TÜRKİYE İŞ MAKİNALARI DİSTRİBÜTÖRLERİ VE İMALATÇILARI BİRLİĞİ (İMDER) YÖNETİM KURULU BAŞKANI NADİR AKGÜN, GÜNÜMÜZÜN HIZLA DEĞİŞEN REKABET KOŞULLARINDA, NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE OLAN İHTİYACIN HER GEÇEN GÜN ARTTIĞINI SÖYLERKEN, “KURULUŞUMUZDAN İTİBAREN; İŞ VE İNŞAAT MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN GEREKLERİ VE ÇAĞIMIZIN KOŞULLARINA UYGUN ARAŞTIRICI, BİLGİLİ VE GEREKLİ TÜM TEKNİK EĞİTİM ALMIŞ BİREYLER YETİŞTİRME GÖREVİ ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ. NİTELİKLİ EĞİTİM VE İSTİHDAM, BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR.” DİYOR.

Geçtiğimiz Şubat ayı sonunda 11’inci Olağan Genel Kurulu’nu gerçek leştiren İMDER’de önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, bayrağı Nadir Akgün’e devretmişti. 2002’de kurulan ve Türkiye’nin iş ve inşaat makineleri sektöründeki ilk sektörel örgütlenmesi olan İMDER, bu yıl 20’nci kuruluş yılını da kutluyor ve bu anlamda bugüne kadar sürdürdüğü çalışmalarının üzerine koyarak, sektörünün gelecek stratejilerine yatırım yapmaya özel bir önem atfediyor.  İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Akgün, Türk iş ve inşaat makineleri sektörünün küresel ölçekte rekabet gücünü her yıl artırdığına ve sektörde önemli ölçüde isim yapmış firmalara sahip olduğuna dikkat çekerken, “Sektörümüz, tüm dünyada gözlemlenebilen kıran kırana rekabette kendini gösterebilmek ve geri kalmamak için teknolojide kendini geliştirmek zorunda. Bu farkındalıkla

birlikte bizim de hedefimiz; sektörel bilgi birikimimiz ve dünyadaki bu gelişmeler doğrultusunda yenilenmiş çözüm ve projelerimizle sektörümüzü dünya ile yarışır süreçlere ve bilgi düzeyi ile sistematiğine ulaştırmak tır.” değerlendirmesinde bulunuyor.

Geride kalan yılı nasıl değerlendirirsiniz? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir?

2020 ve 2021 yıllarında salgın kaynaklı farklı ve zorlu şartlarla mücadele etmek durumunda kaldık. Dünya ekonomilerinin yorgun başladıkları 2021 yılında en büyük imtihanı düşük büyüme ve yüksek enflasyon karşısında verdi. Aşılama çalışmalarının hızlanması ekonomilerde gözle görülür bir toparlanma sağlasa da salgının tetiklediği küresel arztalep dengesizliği ile tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar, dünya piyasalarında belirsizliğe yol açtı  ve bu durum tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kur artışlarına ve yüksek enflasyona sebep oldu. 2021 yılının özellikle ikinci yarısında en yüksek seviyelere ulaşan ham madde, emtia, enerji, navlun ve nihai ürün fiyatları nedeniyle üretici fiyatlarında gözlemlenen artışla beraber tüketici enflasyonunun oluşması, sektörümüz özelinde de hissedildi. Diğer yandan 2021 yılında sektörel bazlı iç talebin canlı kalması ve dış pazarlardaki önemli talep artışının etkili olmaya devam ettiğini de gözlemledik. 2021 yılı, salgın etkisinden kurtulmaya çalışan reel sektör için zor denilebilecek bir

