SON DÖNEMDE, İNGİLTERE’NİN AB’DEN AYRILIŞIYLA BİRLİKTE POLONYA EKONOMİSİNİN GÜÇLENECEĞİNİ DÜŞÜNENLERİN SAYISI ARTIYOR. SANAYİ ÜRETİMİNDE MAKİNE İLE ELEKTRİK-ELEKTRONİK SEKTÖRLERİNDEKİ YÜKSELİŞİNİ SÜRDÜREN POLONYA’NIN TÜRKİYE İLE DE 600 YILLIK KÖKLÜ BİR SİYASİ EKONOMİK GEÇMİŞİ BULUNUYOR. DOĞU AVRUPA’NIN BU GÜÇLÜ EKONOMİSİ, TÜRK MAKİNE İHRACATÇILARI İÇİN ÖNEMLİ BİR PAZAR OLMAYI SÜRDÜRÜRKEN, 2018’DE POLONYA İLE OLAN MAKİNE TİCARETİMİZDE İTHALATIMIZI YÜZDE 10 AZALTMIŞ, İHRACATIMIZI YÜZDE 72 ARTTIRMIŞTIK.

Dünyanın gelişmekte olan güçlü ekonomilerinden biri olarak gösterilen Polonya, Doğu Bloku’nun dağılmasından sonra geçirdiği dönüşümle bugün AB’nin en sağlam ekonomisine sahip ülkelerinden biri olmayı başarmış durumda. Son yıllarda uluslararası yatırımcılarında gözdesi olan Polonya, tarihsel olarak üstün olduğu makine ve elektrik-elektronik sektörlerindeki ihracat rakamlarını da her geçen yıl yükseltiyor.

Diğer yandan, 600 yılı aşkın köklü bir geçmişe sahip olduğumuz Polonya’nın Türkiye ile olan ekonomik ve siyasi ilişkileri de olumlu seyrediyor. Pazar büyüklüğü, lojistik avantajlar ve eğitimli iş gücüyle Türk iş dünyası için cazip fırsatlar barındıran Polonya’ya 2018’de, yüzde 18’lik payı makine sektöründen olmak üzere 4,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştik.

İSTİKRARLI BÜYÜME DEVAM EDİYOR

17’nci yüzyılda Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri olan Polonya, 18’nci yüzyılda giderek zayıflamaya başladı ve Rusya, Avusturya ve Prusya tarafından 1772- 1795 yılları arasında işgale uğradı. Bu tarihten sonra Polonya’nın tekrar bir devlet kurması ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1918 yılında mümkün oldu. 1939 yılında Nazi Almanyası tarafından işgal edilen ülke, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Doğu Bloku ülkelerine katıldı ve Varşova Paktı 14 Mayıs 1955 tarihinde Polonya’nın başkenti Varşova’da imza- landı. Polonya’daki sos- yalist yönetim, 4 Temmuz 1989 tarihinde ülkede yapılan ilk serbest seçimlerde Solidarnosc (Dayanışma) Partisi’nin büyük bir zafer kazanmasıyla sona ererken, 1990’da Varşova Paktı’nın dağılması ve Sovyet ordu- sunun ülkeden çekilmesiyle Polonya’da Batı ile bütünleş- me dönemi açıldı; ülke aynı yıl NATO’ya, 1 Mayıs 2004 tarihinde ise AB’ye katıldı. Günümüzde; eğitimli/yetkin insan sermayesi ve güçlü iç pazarıyla Polonya, ekonomik ve politik istikrarını sürdürür- ken, küresel ekonomik kriz zamanlarında yalnızca Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde değil, aynı zamanda tüm kıtada da konumunu güçlendirmesi, ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde bile yabancı yatırımcıları ülkesine çekmeyi başarmasıyla hatırlanıyor. Polonya ayrıca, yabancılar için misafirperverliği ve samimiyeti, kültürel mirası ve ülkenin doğal manzaralarıyla da çok cazip bir ülke olarak değerlendiriliyor.

