2008 yılı ocak-haziran doneminde de makine ve aksamları ihracatı istikrarlı yukselişini surduruyor. gectiğimiz yılın ilk yarısına gore 2008’in ilk yarısında yuzde 34,8 artan makine ve aksamları ihracatı...

Türkiye makine ve aksamları ihracatı istikrarlı yükselişini 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde de sürdürüyor. Ülkemiz toplam makine ve aksamları ihracatı 2008’in ilk altı aylık döneminde, bir önceki yılın eş dönemine göre yüzde 34,8 artarak 5 milyar 774 milyon dolar seviyesine ulaşmış durumda. Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçılar Birliği iştigal alanı- na giren GTİP’ler kapsamında belirlenen Türkiye geneli ihracat kayıtlarına göre ise; 2007 yılı Ocak-Haziran döneminde 2 milyar 624 bin dolar olan ihracatı mız 2008 yılının aynı döneminde yüzde 39,2 oranında artış göstererek 3 milyar 652 bin dolar düzeyine çıkmış. Türkiye geneli 2008 yılı Ocak-Haziran dönemi makine ve aksamaları ihracat kayıt rakamları incelendiğinde mal grupları içerisinde birinci sırayı klimalar, soğutucular ve dondurucuların aldığı görülüyor.
 Bu mal grubunda 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 902 milyon 26 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilmişken 2008’in ilk yarısına gelindiğ inde yüzde 19,1 yükselişle 1 milyar 74 milyon dolar değeri yakalanmış. Böylelikle klimalar, soğutucular ve dondurucular mal grubu 2008’in yarısında bir milyar dolar seviyesini ilk kez aşarak bir rekora imza atacağını şimdiden göstermiş durumda. Makine ve aksamaları ihracatımızda klimalar, soğutucular ve dondurucular mal grubunun ardında en fazla ihracatını gerçekleştirdiğ imiz ürünler ise motorlar. 2007 yılı Ocak-Haziran döneminde 675 milyon 590 bin dolar olan motorlar ihracatımız 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 34,9 gelişim kaydederek 911 milyon 152 bin dolar olmuş. Makine ve aksamları ihracatımızın bir diğer önemli aktörü ise üçüncü sırada yer alan inşaat ve madencilik makineleri mal grubu. 2007 yılının ilk 6 ayında 370 milyon 159 bin dolar olan inşaat ve madencilik makineleri ihracatımız 2008 yılının aynı dönemine gelindiğinde ise yüzde 50,7 artış ile 557 milyon 785 bin dolar seviyesini yakalamış. Makine ve aksamları ihracatımızda dördüncü sırada olan ve 500 milyon dolar ihracat barajını aşan son mal grubu ise diğer yıkama ve kurutma makineleri olmuş. Makine ve aksamları ihracatımız ülkeler bazında incelendiğ inde ise Almanya’nın birinci, Rusya Federasyonu’nun ikinci ve ABD’nin ise en fazla ihracat yaptığımız üçüncü ülke olduğu görülüyor. Diğer taraftan ihracatımızın en fazla arttığı ülke ise Azerbaycan.


AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATI HIZLA YUKSELİYOR
Mal grupları içerisindeki en fazla ihracat artışı ise sırasıyla, savunma sanayi için silah ve mühimmat, ambalaj makineleri ile tarım ve ormancılık makinelerinde yaşanmış durumda. Bu mal grupları yakından incelendiğinde ise savunma sanayisi için silah ve mühimmatlar ihracatı yüzde 99,4 seviyesinde artarken, ambalaj makineleri ihracatı yüzde 74,2, tarım ve ormancılık makineleri ihracatı ise yüzde 71,2 oranında yükseliş göstermiş durumda. 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde ihracatı nda gerileme görülen mal grubu ise; büro makineleri olmuş. OAİB iştigal alanına giren ürünler itibariyle, mal gruplarının sektör ihracatı ndan aldıkları paylar incelendiğinde; 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde yüzde 15,3 pay ile inşaat ve madencilikte kullanılan makineler birinci, yüzde 13,3 pay ile endüstriyel klimalar ve soğutma makineleri ikinci, yüzde 11,1 pay ile takı m tezgâhları üçüncü sırada yer alıyor.

EN BUYUK İHRACAT ARTIŞI AZERBAYCAN’A
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçı lar Birliği iştigal alanına giren ihracat kayıt rakamlarına göre en fazla ihracat gerçekleştirilen 10 ülke incelendi ğinde Almanya’nın birinci sırada yer aldığı görülüyor. Söz konusu ülkeye 2007’nin Ocak-Haziran döneminde 273 milyon 842 bin dolar ihracat gerçekleştirilmişken 2008’in aynı dönemine gelindiğ inde ise bu değer yüzde 25 oranı nda yükseliş göstererek 342 milyon 813 bin dolar seviyesine ulaşmış. Maki ne ve aksamları ihracatımızın en önemli ikinci pazarının ise Ocak-Haziran döneminde de geçtiğimiz aylarda olduğu gibi yine Rusya Federasyonu olmuş. Rusya Federasyonu’na 2007’nin Ocak-Haziran döneminde 158 milyon 811 bin dolarlı k makine ve aksamları ihracatı yapı lmışken 2008’in ilk yarısında ise yüz- de 53 oranında artışla 242 milyon 491 bin dolar değeri yakalanmış. Makine ve aksamları ihracatımızın üçüncü sıradaki ülkesi ise ABD olmuş. ABD’ye 2008 yılı- nın ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 51 oranında ihracat artışı gerçekleşirken 144 milyon 543 bin dolardan 217 milyon 644 bin dolar rakamına ulaşılmış. Söz konusu dönemde ilk on ülke arası nda en büyük ihracat artışı ise yüzde 79,4 ile Azerbaycan’a yönelik olmuş. Anılan ülkeye ihracatımız 98 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. İtalya ve Fransa’da makine ve aksamları ihracatı mızın önemli ölçüde artış gösterdiğ i ülkeler arasında yer alıyor. İtalya’ya 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 100 milyon 483 bin dolarlı k makine ve aksamları ihracatı gerçekleştirilmişken 2008 yılının aynı döneminde yüzde 60 yükseliş kaydedilerek 161 milyon 148 bin dolar rakamı yakalanmış. Fransa’ya olan makine ve aksamları ihracatımız ise 2008 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 47 artış göstererek 100 milyon 451 bin dolar seviyesinden 147 milyon 342 bin dolar düzeyine ulaşılmış.