yıl olsa da üretim, ihracat ve istihdama yönelik çalışmalar kesintisiz devam etti. Devletimizin ortaya koyduğu ihracat stratejilerinin sektörümüzün büyümesinde ciddi bir etkiye sahip olduğunu  belirtmek isterim. Türkiye’de 2021 yılında ihracat ilk kez 200 milyar doları aştı ve bu stratejilere paralellik sergileyerek 2021 yılında 1 milyar 761 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirip tarihimizin rekor ihracat seviyesine ulaştık. İhracatımızda öne çıkan ülkeler ise Almanya, Rusya ve Ukrayna oldu. İş ve inşaat makineleri sektörü olarak ülkemizde cari fazla veren ender sektörlerden olduğumuzu gururla söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde de hedefimiz ihracatımızı daha da artırıp ülke ekonomisine sağladığımız katma değeri sürdürülebilir kılmaktır.
Diğer yandan, bu yılın son çeyreğine kadar keskin bir öngörüde bulunmak, halen içerisinde bulunduğumuz şatlarda zor gözüküyor. Ancak iş makineleri sektörü diğer tüm sektörlerin tedarik zincirinde önemli bir noktada bulunduğu için, vazgeçilmez bir sektör olmaya devam edecektir. Türkiye ekonomisinin büyüme eğiliminde hatırı sayılır miktarda payı olan iş ve inşaat makineleri sektörü, istisnasız tüm yatırım projelerinde kullanılması zorunlu makineler ürettiği için hem gelişen hem de gelişmekte olan diğer tüm ülkeler için de öncelikli faaliyet alanları arasındadır. Bu özelliği sayesinde de sektörün bu yıl içerisinde geçtiğimiz yıllara göre kayda değer bir büyüme sergileyeceğini ve iç pazarda da mevcut statükosunu koruyacağını düşünüyoruz.

 

İçinde bulunduğumuz 2022 yılı, İMDER’in 20’nci kuruluş yılı olması açısından da özel bir önem taşıyor. İMDER’in 20 yılını değerlendirirseniz, en önemli adımlar olarak neleri vurgularsınız?

İş ve inşaat makineleri sektöründe, diğer sektörlerdeki gibi kendi kimliğini ortaya koyacak, ileriye

TÜRKİYE İŞ MAKİNALARI DİSTRİBÜTÖRLERİ VE İMALATÇILARI BİRLİĞİ dönük projeksiyon oluşturacak, kamu kurumlarıyla sektör arasında köprü işlevi görecek, sorun ve ihtiyaç ları tespit edip çözümler üretecek, eğitim faaliyetleri düzenleyecek, standartların ve mevzuatın oluşturulması ve revize edilme süreçlerine katkı sağlayacak, sektörün dış ülkelerle olan iş birliğini organize edecek, uygulama ve etik kuralları oluşturacak bir organizasyona duyulan ihtiyaç ile 2002 yılında kurulan İMDER; sektörümüzde örneği olmayan bir çatı kuruluş olarak örgütlenmiştir. İMDER tüm bu hususlara göstermiş olduğu özen ve katkıya 20 yıldır kesintisiz devam ediyor. Tüm bu saydığım özellikleri dışında İMDER’in kırmızı çizgisi her zaman nitelikli eğitim ve sürdürülebilir istihdam olmuştur. Bu hususta çalışmalarımıza hız kesmeden devam ettik ve etmeye devam ediyoruz. Kardeş kuruluşlarımız olan ERA (Avrupa Kiralama Federasyonu) ve CECE (Avrupa İş Makinaları Komitesi) ile koordineli hareket ederek uluslararası arenada başarılı çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kurucu üyesi olduğumuz MAKFED  ve Başkanlığını yürüttüğümüz MAKTEK Makina Teknik Komitesiİş Makinaları Çalışma Grubu platformları sayesinde sektörel sorunlarımızı, hedeflerimizi, yol haritalarımızı kanaat önderleriyle birlikte değerlendirebiliyoruz. Tüm bu başarılara, birliğimize üye olan, ortak aklı ve istişareyi benimseyen, uluslararası standartlara ve teknolojilere sahip üye firmalarımızın katılımları ve destekleriyle birlikte imza attığımızı da söylemeliyim.

İMDER’in Türk makine imalat sektörleri açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz?
İMDER’in Türkiye makine  imalat sektöründeki etkin konumunu sizlere şöyle açıklayabilirim; Bildiğiniz üzere Türkiye’de kurulan ilk iş ve inşaat makineleri derneğiyiz. Kurulduğumuz andan itibaren üretim yapan firmaları ve Türkiye’deki distribütörleri tek çatı altında topladık ve güçlü bir iş birliği atmosferi oluşturarak kısa sürede iş ve inşaat makineleri sektöründe etkin bir pozisyona geldik. Sektördeki güç birliğimizi seçkin firmalarla her geçen gün artırıyoruz. Hepimizin bildiği üzere, günümüzde ekonomimizi güçlendirmenin ve ülkemize katma değer sağlamanın yolu üretmekten ve ihraç etmekten geçiyor. Sektör olarak  yol haritamızı bu doğrultuda çiziyoruz. Ayrıca sektör olarak; iklim krizi, küresel ısınma ve hava kirliliği gibi sorunları oldukça önemsiyor, yeşil enerji, temiz üretim ve  sürdürülebilir teknolojileri kullanarak geleceğin iş ve inşaat makineleri modellerine yatırım yapıyoruz. Ülkemizi bu alanda küresel arenada rahatlıkla temsil edebiliyoruz. Üyelerimizden aldığımız görüşler de 2022 yılında üretimin, dolayısıyla ihracatın artarak devam edeceğini bize söylüyor. Bu yıl atılacak adımlar, uzun vadede doğuracağı sonuçlar açısından çok önemli. Özellikle ihracatçılarımızın doğru pazarları tercih ederek ihracat ağlarını genişletmeleri, ülkemizin cari açığının kapanması için önem arz ediyor.

