Güç aktarım organları kullanım alanlarına bakıldığında; bir elektrik motorundan alınan hareketi su pompasına ileten kaplinlere, bir hadde tesisinde yuksek tork icin cok buyuk boyutlarda reduktorlere, insan ve yuk taşınmasında kullanılan...



Ürettiği ürünlerin çok büyük kısmı yine makinelerde ara malı olarak kullanılan güç aktarı m organları sektörünün büyümesi, ihracata ve Türk makine sektörünün gelişimine bağlı. Türk makine sektörünün atılım gösterdiğ i dönemlerde güç aktarma sektörü ürünleri imal eden firmalar, ürün bazında ihtisaslaşmaya giderek, KOBİ ölçeğini aşabilmişlerdir. 2008 yılına bakıldı- ğında ülkemizde, 1 milyon dolar düzeyinde ihracat yapabilen sektör firmaları- nın sayısının 35’i aştığı görülüyor. Bugün yine büyük çoğunluğu KOBİ niteliğ inde olan firmalar, makine sektörünün taleplerini ithalata gerek olmayacak şekilde karşılamaya gayret ederek otomotiv sanayisine de ürün sağlayacak düzeye ulaşmış durumdalar. Güç aktarı m organları sektörüyle ilgili Hema Endüstri Genel Müdürü Çetin Çıtakoğlu, Sinter Metal Satın Alma Müdürü Ersin Bolu ve Akmetal Metalürji Endüstrisi A.Ş. Proje Mühendisi Tolga Kaya Moment Expo’nun sorularını yanıtladı.

SU POMPASINDAN ASANSÖRE KADAR HER YERDE
Bir tahrik sisteminden sağlanan hareket ile parçaları veya kısımlarının en az  biri hareket eden ve belli bir uygulama amacı yla bir araya getirilmiş olan parçalar topluluğu makine olarak tanımlanır. Bu tanımda güç aktarma organlarının yeri, tahrik sisteminden hemen sonra gelir. Makinelerin tamamına yakın kısmı tahrik sisteminin sağladığı hareketi güç aktarma organları ile diğer aksamlarına iletirler. Güç aktarma organları ile hareket bazen, kaplin ve kavramalarda görülebileceğ i üzere, tahrik sisteminden alındığı gibi bazen de redüktörler vasıtasıyla hızı, yönü, torku vb. diğer özellikleri istenilen şekilde değiştirilerek sisteme aktarı lır. Bu kritik parçalar ile tahrik sisteminden alınan hareket, transmisyon milleri, kaplinler, kavramalar, redüktörler vasıtasıyla ihtiyaç duyulan noktaya iletilir. Kullanım alanlarına bakıldığında; bir elektrik motorundan alınan hareketin su pompasına iletilmesinde kaplinler, bir hadde tesisinde yüksek tork için çok büyük boyutlarda redüktörler, insan ve yük taşınmasında kullanılan asansör makinelerinde sonsuz dişli sistemleri, taşı tlarda veya isteğe bağlı hareket iletiminin gerektiği uygulamalarda kavramalar görülebilmektedir.