COĞU MAL GRUBUNDA ALMANYA BİRİNCİ PAZAR

2008 yılının ilk yarısında mal grupları bazında en fazla ihracat yapılan ülkeler incelendiğinde ise Türkiye’nin önemli makine ve aksamları ihracat kalemleri arasında yer alan pompa ve kompresörlerde Almanya’nın birinci sırada yer alan ülke olduğu görülüyor. Diğer taraftan 2008’in ilk yarısında 500 milyon dolar ihracat seviyesini aşan mal grupları arasında yer alan inşaat ve madencilik makineleri mal grubunda da en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkenin yine Almanya olduğu kaydedilmiş. Endüstriyel ısıtıcı ve fırınlar ve rulmanlar ile vana ihracatında da Almanya ilk sırada yer alan ülke. Endüstriyel klimalar ve soğutucular mal grubu içerisinde ise İngiltere en fazla ihracat gerçekleştirdiğ imiz pazar durumunda. Tarım ve ormancılık makineleri ile türbin ve turbojetlerde ABD en fazla ihracat gerçekleştirdiğ imiz ülke durumunda iken, gı- da işleme makinelerinde de Rusya Federasyonu birinci pazar durumunda. Aynı zamanda en fazla hadde ve döküm makineleri; yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ile kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülkenin de yine Rusya Federasyonu olduğu görülüyor. Tekstil ve konfeksiyon makinelerinde ise Etiyopya birinci sırada en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülke iken, Ambalaj makinelerinde İtalya, savunma sanayiine yönelik silah ve mühimmat ihracatı nda ise birinci sırada yer alan ülke Hollanda.   


AMBALAJ MAKİNELERİ
Ambalaj makineleri ihracatı yükselişine Ocak-Haziran 2008 döneminde de devam ediyor. 2007 yılının Ocak-Haziran dönemi ile karşılaştırıldığında ambalaj makineleri ihracatı 2008’in aynı döneminde değer bazında yüzde 74,2 artış kaydederek 22 milyon 11 bin dolardan 38 milyon 349 bin dolar seviyesine yükselmiş durumda. Ambalaj makineleri ihracatımız ülkeler bazında incelendiğinde ise 2008’in ilk yarısında İtalya’nı n 6 milyon 92 bin dolarla en büyük pazarımız olduğu görülüyor. 2007’in Ocak-Haziran döneminde söz konusu ülkeye 999 bin 446 dolar ambalaj makineleri ihracat etmişken 2008’in aynı dönemine gelindi- ğinde yüzde 509 oranında artış ile bu değer 6 milyon 92 bin dolar olmuş. Türkiye’nin 2008 Ocak-Haziran döneminde en fazla ambalaj makineleri ihracat ettiği ikinci ülke ise Polonya. Bu ülkeye 2007’nin ilk yarı- sında 238 bin 713 dolar ambalaj makineleri ihracatımız var iken 2008 yılının aynı dönemine gelindiğinde 4 milyon 381 bin dolarlık bir rakama ulaşılmı ş durumda. Ocak-Haziran 2008 dönemindeki ambalaj makineleri ihracatımızın üçüncü sırasında yer alan ülke ise Azerbaycan. Geçtiğimiz yılın ilk 6 aylık döneminde bu ülkeye 985 bin 807 dolarlık ambalaj makineleri ihracatı gerçekleştirilmişken 2008’in Ocak-Haziran dönemindeki değer ise yüzde 177,5 oranında artış göstererek 2 milyon 249 bin dolar seviyesi yakalanmış. 2008 Ocak-Haziran dönemi için ambalaj makineleri ihracatı- mızdaki en büyük pazarlarımız görüldüğü üzere İtalya, Polonya ve Azerbaycan olarak sıralanı rken, Yunanistan ve Kazakistan’da ihracat artış oranları ile dikkat çeken pazarlar arasında yer alıyor. Geçtiğimiz senenin ilk 6 aylık döneminde Türkiye’den Yunanistan’a 212 bin 391 dolar ambalaj makineleri ihracatı yapılmışken 2008 yılı- nın aynı döneminde yüzde 533,62’lık yükselişle bu ülkeye gerçekleştirdiğimiz ambalaj makineleri ihracatı 1 milyon 345 bin dolar düzeyine çıkmış. Kazakistan’a olan ambalaj makineleri ihracatımızda ise Ocak-Haziran 2008 döneminde yüzde 377,3 oranında önemli bir yükselişe imza atılmış. Söz konusu ülkeye 2007 yılının ilk 6 aylık döneminde 279 bin 183 dolar ambalaj makineleri ihracatı olmuşken 2008’in aynı döneminde 1 milyon 332 bin do lara ulaşılmış. Yunanistan ve Kazakistan gibi Suriye pazarı da ambalaj makineleri ihracatı- mız açısından gelişme gösteriyor. 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde Suriye pazarına 635 bin 97 dolarlık ambalaj makineleri ihracatı gerçekleştirilmişken 2008 yılının Ocak- Haziran döneminde ise yüzde 119,3’lük artışla bu değer 1 milyon 392 bin dolar seviyesine yükselmiş. Ambalaj makineleri ihracatımızın önemli düzeyde gelişme gösterdiği bir diğer pazar ise Pakistan. Bu ülkeye 2007’nin ilk yarısında sadece 13 bin 295 dolarlık ambalaj makineleri ihracatımız varken 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise 2 milyon 182 bin dolar ambalaj makineleri ihracatı gerçekleştirilmiş durumda.

