Kafkas Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi 2809 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca 2010 yılında kuruldu. Makine mühendisliği bölümü ise fakülte...

BÖLÜMLERİNİN EĞİTİM-ÖĞRETİME BAŞLADIĞI GÜNDEN BUGÜNE, ÖĞRENCİ VE EĞİTİM ODAKLI KARARLAR ALARAK SÜREKLİ BİR GELİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ İÇERİSİNDE OLDUĞUNU KAYDEDEN KAFKAS ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI DR. ÖĞRETİM ÜYESİ MERYEM TERHAN, “2015 YILINDA MÜFREDATIMIZDA BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPARAK, AKADEMİK KADROMUZUN TECRÜBE VE PRATİK BİLGİLERİNİ ÖĞRENCİLERİMİZE AKTARABİLECEĞİ DAHA GÜNCEL VE ÇAĞIN GEREKLERİNE UYGUN SEÇMELİ DERSLERİN SAYISINI ARTIRDIK” DİYOR.

Kafkas Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi 2809 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca 2010 yılında kuruldu. Makine mühendisliği bölümü ise fakülte bünyesinde 2013- 2014 yılında normal ve ikinci öğretim olmak üzere eğitim öğretim hayatına başladı. Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Meryem Terhan, amaçlarının “Ulusal ve uluslararası düzeyde lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim vererek; sanayide teknik, idari ve Ar-Ge çalışmalarında görev alabilecek bilgi ve deneyimle donanmış, sürekli öğrenme alışkanlığına sahip, girişimci, ekip çalışmasına yatkın, çözüm üretebilen, araştıran, analiz ve sentez becerisi kazanmış, teknolojik gelişmelere açık, çevre ve kültür değerlerine duyarlı, ülkesine ve insanlığa yararlı, toplumun yaşam kalitesini artırmaya yönelik bilimsel araştırma yapan ve teknoloji üretebilen, evrensel düşünme yetisine sahip, ufku geniş, makine mühendisleri yetiştirmek” olduğunu ifade ediyor.

Kuruluşundan bugüne bölümümüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz?

Kurulduğundan bugüne kadar geçen zaman boyunca, bölümümüzü daha ileri taşıyacağına inandığımız öğrenci ve eğitim odaklı kararlar alarak sürekli bir gelişim ve dönüşüm süreci içerisindeyiz. Henüz yeni kurulmuş ve ikinci mezunlarını vermiş bir bölüm olarak, bugüne kadar alınan kararların zaman içerisinde verdiği sonuçlardan edindiğimiz deneyimle sürekli gelişimi hedefleyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz?

Bölümümüzde; enerji, hidromekanik ve hidrolik makineler, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve sistem dinamiği, mekanik, otomotiv, termodinamik ve ısı tekniği olmak üzere yedi ana bilim dalı bünyesinde dört doktor öğretim üyesi, iki öğretim görevlisi ile 10 araştırma görevlisi bulunuyor. 2018 yılı itibarıyla normal öğretimde 180, ikinci öğretimde 110, yüksek lisansta 32 öğrencimiz eğitimlerine devam ediyor.

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

2015 yılında müfredatımızda bazı değişiklikler yaparak, akademik kadromuzun tecrübe ve pratik bilgilerini öğrencilerimize aktarabileceği daha güncel ve çağın gereklerine uygun seçmeli derslerin sayısını artırdık. Bunun yanında uygulamaya yönelik proje derslerimizde öğrencilerimize deneyimlerimizi aktarıyor, onların piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi, beceri ve bilgisayar programlarını öğrenmelerini; laboratuvar ve atölye derslerimizde teorik olarak verdiğimiz bilgileri pratiğe dökebilmelerini sağlıyoruz.

Teorik eğitimler haricinde Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar nelerdir?

Bölümümüz bünyesinde enerji, termodinamik ve mekanik laboratuvarları ile çok sayıda talaşlı imalat tezgâhına sahip atölyemiz mevcut.

Bu atölye kapsamında torna, freze, matkap ve CNC tezgâhlarıyla genellikle laboratuvar derslerinde kullanılan deney setlerimiz, çok sayıda ölçme aleti ve üç boyutlu yazıcılara da sahibiz. Ayrıca yüksek lisans araştırma laboratuvarlarımızda bölüm öğretim üyelerinin projeleri kapsamında temin ettiği birçok cihaz da yer alıyor. Öte yandan, fakültemiz bünyesindeki bilgisayar laboratuarımızda, AutoCAD, SolidWorks, MATLAB, ANSYS ve ANSYS Fluent gibi programların eğitimlerini de ders müfredatı kapsamında veriyoruz.

Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Kafkas Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenler neler olabilir?

Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, üniversitemizin merkez yerleşkesinde ve Mühendislik Mimarlık Fakültesi içerisinde yer alıyor. Üniversitemiz şehir içerisinde konumlandığı için ulaşım sıkıntısı da mevcut değil. Fakülte binamız ise modern mimariye sahip yeni bir binadır. Fakülte binası içerisinde 11 derslik ve bir bilgisayar laboratuvarı yer alıyor. Fakülte binasının yakınındaysa öğrenci kafeteryaları ve sosyal tesisler bulunuyor. Yerleşkemiz, kapalı yüzme havuzunun yanı sıra çeşitli spor tesislerini de barındırıyor. Ayrıca üniversite yerleşkesi içerisinde öğrencilerimizin kalabileceği devlet yurtları ile yine yerleşkemize çok yakın noktalarda özel yurtlar ve apart daireler de mevcut.

Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz?

Lisans ve yüksek lisans öğrencilerimiz, Erasmus+ programı çerçevesinde anlaşmalı olduğumuz yurt dışındaki üniversitelerde bir ya da iki yarı dönem eğitim alabiliyor.

Makine Mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli bir çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?

Öğrenciler bölümümüzden 20 iş günü atölye ile 20 iş günü işletme (organizasyon) stajı yaparak mezun olabiliyor. Ayrıca staj olanakları haricinde lisans ve yüksek lisans öğrencilerimiz, öğretim elemanlarımızın projeleri kapsamında görevler alabiliyor.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?

Öğretim üyelerimizin sanayide ve binalarda enerji verimliliğini artırmaya yönelik ve güneş enerjisinden faydalanmayı içeren, devam eden ve tamamlanan çeşitli projeleri bulunuyor.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?

Ülkemizdeki sanayi kuruluşlarıyla üniversiteler arasında istenen işbirliği, bugün itibarıyla henüz istenen seviyeye ulaşmış değil. Fakat özellikle TÜBİTAK bu işbirliğinin gelişmesi için yoğun çaba harcıyor ve bu amaçla önemli bütçeleri bu konuya ayırıyor. Sanayi kuruluşları, üniversitelerdeki akademik kadrolardan daha somut ve kolaylaştırıcı fikirler, ürüne ve pazara yönelik çalışmalar beklerken, akademisyenler ise daha derin ve yoğun araştırma çalışmaları yapıyor. Mevcut devlet politikalarıyla çok daha verimli faaliyetler yürütüleceğini ve ülkemizin bilim alanında çok kısa süreler içerisinde büyük mesafeler kat edeceğini düşünüyorum.