TEKNOLOJİYİ YAKINDAN TAKİP EDEN SEKTÖR
Sektörün bazı ürünleri, standartlaştırılmı ş ve seri imalata uygun, bazıları ise her ürün için ayrı tasarım ve üretim teknikleri gerektirebilmektedir. Bu nedenle, rekabet gücü değerlendirmesi ancak alt mal grupları bazında doğru yapılabilmektedir. Ucuz işgücü ve hammaddenin önemli olduğu düşük katma de- ğerli standart ürünlere nispetle, mühendislik ve tasarım gerektiren ürünlerde ülkemizin rekabet gücü daha yüksektir. Teknolojiyi yakından takip eden sektör, bilgisayar teknolojisinin geldiği nokta ve bunun üretim süreçlerine olan etkisi ile daha hızlı gelişme kaydetmektedir. Kullanılan tezgâhlar ile ölçme tekniklerinin gelişmesi ve bunların bilgisayarlar ile kontrol edilebilmesi sektörün özellikle standart dışı ürünlerinde esnekliğini artırmıştır. CAD ve CAM sistemlerinin desteği neticesinde minimum maliyet ile ilk seferde hatasız ürünler imal edilebilmektedir. Bu sektör notunda 8483 pozisyonunda tanımlı olan; “dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, transmisyon milleri, kranklar, volanlar, kasnaklar, yatak kovanları, mil yatakları, kavramalar ve kaplinler” değerlendirilmiştir. Aşağıda belirtilen ve esas itibarıyla otomotiv sanayisi ile ilgili olan; 8708.40 Vites kutuları ve bunların aksam ve parçaları, 8708.50 Diferansiyelli hareket ettirici akslar (diğer transmisyon unsurları ile birlikte olsun olmasın) ve taşıyıcı akslar; bunların aksam ve parçaları: 8708.93 Debriyajlar ve bunların aksam ve parçaları: no’lu G.T.İ.P.’ler ise bu incelemenin dışında bırakılmıştır.


2008 İHRACATI 230,7 MİLYON DOLAR
2007 yılında 175,1 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektör, 2008 yılında genel makine ve aksamları ihracat artış oranı- nın (yüzde 18,2) üzerinde bir performans sergileyerek ihracatını yüzde 31,8 oranında artırmış ve 230,7 milyon dolar seviyesine yükseltmiştir. Türkiye’nin 2008 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 90,8 milyon dolar ile birinci sırada “dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, dişli kutuları” kaleminin yer aldığı, bu ürünü 76,1 milyon dolar ile “transmisyon milleri, kranklar” ve 24,8 milyon dolar ile “transmisyon aksamları ve parçaları” grubunun izlediği görülmektedir. 2007-2008 yılları Ocak-Aralık döneminde ihracat artış oranı açısından, ilk sırada yüzde 68 ile “rulmanlı yatak kovanları” kalemi yer almış, bu kalemi yüzde 56,3 ile “dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, dişli kutuları” ve yüzde 37,6 artı ş oranı ile “rulmansız yatak kovanları, mil yatakları” takip etmiştir. Aynı dönemde ihracatında düşüş kaydedilen tek kalem ise “transmisyon aksamları ve parçaları”(yüzde 12,1) olmuştur. Güç aktarma organları sektörü 2008 yılı ihracatımızda Almanya’nın 64,7 milyon dolar ile birinci konumda yer aldığı, bu ülkeyi 28,8 milyon dolar ile İngiltere ve 15 milyon dolar ile İran’ın takip ettiği görülmektedir. Sektörde en büyük ithalatçı konumunda olan A.B.D. ise Türkiye’nin sektör ihracatında 4. sırada yer almıştır. Her geçen yıl ihracat değerini artıran sektör, 2008 yılında (serbest bölgeler dahil olmak üzere) 151 ülkeye ürün ihraç etmiştir. 2008 yılında sektör ihracatımızda en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında ihracat artışı esas alındığında; yaklaşık 5 kat artış ile Brezilya’nın ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bu ülkeyi yüzde 194 artı ş oranı ile Meksika ve yüzde 119 artış oranı ile Rusya takip etmiştir. Söz konusu dönemde ihracatımızda en büyük düşüş ise İngiltere’de (yüzde 21,8 ) gerçekleşmiştir.

