Aymas Makina, 2003 yılında İzmir Bornova’da yer alan 4. Sanayi Sitesi’nde 200 metrekare alanda 10 personelle faaliyetlerine başladı. Geri dönüşüm, demir-çelik, çimento...

FİRMALARININ 2010-2016 YILLARI ARASINDA TÜBİTAK TARAFINDAN DESTEKLENEN ÇOK SAYIDA PROJEYİ BAŞARIYLA HAYATA GEÇİRDİĞİNİ SÖYLEYEN AYMAS MAKİNA AR-GE MÜDÜRÜ AYTEKİN YELEKÇİOĞLU, “BU YIL BAŞLADIĞIMIZ ‘ÇELİK, BAKIR, ALÜMİNYUM TALAŞI VE HURDA LASTİK TELİ BRİKETLEME PRESİ’ ADLI TÜBİTAK 1501 PROJEMİZ HALEN DEVAM EDİYOR. ÜRETİLECEK PROTOTİP, DÜNYANIN EN YÜKSEK KAPASİTELİ VE TEKNOLOJİLİ BRİKETLEME PRESLERİNDEN BİRİ OLACAK” DİYOR.

Aymas Makina, 2003 yılında İzmir Bornova’da yer alan 4. Sanayi Sitesi’nde 200 metrekare alanda 10 personelle faaliyetlerine başladı. Geri dönüşüm, demir-çelik, çimento, maden, kâğıt, kimya, ambalaj, döküm, otomotiv ve gemicilik sektörlerine yönelik makine ekipmanlarının yanı sıra kalıp, aparat, yedek parça, talaşlı-kaynaklı imalat ve bakım hizmetleri konusunda çalışmalarını sürdüren Aymas Makina’nın halen aynı başlıklarda ve ileri seviyede uzmanlığa sahip olarak sektörde faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Aymas Makina Ar-Ge Müdürü Aytekin Yelekçioğlu, 2006 yılından bugüne; doğal kaynakların sonsuz olmadığı bilinciyle, metallerin geri dönüşümü sektöründe, beş ayrı platformda 30 farklı ürün geliştirerek, 40 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söylüyor.

Firma vizyonu çerçevesinde pazarın ihtiyaçlarını doğru olarak analiz ederek, kendi teknik yöntemleri ve kapasitesini bu doğrultuda geliştirebilmesinin Aymas Makina’nın piyasa koşullarının üzerinde büyümesine de yardımcı olduğunu belirten Yelekçioğlu, “2008 yılında aldığımız ISO 9001-2008 Kalite Yönetimi Sistemi Sertifikası şartlarını yerine getirerek, söz konusu tarihten itibaren ürünlerimizi CE Belgesi ile Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Kurulduğu tarihten itibaren sektöründeki teknolojik gelişmeleri yakından takip eden Aymas Makina, Ar-Ge çalışmalarına daima öncelik vermiş; yurt dışında faaliyet gösteren ve sektöründe lider firmalarla ortak Ar-Ge çalışmaları yürüterek imalat gerçekleştirmiştir” diyor.

2010-2016 yılları arasında beş TÜBİTAK destekli Ar-Ge projesi yürüttüklerini de sözlerine ekleyen Yelekçioğlu, şöyle devam ediyor: “2018 yılı itibarıyla yine TÜBİTAK desteğiyle devam eden bir Ar-Ge projemiz mevcut. Bunun yanında firmamız gün geçtikçe büyümeye devam ediyor. İzmir Kalkınma Ajansı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve KOSGEB tarafından desteklenen yatırım projeleri sayesinde bugün bulunduğu konuma ulaşan Aymas Makina, metal geri dönüşümü makineleri sektöründe Türkiye’nin gerçekleştirdiği ithalatın büyük oranda azaltılmasına katkı sağladı.”

Aymas Makina’nın, 2017 yılı Temmuz ayında 5746 numaralı Kanun kapsamında Türkiye’nin 554’üncü Ar-Ge Merkezi olarak tescillendiğini de vurgulayan Yelekçioğlu, “Gelişmekte olan ülkelerde Ar-Ge faaliyetlerinin ürünlerde yarattığı katma değer göz ardı edilemez. Bununla birlikte, maddi değeri olan bilgi birikiminin tedarikçilerden elde edilmesi işletmelerin devamlılığını sağlayamamasına neden oluyor. Bu nedenle Aymas Makina, Ar-Ge merkezi statüsü kazanmasıyla birlikte, imalat ağırlıklı yatırımlarını mühendislik alanına kaydırmayı hedefledi. Bu doğrultuda mühendislik kadromuzu da bir yıl içerisinde üç kat büyüterek, Ar-Ge faaliyetlerini daha etkin kıldık ve sürekli inovatif düşünme yapısını oluşturduk” diyor. Yelekçioğlu, Aymas Makina Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları ve gelecek hedefleriyle ilgili Moment Expo’nun sorularını yanıtladı.

Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Aymas Makina olarak faaliyet gösterdiğimiz metal geri dönüşüm sektörünün yönelimlerini yakından takip ediyoruz. Tüm dünya genelinde pazar araştırmaları, sektörel fuarlara katılım, müşteri ziyaretleri ve rakiplerin analiziyle en doğru trendleri saptayarak, bu doğrultuda Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede de ürünlerimiz pazarda hızla kendine yer bulabiliyor. 930 metrekare üzerine kurulu Ar-Ge merkezimizde bugüne kadar 30’un üzerinde Ar-Ge projesi gerçekleştirdik. 25 personelle faaliyete başlayan Ar-Ge merkezimizde 10 makine mühendisi, bir endüstri ve bir elektrik elektronik mühendisi, iki makine ressamı, altı teknik personel ile üniversitelerin çeşitli bölümlerinden mezun üç personel halihazırda görev yapıyor.

Üretime yönelik geliştirdiğiniz projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik?

Ar-Ge merkezimizde yürütülen projelerin tamamı ticarileşebilir ve imalata dönük çalışmalardır. Ürünlerimizin tamamı metal hurdaların geri kazanımına yöneliktir. Metallerin geri kazanımı; gelişmekte olan ve doğal kaynakları sınırlı olan ülkeler için kritik öneme sahiptir. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Alüminyum Raporu’nda yer alan enerji verimlilik değerleri dikkat çekicidir. Buna göre, hurdadan elde edilen ikincil alüminyum üretiminde, birincil alüminyum üretimine harcanan enerjinin yüzde 5’i kadar (700-800 kWh/ton-alüminyum) enerji harcanıyor. Bu oran bakırda yüzde 13’tür. Özetle, metal geri dönüşümüyle elde edilen enerji tasarrufu, metalin cinsine göre yüzde 50-96 arasında değişiyor. Bu veriler ışığında, proje bazlı ve müşterilerimizin üretim süreçlerine yönelik, özel ve ağır sanayi makinelerinin imalatını gerçekleştirebilen firmamız, hurda kesme makasları (eğik ve kanatlı makas), hurda balyalama presleri (üç sıkıştırmalı, iki sıkıştırmalı ve üç sıkıştırmalı devamlı hurda balyalama presi), talaş işleme makineleri (metal talaşı briketleme presleri, santrifüjler, talaş kırıcılar, talaş elekleri) ile metal parçalayıcılar (tek ve çift şaftlı parçalayıcı) üretip geliştiriyor.

Ar-Ge merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Aymas Makina, 2010-2016 yılları arasında TÜBİTAK tarafından desteklenen; metal talaşı briketleme tesisi, hurda metallerini çelik konveyörlerle transfer edip yüksek kapasitede paketleyen hurda balyalama presinin tasarım ve geliştirilmesi, ömrünü tamamlamış hurda araçların pres-kesme makinesinde preslenerek kesilmesi, hurda metal ve katı atık parçalayıcı ve metal hurdaların sürekli beslenme ile sabit eğik makasta kesilmesi başlıkları altında çeşitli projeler gerçekleştirdi. Bu yıl başladığımız “Çelik, Bakır, Alüminyum Talaşı ve Hurda Lastik Teli Briketleme Presi” adlı TÜBİTAK 1501 projemiz ise halen devam ediyor. Üretilecek prototip, dünyanın en yüksek kapasiteli ve teknolojili briketleme preslerinden bir tanesi olacak. 2020 yılına kadar yerli üretimi olmayan, ileri teknolojili, katma değeri yüksek iki yeni ürün için proje başvurusunda bulunmayı da hedefliyoruz. Teknolojik ürünlerin imalatı için yürütülen, kamu kurumlarınca desteklenen projelerin başarıyla sonuçlandırılması sayesinde Aymas Makina, bugün kendi sektöründe Türkiye’deki en büyük iki firmadan biri konumuna ulaştı. Makine satışlarımızdan elde ettiğimiz ciro içerisinde prototipleri devlet destekleriyle üretilen makinelerin payı yüzde 81 dolayında ilerliyor. Bu oranın, Ar-Ge kültürünün işletmeler üzerindeki olumlu etkisini açıkça gösterdiğine inanıyorum.

Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Ar-Ge merkezi sisteminin en kritik noktalarından bir tanesi de bu noktada ortaya çıkıyor. Aymas Makina’nın daha önce gerçekleştirdiği patent veya faydalı model başvurusu bulunmazken, 2018 yılı başında hedef olarak iki patent başvurusu gerçekleştirilmesine karar verdik.

