de ise yüzde 10,6 olarak açıklanıyor. The Economist dergisinde yayımlanan bir makaleye göre Türkiye ekonomisinin 2017’de sağladığı büyüme, büyük ölçüde uygulanan teşvik sistemlerinin, özellikle de Kredi Garanti Fonu kaynaklı kredilerin katkılarıyla gerçekleşti. Ancak bu teşvikler ekonomide parasallaşma eğilimini de güçlendirirken, bütçe açığı Ocak-Kasım 2017 döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 44,5 oranında arttı. Yine 2017’de Türkiye’nin cari açığı artış eğilimini sürdürürken, enflasyon göstergesi ise yüzde 12’ye dayandı.

Uzmanlar, 2018 yılında baz etkisinin ortadan kalkması ile yüzde 10’lara ulaşan büyüme oranının yakalanmasının zor olduğu yönünde görüş bildirirken, enflasyon oranında düşüş beklentisinin zayıf olduğunu; ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımı sonrasında küresel ekonomide Türkiye gibi ülkeler için artık likidite bolluğunun söz konusu olamayacağını vurguluyor.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN 2017 İHRACATI 15 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI

Tüm bunlara rağmen, 15 Temmuz kalkışmasının ardından güç kaybeden Türkiye ekonomisine yeniden yukarı yönlü büyüme desteği veren ana sektörlerden biri de makine imalat sektörleri oldu. 2016’yı yüzde 1 büyüme ile tamamlayan Türk makine sektörü 2017’de ise yüzde 10,7’lik ihracat artışı ile 14,9 milyar dolarlık ihracata imza attı.

2017 yılı son çeyreğinde piyasa beklentilerinin üzerine çıkan sanayi üretim artışına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine- teçhizat yatırımlarındaki artışın sanayi rakamlarına, sanayideki üretim artışının da Türkiye’nin toplam ihracatına olumlu yansıdığı yorumunda bulunurken, 2018’de makine imalat sektörlerinin yüzde 15 artışla 17 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı gerçekleştirmesini hedeflediklerinin altını çiziyor.

Dünya makine ihracatının yüzde 22 gerilediği 2008 krizi sonrasındaki dönemi en iyi Türkiye’nin değerlendirdiğini söyleyen Dalgakıran, dünya makine ihracatının toplam yüzde 3 artabildiği son yedi yılda Türk makine sektörünün ise yüzde 50 artış yakaladığını anımsatıyor ve “2017’de ihracat pazarlarımızda önemli bir açılım yaparak, Brexit kararı ve Katalonya krizi gibi pek çok sorunun hâkim olduğu Avrupa genelinde ciddi bir ihracat artışı sağladık. Rusya’ya yaptığımız makine ihracatı yüzde 54 arttı. Dünya genelinde Türk makinelerine ilgi artarken, yerli sanayicimiz de boş durmadı. Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekteki yüzde 11,1’lik büyüme başarısında makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük artış ile makine imalatındaki takvim etkisinden arındırılmış yıllık yüzde 16 üretim artışının büyük bir etkisi var. Neticede, yatırımların sanayideki üretim artışına yansıdığını, Türkiye’nin ihracat artışında makine sektörünün kritik bir rol oynadığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.

SEKTÖR, TANITIM FAALİYETLERİNDE HIZ KESMEDİ

MAİB olarak 2017 yılında katıldıkları tüm fuar ve toplantılarda Türk makine imalat sektörlerini başarıyla temsil ettiklerini dile getiren Dalgakıran, yürüttükleri faaliyetlerle ihracatçı firmalara yol gösterici olmaya çalıştıklarını da anımsatıyor: “İhracatçılarımızı uluslararası rekabette güçlü kılacak iş bağlantıları oluşturmaya çalışıyoruz. 2017’de de düzenlediğimiz organizasyonlarla Tayland’dan Tanzanya’ya kadar pek çok ülke yetkilisini Türkiye’de ağırladık, sektörel ticaret heyetleri düzenleyerek veya fuarlarda tanıtım kampanyaları gerçekleştirerek yurt dışında sektörümüzü temsil ettik.”

MAKİNECİLERİN GÖZÜ ÇİN PAZARINDA

Yeni yıl itibarıyla Çin vizesi başvurularında online sisteme geçildiğini de ifade eden Dalgakıran, Çin ile yapılan anlaşmaya göre, MAİB üye firmalarının ticari vize başvurularında davet mektubu talep edilmeyeceğini; Çin’in dünyanın en büyük makine ihracatçısı olmasına rağmen toplam ithalatında da makinelerin çok önemli bir yer tuttuğunu; bu kapsamda da pazar çeşitliğini artırmak ve ihracatta sürekli yükselttikleri çıtayı daha da yukarı taşımak için Çin pazarında çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini dile getiriyor. Dalgakıran şöyle devam ediyor: “Bu noktada, Uzak Doğu ülkelerinin çoğunda makinelerimize yüzde 30 civarında vergiler uygulandığını, oysa onların makinelerinin ihmal edilebilir düzeyde gümrük vergileriyle ithal edildiklerini vurgulamak isterim. Dünya makine pazarının üçte birini oluşturan bu ülkelere yüksek vergiler nedeniyle henüz ciddi bir satış yapamadığımız dikkate alınırsa, makinecilerimizin ihracattaki başarısı daha çarpıcı hale gelecektir.”