İhracatçıların vize almaları- nı kolaylaştırıcı uygulamalara gidilmesi gerekiyor. Ambalaj makineleri sektöründe yaklaşık yüzde 75 oranında bir büyüme yaşandığı doğrudur. Ancak Firma olarak bize yansı- ması bu oranda değil. Bizim de ihracatımız yıllık olarak yüzde 10–15 civarında büyüyor. Tabi ki değer bazındaki bu artış miktar olarak aynı oranda büyümemiş durumda. Bu da sanırım ihracatçı larımızın ileri teknoloji barındıran katma değerli ürünlere yönelmesi ile oldu. İhracat rakamlarımızın daha da ileri taşınması için döviz kurunda düzenlemeye gidilmesi gerekiyor. İhracatçıların yıllardır yaşadığı bu soruna karşı her hangi bir çözüm üretilmemesi oldukça düşündürücü. Dış pazarlarda Şyat yönünden rekabet edebilmemiz ve Firmaları mızın varlığını sürdürmesi için döviz kurlarından en fazla etkilenen sektörlerden biri olan makine ve aksamları üreticilerinin göz ardı edilmemesi hatta bazı özel düzenlemelerle korunması gerekiyor. Artık kronikleşmiş bir sorun olan döviz kurlarının dı- şında vize alma konusunda yaşanan sıkıntılarında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Pek çok meslek grubu rahat bir şekilde yeşil pasaport alabiliyorken ihracatçıların vize sorunu yüzünden müşteri kaybediyor olması açıklanabilir gibi değil. Bu konuda hızla adım atılması ve seyahat imkânlarımızın kolaylaştı rılması gerekiyor. Diğer taraftan son süreçte her ne kadar yetersiz de olsa fuarlar ve Ar-Ge teşvikleri sektöre yansıyan olumlu gelişmeler arasında.

Cevdet Ceylan Ektam Makine İhracat Satış Müdürü    


ENDUSTRİYEL ISITICILAR VE ŞRINLAR
Türkiye geneli endüstriyel ısıtı- cılar ve fırınlar ihracatımız 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 30,5 oranı nda artış göstererek 125 milyon 288 bin dolar olarak gerçekleşmiş. İhracat rakamları Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanı itibariyle incelendi- ğinde ise geçtiğimiz yılın ilk 6 aylık döneminde 85 milyon 178 bin dolar olan endüstriyel ısıtı- cılar ve fırınlar ihracatı 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde yüzde 25’lik bir yükseliş kaydederek 106 milyon 447 bin dolar olmuş. Ülkemiz endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracatımız ülkeler bazında incelendiğinde ise Almanya’nı n en önemli pazarı- mız olduğu görülüyor. Söz konusu mal grubu ihracatımızın en fazla olduğu ülke Almanya’ya 2007’nin ilk 6 aylık döneminde 12 milyon 833 bin dolar endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracat edilmiş iken 2008 yılı- nın aynı döneminde ise bu de- ğer yüzde 60,2 oranında artarak 20 milyon 552 bin dolara ulaşmış durumda. En fazla endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleştirdiğimiz ikinci ülke ise Fransa. Söz konusu ülkeye 2007’nin Ocak-Haziran döneminde 8 milyon 987 bin dolar endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı yapılmışken 2008’in ilk 6 ayında ise yüzde 9,2 oranında yükseliş yaşanarak 9 milyon 814 bin dolar seviyesi yakalanmış. Endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracatımız açısından üçüncü sırada yer alan pazar ise Rusya Federasyonu. Bu ülkeye 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde gerçekleştirilen endüstriyel ısıtıcı- lar ve fırınlar ihracatımız 3 milyon 680 bin dolar düzeyindeyken yüzde 104,3’lük artışla 2008’in Ocak-Haziran döneminde 7 milyon 517 bin dolar rakamına ulaşmış. Türkiye endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ihracatında 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde en fazla artışın yaşandığı ülkenin ise İran olduğu görülüyor. Söz konusu ülkeye 2007 yılının ilk 6 aylık döneminde 530 bin 123 dolar ihracat gerçekleştirilmişken 2008 yılının aynı dönemine gelindiğinde ise yüzde 573,9 yükselişle bu değerin 3 milyon 572 bin dolar olduğu kaydedilmiş. Endüstriyel ısıtıcılar ve fı- rınlar mal grubu içerisinde bir diğer önemli ihracat artışının yaşandığı ülke ise Yunanistan. 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde Yunanistan’a olan endüstriyel fırınlar ve ısıtıcılar ihracatı mız 1 milyon 26 bin dolarken 2008’in eş döneminde yüzde 237’lik artışla bu değer 3 milyon 466 bin dolar seviyesine ulaşmış.

