Türkiye makine imalat sanayisi 2017 yılı itibarıyla 13 bin 371 işletme, 220 bin 400 istihdam ve 77 milyar TL ciroya ulaşırken, sektörün 2018 yılındaki 17 milyar dolarlık ihracatı ise ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 63,2’e taşımıştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak hazırladığımız “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi” programında da destek verilecek sektörler sıralamasında birinci sırada yer alan makine sektörüne açılan talep toplanması sürecine çok miktarda ve hızla istek gelmesi, ilk hazırlanan listeye eklenecek yeni alan ve konuların bildirilmesi Bakanlık olarak bizleri son derece mutlu etti.

En fazla cari açık verdiğimiz makine ithalatları ile önümüzdeki dönemde gelişmesi gereken alanlardaki makine teçhizat taleplerini sürekli değerlendiriyoruz. Artık, her gelen konu ve makine çeşidinin teşvik edilmesi yerine odaklanılması zorunlu makine ve teçhizatlara yoğunlaşarak buradaki imalatların önünün açıyoruz. Bu tür bir destek mekanizmasıyla yerli ihtiyacın karşılanması ve ihracata ağırlık verilmesi ana hedefimizdir.

İhracatımız ve iç talep konularımızın önemli bir ayağı da teker teker makine üreti- minin yanında artık dünya ölçeğinde tıpkı Çin, İtalya ve Almanya gibi anahtar teslimi projelerin bizim makinecilerimiz tarafından inşa edilmesidir.

MAKFED’e bağlı derneklerimizin her birinde teknolojik olarak dünya pazarlarıyla rekabet edebilecek güçte birçok firmamız bulunuyor. Bu firmalarımız uluslararası normlara uygun, kaliteli makine ve ekipman üretme yeteneğine eriştiler. Ancak bir araya gelerek hem iç pazarımızda hem de bütün dünya pazarlarında konsorsiyum halinde teklif vermeleri, ithalata gerek kalmaksızın iç talepleri büyük projelerde de karşılar hale gelmeleri gerekiyor. Geçmişte inşaat sektöründeki büyük müteahhitlerimiz bu iş birliklerini Libya’dan başlayarak Rusya’da, Doğu Avrupa ülkelerinde, Afrika ülkelerinde, Irak’ta hatta Uzak Doğu’da başardılar ve Çin müteahhit- lerinden sonra dünya ikincisi oldular. Aynı şekilde makine- ciler, elektrik ve elektronikçiler, malzemeciler, inşaatçılar, onların da yanında süreç akışlarını hazırlayacak uluslararası kültürde mühendislik bürolarıyla ortak bir konsorsiyum içerisinde tüm dünyada talep edilen projelere teklif verebilir ve bu ihaleleri alabilir; rekabet edebilir ekonomik çözümler üretebiliriz.

Bugün Çin, İtalya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa, İspanya hatta Çekya bunu yapabiliyor. Bugün ülkemizin önünde çok büyük projeler konuşuluyor, bütün yabancı şirketler bundan pay alabilmek için sırada bulunuyor. Artık biz de şimdi sıralayacağım sektörlerde yabancılar kadar kaliteli tesislere teklif verebilecek güçteyiz;

• Petrokimya tesisleri,
• Kimya tesisleri,
• Seramik üretim tesisleri,

• Orman ürünleri işleme tesisleri,
• Takım tezgâhları üretim hatları,
• Kâğıt tesisleri,
• Sağlık gereçleri tesisleri,

• Otomobil üretim hatları,

• Robotik ve Sanayi 4.0 uygulanan otomasyon tesisleri,
• Kalıp üretim tesisleri,
• Otomotiv parça üretim hatları,
• Maden ve iş makineleri tesisleri,
• Plastik ham madde ve işleme tesisleri,

• Plastik ve kompozit üretim tesisleri,

• Elektronik ekipman ve cihaz üretim hatları,

• Rüzgâr, güneş, HES ve termal enerji üretim tesisleri,

• Nükleer santral tesisleri,

• Tarım makineleri üretim tesisleri,
• Gıda makineleri ve dolum tesisleri,
• Tekstil makineleri, boya ve apre tesisleri,
• Çelik ve çeliğe dayalı tesisler,

• Alüminyum işleme tesisleri,

• Kauçuk işleme tesisleri,
• Raylı araç üretim tesisleri,
• Savunma sanayisi tesisleri,

• Gemi üretim tesisleri,
• Ayakkabı ve tekstil üretim tesisleri,
• Yapı kimyasalları tesisleri.

Bu konularda anahtar teslimi tesis kurma kabiliyetimizi bugüne kadar biriktirerek geldik. Şüphesiz eksiklerimiz vardır, onları da en kısa sürede tamamlayacağız. Makinecilikte gelişim, ancak uygulama yapıldıkça olur. Bu birikimlerimizi hem iç talepte hem de ihracatta uygulayabilecek güçteyiz. Hedefimiz olan 50-100 milyar dolar makine sektör ihracatına erişmemiz ancak bu şekilde sağlanabilir. Ülke olarak bu güce erişebileceğimize inanıyorum.