Almanya’nın kuzeyindeki Jutland Yarımadası ile 406 adadan meydana gelen Danimarka’nın yalnızca Almanya ile kara sınırı bulunuyor. Ülke, kuzey ve doğusundaki İsveç ve Norveç’ten Baltık...

Almanya’nın kuzeyindeki Jutland Yarımadası ile 406 adadan meydana gelen Danimarka’nın yalnızca Almanya ile kara sınırı bulunuyor. Ülke, kuzey ve doğusundaki İsveç ve Norveç’ten Baltık Denizi ile ayrılırken, Grönland ve Faroe Adaları ise Danimarka’ya bağlı özerk yönetime sahip bölgeler olarak öne çıkıyor. Başkent Kopenhag ise ülkenin doğusundaki Zealand Adası’nda yer alıyor.

Danimarka, tarih sahnesinde adını ilk kez 9’uncu ve 11’inci yüzyıllar arasında merkezi Jutland Adası’nda bulunan güçlü bir Viking krallığıyla duyurdu. Kraliçe I. Margrethe yönetiminde Danimarka 16’ncı yüzyılda Norveç, İsveç, İzlanda, Faroe Adaları, Schleswig-Holstein ve Grönland’ı elinde bulunduran büyük bir güç durumuna geldi. Krallık 1600’lerden itibaren çöküşe geçerken, 1658’de İsveç ve 1814’de Norveç bağımsızlığını kazandı. İzlanda ise yalnızca sembolik olarak Danimarka’ya bağlıyken, 1944’te tam bağımsız hale geldi. Tarihindeki iniş çıkışlara ve büyük toprak kayıplarına rağmen 1000 yıldır bağımsızlığını koruyabilen ülke, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın işgaline uğradı. Danimarka, tarihi, ekonomik ve coğrafi nedenlerle hem Nordik, hem Avrupa Birliği ülkeleriyle yakın ilişkiler içinde olurken, büyük komşularının arasında bir denge arayışının doğal sonucu olarak transatlantik ilişkilerin de güçlü bir savunucusu haline geldi.

Ülkedeki ulusal parlamento değişik politik partilere mensup 179 üyeden oluşurken, milletvekilleri dört yıl görev yapmak için seçiliyor. Danimarka’nın toplam nüfusu 5,7 milyon kişiyken yıllık ortalama nüfus artışı yüzde 0,4 olarak ilerlemeye devam ediyor. Nüfusun en yoğun olduğu şehirler Kopenhag, Harning, Aarhus, Odense ve Aalborg iken ülke nüfusunun 3,6 milyonu iktisadi olarak aktif nüfus grubuna (16-66) dâhil. Nüfusun yüzde 17,4’ü 0-14 yaş, yüzde 18,3’ü ise 65 yaş ve üstü grupta yer alıyor. Diğer birçok Avrupa ülkesinden farklı olarak Danimarka’daki temel çalışma kuralları kanunlarla değil işçi ve işveren örgütleri arasındaki anlaşmalarla düzenleniyor. Bu anlaşmalar asgari ücret, grev hakkı ve izin süreleri gibi konuları da kapsayacak kadar geniş bir içeriğe sahip olmayı sürdürüyor.

PETROL VE DOĞAL GAZ İHRAÇ EDİYOR

Danimarka, enerjisini Kuzey Denizi’ndeki petrol ve doğal gaz rezervleri, kömür ithalatı ve rüzgâr enerjisinden sağlıyor. Teknolojik gelişmeler ışığında jeotermal enerji, güneş enerjisi gibi kaynaklar yaratılmaya çalışılsa da söz konusu kaynaklar oldukça düşük seviyelerde gerçekleşiyor. Kömür, elektrik üretimi açısından büyük önem taşırken, maliyet ve nitelik hususları göz önünde bulundurularak, genellikle Avrupa dışındaki ülkelerden ithal ediliyor.

Kuzey Denizi’nde gerçekleştirilen petrol ve doğal gaz üretimi ise iç talebi karşılamanın yanı sıra ihracatta da büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda, uzmanlar, 1990’lar sonrasında kaydedilen cari işlemler fazlasına petrol ve doğal gaz üretiminin katkısının oldukça büyük olduğunu vurguluyor. Ülkenin doğal gaz için en önemli ihraç pazarları ise İsveç ve Almanya. Bununla beraber Danimarka, Batı Avrupa’da Norveç ve İngiltere’den sonra üçüncü büyük petrol üreticisi olmaya devam ediyor. Rüzgâr enerjisi alanında dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alan Danimarka, rüzgâr enerjisi sektörü ihracatında da önemli düzeyde gelire sahip. İç pazarda da büyük ilerleme kaydeden sektörde, işgücü arzının yetersizliği ise gelecek açısından mevcut büyüme ve kârlılığın korunabilmesini zorlaştırıyor. Rüzgâr enerjisi üretimi alanında dünya ölçeğinde rekabet gücüne sahip olmaları Danimarkalı firmaların diğer ülkelerde yatırım şansını artırırken, bu kapsamda çevre duyarlılığı konusu gerek iç gerekse dünya kamuoyunda çeşitli toplantılar vesilesiyle gündeme getiriliyor.

