Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında beklentilerin üzerinde bir performans göstererek yüzde 4’lük büyüme hedefini tutturdu.

Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında beklentilerin üzerinde bir performans göstererek yüzde 4’lük büyüme hedefini tutturdu. Bu dönemde net ihracat katkısı ve onun sürüklediği sanayi üretimi artışına bağlı olarak daha sağlıklı bir büyüme gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında beklentilerin üzerinde bir performans gösterdi. İlk çeyrekte yüzde 4,3 büyümenin ardından yılın ikinci çeyrek döneminde de yüzde 4’e yaklaşan bir büyüme temposu yakalandı. Büyüme daha çok ihracata, özel tüketime ve kamu harcamalarına dayalı olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında net ihracat katkısı ve onun sürüklediği sanayi üretimi artışına bağlı olarak daha sağlıklı bir büyüme gözlendi. Böylece ekonomi dengelendi. Cari açık riskini kontrol ederken büyümeden aşırı fedakarlık yapılmadı. Yılın ilk altı ayında ihracat yüzde 7,3 artarak 79,9 milyar dolara ulaştı. İthalat ise yılın ilk dört ayında yüzde 4,1 düzeyinde geriledi. Böylece geçen yılı 65 milyar dolar seviyesinde kapatan cari açık hızla azaldı. Bütçe disiplini de seçim dönemi olmasına rağmen korunmaya devam etti. Bu yılın ilk yarısında olumsuz gelişmeler ise enflasyonda yaşandı. Döviz kuru artışları ile birlikte üretici ve tüketici enflasyonları yılın ilk yarısında zirve yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası sıkı, kontrollü ve temkinli para politikasını ilk yarı boyunca sürdürdü. Yılın ilk çeyreğinde yaşanan kur artışları karşısında faizler önemli ölçüde yükseldi. Ancak nisan ayından itibaren küresel ve siyasi risklerin azalması ile birlikte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası mayıs ve haziran aylarında faiz indirimine gitti. Piyasa ve kredi faiz oranları ilk çeyreğe göre geriledi. TL ise ilk çeyrekteki hızlı değer kaybı ardından ikinci çeyrekte kısmen değerlendi ve sepet kur 2,50 TL seviyesinde dengelendi.

Dışarıda İlk Yarı Kötü Başladı , İyi Kapanıyor

Yılın ilk yarısında dünya ekonomisinde üç alanda önemli gelişmeler yaşandı. Beklendiği gibi gelişmiş ülkeler ve özellikle AB daha hızlı büyümeye başladı. Gelişen ülkelerde ise büyüme yine beklendiği gibi yavaşladı. Küresel para politikalarında ise iyi yönde sürprizler yaşandı. ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemeden çıkışı sürerken bunun küresel mali piyasalar üzerindeki bozucu etkisi şimdilik azaldı. İlave olarak Avrupa Merkez Bankası yeni bir parasal genişleme programı başlattı. Bu program AB’deki büyümeyi daha da hızlandıracaktır. ABD ve AB Merkez Bankaları’nın uygulamaları ile yıla kötü başlayan küresel mali piyasalarda ilk yarı iyimser bir ortamda sonlandı. Mevcut durumdan en olumlu etkilenenler ise gelişen ülkeler oldu. Gelişen ülkeler için sermaye çıkışları ve para birimlerindeki hızlı değer kayıpları ile kötü geçen ilk çeyrek ardından yeniden sermaye girişlerinin başladığı göreceli daha sakin bir ikinci çeyrek yaşandı. Dünya ticareti ise yılın ilk yarısında yüzde 2 ile yüzde 4,5 olan beklentilerin altında bir büyüme sergiledi.

