“BÜYÜME Mİ, GELİŞME Mİ? ENDEKSLER TÜRKİYE İÇİN NE DİYOR” BAŞLIKLI SON YAZIMDA, DÜNYANIN 19’UNCU BÜYÜK EKONOMİSİ OLAN TÜRKİYE’NİN DÜNYA İLE KIYASLANDIĞINDA, İHRAÇ ETTİĞİ ÜRÜNLERİN NİTELİKLERİNE EKONOMİK KARMAŞIKLIK ENDEKSİ ÜZERİNDEN BAKARAK, ASLINDA DOLAYLI DA OLSA “GELİŞMEDE” KAÇINCI EKONOMİ OLDUĞUNU İNCELEMİŞTİM. ŞİMDİ İSE TÜRKİYE’NİN EKONOMİK BÜYÜMEDE RAKİBİ OLAN DİĞER ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRMASINI YAPMAYA ÇALIŞACAĞIM.

Moment Expo’nun bir önceki sayısında, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Profesörü Cesar Hidalgo tarafından geliştirilen “Ekonomik Karmaşıklık Endeksi”nin (ülkelerin gelişmişlik düzeylerini karşılaştırmalı olarak açıklamaya çalışan bir endeks) Türkiye verilerini ele almış ve Türkiye’nin endeksin en güncel veri setine göre (2018 yılı verileri) sıralamada 40’ıncı sıraya geldiğini ortaya koymuştum. Yani ekonomik büyüklük olarak dünyanın 19’uncu büyük ekonomisi olan Türkiye, dünyaya rekabetçi bir şekilde üretip ihracatını yaptığı ürünlerin niteliğine bağlı olarak sıralamada bir anda 40’ıncı sıraya düşüyordu. Şimdi ise aynı Ekonomik Karmaşıklık Endeksi veri setini kullanarak, Türkiye’nin ekonomik büyümede rakibi olan diğer ülkelerle karşılaştırmasını yapmaya çalışacağım.

Bunun için öncelikle Türkiye’nin rakibi olan ülkeleri belirlemeliyiz. Dünya Bankası’nın veri tabanından Türkiye’nin KBGSYİH (Kişi Başına Düşen GSYİH) verilerini incelediğimizde, Grafik 1 ve Grafik 2’deki sonuçlara ulaşıyoruz. Grafik 1’deki KBGSYİH verisi, 2019 yılı fiyatları baz alınmak suretiyle KBGSYİH (Sabit) verisini ortaya koyarken, Grafik 2’deki KBGSYİH verisi ise 2019 yılı nominal fiyatları üzerinden hesaplanmış. Tüm veriler, dolar bazında ortak para birimi üzerinden karşılaştırılabilir hale getirilmiş. 2019 yılı sabit fiyatları esas alındığında Türkiye’nin KBGSYİH’si 15.125 dolar, 2019 yılına ait nominal değer olarak ise 9.127 dolar olarak karşımıza çıkıyor. Yandaki Tablo 1 ve Tablo 2’de ise yine sabit ve nominal bazda KBGSYİH değeri olarak Türkiye’ye en yakın ülkelerin değerleri, Türkiye ile birlikte gösteriliyor. Sabit fiyatlarda 15.000 ila 20.000 dolar arasında KBGSYİH’si olan ülkelerin, nominal fiyatlarda 8.500 ila 10.000 dolar arası KBGSYİH’ye sahip olup sıralamada Türkiye’nin hemen üstünde ya da altında yer aldığını görebiliyoruz. Her iki tabloda, Türkiye hariç toplamda 16 ülke yer alıyor ki bu ülkelerin ortak özelliği yaratılan katma değer olarak Türkiye’nin en yakın rakipleri olmalarıdır. Ne ürettikleri ve nasıl ürettiklerinden bağımsız olarak, yalnızca üretilen değer bazında hesaplandığında Türkiye’nin sıralamada rakibi olan bu ülkeleri Ekonomik Karmaşıklık Endeksi (EKE) bazında Türkiye ile karşılaştırırsak nasıl bir sonuçla karşılaşırız? Bu şekilde, ülkelerin gelir seviyeleriyle ihraç ürünlerinin niteliğini birlikte değerlendirebilir ve bu sonuçlardan Türkiye için çıkarım yapabiliriz. EKE’de bir ülke, diğer ülkelerin ihraç etmediği sofistike ürünleri ihraç ettikçe endeks değeri yükselir; buna karşılık sıradan ürünleri ihraç ettikçe, ne kadar ihraç ettiğine bakmaksızın endeks değeri düşer. Bu ülkeler içerisinde Bahreyn hariç diğer 15 ülkenin EKE değerini Tablo 3’te görebiliriz.

Tablo 3’teki Türkiye ile rakip ülkelerin EKE sıralaması, yıllar bazında gösteriliyor. Sıralamada “1” değerine yakınlaştıkça ülkenin ihracat ürünlerinin niteliği artıyor; buna karşılık sıra sayısı artıkça ihraç ürünlerinin niteliği azalıyor. Tablo 3’ün en sağ sütununda yer alan 2018 yılı EKE sıralamasına göre, Türkiye ve rakibi 15 ülke içerisinde en nitelikli ürün ihraç eden ülke Macaristan olarak öne çıkıyor. Yine Tablo 3’e göre Türkiye’nin rakibi olan altı ülkeden iyi, dokuz ülkeden ise daha kötü durumda olduğunu söyleyebiliriz. 1995-2018 yılları arasında sıralamadaki değişim olarak bakıldığında Bahreyn 29 sıra yükselirken, ardından gelen Türkiye’nin pozisyonu 16 sıra iyileşmiş. Bu performansla Türkiye, 1995 sonrasında en iyi performans gösteren ikinci ülke oluyor. Ancak küresel kriz sonrası 2010 yılı baz alındığında bu performansın sürdürülemediğini görüyoruz. Grafik 3, bu veriyi görselleştirerek anlamamıza yardımcı olabilir. Tüm bu analizler, bir bütün olarak ele alındığında Türkiye’nin 2000 yılı sonrasında gerçekleştirdiği değişim ve atılımla birlikte 2010 yılına kadar rakipleri karşısında önemli bir gelişme gösterdiğini; ancak 2010 yılı sonrasında konumunda bir iyileşme yaratamadığını söylüyor. Türkiye’nin KBGSYİH’sini kalıcı olarak arttırması için, üretim ve ihracatta sofistike ürünlere yönelmesi ve bu şekilde üretimin niteliğinde değişim yaratması gerekiyor. Özellikle 2010 yılı sonrasında Türkiye’nin ihracatının niteliğinde yaşanan durağanlığın son bulması için de alışılmışın dışında bir politika çizgisinin benimsenmesi gerekli. Bunda, Macaristan, Slovakya ve Polonya örneklerinin üzerinde özellikle durulması gerektiğini düşünüyorum.