Dünya çelik fiyatlarında yaşanan artış sektörü olumsuz etkiliyor.
Sektörümüz bu yılın ilk altı aylık
diliminde ihracatta yüzde 30 oranında bir büyüme yakalamış ve yaklaşık 125 milyon dolar seviyesinde bir ihracat gerçekleştirmiş durumda. Bu sene geçen seneden farklı olarak bütün dünyada çelik fiyatlarında bir patlama yaşandı. Bunun en önemli sebebi körfez bölgesindeki petrol fiyatlarındaki artış ve bu fiyatları n mamullere yansıması. Bununla birlikte dünyanın kimi bölgelerinde endüstriyel ısıtıcılara ve fırınlara olan talep artıyor. Bu durum da doğal olarak çelik fiyatlarının daha da yukarılara çıkmasına neden oldu. Bu ülkelerin ağırlıklı olarak Arap Yarı- madası’ndaki ülkeler olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölgelerde endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlar ciddi rakamlara alıcı buluyor. Türkiye de bu pazara ihracat yapan en önemli ülkelerden biri. Türkiye, bu bölgeye gerçekleştirdiği ihracat sonucunda ciddi rakamlara ulaştı. Yılsonuna kadar fiyatlardaki artışın ve ihracattaki büyümenin devam edeceğini düşünüyorum. Zaten Türkiye bu alanda tükettiğinden daha fazla üreten bir ülke olduğu için ihracatçı bir ülke konumunda. Sektörümüzün ihracatta yaşadığı sıkıntılar mevcut. Bunlardan biri döviz kurunun rekabet gücümüzü azaltan işleyişi. Bir diğer olumsuzluk ise elektrik fiyatları- na yapılan zamlar. Maliyetlerimiz sürekli bir biçimde artması- na karşın döviz kurlarının düşük sevilerde izlemesi sektörümüzü altından kalkılamayacak derece sıkıntılara sokuyor. Ancak sektörün dünya piyasalarında önünün açılamamasının en büyük nedeninin yüksek katma de- ğerli ürünleri üretememizden kaynaklandığını düşünüyorum. Türkiye makine sektöründe genellikle katma değeri düşük mamuller üretilirken yüksek katma değerli ürünler ithal ediliyor. Bu ürünlerin üretimini de kendi ülkemizde gerçekleştirerek ithal girdiyi düşürmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde lokomotif rol oynayan makine sektörünün Türkiye’de de istenen düzeye ulaşabileceğini düşünüyorum.  
Koray Gunay Çolakoğlu Metalurji İhracat Bölge Sorumlusu  


İNŞAAT VE MADENCİLİK MAKİNELERİ
İnşaat ve madencilik makineleri Türkiye geneli ihracat kayı t rakamlarına bakıldığında bu mal grubunda 2007 yılında 370 milyon 159 bin dolar ihracat gerçekleştirilmişken 2008’in aynı dönemine gelindiğ inde yüzde 50,7 oranında bir yükselişle 557 milyon 785 bin dolar rakamının yakalandığı görülüyor. İnşaat ve madencilik makineleri ihracatımız ülkeler bazında incelendiğinde ise genel makine ve aksamları ihracatı- mızın bir numaralı pazarı Almanya’nı n bu mal grubu içinde birinci sırada yer aldığı kaydedilmiş. 2007 yılının ilk 6 aylık döneminde Almanya’ya olan inşaat ve madencilik makineleri ihracatımız 46 milyon 458 bin dolarken 2008 yılının eş döneminde bu değer yüzde 41,2’lik artışla 65 milyon 596 bin dolara ulaşmış. Almanya’dan sonra en fazla inşaat ve madencilik makineleri ihraç ettiğimiz ülke ise Rusya Federasyonu olmuş. Söz konusu ülkeye 2007’nin Ocak-Haziran döneminde 26 milyon 423 bin dolar inşaat ve madencilik makineleri ihracatı yapılmışken 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde ise bu rakam yüzde 85,2 artış ile 48 milyon 941 bin dolar düzeyine ulaşmış. 2008 yılının ilk 6 ayında inşaat ve madencilik makinelerindeki en büyük üçüncü pazarımız ise İtalya olmuş. 2007’nin Ocak- Haziran döneminde İtalya’ya 22 milyon 917 bin dolarlık inşaat ve madencilik makineleri ihracatı gerçekleştirilirken 2008 yılının eş döneminde bu değer yüzde 69,1’lik yükselişle 38 milyon 795 bin dolar olarak kaydedilmiş. Türkiye inşaat ve madencilik makineleri ihracatında en hızlı artış yaşayan pazarın ise Libya olduğu görülüyor. Söz konusu ülkeye 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 6 milyon 68 bin dolar ihracat gerçekleştirilmişken 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 282,1 oranında yükselişle 23 milyon 187 bin dolar rakamının yakalandığı kaydedilmiş. Bir diğer önemli ihracat artışının yaşandığı ülke ise Azerbaycan. Bu ülkeye 2007 yılının ilk yarısında 14 milyon 156 bin dolarlık inşaat ve madencilik makineleri ihracatı yapılmışken 2008’in eş döneminde yaşanan yüzde 139,6’lık artışla 33 milyon 921 bin dolar değeri yakalanmış. İnşaat ve madencilik makineleri açısından önemli bir yükselişe imza atan bir diğer pazar ise Ukrayna. Türkiye’den 2007 Ocak-Haziran döneminde Ukrayna’ya 6 milyon 596 bin dolar inşaat ve madencilik makineleri ihraç edilirken, 2008’in eş döneminde yüzde 130,1 artı şla söz konusu ülkeye ihracatı mız bu mal grubunda 15 milyon 177 bin dolar olmuş.