EN FAZLA İTHALAT ALMANYA’DAN
2007 yılında 406,4 milyon dolar değerinde sektör ürünü ithal eden ülkemiz, 2008 yılında genel  makine ve aksamları ithalat artış oranını (yüzde 0,2) aşarak bu değeri 541,1 milyon dolar seviyesine yükseltmiş ve artış oranı yüzde 33,1 olarak kaydedilmiştir. Türkiye’nin 2008 yılında ithal ettiği güç aktarma organları, G.T.İ.P. bazında incelendiğ inde; 180,9 milyon dolar ile birinci sırada “dişliler, dişli sistemleri, bil yeli vidalar, dişli kutuları” kaleminin yer aldığı, bu ürünü 156,8 milyon dolar ile “transmisyon milleri, kranklar” ve 63 milyon dolar ile “rulmansız yatak kovanları, mil yatakları” grubunun izlediği görülmektedir. 2008 yılı Ocak-Aralık döneminde ithalat artış oranı açısından, ilk sırada yüzde 49 ile “volanlar, kasnaklar” kalemi yer almı ş, bu kalemi yüzde 44 ile “kavramalar, kaplinler” ve yüzde 36,1 artış oranı ile “dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, dişli kutuları” takip etmiştir. Aynı dönemde 6’lı G.T.İ.P. bazında ithalatında düşüş yaşanan kalem olmamıştır. 2008 yılında sektör ürünleri ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı Almanya (131,2 milyon dolar), Fransa (98,8 milyon dolar) ve İtalya(68,2 milyon dolar) almıştır. 2008 yılı ithalatı- mızda artış oranları esas alındığında; yüzde 412,4 ile Polonya’nın ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Polonya’yı yüzde 138,8 artış oranı ile Çek Cumhuriyeti ve yüzde 124,6 ile İsveç takip etmiştir. En büyük düşüş ise yüzde 50,9 ile Finlandiya’da kaydedilmiştir.

2008’DE İHRACAT YUZDE 31,8 ARTTI
2008 yılında Türkiye’nin güç aktarma organları sektör ihracatı yüzde 31,8, ithalatı ise yüzde 33,1 oranında artış göstermiştir. Aynı yıl Türkiye’nin makine ve aksamları sektörünün tamamının gerçekleştirdiği ihracat içinde yaklaşık olarak yüzde 2,3, ithalat içinde ise yüzde 2,4 pay alan sektörün söz konusu dönemde dış ticaret açığı yüzde 34 artmış ve 310,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Ürettiği ürünlerin çok büyük kısmı yine makinelerde ara malı olarak kullanılan sektörün büyümesi, ihracata ve Türk makine sektörünün gelişimine bağlıdır. Türk makine sektörünün atılım gösterdiğ i dönemlerde güç aktarma sektörü ürünleri imal eden firmalar ürün bazında ihtisaslaşmaya gidebilmiş ve bu şekilde KOBİ ölçeğini aşabilen firmalar olmuştur. 2008 yılına bakıldığında ülkemizde, 1 milyon dolar düzeyinde ihracat yapabilen sektör firmalarının sayısının 35’i aştığı görülmektedir. Bugün yine büyük çoğunluğu KOBİ niteliğ inde olan firmalar, makine sektörünün taleplerini ithalata gerek olmayacak şekilde karşılamaya gayret ederek otomotiv sanayisine de ürün sağlayacak düzeye ulaşmışlardır. Elektrik ve elektronik kontrol tekniklerinin gelişmesi ve ucuzlaması neticesinde bazı alanlarda redüktör vb. güç aktarma organlarının yerini hız kontrol cihazlarına bırakması- nın, özellikle dişli sistemleri üreticilerini ilerleyen dönemlerde olumsuz etkileyebileceğ i düşünülmektedir

