FiberLast, Dr. Fatih Ömer İlday, Dr. Ali Nihat Dilek ve Nuh Sedat Kurtaran tarafından fiber lazer teknolojisini Türkiye’ye kazandırmak amacıyla yüksek teknoloji bir sanayi firması olarak 2007...

FiberLast, Dr. Fatih Ömer İlday, Dr. Ali Nihat Dilek ve Nuh Sedat Kurtaran tarafından fiber lazer teknolojisini Türkiye’ye kazandırmak amacıyla yüksek teknoloji bir sanayi firması olarak 2007 yılında Ankara’da kuruldu. Kendi özgün fiber lazer ürünlerini geliştirmek dışında başka bir hedef ve uğraşları bulunmadığını söyleyen FiberLAST Genel Müdürü Koray Eken, “Başarıyla tamamladığımız KOSGEB, TÜBİTAK ve SANTEZ destekli projelerle herhangi bir geri mühendislik olmaksızın tamamen özgün, ulusal ve uluslararası pazarda rekabet edebilir fiber lazer sistemleri geliştirerek ürüne dönüştürüyoruz” dedi.

FiberLAST şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

13 kişiden oluşan ekip arkadaşlarımız, ağırlıklı olarak fizik bölümü olmak üzere üniversite mezunudur ve hepsi yüksek lisans ve doktora çalışmalarına devam ediyor. Akademik çalışmalar, böylesi yeni ve teknolojik bir konu söz konusu olunca, kaçınılmaz olarak yapılması ve devam ettirilmesi gereken bir husustur. O yüzden FiberLAST bildiğimiz anlamda bir sanayi firmasına benzemez. Yapılanması yarı akademik bir yapılanmadır, bir üniversite laboratuvarı izlenimi yaratır. Stratejik kararlar yönetim kurulumuz tarafından alınır. Şirketin kuruluşunda düzenlediğimiz bir organizasyon şeması var. Bu şemanın şu anda teknik ve mühendislik tarafındaki kutularını doldurduk ve doldurmaya devam ediyoruz. Diğer kısımlar da yavaş yavaş şekillenmeye devam ediyor.

“ÜRETİMİ ODTÜ TEKNOPARK’TA GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”

Firma olarak üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

FiberLAST olarak üretim ve Ar-Ge faaliyetlerini Türkiye’nin ilk, en büyük ve en yenilikçi teknoloji geliştirme bölgesi olan ODTÜ Teknopark’ta gerçekleştiriyoruz. ODTÜ Teknopark, barındırdığı 300’den fazla yüksek teknoloji Ar-Ge firmasının yanı sıra Türkiye’nin en büyük üniversiteleri arasında olan ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe Üniversitelerinin oluşturduğu üçgen arasında olması nedeniyle de stratejik bir öneme sahip. FiberLAST, bu konumu sayesinde gerek Ar-Ge’ye, gerek akademiye, gerekse kaynaklara çok rahat ve hızlı ulaşabiliyor, üniversite-sanayi işbirliğini rahatlıkla hayata geçirebiliyor ve akademik çalışmaları sanayiye aktarabiliyor. Ancak, yakın zamanda, üretim ve satışa yönelik taleplerin-ihtiyaçların artması sebebiyle mevcut alanın Ar-Ge merkezi olarak kullanılmaya devam etmesini, üretim için de yeterli büyüklükte bir tesise taşınmayı öngörüyoruz.

Satışını gerçekleştirdiğiniz ürün çeşitleri ve özellikleri nelerdir?

Nanosaniye atımlı fiber lazerler (50W’a kadar markalama, kazıma ve kesme amaçlı), pikosaniye atımlı fiber lazerler (10 μJ’e kadar cam işleme amaçlı), femtosaniye atımlı fiber lazerler (hassas işleme amaçlı), sürekli-dalga (CW) fiber lazerler (200W hassas kesim amaçlı) ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda özel tasarım fiber lazerler (endüstriyel, savunma, medikal, akademik amaçlı) bugün itibarıyla satışını gerçekleştirdiğimiz ürünler arasındadır.