Ülkenin, ana iletişim yollarının kesiştiği Avrupa’nın merkezindeki elverişli konumu, tüm Avrupa ülkelerine mal ihraç etmeyi ve böylece 500 milyondan fazla tüketiciye ulaşmayı mümkün kılarken, Polonya’nın ana ticaret ortakları arasında; Almanya, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda, Çekya, ABD, Belçika, İsveç ve İspanya yer alıyor.

YAŞLI NÜFUS ENDİŞE YARATIYOR

Bununla birlikte, 38 milyonun üzerinde bir nüfus yoğunluğuna sahip olan Polonya, Avrupa’nın en homojen
etnik yapısını da bünyesinde barındırıyor. Nüfusunun yüzde 65’i şehirlerde yaşayan Polonya’da nüfusun yüzde 98’inden fazlası Polonya kökenli olup, diğer etnik gruplar ise Alman, Ukrayna ve Belaruslulardan oluşuyor. Polonya nüfusunun Polonya ekonomisi üzerindeki en güçlü etkisinin ise emekli nüfusun 8 milyona yaklaşması olarak gösteriliyor. Polonya Merkez İstatistik Bürosu verilerine göre tüm nüfusunun yüzde 25’inden fazlasını oluşturan emekli sayısının 2050’de 11 milyona çıkması bekleniyor ve bu durumun ülkenin üretim ekosisteminde önemli sorunlara yol açabileceği endişeleri dile getiriliyor.

MAKİNE SEKTÖRÜ ÇOK GÜÇLÜ


Polonya ekonomisinin sektörel dağılımında tarım sektörü yüzde 2,5 pay alırken, sanayi üretiminin yüzde 34,5, hizmet sektörlerinin ise yüzde 63 pay aldığı görülüyor. Tarım sektörünün GSYİH’deki payı yüzde 3’ün altına düşmüş olsa da Polonya’nın halen Avrupa’nın en önemli tarım ülkelerinden birisi olmaya devam ettiği söylenebilir. Ülkede iş gücünün yüzde 15’i tarım kesiminde istihdam edilirken, toplam istihdam içerisinde endüstrinin payı dikkate alındığında, söz konusu oranın yüksekliği dikkat çekmeye devam ediyor.

Diğer yandan Polonya, Rusya ve Ukrayna hariç tutulduğunda tarımsal alan büyüklüğü açısından Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesidir. Ülke yüz ölçümünün yüzde 60’ı tarıma elverişliyken, yüzde 30’luk bir bölümü ormanlarla kaplıdır ve orman arazilerinin büyüklüğü, Polonya’da önemli bir mobilya, ağaç ve orman ürünleri sektörünün gelişimine ön ayak olmuştur.

Polonya sanayisi ise siyasi ve ekonomik rejimin değiştiği 1990’dan itibaren köklü bir yeniden yapılanma sürecine girmiş, sosyalist rejim döneminden kalma eski teknolojili ve devlet desteğiyle ayakta durabilen madencilik, demir-çelik, gemi inşaatı ve demir yolu ekipmanı gibi ağır sanayi işletmeleri zaman içerisinde kapanmış veya el değiştirmişti. Böylece ülkedeki imalat sanayisi AB ile bütünleşme süreci içerisinde ve büyük ölçüde yabancı sermaye desteğiyle otomotiv, elektronik, dayanıklı tüketim malzemeleri ve gıda sanayisi gibi ihracat odaklı hafif endüstrilere yönelirken, günümüzde Polonya, özellikle makine ve elektrik-elektronik sektörlerindeki büyüme başarısıyla dikkat çekiyor. Bununla birlikte Polonya, taşkömürü, linyit ve bakır başta olmak üzere önemli maden kaynaklarına da sahiptir. Polonya’da madencilik ve taş ocakları sanayi üretiminin yüzde 5’ini oluştururken, taşkömürü toplam sanayi satışlarının yüzde 3’ünü ve sanayi istihdamının ise yüzde 5’e yakın bir bölümünü üstleniyor. Taşkömürü ve linyit rezervleri bakımından dünya sıralamasında beşinci konumda bulunan ülkenin 43 milyar ton taş kömürü rezervinin olduğu tahmin edilirken, dünyadaki üçüncü büyük bakır madeni de Polonya’da bulunuyor.