Uzakdoğu ürünleriyle rekabet edebilmemiz için döviz kurlarının ihracatçı lehine düzenlenmesi gerekiyor.
İş makineleri ve otomotiv sektörüne yedek parça üreten bir Firma olarak sektördeki dalgalanmalardan elbette çok yakından etkileniyoruz. Şu anda müşterilerimizden de aldığımız bilgiler dâhilinde yılın son çeyreğinde düşüş bekliyoruz. İki üç yıl önce, bu gün için hedeflenen artışları şu anda yaşamıyoruz. Ülkemizde yaşanan siyasi belirsizlikler, Amerika’da yaşanan ve ülkemizi de etkileyen ekonomik durgunluk ve Uzakdoğu ülkelerinin pazarlara hızlı bir şekilde girişi bizleri olumsuz yönde etkiliyor. Bu gelişmeler ve özellikle Uzakdoğ u ülkelerinden Firmaların pazardaki faaliyeti ciddi anlamda iş kaybetmemize sebep oluyor. Çünkü bu Firmalar neredeyse iki sene önceki üretim maliyetimizden yüzde 40 daha ucuza satış yapıyorlar. Uzakdoğu ürünleriyle rekabet edebilmemiz için döviz kurunun ihracatçıyı rahatlatacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve rekabet halinde olduğumuz İtalya ve eski Doğu Bloğu benzeri ülkelerinin yararlandığı sübvansiyonlardan yararlanmamı z gerekiyor. Ayrıca enerji maliyetimiz gerek elektrik gerekse doğalgaz olsun çok büyük kalemler tutuyor. Bu konuda da adım atılmasını istiyoruz. Bunun dışında dünya ölçeğinde çelik fiyatlarının sürekli yükselmesi de bizi olumsuz etkiliyor. Ar-Ge desteklerinin de artı- rılmasını istiyoruz. 
Doğan Bozada Çukurova İnşaat Makineleri Satış Müdürü  


KAUCUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ Ülkemizin kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 43,6 oranında artış kaydetmiş durumda. 2007 yılının ilk yarısında 37 milyon 850 bin dolar olan kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı mız 2008 yılının eş döneminde 54 milyon 356 bin dolar seviyesine ulaşmış. Kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatımız ülkeler bazında incelendiğinde ise en fazla ihracat yaptığımız ülkenin Rusya Federasyonu olduğu görülüyor. Söz konusu ülkeye 2008 yılının ilk yarısında 6 milyon 950 bin dolarlık kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı gerçekleştirmiş durumdayı z. Bu mal grubunda en fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke ise İran. 2007 yılının Ocak- Haziran döneminde Türkiye’den İran’a 2 milyon 15 bin dolarlık kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı söz konusu iken 2008’in Ocak- Haziran döneminde ise bu de- ğer yüzde 232’lik artış ile 6 milyon 689 bin dolar seviyesine ulaşmış durumda. Kauçuk, plastik ve lastik işleme makinelerinde en fazla ihracat yaptığı- mız üçüncü ülke ise Romanya. 2008’in ilk yarısında Romanya’ya 3 milyon 201 bin dolar kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu mal grubunda ihracatın en hızlı artış gösterdiği ülke ise İran. 2007’nin Ocak-Haziran döneminde İran’a 2 milyon 15 bin dolarlık kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı yapılmışken 2008 yılının eş döneminde yüzde 232 artışla 6 milyon 689 bin dolar seviyesi yakalanmış. Bu mal grubunda ihracat artışımızın yüksek oldu- ğu bir diğer ülke ise Mısır. Söz konusu ülkeye 2007’nin Ocak- Haziran döneminde 446 bin dolarlık kauçuk, plastik ve lastik işleme makineleri ihracatı gerçekleştirilmişken 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 225’lik yükseliş kaydedilerek 1 milyon 455 bin dolar ihracat yapılmış.