“AMACIMIZ İTHALATIN ÖNÜNE GEÇMEK”

Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Varsa bu ürünün kullanım alanı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Özellikle pikosaniye ve femtosaniye olarak imal ettiğimiz her ürün yenidir. Çünkü bunlar standart olarak üretilen ürünler olmayıp tamamı müşterinin isteğine ve uygulamasına göre şekillendirilir. Bunun dışında, standart üretim yaptığımız nanosaniye atımlı ve CW fiber lazerler konusunda yeni ürün çalışmalarımız devam ediyor. Yakın zamanda 100W nanosaniye atımlı fiber lazer ürünümüzün lansmanını yapmaya hazırlanıyoruz. Bu ürün, özellikle kuyumculuk sektöründe ve kesme ihtiyacı olan müşterilerin belirli bir seviyeye kadar hassas kesme işlemlerini gerçekleştirecek ve piyasadaki önemli bir boşluğu dolduracak. Geliştirme çalışmalarına yeni başladığımız bir ürün de 1KW CW fiber lazer. Bu ürün hem bizim hem de Türkiye için bir ilk olacak. KW seviyesinde Türkiye ciddi bir ithalat yapıyor. Biz bu durumun önüne geçmeyi hedefliyoruz.

Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı?

Firmamız bugüne kadar TÜBİTAK, KOSGEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekli çok sayıda proje gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye de devam ediyor. Gelinen noktada fiber lazerlerle ilgili iki TÜBİTAK/TEYDEB 1507, bir TÜBİTAK/TEYDEB 1501, bir adet KOSGEB Ar-Ge İnovasyon, bir adet TÜBİTAK/ARDEB 1001 ve bir adet KOSGEB Endüstriyel Uygulama Projesi’ni başarıyla tamamladık. Mevcutta da bir TÜBİTAK/TEYDEB 1501, bir KOSGEB Ar- Ge İnovasyon, üç TÜBİTAK 1003/ARDEB projemiz devam ediyor. Bir TÜBİTAK/TEYDEB 1509 Türk Alman İşbirliği 2+2 Projesi’nden de kabul alarak sözleşme aşamasına geldik. Ayrıca bir TÜBİTAK/TEYDEB 1511 projemiz de hakem değerlendirme aşamasındadır. Bir Ar-Ge sanayi firmasının başvurabileceği neredeyse tüm ulusal ve uluslararası Ar-Ge destek programlarından faydalanıyoruz. Akademik projelerin dışında, tamamlanan sanayi projelerinin tümü ürüne dönüştürülüyor ve firmamızın kendi imkanlarıyla daha da geliştiriliyor.

“ÖZGÜN VE İNOVATİF FİKİRLERİN PEŞİNDEYİZ”

İhracatta sürdürülebilirlik ve değer performansını artırmak için inovasyon önemli bir halka olarak değerlendiriliyor. Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz?

FiberLAST yalnızca fiber lazer alanında ürün imal etmeyi değil aynı zamanda lazer alanında teknolojiye yön vermeyi de kendisine görev edinmiştir. Fiber lazer konusunun dünyada da yeni bir teknoloji olması, bu konudaki araştırmaların devam etmesi, dünyada fiber lazer üzerine ürün geliştiren sayılı firma olması sebebiyle bu konudaki bilgi birikimi (know-how) çok az. Dolayısıyla bu konuda ürün ortaya çıkartılması akademik işbirliklerini gerektiriyor. Projelerin başarıya ulaşması açısından bu durumu dikkate alarak Ar-Ge ekibimizin ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi ile olan işbirliği sayesinde çeşitli konferanslarda ve dergilerde birçok makalesi yayınlandı. Bu makaleler üniversite işbirliğinin, oluşturulan bilgi birikiminin ve firma çalışanlarının inovatif fikirlere ne ölçüde dahil olduğunun en önemli örneklerindendir. Tüm ürünlerimiz herhangi bir geri mühendislik yapılmaksızın, tamamen özgün ve inovatif şekilde geliştirilip üretiliyor. Firma olarak 2015 yılında Ar-Ge ve inovasyona 1,4 milyon TL yatırım yaptık ve bu rakamı her sene artırmaya devam edeceğiz.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda gerçekleştirdiğiniz çalışmalar var mı?

Yeni ürünler tasarlamak ve var olan ürünlerdeki süreçleri geliştirmek, FiberLAST Ar-Ge anlayışının en önemli unsurlardandır. Bu nedenle, tüm çalışanlar için yaratıcı ve yenilikçi davranışları destekleyen, özendiren, açık ve samimi bir çalışma ortamının yaratılması, yaratıcı davranışların ödüllendirilmesi ve çalışanların hata yapma korkularının giderilerek yeni fikirleri denemelerine imkan verilmesi FiberLAST için son derece önemlidir. Çoğu personelimiz zamanlarının bir kısmını Bilkent Üniversitesi UFOLAB’ta (Ultrafast Fiber Optik Laboratuvarı’nda), bir kısmını ise ODTÜ Fizik Bölümü’ndeki fiber lazer laboratuvarında geçiriyor. Benzer şekilde, Bilkent ve ODTÜ yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin de FiberLAST laboratuvarından faydalanmasını sağlıyoruz. Bu şekilde yapılan işbirlikleri ve ortak projelerle gerek üniversitesanayi işbirliğinin sağlanmasına, gerekse personelin akademik ortamda bulunarak araştırma- geliştirme kültüründen kopmamasına yardımcı oluyoruz.

