ULUSLARARASI DANIŞMANLIK, VERGİ VE DENETİM FİRMASI KPMG, DÜNYA GENELİNDE ETKİLERİ SÜREN COVID-19 VİRÜSÜNÜN TİCARETTEKİ ETKİLERİNE YÖNELİK HAZIRLADIĞI BİR BİLGİ NOTUNDA, ÇİN İLE TİCARET YAPAN VE ELEKTRONİK SÖZLEŞMEYE YÖNELEN ŞİRKETLERE ÖNEMLİ UYARILARDA BULUNUYOR. KP LAW KURUCU ORTAĞI ONUR KÜÇÜK’E GÖRE, GEÇERLİ KANUNLARA UYGUN DOĞRU PROSEDÜRLERİ İZLEMEK VE DİJİTAL ORTAMDA ATILAN İMZANIN KAPSAMINI DOĞRU TANIMLAMAK ÇOK ÖNEMLİ.

Çin’de başlayan Covid-19 salgınının küresel ticarete etkileri giderek artıyor. Salgın tüm dünyada hava yolu trafiğini ve tedarik zincirini etkilerken, Çin ile 23 milyar dolarlık ticaret hacmi olan Türkiye’de şirketlerin yaşayacağı zorluklarla ilgili KPMG Türkiye’den de bir uyarı notu geldi. KP Law Kurucu Ortağı Onur Küçük, Çin ile iş yapan şirketlerin onay ve imza sürecinde sıkıntı çektiğini belirterek, dijital ortamda gerçekleşen elektronik işlemlerle ilgili hukuki süreçlerin doğru tanımlanması gerektiğini söylüyor.

Sözleşmelerin normalde iş ortakları tarafından yüz yüze imzalanması veya yönetim kurulunun onayından geçmesi gerektiğini belirten Küçük, “İş seyahatleri sözleşme sürecinin bir parçasıdır. Ancak Covid-19 virüsü gibi salgın krizleri nedeniyle seyahat kısıtlamalarında tarafların bir araya gelmesi mümkün olmuyor. Bu gibi durumlarda, hem Çin hem de Hong Kong sözleşme hukuku, ticari sözleşmeler gibi belirli sözleşmelerin elektronik olarak imzalanmasına imkân tanıyarak esneklik sağlıyor.

Tarafların, geçerli kanunlara göre doğru prosedürleri izleyerek, hangi elektronik veya dijital imzanın kullanılacağına dair bir anlaşmaya varması önemli” uyarısında bulunuyor.

SÖZLEŞMELER ASKIYA ALINABİLİR

Şirketlerin süreye ilişkin yükümlülüklerine dikkat çeken Küçük, birçok sözleşmenin yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda iş günlerini baz alarak süre teminatı verdiğini anımsatırken, “Örneğin Covid-19 salgını, Çin’de yeni yıl tatillerine denk geldi ve ülkedeki belirli yerel makamlar tatili Şubat ayı ortasına kadar uzattı. Fabrikalar da kısmen üretime başlamış durumda. Tatilin uzatılması iş günü kapsamında değerlendirilmediği için Çin’de sözleşmesi olan tarafların bildirim ve ödeme dönemlerinin etkilenmesi kaçınılmaz. Elektronik imza atılan sözleşmelerin neyi tarif ettiği doğru anlaşılmalı” diyor. Şirketlerin salgın nedeniyle faaliyetlerini sürdürülebilir görmediği durumlarda ise sözleşmelerin askıya alınması veya sona erdirilmesinin gündeme gelebileceğini ifade eden Küçük, yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: 

“Ticari sözleşmelerde genellikle olağanüstü durumlara atıfta bulunan bir mücbir sebep (fors majör) maddesi bulunur. 2003’teki SARS krizi göz önünde bulundurulduğunda, Covid-19 salgınının Çin mahkemelerince ‘mücbir sebep’ olarak nitelendirileceği aşikâr. Ancak mücbir sebeplerin sözleşme yükümlüklerine ilişkin tam bir muafiyet sağlamayacağını da göz önünde bulundurmakta fayda var. Bu noktada, sözleşme yükümlülüklerinin ne derece salgına bağlı olarak yerine getirilmediğini tespit etmek ve belgelemek, aynı zamanda hükümetin talimatlarına uyum sağlamak kritik önem taşıyor.”

İLİŞKİLERİ KORUMAK GEREKLİ


Zararın en aza indirilmesi ve sözleşmenin halen uygulanabilir maddelerinin yerine getirilmesi için gerekli önemlerin alınmasının önemine de değinen Küçük, “Ham madde kanadında virüsün tedarikçinin faaliyetlerini etkilemesi nedeniyle taahhüdün ifa edilemediği durumlarda, bu durum nihai müşterilere açık bir şekilde bildirilmeli ve belgelenmeli” uyarısında bulunuyor.

Onur Küçük, tarafların iyi niyetine karşın yükümlülüklerin yerine getirilememesi halinde sözleşme ihlalinin söz konusu olabileceğini de belirtirken, “Her halükârda, mevcut duruma yol açan tüm koşulların detaylı olarak belgelenmesi faydalı olacaktır. Her iki tarafın da sözleşmeyi sürdürmek istemesi halinde ise iyi niyet görüşmeleri aracılığıyla süre uzatımı, sözleşmede değişiklik yapılması veya belirli yükümlülüklerden feragat edilmesi düşünülebilir. Uzun vadede, ticari ilişkileri korumak adına ticari uyuşmazlık sürecine girmektense ilk etapta iyi niyet görüşmeleriyle sonuç almaya odaklanılabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.