Türkiye’de yalıtım malzemelerinin Avrupa’da olduğu gibi denetlenmesi gerekiyor. Bizim yapmış olduğumuz makineler strafor olarak bilinen malzemeyi işlerler ve yalıtım malzemesi haline dönüştürürler. Yalı- tım sektörü, son yıllarda çevre bilincinin gelişmesiyle birlikte tüm dünyada ama özellikle Avrupa’da büyük önem kazandı. Bu gelişmeler kullanıma da yansı yor ve dolayısıyla kullanımda da bir artış yaşanıyor. Bu artışa paralel olarak sektöre ilişkin yatı rımlar da büyümekte. Bu çerçeveden değerlendirdiğimizde, bu yılın ilk altı ayında ihracatta yakalamış olduğumuz yaklaşık yüzde 44 oranında büyümenin ve 54,5 milyon dolar seviyesindeki ihracatın yılın geri kalanında da artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Türkiye bu tür malzemelerin kullanımında, kişi başı tüketiminde maalesef çok geri bir noktada, ancak gelişen çevre bilinci ile önümüzdeki süreçte iç pazarın da genişleyece- ğini tahmin ediyoruz. Avrupa pazarında Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore gibi ülkeler ürün kalitelerinin düşüklüğünden ötürü bizimle rekabet edemiyorlar. Bizim ürünlerimiz, kalite, teknolojik seviye ve fiyat açısından bu ülkelerin ürünleriyle kı- yaslandığında çok daha üstün durumda. Sektörümüzde, Avrupa pazarı açısından değerlendirdiğ imizde asıl rakiplerimizin Avrupa Firmaları olduğu görülüyor. Ancak iç pazarda halen Çin ağırlığı sürüyor. Tabi ki devletin de sektörümüzün ilerlemesi için bir takım çalışmalar yapması gerekiyor. Bu noktada, devletin sektörümüz açısından atması gereken adımları iki başlıkta toplamak istiyorum. Birincisi, Türkiye’de yalıtım konusunda ciddi bir başıbozukluk var. Yalıtımın Avrupa’da olduğu gibi denetlenmesi gerekiyor. Buna bağlı olarak iç talebin ve yatırımların da artacağı düşünüldüğünde devletin bu alanda etkili olması daha fazla önem kazanıyor. İkinci olarak da bütün ihracatçıların yaşamış olduğu sorunları biz de yaşıyoruz ve devletten bu konularda adım atmasını bekliyoruz. Öncelikle KDV iadesi almakta çekilen güçlüklerin ortadan kaldı rılması gerekiyor. Şu anda biz bile yüzde 90 oranında ihracat yapan bir Firma olarak KDV iadesi alabilmiş değiliz. Ayrıca döviz kurunun işleyişi de bizleri baltalamakta. Türk Lirası’nın sürekli değer kazanması maliyetlerimizi artırıyor ve dış pazarlarda rekabette bizi zor durumda bırakıyor. Avrupalı rakiplerimizin sahip olduğu finans koşulları na sahip değiliz ancak bu konuda da Türkiye’deki Firmaları n aynı koşullara sahip olması uzun zaman alacak diye düşünüyorum. finans kuruluşları ile Firmalar arasında bir güven ortamı oluşturulması gerekiyor. Bunun sağlanması için ülkemizin ekonomiye de olumsuz bir şekilde yansıyan siyasi istikrarsı zlığı aşması ve istikrar ortamı- nı yakalaması gerekiyor.   FOTOĞRAF ALTI: Ercan İğdebeli İNKA Makine Genel Müdürü  


2POMPALAR VE KOMPRESORLER
2
008 yılı Ocak-Haziran döneminde ülkemizin pompalar ve kompresörler ihracatı 2007 yılı- nın aynı dönemine göre yüzde 23,6 oranında bir yükseliş kaydederek 252 milyon 463 bin dolar seviyesinden 311 milyon 992 bin dolar değerine ulaşmış durumda. 2008 yılı Ocak-Haziran dönemi pompalar ve kompresörler ihracatı mızda Almanya birinci sı- rada yer alıyor. Almanya’ya 2008 yılının ilk yarısında 65 milyon 851 bin dolarlık pompalar ve kompresörler ihracatı gerçekleştirildiği görülüyor. Rusya Federasyonu ise bu mal grubu içerisinde en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ikinci ülke konumunda. 2007’nin Ocak-Haziran döneminde Rusya Federasyonu’na 16 milyon 100 bin dolarlık pompalar ve kompresörler ihracatı yapılmı şken 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 59,8 artı şla 25 milyon 724 bin dolar seviyesi yakalanmış durumda. İtalya ise pompa ve kompresörler ihracatımızda üçüncü sı- rada bulunuyor. İtalya’ya 2007 yılının ilk yarısında 11 milyon 94 bin dolarlık pompa ve kompresörler ihracatı gerçekleştirilmişken 2008’in aynı döneminde bu değer yüzde 82,8 artı şla 20 milyon 281 bin dolar seviyesine çıkmış. Bu mal grubunda en fazla ihracat artışı olan ülke ise Azerbaycan. Bu ülkeye 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 3 milyon 596 bin dolar değerinde pompa ve kompresörler ihracatı söz konusu iken 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 90,4 oranında yükselişle 6 milyon 848 bin dolarlık değer yakalanmış. Çin Firmalarının ve ürünlerinin karşısında durma gücüne sahibiz. Bulunduğumuz sektör itibarı ile su işlerine hizmet eden bir ürün imal ediyoruz. Su da ihtiyaç duyulan en elzem madde. Suyun olduğu her yerde veya olmadığı her yere suyun getirilmesi veya uzaklaştırılması için pompaya ihtiyaç var. Dünyada da ciddi bir şekilde su sıkıntısı baş göstermiş durumda. Bazı yerleri sular basarken bazı yerler de suya ulaşamıyor. Bununla ilgili Arap ülkelerinde ciddi bir pazar oluştu. Onlardaki yatırımlar inanılmaz boyutlara ulaştı. Buradan yola çıkarak da yılın ilk altı aylı k bölümünde sektörümüzün gerçekleştirdiği yaklaşık yüzde 24’lük büyümenin ve 312 milyon dolarlık ihracat rakamının ilerleyen süreçte artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Taleplerde ciddi bir artış var. Biz buna hazırlıklı olabilmek için, fabrikamı zı Düzce’ye taşıyarak çok büyük bir alanda üretime geçtik. Kapasitemizi artırdık. Bizim sektör olarak hareketli olmamız gerekiyor. Çin Firmalarından ve ürünlerinden ürkmememiz gerekiyor. Biz Çinlilere mal satıyoruz. Hindistan’da fuara katıldık, şimdi orda bayiimiz ve çok ciddi satışlarımız var. Çin’de ürünlerimiz gayet iyi bir şekilde satılıyor. Dediğim gibi, hareket bizden kaynaklanıyor. Çekingen davra- nışları aşmamız gerekiyor ve biz elimizden geldiğince bunu başarmaya çalışıyoruz. Yerli fuarların çok etkili olduğunu düşünmüyorum. Daha çok sektörü ilgilendiren yurtdışı fuarları na katılıyoruz ve daha etkili olduğunu görüyoruz. Çünkü bu fuarlarda önyargı- lardan bağımsız ürün almaya gelen katılımcılar var ve fuar alanında bizim kalitemizi görüyorlar. Devletten tek talebimiz, fuar teşviklerinin artırılması. Geçen sene katıldığımız hiçbir fuardan teşvik alamadık çünkü kimsenin bu fuarlardan haberi yoktu. Biz katılımımızı kendimiz finanse etmek durumunda kaldık. Döviz kuru politikaları yla ihracatı artırmaya çalışmanın eskilerde kaldığını düşünüyorum. Ürünlerimizi güvenilir ve dünya piyasaları- na uygun yaparsak çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. Önceliğin kaliteye ve markalaşmaya verilmesi gerektiğ i inancındayım.   FOTOĞRAF ALTI: Erzat Ertaylan MAS Pompa Dış Ticaret Direktörü    