Firma olarak yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz?

Fuarları günümüzün modern pazarları olarak görebiliriz. Bugün artık sadece kaliteli ürün imal edip pazara sürmek başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli değil. Firmaların, pazardaki mevcut durumlarını korumaları ya da geliştirmesi açısından diğer pazarlama ve pazarlama iletişimi çalışmalarının yanında fuarlardan da yararlanması gerekiyor. Dolayısıyla biz de çok sayıda ve farklı nitelikte alıcıyla temas kurmak adına yurt içi ve yurt dışında sektörün önemli fuarlarına katılıyoruz.

FiberLAST’ın ihracat potansiyelinden bahseder misiniz?

İhracat için yoğun şekilde uğraşıyoruz. Ancak Türkiye teknoloji geliştiren bir ülke olarak görülmediği ve özellikle fiber lazer konusunun dünyada sadece sayılı ülkelerin tekelinde olması dolayısıyla bu konuda çok yavaş yol alınabiliyor. Son üç-dört senedir yaptığımız çalışmalarla firmanın bilinirliğini sağlayıp güven oluşturmayı başardık. Şu anda da yavaş yavaş satış yapıyoruz. Almanya, İtalya, Azerbaycan, Kazakistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Suriye gibi ülkelere sınırlı sayıda da olsa markalama cihazlarımızdan gönderdik. Ultrafast tabir edilen pikosaniye ve femtosaniye lazer ürünü olan firma sayısı çok az. Bu firmalar da genellikle birkaç tane ürün satmak için özel tasarım yapmıyor. Biz bu konudaki bilgi birikimimiz ve dinamik yapımızla özel tasarımlı ürünler geliştiriyoruz. Almanya ve Kanada’ya söz konusu özel tasarımlı ürünlerimizden gönderdik.

İş dünyasında uzun ömürlü ve başarılı şirket olabilmenin yolu bir yerde vizyon sahibi olmaktan geçiyor. Bu anlamda FiberLAST olarak kendinize nasıl bir vizyon belirlediniz?

FiberLAST olarak bizim ana odağımız fiber lazer teknolojisi. Biz bu teknoloji üzerine araştırma yapan yüksek teknoloji bir Ar-Ge firmasıyız. Dolayısıyla hedefimiz ve vizyonumuz fiber lazer konusunda yeni ve özgün teknolojiler geliştirerek bu konuda dünya çapında bir firma olmak, teknolojiye yön veren buluşlar yapmak. Türkiye’de önemli derecede yetişmiş eleman sıkıntısı var. Bu sebeple ekibimize katılan arkadaşlarımız yoğun bir eğitim sürecinden geçiyor. Akademiden kopmayarak, üniversiteler ile Fraunhofer ve Lazer Centrum of Hannover gibi bu konuda uzman enstitülerle yakın işbirliği yaparak arkadaşlarımızın konuyla ilgili uzmanlaşmasını sağlıyoruz. FiberLAST’ın teknolojik vizyonuna liderlik eden Dr. Ömer İlday, aynı zamanda firmanın ortağı ve yönetim kurulu üyesidir. Önemli buluşları ve birçok patenti olan Ömer Bey, uluslararası dergilerde editörlük, hakemlik yapıyor ve teknolojinin nereye gittiğini çok iyi biliyor.

FiberLAST’ı sektördeki benzerlerinden ayıran özellikleri neler?

Fiber lazer konusunda faaliyet gösteren Türkiye’deki ilk sanayi firmasıyız ve şu anda her ne kadar faaliyete başlayan başka firmalar olsa da, halen ürünü olan tek firmayız. Kendi lazerini tasarlama, geliştirme, üretme ve özel tasarım ürünler yapabilme kabiliyetine sahip olmamız, bizi diğerlerinden ayıran ve farklı kılan en önemli özellik diye düşünüyorum. Yaklaşımımızın ticari olmaktan ziyade akademik olması, ticari kâr hırsından çok bu konuda altyapı ve bilgi birikimi oluşturma çabamız, teknoloji üretmeye yönelik bakış açımız da bizi farklı kılan özellikler arasında yer alıyor. Hazır raf ürünleri bazında değerlendirirsek sektörde birçok entegratör firma mevcut. Bizi onlardan ayıran önemli özelliklerimiz mevcut. Öncelikle, ithal lazer değil kendimizin özgün olarak geliştirdiği lazeri kullanıyoruz. Bu durum, müşterilerimize iyi teknik destek verebilmemizi ve karşılaştıkları sorunlara çözüm sunabilmemizi sağlıyor. Aynı zamanda mevcut kapasitelerini artırmak istemeleri durumunda yeni bir cihaz almadan ellerindeki cihazı upgrade edebiliyoruz. Bunlar müşterilerimiz açısından da önemli avantajlar.

