Geniş ürün yelpazesiyle 50’den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını vurgulayan Has Asansör Genel Müdürü Hüseyin Keşanlı, “Türkiye’nin asansör ihracatının önemli bir bölümünü firmamız gerçekleştiriyor” dedi.

Geniş ürün yelpazesiyle 50’den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını vurgulayan Has Asansör Genel Müdürü Hüseyin Keşanlı, “Türkiye’nin asansör ihracatının önemli bir bölümünü firmamız gerçekleştiriyor” dedi.

Sebahattin Şekerci tarafından 1981 yılında Bursa’da 32 metrekarelik bir atölyede kurulan Has Asansör, çeşitli sektörlere bakalit parça üreterek başladığı üretim faaliyetini kauçuk ve plastik enjeksiyon imalatıyla genişletti. 1995 yılında asansör kabinlerini üretim programına ekleyerek metal sektörüne adım atan Has Asansör, bugün 135 kişilik ekibiyle asansör imalatı alanında çalışmalarına devam ediyor.

Has Asansör şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız organizasyonunda yurt içi satışlar tamamen distribütörlerimiz aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Bu durum, satış ve pazarlama süreçlerinin daha etkin yürütülmesini sağlıyor. Bunun yanında orijinal ürün üreticisi (OEM) satışlarımızı ise şirketimiz bünyesinde sonlandırıyoruz. Satışlarımızın büyük bölümünü oluşturan ihracat çalışmalarını ise dış ticaret firmamız üstleniyor. Bu süreçlerin birbirinden ayrılmış olması, odaklanma ile hedeflerin gerçekleştirmesine ve sürdürülebilir olmasına büyük katkı sağlıyor. Dış ticarette pazarlama ve lojistik konusunda destek sağlayan bir diğer firmamız da Bulgaristan’ın Sofya şehrinde bulunuyor. Firmamız aracılığıyla hinterlandımız içindeki ülkelerdeki sıcak temaslarımız ile pazarlama etkinliğimizi artırıyor ve bu lokasyondan daha hızlı sevkiyat yapabiliyoruz.

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Has Asansör olarak bugün geldiğimiz noktada, 15 bin metrekarelik kapalı alanda 35’i beyaz yakalı olmak üzere toplamda 135 kişilik ekibimizle, sektör ortalamasının üzerinde bir teknoloji kullanarak Bursa’daki tesislerimizde üretimimizi sürdürüyoruz. İmalat süreçlerimizde; robot, lazer ve punch kesme ve formlama makineleri, CNC makas ve abkantlar kullanıyor ve geniş bir mühendislik ekibiyle çalışıyoruz. Standart projelere uygun ürünlerimiz olmakla birlikte, standart dışı özel projelere de hızlı ve özel çözümler sunabilen bir Ar-Ge ekibine sahibiz. Ürün çeşitleriniz ve ürünlerinizin özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Oldukça geniş bir ürün yelpazesiyle 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. En temel ürün çeşidimiz olan çift hızlı asansörler yanında, VVVF sistemli asansörleri makine daireli ve makine dairesiz olarak; senkron makineler, gearless modeller ile en yüksek konforla müşterilerimize sunuyoruz. Bu asansörlerde 2 metre/ sn hıza kadar hizmet veriyoruz. Yük asansörlerinde kullanılan hidrolik asansör seçeneğimiz de mevcut. Bu modellerimizdeyse 300 kilogramdan 5 bin kilogram kapasiteye kadar asansör üretiyoruz.

“Maksimum konfor ve ener ji verimliliği sağladık”