RULMANLAR
Türkiye rulmanlar ihracatı 2008’in ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 28,4 oranında artış göstermiş durumda. 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 39 milyon 64 bin dolar olan bu mal grubundaki ihracat değeri 2008’in Ocak-Haziran dönemine gelindiğinde ise 50 milyon 140 bin dolar olmuş. En fazla rulmanlar ihracatı gerçekleştirdiğ imiz ülkenin ise Almanya olduğu görülüyor. Söz konusu ülkeye 2007’in ilk 6 ayında 6 milyon 290 bin dolar- lık rulmanlar ihracatı yapılmışken 2008 yılının ilk 6 ayında ise yüzde 52,5 oranında yükselişle 9 milyon 592 bin dolar seviyesi yakalanmış. En fazla rulman ihraç ettiğimiz ikinci ülke ise Fransa olmuş. Fransa’ya Türkiye’de ihraç edilen rulmanlar değeri 2007’in ilk yarısında 4 milyon 560 bin dolar iken 2008’in aynı döneminde yüzde 74,4 artış yaşanarak 7 milyon 953 bin dolar olmuş. Rulmanlar ihracatımızın üçüncü en büyük pazarı ise 2008 Ocak-Haziran dönemi için İngiltere olmuş. 2008 yılının ilk altı ayında bu ülkeye 6 milyon 348 bin dolarlı k ihracat gerçekleştirilmiş. Rulmanlar ihracatımızda Fransa’dan sonra en fazla ihracat artışı yaşanan ülke ise Polonya olmuş. Söz konusu ülkeye 2007 yılının Ocak-Haziran döneminde 752 bin 971 dolarlık rulmanlar ihracatı yapılmışken 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 64,6 artış oranıyla bu değer 1 milyon 239 bin dolar olmuş.

Türk rulman Firmaları kalite konusunda çok başarılı. Biz rulman yatağı imal eden bir Firmayız. Bu yılın ilk altı aylık diliminde rulman sektörünün, ihracatta bir önceki seneye göre yaklaşık olarak yüzde 28 oranı nda büyüdüğünü ve 50 milyon dolara ulaştığını görüyoruz. Bu rakam elbette olumlu ancak dünya pazarında ileri ülkelerle kıyaslandığında yetersiz görünüyor. Biz de üretimimizin yaklaşık olarak yüzde 40’ını ihraç eden bir Firmayız. Hammadde fiyatları ndaki artışlar biz imalatçı ve ihracatçıları ciddi anlamda zorluyor. Sektör olarak yaşadı- ğımız en büyük sıkıntı bu. Gerçi demir çelik Şyatları bütün dünyada yükseliyor, ancak biz batılı rakiplerimizin yararlanmakta olduğu finans desteğine sahip olmadığımız için rekabette sıkıntılar yaşıyoruz. Bu konuda bir iyileşme yaşanırsa ihracatı mızın da hızla artacağı ve ülke ekonomisine ciddi katma değer yaratacağımız inancı ndayım. Ayrıca döviz kurundaki tersine işleyiş biz de dâhil olmak üzere bütün ihracatçıları zor durumda bırakıyor. Yeni Türk Lirası’nın dolar karşısında değer kazanması kar oranları mızı düşürüyor. Çoğu zaman pazar kaybetmemek adı- na düşük miktarlarda karlara satışlar yapıyoruz. Devletin bu konuda ihracatçı- lara ayrı bir kur uygulaması getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Çin ve Uzakdoğu ülkelerinin sektördeki üretimi bizi dış pazarlarda etkilemese de iç pazarda müşteri kaybetmemize sebep oluyor. Bu konuda, ilgililerin dışarıdan gelen bu kalitesiz ürünlere karşı, kaliteli yerli ürünleri teşvik etmesi ve kullanı cıları bilinçlendirmesi gerektiğ i kanaatindeyim. Sektörümüzün ve genel olarak Türk Makine Sanayii Sektörünün yurtdı- şında rekabette, kaliteye ve markalaşmaya önem vermesi gerekiyor. Pek çok yerli Firma kalite ve dayanıklılıkta dünya standartlarını yakalamış durumda. Türk ürünlerinin yaratacağı kalite imajı pek çok alanda işimize yarayacağı gibi Avrupa pazarında Uzakdoğu Firmalarının da önüne geçmemizi sağlayacaktır. Bahsettiğim adımlar atıldığı takdirde, ülkemizin önünün açık olduğunu düşünüyorum.  
Suleyman İbalı Hacıbalı Rulman Satış ve Pazarlama Müdürü  