Diğer yandan, Polonya’nın yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları da artarak devam ediyor. Toplam enerji tüketimi içindeki payı yüzde 7,5 olan yenilebilir enerji payının bu yıl içerisinde yüzde 15’e çıkartılması hedeflenirken, bu amaçla Polonya’da 2500 biyogaz tesisi kurulmasına yönelik bir program da halen devam ediyor. Rüzgâr enerjisine yönelik çok sayıda yabancı sermayeli yatırım çekmeye de devam eden ülkede nükleer enerji üretimi de gündemdeki yerini koruyor.

DOĞU VE BATI ARASINDAKİ KÖPRÜ

Polonya, Avrupa kıtasındaki merkezi konumu ve AB’nin Doğu sınırında yer alması nedeniyle önemli lojistik güzergâhları üzerinde bulunması; Avrupa kıtasının kuzeyi ve güneyi ile doğusu ve batısını bağlayan başlıca ulaşım şebekelerinin Polonya üzerinde kesişmesiyle de Avrupa ekonomisi için özel bir önem taşıyor. Helsinki- Varşova, Berlin-Varşova- Minsk-Moskova- Nijniy Novgorod, Brüksel-Krakow- Kiev ve Gdańsk-Brno hatları sürekli olarak geliştirilen trans Avrupa kara yolu ağlarıyken, Polonya’nın 382 bin 615 kilometrelik bir kara yolu altyapısı bulunuyor. Benzer şekilde, Baltık kıyısındaki Szczecin ve Świnoujście ile Gdynia ve Gdańsk limanları Orta Avrupa’nın kuzey denizlerine açılımını sağlarken, Polonya’nın en büyük uluslararası hava limanı olan Varşova Fredéric Chopin Hava Limanı 55 ülke ile doğrudan uçuş bağlantısına sahip bulunuyor. Polonya’daki toplam demir yolu uzunluğu ise 23 bin kilometrenin üzerinde bulunuyor ve sürekli geliştirilmeye devam ediliyor. AB’nin Rusya ve BDT ülkeleriyle demir yolu bağlantısı Polonya üzerinden sağlanırken, ülkede konteyner taşımacılığına da özel bir önem veriliyor.

POLONYA PAZARINDAN YÜZDE 2 PAY ALABİLİYORUZ


Polonya’nın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre ülkenin makine ihracatının, 2018’de yüzde 20,6 artışla 38,3 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Polonya’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 9,2 milyar dolarla Almanya yer alıyor. İkinci sıradaki ABD 2018’de Polonya’dan 2,7 milyar dolarlık makine alımı yaparken, üçüncü sıradaki İngiltere de 2,5 milyar dolarlık makine ihraç etmişti. 2018’de Türkiye ise Polonya’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 9,8’lik düşüşle 13’üncü sırada yer almış ve toplamda 726,8 milyon dolar değerinde makine alımı yapmıştı. Bu dönemde Polonya’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 3 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 24,2 olarak kayda geçmişti.

Aynı dönemde Polonya’nın toplam ihracatının 262 milyar dolara yaklaştığını ve makine ihracatının toplam ihracattan, 2017’ye göre 0,2 puanlık artışla yüzde 14,6 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 267,7 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 14,3 pay aldığı Polonya’da, 2018’de 38,4 milyar dolar tutarında makine ithal edilmişti. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Polonya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 10,5 milyar dolarla Almanya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 6,5 milyar dolar değerinde makine ithal edilmiş, üçüncü sıradaki İtalya’dan da 3,1 milyar dolarlık makine alımı yapılmıştı. Bu dönemde Polonya, toplam makine ithalatında 12’nci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 72,4’lük artışla 806,3 milyon dolarlık makine ithalatı gerçekleştirmişti.

Bu veriyle, Polonya’nın toplam 38,4 milyar dolarlık makine ithalatından 2018’de Türkiye’nin aldığı payın yüz- de 2,1 oranında gerçekleştiğini; Polonya’nın Türkiye’den yaptığı toplam ithalat içinde makinenin payının
ise yüzde 17,9 olduğunu da hatırlatalım.