İMDER Yönetim Kurulu olarak önümüzdeki dönemde odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak?

Türk iş ve inşaat makine leri sektörü, tüm dünyada gözlemlenebilen kıran kırana  rekabette kendini gösterebilmek ve geri kalmamak için teknolojide kendini geliştirmek zorunda. Bu farkındalıkla birlikte bizim de hedefimiz; sektörel bilgi birikimimiz ve dünyadaki bu gelişmeler doğrultusunda yenilenmiş çözüm ve projelerimizle sektörümüzü dünya ile yarışır süreçlere ve bilgi düzeyi ile sistematiğine ulaştırmaktır. Daha önce de bahsetmiş olduğum üzere, nitelikli eğitim ve istihdam kırmızı çizgimizdir. Türkiye, keşfedilmeyi bekleyen birçok cevheri bünyesinde barındırıyor. Bu cevherleri keşfetmek, bilgi açıklarını kapatmak, sektörle buluşturmak ve sonuçta da fikir ve projelerini ekonomiye kazandırmak hedefiyle İMDER olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalamış olduğumuz protokol çerçevesinde çalışmalar yürütüyoruz.

Sektörünüzün ArGe yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir?
Üye firmalarımızdan bir kısmı son derece gelişmiş ve etkin ArGe merkezi sahibidir. Bu firmalarımız tüm yeni ürün geliştirme süreçlerini yerli ve milli imkânlarla gerçekleştiriyor ve kendilerini dünya konjonktürü içinde konumlandırabiliyorlar. Üretim merkezlerindeki bu gelişmeleri gözlemleyebilmek, haberlerini almak bizler adına çok gurur verici oluyor. Üye firmalarımızın ArGe’yi; teknoloji ve inovasyon dünyasının önemli bir üyesi haline getiren bir uzmanlık olarak benimsediğini rahatlıkla söyleyebilirim.


Benzer şekilde sektörünüzün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz?

Küresel rekabette kalıcı yer edinmek ve güvenilir bir isim olabilmek için bazı adımların  atılması şarttır. Bunların başında da makinelerimizin üretim aşamalarında kalite, garanti verme ve ardından satış sonrası hizmetlerle desteklenmesi geliyor. Bu nedenle kalite başlığının ve sektörel üretim kalitesinin artırılmasının, tüm yerli üreticilerimizin içinde bulunduğu rekabet ortamında var olabilmesi için en önem verdiği konuların başında geldiğini belirtmek isterim.

Yerli üretim makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda İMDER’in stratejisi nedir?

Dünya ticaret kanunları çerçevesinde dünya firmalarıyla rekabet edebilen Türk firmalarımız var. Birliğimizin faaliyetleri ve devletimizin desteğiyle bu firmaları hem nitelik hem de nicelik bakımından artırmamız gerektiği kanaatindeyim. İMDER olarak hedefimiz; Türk firmalarını dünyayla rekabet edebilen, küresel alandaki en dinamik firmalar haline getirmektir.

Son olarak, Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz?

Günümüzün hızla değişen rekabet koşulları, nitelikli iş gücüne olan ihtiyacın her geçen gün arttığını gözler önüne sermektedir. İMDER olarak bu meseleyi oldukça fazla önemsiyoruz. Kuruluşumuzdan itibaren; iş ve inşaat makineleri sektörünün gerekleri ve çağımızın koşullarına uygun araştırıcı, bilgili ve gerekli tüm teknik eğitim almış bireyler yetiştirme görevi çerçevesinde çalışmalar yürütüyoruz. İnsan kaynağı eğitimle doğru orantılıdır; kişilerin gördükleri eğitim neticesinde doğru işlerde ve doğru pozisyonlarda görevlendirilmesi de sektörümüzün ileri taşınması açısından oldukça önemlidir.