Araştırmacılarımızın bu konudaki motivasyonunu artırıcı bir güç olması amacıyla da patent ve faydalı model başvurularının ödüllendirilmesine yönelik bir yönetmelik oluşturduk. Ayrıca, araştırmacıların süreçler hakkında bilgi sahibi olabilmeleri amacıyla, fikri sinai mülki haklarla ilgili eğitimler düzenledik. Bu hazırlıklar sonucunda, 2018 yılının ilk altı aylık döneminde ilk başvurumuzu gerçekleştirdik. İlerleyen dönemlerde, Ar- Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeniliklerin tescillenmesi çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Ar-Ge merkezimizde yürütülecek faaliyetleri ve geliştirelecek ürünleri planlı şekilde oluşturuyoruz. Pazarımızın yönelimleri doğrultusunda, ticari potansiyeli olan konularda sorunsuz, uzun ömürlü ürünler geliştiriyoruz. Kısa, orta ve uzun vadede gerçekleştirilecek çalışmalarımızı, planladığımız biçimde sürdüreceğiz. Kısa vadeli hedeflerimiz doğrultusunda, iki projemiz için 2018 yılı içinde TÜBİTAK TEYDEB Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi başvurumuzu gerçekleştirdik. Uzun vade hedeflerimiz arasındaysa evsel atıkların geri dönüşümü ve 2 bin ton ve üzerinde kesme kuvveti olan hurda kesme makasları projeleri yer alıyor.

Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi?

Aymas Makina, İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 bini açık 5 bini kapalı olmak üzere 20 bin metrekarelik alan içerisinde zengin bir makine parkuruyla faaliyetlerini sürdürüyor. Bu alanlara ek olarak Ar-Ge merkezimiz de 930 metrekarelik bir alana sahip.

Ar-Ge merkezi yatırımlarımız kuruluş aşamasında gerçekleştirildi. Çalışmalara ayrılan giderlerden daha düşük maliyetlerle kurulan Ar-Ge merkezimize, daha sonra yeni yatırımlar da yapıldı. Kısa vadeli hedeflerimiz arasında Ar-Ge personel sayımızı 25’ten 30’a çıkarmak bulunuyor. Aynı zamanda personelimizin şartlarının iyileştirilmesi için ofis ortamını düzenlemek de yatırım planlarımız arasında yer alıyor. 2017 yılında ciromuzun yüzde 6’sını Ar-Ge giderleri oluştururken, 2018 yılı hedefimiz bu oranı yüzde 10’un üzerine çıkarmak. 2018 yılı içerisinde gerçekleştirilecek bir diğer yatırım projemiz ise Ar-Ge merkezi projelerinin imalatlarının hızlandırılması amacıyla imalat hattına yönelik olacak: KOSGEB Teknoyatırım programı kapsamındaki yatırımla, potansiyeli yüksek projelerin üretimini yüzde 20 oranında artırmayı amaçlıyoruz. Böylece, imalatı zor olan yüksek kapasiteli geri dönüşüm makinelerinin imalatı için daha elverişli koşullar oluşturacağız.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır?

Dünya markaları arasında yerimizi alabilmek ve sektör aktörleriyle rekabet edebilmek, ancak katma değerli ürünler üretmekle mümkün olabilir. Bir ürünün katma değerini yükseltmenin yolu ise Ar-Ge çalışmalarından geçiyor. “İmal ettiğimiz ürün ne kadar güvenilir, ne kadar sorunsuz, ne kadar verimli?” gibi soruları kendimize sık sık sormamız ve mevcut teknolojiyi aşabilmenin yollarını düşünmemiz gerekli. Bu kültürün getirdiği kazanımları Güney Kore gibi Ar-Ge odaklı imalat yapan ülkelerde açıkça görebiliyoruz. Bizler de firmalarımızda bu kültürü hakim kılmayı hedeflemeliyiz.

Bugün imal edilen her ürünün, dünün Ar-Ge çalışmaları olduğu unutulmamalı. Bu çalışmaların en temel amacını ise ihtiyaçlar oluşturuyor. Bu noktada müşterilerimizin ihtiyaçlarını saptamak, Ar-Ge faaliyetine başlamak için birincil öneme sahip. Bunun yanında rakiplerinizin avantaj ve dezavantajlarını bilmek de hedeflerinize giden yolda sizi bir adım öne taşıyacaktır. Planlı ve programlı biçimde, fizibilitesi yapılmış çalışmalara başlamak, sonuca hızlı varma noktasında firmalara büyük bir katkı sağlayacaktır. Söz konusu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ürün ise kendi değerini belirleyecektir.