“BUYUK MARKALAR PİYASAYI ELİNDE TUTUYOR” Hema Endüstri Genel Müdürü Çetin Çı- takoğlu, güç aktarım organların  sektörünün öne çıkan sorunlarını şöyle sıralı- yor: “Sektördeki öne çıkan sorunların başında; Dünya çapındaki büyük markaları n piyasayı ellerinde tutması özellikle yerli girişimcilerin bunlarla rekabet etmesini olumsuz etkilemektedir. Yurt içindeki araç üreticilerinin hemen hemen tamamının bu üniteleri komple olarak yurt dışından -özellikle lisansör firmalarından- temin ediyor olmaları girişimcileri pazar açısından olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Düşük kaliteli uzak doğu ürünlerinin piyasaya girmesi de olumsuz etkiler arasında yer almaktadı r. İleri teknolojinin sonucu olarak bunun gereklerine cevap verebilecek donanım/yazılım ve kalifiye eleman ihtiyacı. Kullanım alanının çok geniş olması ve farklı müşteri istekleri nedeniyle standardizasyonun oluşturulamaması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yüksek yatırım maliyetleri. Yerli alt komponent üreticilerinin istenen kalitede ve yeterli olmaması da bazı kritik öneme sahip alt parçaların ithal edilmesine yol açarak maliyetleri artırmakta ve üreticileri kısıtlamaktadır. Üretici firmaların birçoğunun test imkanlarından yoksun olması da ürün geliştirme açısından bir handikap oluşturmaktadır. Test sistemlerini kurmak büyük bir mali külfet getirmektedir. Bütün bunlar üreticilerin öncelikle düşünecekleri konu olarak ortaya çıkmaktadır.”

“GİRİŞİMCİLERE TEŞVİKLER GETİRİLMELİ”
Çıtakoğlu bu sorunlar için çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Teknoloji ve kalifiye işçilik gerektiren bu tip alt komplelerin üretilmesi konusunda devletin girişimcilere teşvikler getirmesi gerekir. Özellikle girdi maliyetlerinde önemli yer tutan enerji maliyetleri ve vergiler konusunda girişimcilere çözümler geliştirmelidir. Ülkenin sadece montaj üssü haline gelmemesi için, devletin özellikle çok dikkatli ve detaylı bir şekilde neyin ithal edildiğini ve de buna karşılık neyin ihraç edildiğini kontrol altı na alınmalıdır. Böylelikle, bu ünitelerin kolay bir şekilde yurda sokulması önlenerek, dışa bağımlılığı minimize edilmeli ve yerli alt komple üreticilerinin de bu pazara girebilmesinin yolları kolaylaştı- rılmalıdır. Zira, “araç ihraç ettik” diyoruz ancak bunun yüzde 85 ithal ettiğimiz parçalardan oluşuyorsa buna dense dense “araçın yüzde 15’ini ihraç ettik” denir. Teknik altyapıyı geliştirmek için üniversitelerin ilgili bölümlerinin sanayi ile daha yakın çalışması her iki tarafın da gelişmesi açısından son derece önemlidir. Yeni bir ürün tasarlayan mühendislerin teorik bilgilerini pekiştirmeleri ve daha teknolojik ürünler sunabilmeleri için üniversitenin desteğini alması önem taşımaktadır. Aynı şekilde akademik personelin de yeni ürün tasarı mından elde ettikleri tecrübeyi daha sonra bayrağı devralacak genç mühendis adaylarına aktarması da son derece önemlidir. Aktarma organlarının tasarı- mında kullanılan bazı bilgisayar simülasyon programları (dişli grubu tasarım programları gibi) yeni ürünlerin tasarlanması ve devreye
alınmasında son derece önemli paya sahiptir. Bu programlar son derece sınırlı ve pahalı olmakla beraber sektörde kullanımının yaygınlaşması bir adım daha öteye gitmemiz için gerek şartlardan bir tanesidir. Test cihazlarının yatırım maliyeti önemli bir meblağ tutmaktadır. Özellikle yurtdışında bu sektörde faaliyet gösteren firmaları n sistem kurmak için verdiği fiyatlar astronomik seviyededir. Ülkemizde test cihazı üreten birçok kabiliyetli firma bulunmaktadı r ancak bu firmalar bu alanda yeni olduklarından yönlendirilmeye ihtiyaç duymaktalar. Üretici firmalarla elele vermeleri sağlanabilirse yurtdışına sipariş edilen bir test sistemi yarı fiyatı- na yaptırılabilir. Aynı zamanda Tübitaküniversite işbirliği ile üniversiteler bünyesinde test merkezleri kurularak firmaları n test ihtiyaçları daha düşük maliyetlerle giderilebilir.”

