Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde aldıkları eğitimin niteliği ve sağlanan teknik imkanlardan memnun olduklarını belirten mühendis adayları, üniversitenin sanayi ile...

Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde aldıkları eğitimin niteliği ve sağlanan teknik imkanlardan memnun olduklarını belirten mühendis adayları, üniversitenin sanayi ile koordineli olarak sürdürdüğü çalışmaların bilgi ve birikimlerini artırdığını düşünüyor. Sanayinin beklentileri doğrultusunda planlanan dört yıllık zorlu bir eğitimin ardından farklı alanlara yönelmeyi planlayan öğrenciler başarılı olacaklarına inanıyor.

“ÜLKELERİN GELİŞİMİNDE MÜHENDİSLERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”

“İlkokul yıllarımdan itibaren mühendis olmak istiyordum. Yaşımın ilerlemesiyle becerilerimin de makine mühendisliği alanına uygun olduğunu fark ettim. İlgi ve becerilerimin bu alana yönelik olması, makine mühendisliği bölümünü seçmemdeki en önemli nedendir. Birçok üniversitedeki makine mühendisliği bölümlerinin genel yapısını ve çalışmalarını yakından inceledim. Dokuz Eylül Üniversitesinde yapılan bilimsel çalışmalar oldukça dikkatimi çekti. Makine mühendisliği kapsamındaki tüm anabilim dallarında oldukça başarılı çalışmalar yaptıklarını ve projeler sürdüklerini tespit ettim. Bunun yanı sıra alanında uzman isimlerden eğitim alacak olmak tercihimi etkiledi. Ülkeler yalnızca üretimle ilerleyebilir. Bu açıdan biz mühendis adaylarına büyük görevler düşüyor. Bir ürünü, daha kaliteli ve daha ucuza üretmek ancak teknolojik gelişim ve makineleşme ile mümkündür. Ülkemizde son dönemlerde makine sektöründe yapılan yatırımlardan ve sektörün gelişiminden memnuniyet duyuyorum. Makine sektörümüz gelişimini sürdürüyor. Dünya üzerinde hak ettiği konuma kısa sürede ulaşacağına inanıyorum. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra enerji alanında bilimsel çalışmalar yapmayı sürdüreceğim. Makine sektörümüzün geniş bir istihdam alanına sahip olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle özellikle makine mühendisliği mezunlarının istedikleri alanlarda kolaylıkla istihdam edebileceği kanaatindeyim. Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde birçok projeye imza atılıyor. Gerçekleştirdiğimiz proje çalışmalarından derleyerek oluşturduğumuz bir makale, Kanada’da düzenlenen konferansta sunuldu. Eğitim hayatımda böyle bir çalışmanın parçası olduğum için mutluluk duyuyorum.”

“AKADEMİK KARİYER YAPARAK MÜHENDİSLİK BİLİMİNE ODAKLANACAĞIM”

“Üniversite tercihim sırasında mühendislik eğitimi almaya karar verdim. Çalışma alanı diğer mühendislik dallarına göre daha geniş olduğu için de makine mühendisliğini tercih ettim. Bölümüme karar verdikten sonra, üniversite araştırmalarım sırasında; İzmir’deki köklü eğitim kurumlarından biri olması, eğitim kalitesi, akademik personel sayısı ve yetkinliği Dokuz Eylül Üniversitesinin seçmemdeki temel sebepler olarak öne çıktı. Mühendislik eğitiminin temel amacı sanayiye donanımlı mühendis yetiştirebilmek, mühendislik bakış açısını kazandırabilmektir. Bölümümde teorik derslerin dışında özellikle proje odaklı dersler ve birinci sınıf bitiminde yaz döneminde yapılan atölye eğitimi ile sanayiyle koordinasyonda ilk adımlar atılıyor. Ayrıca bölümdeki donanımlı laboratuvarlar sayesinde pratiğimizi artırma imkanı buluyoruz. Birçok üniversiteye göre bölümümüz mezunlarının bu nedenlerle daha şanslı olduğunu düşünüyorum. Üniversiteye girdiğim ilk yıldan itibaren akademik kariyer yapmayı planlıyordum. Bölümümdeki hocalarım sayesinde de bu düşüncemi uygulamaya geçirebileceğim. Lisans eğitimimin ardından yüksek lisans ve sonrasında doktoramı tamamlayıp üniversitemdeki hocalarım gibi ben de, öğrencilere kaliteli eğitim sunmak için çalışacağım. Eğitimin süresince proje çalışmalarında aktif görev aldım. Öğrenci topluluğumuz olan Solaris Güneş Enerjili Araç Grubunun çalışmalarına bir yıl katıldım. Bu görev özellikle kompozit alanında deneyim kazanmamı sağladı. Ayrıca laboratuvarlarımızda araştırma görevlilerinin gözetiminde yapılan deneylere katılmaya ve mesleki bakış açımı geliştirmeye çalışıyorum.”