ALT SEKTÖRLERDE YÜKSELİŞ SÜRÜYOR

Türk makine imalat sektörlerinin 2017 yılı ihracat verileri alt sektörler bazında incelendiğinde, değer bazında en yüksek ihracatı “Motorlar” ürün grubunun gerçekleştirdiği görülüyor. Bu ürün grubunda 2016’da 2 milyar dolarlık ihracat yapılmışken, 2017’de ihracat yüzde 8,4’lük artışla 2,17 milyar dolara yükseldi. Yine bu ürün grubunda miktar bazında da yüzde 15,7’lik bir artış gerçekleşti ve 2016’daki 127,3 bin ton değerinden 147,2 bin ton değerine ulaşıldı.

2017 ihracatında miktar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren ürün grubu ise “Yıkama ve kurutma makineleri” ürün grubu oldu. Bu ürün grubunda 2016’da 496,8 bin tonluk ihracat gerçekleştirilirken, 2017’de bu rakam yüzde 4,1’lik artışla 517 bin tona yükseldi. Aynı ürün grubunun değer bazında ihracat artışı da yüzde 6,4’e ulaştı ve 1,45 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

Benzer şekilde, geçtiğimiz yıl değer bazında ihracatını en çok artıran ürün grubu “Türbin, turbojet, turbopropeller, hidrolik silindirler” ürün grubu olurken, bu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 52,1 olarak gerçekleşti ve 642 milyon dolarlık ihracat değerine ulaşıldı.

Yine ihracat kilo değerini en çok artıran da aynı ürün grubu oldu. “Türbin, turbojet, turbopropeller, hidrolik silindirler” ürün grubunda 2016’da ihracat kilo değeri 31,6 dolar iken, 2017’de bu rakam 40 dolara yaklaştı. “Silah ve mühimmat” ürün grubunda da 2016’daki 16,7 dolarlık ihracat kilo değeri, 2017’de yüzde 21,6’lık artışla 20 doların üzerine çıktı.

MAKİNE SEKTÖRÜ, 16 YILDA YÜZDE 876 BÜYÜDÜ

Diğer yandan Türk makine imalat sektörlerinin uzun vadeli performansı da oldukça dikkat çekici veriler sunuyor. MAİB’in kuruluşundan bir yıl önce, 2001 yılında, Türk makine sektörü sadece 1,7 milyar dolarlık bir ihracat kapasitesine sahipken, 2017’de ulaşılan 14,9 milyar dolarlık ihracat, yüzde 876’lık bir artışa da işaret ediyor.

Yine 2005-2015 döneminde Türkiye toplam ihracatı yüzde 8’lik artı değer üretirken, Türk makine sektörü ihracatta yıllık yüzde 16’lık bir büyüme oranı yakalamıştı. Benzer şekilde, son yedi yılda ancak yüzde 3 büyüyen dünya makine ihracatı içinde Türk makine sektörü ihracatını yüzde 50 artırmayı başardı.

HEDEF PAZARLARDA YÜKSELİŞ SÜRDÜ

Geride kalan yılda Türkiye’nin Makinecileri, yurt dışı faaliyetlerindeki etkinliğini hiç azaltmadı ve hedef pazarlarda tanıtım ve ihracatı artırıcı faaliyetlerini de sürdürmeye devam etti. Bilindiği üzere Türk makine imalat sektörlerinin ana hedef pazarları, aynı zamanda küresel makine ihracatında da lider ülkeler olan Almanya, ABD ve İtalya şeklinde sıralanıyor. Hedef pazarlarda çok sayıda etkinlik düzenleyen ve bu üç ülkede toplam sekiz küresel ölçekli fuara katılan Türkiye’nin Makinecileri, bu çabalarının meyvelerini de toplamayı başardı. 2017’da Almanya’ya yüzde 6,8, ABD’ye yüzde 8,8 ve İtalya’ya yüzde 16,7 ihracat artışı gerçekleştiren Türkiye’nin Makinecileri, 2017’de ihracat kilo değerinde en yüksek katma değerli makinelerini de yine ABD ve Almanya’ya ihraç etti. Bu dönemde Almanya’ya gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri 9 dolara yükselirken, ABD’ye gerçekleşen makine ihracatında ihracat kilo değeri ise 13 dolara ulaştı. Diğer yandan Türkiye’nin Makinecileri, hedef pazarları içerisinde en büyük atılımını ise Rusya’da gerçekleştirdi ve 2017’de Rusya’ya miktarda yüzde 46,6 artışla 44 bin ton ve değerde yüzde 53,9 artışla 297 milyon dolarlık makine ihraç etti. Böylece Türkiye’nin Makinecileri, bir anlamda dünyanın en güçlü makine üreticilerine Büyüme Makinesi’nin gücü ve kalitesini, teknolojisini ve katma değerini de kabul ettirmiş oldu.