İhracat konusunda yaşadığınız problemler var mı? Mevcut problemlerin çözüm yolu sizce nedir?

İhracat konusundaki en önemli problem, böylesi teknolojik bir ürünün bir Türk firması tarafından yapılabilir olmasına olan inancın sağlanamaması ile ilgili oluyor. Bu sebeple de güven oluşturma işin en önemli kısmı. Bu durum biraz zamana biraz da bıkıp usanmadan ilişkileri takip etmeye bağlı görünüyor. Yurt dışındaki genel algı, “Böylesi bir ürün ancak Avrupa veya Amerika menşeli olur!” şeklinde. Çin’den gelen ürünler kalitesiz ve sıkıntılı ancak ucuz bir çözüm olduğu için değerlendirilebilir. Fakat konu Türkiye olunca durum ortada kalıyor. Çünkü genel olarak bizi Çin ile mukayese edip fiyatın da Çin ürünleriyle benzer olmasını bekliyorlar. Yurt dışı fuarlara aralıksız katılarak sektörde var olduğumuzu göstermeye ve güven oluşturmaya gayret ediyoruz. Fraunhofer, Lazer Centrum of Hannover gibi enstitülerle işbirliği yaparak kalitemizi ve kabiliyetlerimizi ispat etmeye uğraşıyoruz. Çeşitli optik dergilerinde akademik çalışmalarımızı yayınlayarak bu işi bildiğimizi gösteriyoruz. Bir yandan da tedarikçilerimizle uzun süreli anlaşmalar yaparak fiyatlarımızı düşürmeye, rekabet şansımızı artırmaya uğraşıyoruz. Bunların semeresini de yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Ürünlerimizin kalitesi ve kabiliyetlerimiz konusunda yeterince bir algı oluşturduk. Birçok yabancı dergide fiber lazer üreticileri listelerinde yer alıyoruz. Bir yandan da Industrial Laser Solutions gibi sektörün takip edilen dergilerinden makale yazma teklifleri alıyoruz. Bunlar bizim her geçen gün sektörde bilinirliğimizin ve dolayısıyla ihracat şansımızın artmasına vesile oluyor.

Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?

Makine sektörünün son 10 yıldır Türkiye ekonomisine ve ihracatına katkıları yadsınamaz boyutta. Sektörün büyük çoğunluğunu rekabete ve yeniliklere son derece açık olan KOBİ’ler oluşturuyor. Makine, 2023 Hedefleri doğrultusunda devletin de desteklediği sektörlerden birisi olduğu için gelişime son derece açık. Sektörün örgütlenme düzeyinin yüksekliği, nitelikli ve genç iş gücü, organize sanayi bölgeleri ve kaliteli üretim düzeyi Türk makinelerinin uluslararası pazarda rekabet edebilir olmasını sağlıyor.

Firmanız açısından 2015 yılı nasıl geçti ve 2016 yılına dair beklentileriniz nedir?

Biz her sene, bir önceki senenin yaklaşık iki-iki buçuk katı büyüyoruz. Son üç yıldır personel, satış ve proje anlamında istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz. 2015’te piyasa sıkıntılı olmasına rağmen bizi etkilemedi. Bunda en önemli etken, yurt dışı satışları yoğun sipariş ile özel tasarım lazer teslimatlarımızdı. Bugüne kadar bütçesi toplam 3,5 milyon olan yedi proje bitirdik. Mevcutta, toplam bütçesi 5,5 milyon olan beş adet Ar-Ge projemiz devam ediyor. Yeni başvurduğumuz ve çıkmasını umut ettiğimiz de toplam sekiz milyon TL bütçeli üç Ar-Ge projemiz var. 2016’da da yine bir önceki yılın iki katı büyüyeceğimizi öngörüyoruz. Bu sene farklı alanlarda farklı projelere başlangıç yapacağız. Yurt dışından aldığımız özel tasarım lazer geliştirme siparişleriyle birlikte yurt içinde savunma sanayiine adım atıyor olmamız bizim için oldukça önemli.