Yeni geliştirdikleri gearless asansörlerde; 2900 mm son kat yüksekliğinde, maksimum kuyu verimliliğinde çalışan “shaft learning system” içeren ve montaj işçiliğinden zaman kazandıran hazır kablo tesisatı ile hataları da en aza indirdiklerini ifade eden Has Asansör Genel Müdürü Hüseyin Keşanlı, “Bu özelliklere sahip asansörlerimizin eğitimlerini, müşterilerimizin mühendis ve teknisyenlerine, fabrikamız içinde bulunan test kulesinde montajı yapılmış olarak sunuyoruz. Yine hidrolik asansörlerin VVVF kontrollü kumanda sisteminin ilk yerli üretimi de gerçekleştirdik. Bu özellik sayesinde maksimum konfor ve enerji verimliliğini sağladık. Bunların haricinde TÜBİTAK ile yürütüp tamamladığımız projelerimiz de oldu. Bu projelerle pazarda mevcut olmasına rağmen beklentileri karşılayamayan ürünlere alternatif ürünler geliştirerek, bu alandaki eksikleri giderdiğimiz gibi ihracat şansını da yakaladık” dedi.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Has Asansör olarak, kişisel gelişim olmaksızın kurumsal gelişimin de olmayacağına inanan bir bakış açısına sahibiz. Bu doğrultuda üniversitelerle yaptığımız işbirliği ve proje çalışmalarında, ürünlerimiz kadar, mühendislik ekibimizin de gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede üniversitelerle analiz yöntemleri ve tasarımlar konusunda sıkı bir koordinasyon içindeyiz. Beyaz yakalı personelimizi MBA ve akademik gelişimleri noktasında da sürekli destekliyoruz.

Firmanız tarafından eğitime kazandırılan Has Asansör Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinin çalışmaları ve asansör sektörüne yönelik ders içerikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Dört yıl önce eğitim-öğretime başlayan Has Asansör Teknik Lisesi ve Meslek Lisesi toplamda 18 derslikle, Türkiye’nin bu alanda eğitim veren ilk kurumudur. Has Asansör Teknik Lisesi ve Meslek Lisesi, asansör montajı ve üretimindeki yetişmiş eleman gereksinimini karşılamayı amaçlıyor. Halihazırda ülkemizde, bu alanda çalışacak elemanlara güzel fırsatlar ve cazip iş imkanları bulunuyor. Böyle bir okulu eğitime kazandırmaya karar vermemizde, Türkiye’de bu alanda gördüğümüz eksiklik ve ihracat yaptığımız ülkelerden gelen teknisyen talepleri etkili oldu. Has Asansör Teknik Lisesi ve Meslek Lisesinden mezun olacak kardeşlerimizin dünyanın her yerinde aranan değerli teknisyenler haline geleceklerine inanıyoruz. Asansör sektörüyle ilgili ders içeriklerinin yanında, okulda, teknik olarak da çeşitli imkanlar mevcut. Türkiye’de çok az sayıda bulunan eğitim ve montaj kulesi de bunlardan bir tanesi. Firma olarak öğrencilerimizin en iyi koşullarda yetişmesi için üzerimize düşen görevleri de yerine getirmeye devam ediyoruz. Öğrencilerin sektörel fuarları ziyaret etmesine ve sektörü tanımak adına düzenlenen çeşitli organizasyonlara da destek sağlıyoruz.

Ulusal ya da uluslararası fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız açısından önemi nedir?

Sektörümüzle ilgili yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara büyük önem veriyor ve her yıl düzenli olarak katılmaya özen gösteriyoruz. Bugüne kadar Almanya, İtalya, Brezilya, Rusya ve Polonya’da düzenlenen pek çok fuara katıldık ve katılmaya da devam ediyoruz. Çünkü fuarlar potansiyel müşterilerle tanışmamıza fırsat verdiği gibi, mevcut müşterilerimizle ticari işbirliğimizin geliştirilmesine de yardımcı oluyor. Sanal ortamda gerçekleşen ticari faaliyetler; fuarlar sayesinde yüz yüze gelip karşılıklı konuştuğumuz ve yeni fırsatları değerlendirdiğimiz verimli organizasyonlara dönüşüyor. Aynı zamanda fuarlar yeni ürünlerimizi, ürünlerde yaptığımız yenilikleri paylaşmak adına da önemli bir misyon üstleniyor.

“Üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ettik”

Has Asansör’ün ihracat odaklı çalışan bir firma olduğunun altını çizen Keşanlı, ağırlıklı olarak hidrolik ve elektrikli, makine daireli ile makine dairesiz olmak üzere 2 metre/saniye hıza kadar ulaşan, 32 kat seyir mesafeli komple asansör ihraç ettiklerini söyledi. Keşanlı, “İhracatta aynı zamanda proje desteği de veriyoruz. Asansörü teslim ederken teknik dosyalarını, montaj ve bakım kitapçıklarını da veriyoruz. Komple paket asansör satışlarımızın dışında dileyen müşterilere sadece kapı, kabin, hidrolik sistem ve kumanda sistemi gibi komponent satışlar da gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz bizden diledikleri ürünleri alma şansına sahip. Böylelikle eski asansörleri kısmen yenilemek isteyenlere işbirliği fırsatı veriyoruz. Satışlarımızı gerçekleştirirken yeni müşterilerimizi önce fabrikamıza davet ederek asansör montajı ve bakımı konusunda eğitim vermeyi tercih ediyoruz. Asansör montajını kolaylaştıran eğitim programımız, asansörü konforlu çalışan bir ürün haline getiriyor. 2013 yılında üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ettik. 2014 yılında bu oranı yüzde 70’ler seviyesinde tamamlamayı hedefliyoruz. Aralarında Rusya, Ukrayna, İtalya, Polonya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Kanada, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu 50’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracat; Türkiye’nin asansör ihracatının yüzde 11’ine denk geliyor” dedi.

İhracat konusunda yaşadığınız sorunlar var mı? Mevcut sorunlar sizce nasıl çözülebilir?

Üretiminin yüzde 70’ine yakınını ihraç eden bir firma olarak zaman zaman bazı sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sorunlar arasında en önemlisi Katma Değer Vergisi iadeleri konusudur. KDV iadelerini talep ettiğimizde karşılığında teminat mektubu isteniyor. Teminat mektuplarını iletmemize rağmen iade sürecinin dört-beş ay gibi bir zamana yayılması ve bu esnada şüpheyle yaklaşılması hem üzülmemize, hem de maddi olarak zorlanmamıza sebep oluyor. Herhangi bir suistimale karşılık teminat mektubu alınmasına rağmen ödemelerin gecikmesini anlamakta zorlanıyoruz. Bunun haricinde Suudi Arabistan’a yapılan ihracatta Türk Standartları Enstitüsünün gözetim yaparken istediği belgeler bizi gerçekten şaşırtıyor. CE etiketi olan bir ürün için Türkiye’de ve Avrupa’da başka hiçbir belge istenmezken burada istenmesi, ihracatımızı zora sokmanın yanında sevkiyatlarımızın gecikmesine de neden oluyor. Daha açık bir ifadeyle şu anda İtalya’ya yaptığımız asansör ihracatı için gerekli belgelerde hiçbir zorluk çekmezken Suudi Arabistan gibi TSE’nin gözetimi ile gerçekleşen operasyonlarda ciddi problemlerle karşı karşıyayız. Pazar araştırma desteklerinden faydalanan ve bu süreci bilen bir firma olarak, iki yıldır bu desteklerden faydalanma imkanımızın kalmadığını da ifade etmek isterim. Görünmez bir duvar olarak karşımıza çıkan “eksik, yetersiz evrak” tanımını aşmayı bir türlü başaramıyoruz. Amaçlanan da bu olmalı ki sonunda biz de artık başvurmaktan vazgeçtik.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Makine sektörünün 2023 hedeflerine ulaşması için daha hızlı yol kat etmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin, sektörde boşalttığı alanları doldurmanın yanı sıra; sektörlerimizdeki trendlerde söz sahibi olan, trend belirleyen, teknoloji geliştiren ve takip edilen bir konuma da gelmeliyiz. Rekabeti sadece fiyatla değil kaliteyle de sürdürebilen üreticiler olmalıyız. Tercih noktasında kalite faktörü ağır bastığı zaman, hedefe ulaşmamız da daha kolay olacaktır.

Sektörün en temel sorunu nedir?

Ülke olarak asansör sektöründe dış ticaret açığı veriyor olmamıza rağmen çözümü yanlış yerde arıyoruz. Zira ithalat oranlarına bakıldığında, komple asansör ithalatı 200 milyon dolarken komponent ithalatının 50 milyon dolar seviyesinde olduğunu görüyoruz. Komple asansör ithalatının tamamı Türkiye içinde kullanılmakla birlikte, komponent ithalatının yarısı ara mamul gibi kullanılıp ihraç ediliyor. Bu olay, tam anlamıyla “cambaza bakın” senaryosu içinde gerçekleşiyor. Böyle olunca bütün çabalar, gözetimler, vergiler komponent ithalatına uygulanırken, komple asansör ithalatı tamamen göz ardı ediliyor.