“TEKNOLOJİ PLATFORMLARI OLUŞTURULMALI”
Hema Endüstri Genel Müdürü Çetin Çı- takoğlu sektörün gelişimi için yapılması gerekenleri ise şöyle açıklıyor: “Ülke içinde alt komponent üreticilerinin uzmanlaşmaya gitme hususu teşvik edilmelidir. Bu parçaları üretme kabiliyetine sahip firmalar ile ana üreticiler birlikte teknoloji platformları oluşturarak güç birliğine gitmelidirler. Aktarma organları araçların en temel yapısını oluşturduğ undan araç tasarım evresinin ilk aşamalarından başlayarak tasarım sürecine yerli üreticiler de dahil edilmelidir. Bu sayede bir sinerji oluşturarak yerli üreticilerin firma ihtiyaçlarına uygun bir şekilde gelişmeleri ve daha ileriye gitmeleri desteklenmiş olur.” Hema Endüstri Genel Müdürü Çetin Çıtakoğlu son olarak, Hema Endüstri olarak Traktör Güç aktarma sistemleri üretiminde ve montajında ileri teknoloji kullanmakta ve bu konuda müşteri beklenti ve tatminini sağlamış durumda oldukları nı söyleyerek, “Özellikle Avrupa ve Amerika’ya ihracatımız artarak devam etmektedir. Ayrıca kendi tasarımı- mız yeni tip modern Güç Aktarma Sistemimizin tasarım süreci devam etmekte olup çok kısa süre üretime başlayaca- ğız” diye konuşuyor.

“AŞINAN PARCALARIN KONTROL EDİLMESİ ZOR”
Sinter Metal Satın Alma Müdürü Ersin Bolu ise güç aktarma organlarında öne çıkan en büyük problemin aşınan parçaları n kontrol edilmesinin zorluğu olduğ unu söylüyor. Bolu, bu sorun için en önemli çözümün de bu konuda yapı- lacak olan bakım periyotlarının zaman dilimi olarak doğru tespit edilmesi oldu- ğunu aktarıyor. Sinter Metal Satın Alma Müdürü Ersin Bolu sektörün gelişimi için yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: “Sektör Ar- Ge konusunda çok ciddi yatırımlar gerektirmektedir. Geleceğin teknolojisi olacak olan plastik malzeme gruplarında araştırmalara önem verilmelidir. Bu konu ise devlet desteği olmadan geliştirilecek bir konu değildir. Devlet Ar-Ge yatırımlarını desteklemelidir.” Akmetal Metalürji Endüstrisi A.Ş. Proje Mühendisi Tolga Kaya ise sektörün gelişimi için dış alımların azaltılmasının yararlı olduğunu düşündüğünü aktararak, “Yurtiçinde de nasıl yurtdışına kaliteli ürünler gönderiliyorsa, aynı şekilde yurtiçine de verilmelidir” diye konuşuyor. Kaya ayrıca ek olarak şirketlerin kendilerini geliştirmeleri gerektiğini söyleyerek, “Baba yadigârı bir yazıhaneden çok şirket mantığıyla çalışarak kendilerini geliştirmelidirler” diyor. Kaynaklar: -Türkiye İstatistik Kurumu -International Trade Center(ITC) www.trademap.org -The European Power Transmission Distributors Association (EPTDA) www.eptda.org -The Power Transmission Distributors Association (PTDA) www.ptda.org  