YUK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİŞEME MAKİNELERİ Yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ihracatı 2008’in Ocak-Haziran döneminde geçtiğ imiz yılın eş dönemine göre yüzde 18,2 oranında bir büyüme yakalamış durumda. 2007’in ilk yarısında 69 milyon 310 bin dolar olan yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ihracatımız 2008’in ilk altı ayı sonunda ise 81 milyon 914 bin dolar seviyesine ulaşmı ş. Bu mal grubunda Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiğ i ülkeler sıralamasına bakıldığında ise Rusya Federasyonu’nun birinci olduğu görülüyor. Rusya Federasyonu’na 2007’in Ocak-Haziran döneminde 3 milyon 954 bin dolar yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ihracatı yapılmı şken 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde ise bu değer yüzde 117,6 oranında bir artışla 8 milyon 604 bin dolar düzeyine yükselmiş. Yük kaldırma, taşı ma ve istişeme makineleri ihracatı mızın en fazla olduğu ikinci ülke ise ABD. Söz konusu ülkeye Türkiye 2007 yılının ilk yarısında 7 milyon 54 bin dolarlık yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ihracatı gerçekleştirmişken 2008’in aynı lmadöneminde yüzde 4,5 oranında artışla 7 milyon 369 bin dolarlık değere ulaşılmış. Çin Halk Cumhuriyeti ise en fazla yük kaldırma, taşıma ve istişeme makineleri ihraç ettiğimiz üçüncü ülke olmuş. 2007’in Ocak-Haziran döneminde 3 milyon 949 bin dolar olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yük kaldı rma, taşıma ve istişeme makineleri ihracatımız 2008’in Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 15,4 artışla 4 milyon 559 bin dolar olmuş. Yük kaldırma, taşıma ve istişeme makinelerinde 2008’in ilk yarısında en fazla ihracat artışı- nın olduğu ülke ise yüzde 214,4 artış ile Mısır pazarında yakalanmış.

Ar-Ge destekli teknolojinin ülkemizde abartıldığını ve asıl sorunların üstünü örttüğünü düşünüyorum. Genel olarak yük kaldırma, taşı- ma ve istişeme makineleri dedi- ğimizde gerçekten çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Bu alanda bildiğim kadarıyla ihracatın yaklaşık yüzde 90-95’lik bölümü yüksek tonaj kaldırma kapasitesine sahip hidrolik sistemlerde gerçekleşiyor. Gerçekten pek çok kurum Türkiye’de ürünleri gruplara ayırıyor. İhracat ve ithalat rakamları açıklıyor. Ancak ben bu gruplar ayrıştırılırken niye bu kadar geniş olarak ele alındığını anlayabilmiş değilim. Bunun sonucunda ulaşmamız gereken gerçek rakamlara ulaşamıyoruz. Biz Firma olarak bu yılı yaklaşık olarak 3 milyon dolar gibi bir ihracatla kapatacağımızı hesaplı yoruz. Ancak hem Firmamızı ilgilendiren, hem de genel olarak sektörümüzü ilgilendiren bir ara ürün problemi yaşıyoruz. Bu anlamda üretimin büyük bölümü yurtdışında gerçekleştiği için, bu ürünleri ithal etmek durumunda kalıyoruz ve bu da ithal girdi maliyetlerimizi ciddi ölçüde artırıyor. Tabi ki ithalatı- mız, Firma bazında ele alacak olursak karlılığımızın büyük bölümünü götürmüyor ancak ben yine de bütün bu üretimlerin ülkemizde yapılmasını isterdim. Elbette bu kimi problemlerden ötürü mümkün değil. Ayrıca, bazı ara ürünlerde ithal ürünlerin burada imal edilenlerden daha ucuza geldiği söyleniyor. Bu yaklaşım pek çok yönüyle doğru olsa da genellemeyi doğru bulmuyorum. Çünkü ucuz olarak tariflenen bu ürünlerle Çin ve Uzakdoğu malları kastediliyor ve bu ürünlerin yüksek risk barı ndıran sektörlerde kullanılm sını şahsen doğru bulmuyorum. Bizim ürettiğimiz ürünler bina, köprü kaldıran makineler. Bu ürünlerde Çin mallarının kalitesine güvenmemiz mümkün de- ğil. Firma olarak çok daha pahalı ara ürün ithal etmek pahası na, Çin mallarını kullanmıyoruz ve 10 yıllık bir zaman zarfı nda da güven tesis etmezlerse kullanmayı da düşünmüyoruz. Yani burada, güvenilirlik ve kalite ucuzluğun önüne çıkıyor. Bence sabırla ve devlet teşvikleriyle kaliteli ara ürünleri burada üretmemiz Türk Makine Sektörü açısından ileriye dönük çok daha faydalı olur. Ar-Ge destekli teknolojinin ülkemizde abartıldığını ve asıl sorunları n üstünü örttüğünü düşünüyorum. Asıl sorunumuz Firmaları mızın da, bürokrasimizin de üniversitelerimizin de işlerini tam olarak yerine getirmemesinden kaynaklanıyor. Özellikle üniversitelerimiz bizim ihtiyaçları mızı karşılayabilmekten çok uzak. Kalibrasyon yaptırmakta bile çok zorlanıyoruz. Tabi ki sanayicilerimiz, biz de dâhil aceleci davranıyor ama üniversitelerdeki pratik işleyişin yavaşlığı da bence çok etkili. Yani teori ve pratik arasında bu kadar açı farkı olmasını anlayamıyorum. Bahsetmiş olduğum problemlere çözüm üretilirse, pazar payımızı artırabiliriz. Bu başarı- lı adımları atabilmemiz için de işlerimizi devlete havale etmek yerine kurumsallaşmalı ve kendi problemlerimizi kendi kaynakları mızla çözmeliyiz.  
Ersin Uyanık Hidromekanik Hidrolik Pazarlama ve Satış Sorumlusu