DANİMARKA EKONOMİSİNİN DİNAMİKLERİ

Danimarka, Avrupa Birliği ülkeleri arasında Maastricht Kriterleri’ne en kolay uyum sağlayan ülkelerden biri oldu. Ülkenin genel ekonomi politikası; denk bütçe, sağlıklı kamu finansmanı, düşük oranlı enflasyon, istikrarlı para birimi ve daha fazla istihdam amacına yönelikken, tüm Batı Avrupa ülkeleri arasında en yüksek yaşam standardına sahip ülkelerden birisi olan Danimarka, aynı zamanda gelirin en eşit şekilde bölüşüldüğü ülkelerinde başında geliyor.

Ülkenin 2016 yılında 307 milyar dolar değerinde gerçekleşen GSYİH’si 2017 yılında 324,4 milyar dolar değerine yükseldi. 2017 yılında nominal GSYİH büyüklüğü açısından 36’ncı sırada yer alan Danimarka’nın nominal GSYİH’sinin 2019 yılında 386 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Kişi başına düşen GSYİH ise cari fiyatlarla 2017 yılında 56 bin 444 dolar ile dünya genelinde 10’uncu sıradaydı.

2016 yılında büyüme oranı yüzde 1,9 seviyesinde gerçekleşen ülkenin 2017 yılı büyümesi yüzde 2,1’e yükseldi. 2018 yılında ise yüzde 2 olacağı öngörülüyor. Benzer şekilde, ülkenin bütçe fazlasının GSYİH’ye oranı 2017 yılında yüzde 1 iken, bütçe açığının 2018’de yüzde 0,7 olacağı tahmin ediliyor. 2017 yılında yüzde 4,2 olarak kaydedilen işsizlik oranının ise 2018 yılında yüzde 4,1’e gerilemesi bekleniyor. Tüm sanayileşmiş ve teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Danimarka ekonomisi de hizmet sektörünün öne çıktığı bir ekonomik yapıya sahip. 1990’lı yıllarda gelişen hizmet sektöründe en önemli faaliyet alanları bankacılık ve finans ile bilgi ve haberleşme teknolojileriyken, söz konusu sektörlerin önümüzdeki yıllarda da ekonominin lokomotifi olma konumunu sürdürmeleri bekleniyor. Hâlihazırda ülke nüfusunun yarısı hizmet sektöründe istihdam edilirken, GSYİH içerisinde tarımın payı yüzde 1,5, sanayinin payı 23,4 ve hizmet sektörünün payı da yüzde 75,7 düzeyinde gerçekleşiyor.

Diğer yandan Danimarka, gelişmiş bir altyapıya, liberal dış ticaret ve yatırım politikasına ve iyi yetişmiş işgücüne sahip ülkelerden biridir. Son dönemde yaşanan küresel krizin ciddi etkilerine rağmen Danimarka ekonomisi halen oldukça düşük seyreden enflasyonu, istikrarlı maliye politikaları sonucunda fazla veren bütçesi ve cari işlemler dengesiyle oldukça olumlu bir görünüm sergilemeye devam ediyor. Danimarka’nın dünyadaki en gelişmiş ülkeler arasında yer almasının arkasında yatan en önemli faktörün ise ülke firmalarının yarattığı yüksek orandaki katma değer olduğu belirtiliyor. Söz konusu katma değer, işgücü ücretlerini ve üretim sürecinde sermayeden sağlanan kârı ifade ederken, söz konusu gelir üzerinden alınan vergi de Danimarka’nın bir refah devleti olabilmesini sağlayan en önemli yapı taşlarından birini oluşturuyor.

MODERN ALTYAPI KOŞULLARINA SAHİP

Danimarka ekonomisi 1990’lı yıllardan itibaren mortgage kredi sistemi, özel sektörü destekleyici vergi reformları ile istihdam hayatındaki düzenlemeler sonucunda büyük bir dönüşüm geçirdi. Telekomünikasyon ve enerji sektörlerinde gerçekleştirilen özelleştirmeler sonucunda da ürün pazarlarında rekabet oldukça yoğunlaştı. Son dönemde ise vergi artışlarının durdurulması, istihdamı teşvik etmek amacıyla gelir vergisindeki indirimler, refah düzeyinde herhangi bir kısıtlama olmadan merkezi ve yerel yönetimlerde verimliliği artırarak kamu harcamalarının azaltılması, Ar-Ge faaliyetlerinin teşviki, inşaat sektörü yatırımları ve çevre dostu politikaların desteklenmesi Danimarka ekonomisinde önemli rol oynuyor.