“TASARLADIĞIM BİR ARACIN ÜRETİLDİĞİNİ GÖRMEK EN BÜYÜK HAYALİM”

“Motorlu taşıtlarla çok ilgiliydim ve bu ilgi doğrultusunda inandığım gerçekler ışığında yürüyerek makine mühendisi olma hayalimi gerçekleştirdim. Eğitim ve öğretim bütünsel kavramlardır, birinin olmadığı yerde diğeri de barınamaz. Bu ikisinin bir arada bulunduğu makine mühendisliği eğitiminden geçmiş bir birey; üretken, çalışkan, etik, ahlaklı olur. Aynı zamanda ailesine, çevresine, ülkesine, dünyaya ve insanlığa birçok katkıda bulunabilir. Bölümümün bunları tüm yönleriyle karşıladığına hem teknik anlamda, hem de bireysel açıdan özel bir eğitim aldığıma inanıyorum. Makine sektörümüz son yıllarda ivme kazandı. Özellikle ihracatımızda ciddi bir artış oldu. Bu ivmenin teknolojik gelişimimizle doğru orantılı olarak süreceğini düşünüyorum. Ülkemizde birçok yeni proje başarıyla sürdürülüyor. Yerli makine üreticilerimiz hızla markalaşıyor. İş kaygısı taşımıyorum. İstediğim yolda istediğim şekilde ilerlediğimi düşündüğüm için gelecek planlarımın geç olsa da bir şekilde gerçekleştireceğime inanıyorum. Mezuniyet sonrası yüksek lisans yapacağım. Bu sayede teknik bilgimi bir adım ileriye taşıyacağımı düşünüyorum. Akademik kariyer de planlıyorum fakat bu esnada endüstriden de uzak kalmayacağım. Otomotiv sektöründe başarılı bir mühendis olmak için elimden geleni yapacağım. Bir gün tasarımının tamamını üstlendiğim bir aracın üretildiğini görmek en büyük hayalim. ‘İnanmak başarmanın yarısıdır!’ sözünden hareketle bu hayali kuruyorum. Eğitimim süresince ısıtma havalandırma tesisat hesabı ve redüktör tasarımı gibi üretime yönelik birçok projede görev aldım. Ancak bu projeler içinde diğerlerinden beni bir adım daha öteye çıkaran, gerçek hayata ve uygulamaya en yakını olan bitirme projem oldu. Projemde, çok amaçlı bir taşıtı bilgisayar ortamında modelledik ve bazı yapı elemanlarının kinematik ve mekanik optimizasyonunu gerçekleştirdik.”

“MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ TEORİK BİLGİLERLE SINIRLI KALMAMALI”

“Mühendisliğin insanlığın hayatını kolaylaştırmak olduğunu düşündüğüm ve bunun içinde yer alabilmek istediğim için mühendislik bölümünü seçtim. Sanayide üretkenliği en fazla olan mühendislik branşı ise şüphesiz makinedir. Makine mühendisliği eğitiminden beklentim teorik bilgilerle sınırlı olmamasıydı. Bilgiler bizlere sadece rehber olmalı, bunların üzerine bizleri düşünmeye yöneltecek, yeni fikirler üretmemizi sağlayacak yönelimlerle bu eğitim tamamlanmalıydı. Bölümümüzde, derslerin haricinde yaptığımız projelerin bizi ezbercilikten kurtardığını ve sorun çözme anlamında da tecrübe sağladığını düşünüyorum. Türkiye’de makine sektörüyle ilgili gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum. Doğru yatırımlar ve sektöre sağlanacak desteklerle daha hızlı gelişme kaydedeceğimize inanıyorum. Mezuniyet sonrasında yurt dışına giderek bilgi ve tecrübemi artırmak istiyorum. Edineceğim bilgilerle sektörümüzün gelişimine destek olmayı istiyorum. Eğitim aldığım ve yaşadığım ülkeyi kalkındırmayı bir minnet borcu olarak görüyorum. Okul içindeki proje çalışmalarına fazla katılamadım. Fakat okul dışında gerek staj dönemlerimde gerekse boş zamanlarımda sanayi kuruluşlarında gözlemlerde bulundum. Son sınıftan itibaren bitirme tezim kapsamında araştırma projelerine daha fazla odaklanacağım. İnsanların faydalanabileceği bir şeyler üretmek için çalışmak istiyorum.”