Kutu: 2007 YILINDA TOPLAM SEKTOR İTHALATI 41 MİLYAR DOLAR 2006 yılında 33,2 milyar dolar olan toplam sektör ithalatı yüzde 23,6 oranında artış göstererek 2007 yılında 41 milyar dolar değerine ulaştı. 2007 yılında sektör ithalatı yüzde 10,4 artarak 6 milyar dolara yaklaşan A.B.D. dünya sıralamasında lider konumunu korudu. A.B.D.’yi 3,8 milyar dolar ile Almanya ve 3,1 milyar dolar ile Çin Halk Cumhuriyeti izledi. 2007 yılında, dünya ithalatında önemli ülkelerde yaşanan değişimler incelendiğinde; yüzde 42,4 artış ile İtalya’nın en fazla artış kaydeden ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı ve bu ülkeyi İngiltere (yüzde 39,2) ile İspanya’nın (yüzde 38,5) takip ettiği görülmektedir. Bu ülkeler arasında ithalatında düşüş kaydedilen tek ülke ise Macaristan (yüzde 0,3) olmuştur. 2007 yılı sektör ithalatında önemli ülkeler sıralamasında 26. konumda bulunan Türkiye, 406,4 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirerek, dünya geneli ithalattan yüzde 1 pay almıştır. Görüldüğü üzere Türkiye, sektörün global ithalatında ihracata kıyasla daha fazla paya sahiptir. 2006 ve 2007 yıllarında G.T.İ.P bazında dünya ithalatında 8483.40 pozisyonunda tanımlı “Dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, dişli kutuları” grubunun ilk sırada yer aldığı görülmektedir. 2007 yılında, ithalat değeri yüzde 28,4 artarak 4,5 milyar dolara ulaşan 8483.50 pozisyonunda tanı mlı “Volanlar, kasnaklar” grubu, dünya geneli ithalatında artış bazında ilk sırada yer almıştır.  

2007 DUNYA İHRACATINDA TURKİYE’NİN PAYI YUZDE 0,45 Türkiye 2007 yılında gerçekleştirdiği 175,1 milyon dolar ihracat ile sektörün dünya ihracatından yüzde 0,45 pay almış ve sıralamada 28. konuma yerleşmiştir. 2006 ve 2007 yıllarında, G.T.İ.P bazında dünya ihracatında, 8483.40 pozisyonunda tanımlı “Dişliler, dişli sistemleri, bilyeli vidalar, dişli kutuları” grubunun ilk sırada yer aldığı görülmektedir 2007 YILINDA DUNYA İHRACATI 38,6 MİLYAR DOLAR Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2006 yılında 31,9 milyar dolar olan sektör ihracatı yüzde 20,9 oranında artış göstererek 2007 yılında 38,6 milyar dolar değerine ulaştı. 2006 yılında tüm ülkelere yapılan ihracat değeri bazında, en yakın rakibinin iki katından fazla paya sahip olan Almanya, 2007 yılında ihracatını yüzde 24 artırarak 10,6 milyar dolar seviyesine yükselterek, ilk sıradaki konumunu korudu. Bu ülkeyi 4,3 milyar dolar ile Japonya ve 3,2 milyar dolar ile İtalya takip etti. Güç aktarma organları ihraç eden ilk 20 ülke arasında en fazla ihracat artışını yüzde 40,4 ile Polonya gösterdi, düşüş yaşayan tek ülke ise Meksika (yüzde 4,4) oldu.   Spot: “ Hema Endüstri Genel Müdürü Çetin Çıtakoğlu: “Sektördeki öne çıkan sorunların başında; Dünya çapındaki büyük markaların piyasayı ellerinde tutması özellikle yerli girişimcilerin bunlarla rekabet etmesini olumsuz etkilemektedir. Yurt içindeki araç üreticilerinin hemen hemen tamamının bu üniteleri komple olarak yurt dışından -özellikle lisansör Şrmalarından- temin ediyor olmaları girişimcileri pazar açısından olumsuz bir şekilde etkilemektedir.”