Yabancı yatırımcılar için farklı teşvikler uygulamayan Danimarka’da, yabancı yatırımcılar ülkenin yurttaşlarıyla aynı kurallara tabi olmaya devam ediyor. Bu kapsamda da mevcut ekonomik istikrar, modern altyapı koşulları, ülkenin konumu, eğitimli işgücü ve verimli iş ortamı yabancı yatırımların bu ülkeye yönelmesinde önemli bir rol oynuyor. 2016 yılında ülkeye yönelik gerçekleşen doğrudan yabancı yatırım miktarı 8,5 milyar dolar civarında gerçekleşirken, dış ticaretin GSYİH içindeki payı oldukça fazla olduğu için Danimarka, ülkeler arasındaki mal ve servis ticaretinin herhangi bir engelle karşılaşılmadan yapılmasına büyük önem veriyor. Danimarka dış ticareti ise AB ve DTÖ üyeliğinden kaynaklanan kurallara göre belirleniyor.

DANİMARKA 2017 YILINDA 14,1 MİLYAR DOLARLIK MAKİNE İHRAÇ ETTİ

BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın makine ihracatı 2017 yılında 14,1 milyar dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 12,8 milyar dolar seviyesindeydi ve ülkenin makine ihracatı, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10,2 artmış oldu.

Danimarka 2017 yılında 1,6 milyar dolarla en fazla Almanya’ya makine ihraç etti. 2016 yılında bu rakam 1,4 milyar dolardı. Danimarka’nın Almanya’ya gerçekleştirdiği ihracat yüzde 9,2 artarken, ülkenin 2017 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke ise 1,4 milyar dolarla İngiltere oldu. Söz konusu ülkeye 2016 yılında 814 milyon dolar değerinde makine ihraç edilmişti. Böylece İngiltere’ye yönelik ihracat yüzde 75,7 artmış oldu. Üçüncü sırada bulunan İsveç’e 2016 yılında 1,1 milyar dolarlık makine ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 9,4 artışla 1,2 milyar dolar oldu.

Danimarka, 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla diğer motorlar ve kuvvet hâsıl eden makineler kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 1 milyar dolarlık ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 58,1 artarak 1,5 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil ürün grubu bulunuyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,2 milyar dolarken, 2017 yılında bu rakam yüzde 6,1 artarak 1,3 milyar dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri kaleminde de 2016 yılında 927 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam aynı seviyede kaldı.

ALMANYA İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA YER ALIYOR

Yine BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın makine ithalatı 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 2,8 artarak 11,2 milyar dolar olarak kaydedildi. Danimarka 2016 yılında 10,9 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2017 yılı rakamlarına göre Danimarka’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 3 milyar dolarla Almanya yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2016 yılında ithal edilen makinelerin değeri 2,9 milyar dolardı. Danimarka’nın 2017 yılında İtalya’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 4,7 artarken, 2016 yılında İsveç’ten 1,4 milyar dolar değerinde makine ithal eden ülke, 2017 yılında İsveç’ten yüzde 13,5 artışla 1,6 milyar dolarlık makine ithal etti. Listesinin üçüncü sırasındaki Hollanda’dan da 2016 yılında 1,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 1,9 artarak 1,11 milyar dolar oldu. Danimarka 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri ve üniteleri ithal etti. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 1,7 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 11,8 artarak 2 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil bulunuyor. Danimarka, 2016 yılında söz konusu kalemde 643 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakam yüzde 10,1 artışla 708 milyon dolar oldu. Danimarka’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem transmisyon milleri ve kranklar oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 755 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 12,2 azalarak 663 milyon dolar oldu.

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2017 YILINDA YÜZDE 12,9 ARTTI

BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Danimarka’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2017 yılında 59 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 52,3 milyon dolar seviyesindeydi. Buna göre Danimarka’ya yönelik makine ihracatımız yüzde 12,9 artış göstermiş oldu. 2017 itibarıyla Türkiye’nin Danimarka’ya yönelik makine ihracatının ilk sırasında 16,6 milyon dolarla buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan ev veya çamaşırhane tipi yıkama makineleri ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 8 milyon dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 11,4 artarak 8,9 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Danimarka’ya yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise hava-vakum pompası, hava-gaz kompresörü, vantilatör ve aspiratör ürün grubu bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 4,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 33,2 artarak 6,2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Diğer yandan BM İstatistik Bölümü verilerine göre, Türkiye, 84. fasıl bazında Danimarka’dan 2017 yılında 110,3 milyon dolarlık makine ithal etti.