İç Piyasada Yatırımlar Durağan, Makine Sektörünü İhracat Sürüklüyor

2014 yılının ilk yarısında yüzde 4’e yakın bir ekonomik büyüme temposu yaşandı. Ancak bu büyüme içinde özel yatırımların henüz uyarılmadığı görüldü. 2012 ve 2013 yıllarında daha çok altyapı yatırımları ağırlıklı gelişen kamu yatırımları 2014 yılının ilk çeyrek döneminde yüzde 4,1 büyüdü. Özel sektör yatırımları ise 2012 yılında yüzde 4,9 daralma ve 2013 yılında yüzde 0,7 büyüme ardından 2014 yılı ilk çeyrek döneminde yeniden yüzde 1,3 küçüldü. Özel sektör yatırımları ağırlıklı olarak makine yatırımlarından oluşuyor ve yatırımlardaki küçülme doğrudan makine sektörüne yönelik talebin sınırlanmasına yol açıyor. Bu nedenle yüzde 4 düzeyindeki ekonomik büyüme henüz makine sektörü için iç piyasada olumlu bir ortam yaratmadı. Makine sanayisi, özel sektör yatırımlarındaki bu durağanlığa rağmen yılın ilk dört ayında sanayi üretiminde yüzde 7,6 artış sağladı. İmalat sanayisinde ilk dört ayda üretim artışı yüzde 5’e çıktı. Geçen yılın ilk dört ayında ise makine üretimi yüzde 1,1 gerilemişti. Kapasite kullanım oranları da geçen yılın ve imalat sanayisi ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Yılın ilk beş ayında KKO makine sektöründe yüzde 78,8, imalat sanayisinde ise ortalama yüzde 73,8 oldu. Makine sanayisindeki üretim artışını ihracat destekliyor. Yılın ilk altı ayında ihracat yüzde 9,5 artarak 6,1 milyar dolara çıktı. Genel sanayideki yüzde 7,4 ihracat artışı ile karşılaştırıldığında makine sektörü ortalamanın üzerinde bir artış gösterdi.

İçerideki Riskleri Kontrol Eder, Yüzde 4’e Yakın Büyürüz

Yılın ikinci yarısında büyüme yine ihracata ve onun desteklediği sanayi üretimi artışına bağlı kalmaya devam edecek. İç talepte ise kontrollü artışlar sürecek. İç talep ilk yarıdaki seviyenin bir miktar üzerinde olacak. Böylece yılın ikinci yarısında ve genelinde yüzde 4’e yakın büyüme sağlanabilecektir. Cari açık ve ilave olarak enflasyon yılın ikinci yarısında aşağı yönlü olacak. Bütçe disiplini ise sürecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yılın ikinci yarısında enflasyondaki gerilemeye bağlı olarak faiz oranlarını indirmeyi sürdürecektir. Ancak iç talepte yeniden aşırı bir canlanmaya izin vermeyecek. Faiz indirimleri TL’nin değerlenmesini de önleyecek. Siyaset ve Irak sıkıntı yaratmazsa ekonomik açıdan yatırım yapılabilir ülke kredi notları da korunacaktır. İşler açısından ikinci yarıda ihracat yine öncelikli olacak. İç piyasada ise işler sınırlı ve kontrollü artacaktır.

Dünyada Yılın İkinci Yarısında Küresel Para Politikaları Belirleyici Olacak

İlk yarının sonlarında dünya ekonomisi için olumlu etkiler yaratan küresel para politikaları yılın ikinci yarısında daha belirleyici olacak. Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci politikası sürecektir. Esas belirleyici ise FED ve onun faiz artış takvimidir. Sonbahardan itibaren FED’in faiz artış takvimi daha çok tartışılacaktır. Faiz artışı 2015’in hemen başına geri çekilirse küresel mali piyasalarda olumlu hava bozulabilir. Bundan en çok yine gelişen ülkeler etkilenir. Gelişmiş ülkeler ise her koşulda büyümelerini artırmaya devam edecek. Yılın ikinci yarısında Irak ve Ukrayna riskleri yine yakından izlenecektir. Güvenlik riskleri ile birlikte özellikle petrol fiyatlarında oluşabilecek artışlar küresel ekonomideki iyileşmeyi geciktirebilir.

Özel Sektör Yatırımları Yine Durağan Kalır, Makine Sektörünü İhracat Sürükler

Ekonomide yılın ikinci yarısında yüzde 4’e yakın büyüme sürecek. Büyümenin kaynaklarını daha çok ihracat ve özel tüketim harcamaları oluşturmaya devam edecek. Bu çerçevede özel sektör yatırımlarının yılın ikinci yarısında da durağan kalacağı öngörülüyor. Özel sektör yatırımlarının durağan kalmasına yol açacak unsurlar; göreceli yüksek faiz oranları, FED’in para politikasındaki belirsizliği, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası siyasetteki yeni şekillenme beklentileri ve Irak gibi risklerin yaratacağı ortam olarak sıralanabilir. Bu nedenle yılın son çeyreğinde özel sektör yatırımları bir miktar hareketlenebilir. Özel sektör yatırımlarındaki bu beklentiye rağmen makine sanayisi yine ihracat odaklı olarak yılın ikinci yarısında da büyümesini sürdürmeye devam edecek. Özellikle Avrupa Birliği pazarındaki toparlanma ihracatı artıracaktır. Bu çerçevede yılın ikinci yarısında makine sanayisinde yüzde 5-6 arasında bir üretim artışı yaşanacağı öngörülebilir.