Yusuf Atik tarafından 1977 yılında Ankara’da montaj ve bakım firması olarak kurulan, 1985 yılında ise tamamen imalata yönelen Merih Asansör, kontak...

Yusuf Atik tarafından 1977 yılında Ankara’da montaj ve bakım firması olarak kurulan, 1985 yılında ise tamamen imalata yönelen Merih Asansör, kontaktör, röle ve kumanda panosu imal ederek sektördeki çalışmalarına hız verdi. 2013 yılından itibaren asansör kabini de imal eden Merih Asansör, yılda 120 bin otomatik kapı ve 2 bin 400 adet asansör kabini üretim kapasitesine sahip bir firma olarak ürünlerini dünyanın 65 ülkesine ihraç ediyor. Geçtiğimiz haftalarda TURQUM üyesi olan firma, 2017 yılında temelini atacağı 100 bin metrekarelik fabrika ile Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyükleri arasında yer almayı hedefliyor.

Sektörde fark yaratmak ve öncü olabilmek için hiç kuşkusuz, gerekli yenilikleri takip etmek ve üretim süreçlerinde uygulamak gerektiğini ifade eden Merih Asansör Genel Müdür Yardımcısı Berna Ökmen, bu anlamda Avrupa standartlarına ve asansör yönetmeliğine uygun üretim yaptıklarına dikkat çekiyor. Ökmen, “Yönetmeliğin belirlediği tüm şartları öngörülen süreden önce sağlayıp uygulamaya koyuyoruz. Böylece müşterilerimizin yaşanacak değişiklikten zarar görmesini de engellemiş oluyoruz. Firmamızın ÜRGE ve inovasyon için çok ciddi bir bilgi birikimi ve fiziki imkanları bulunuyor. Birçok ürünü yerli ve yabancı tedarikçilerden almak yerine kendi bünyemizde imal ediyoruz” diyor.

Berna Ökmen ile Merih Asansör’ün sektördeki yeri, gelecek hedefleri ve TURQUM belgesini almalarına kadar uzanan başarı hikayelerini konuştuk.

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Üretim çalışmalarımızı 29 bin metrekare kapalı alana sahip Ankara Başkent OSB’deki fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Son teknolojili CNC makineler ve robot teknolojisini barındıran makine parkımızda, farklı ebat ve özelliklerde toplam 270 makine bulunuyor. Makine parkımızı sürekli olarak yeniliyoruz. Endüstri 4.0 ile beraber dünyadaki farklı endüstri kollarını yenilenme içerisine girdi. Biz de, üretim anlayışının ilerleyen teknolojik gelişmelerle birlikte yeniden şekillenmesini sağlayan bu yeni döneme doğru emin adımlarla yol alıyoruz. Hedeflerimiz arasında yeni nesil üretimle beraber rekabette öne çıkmak yer alıyor.

Ürün yelpazeniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Otomatik asansör kapısı ve kabini üretiyoruz. Her seçeneğe uygun geniş ürün çeşitliliğine sahibiz. Aynı zamanda da müşterilerin taleplerine göre özel üretim yapıyoruz. Ürünlerimiz rezidanslarda, hastane, depo, otel, villa ve AVM gibi çeşitli alnlarda kullanılıyor. Örneğin hastane için asansör kabini üretecekseniz sedyenin sığabileceği ebatlarda, hastaneye uygun üretim yapmak gerekiyor. Merih Asansör olarak farklı ihtiyaçlar için farklı çözümler sunuyoruz.

TURQUM’a ne zaman başvurdunuz?

TURQUM belgesi almak için yaklaşık bir yıl önce başvuruda bulunduk. TURQUM ile ilgili bugüne kadar fazla bir bilgimiz yoktu. MAİB yetkilileri bizlere TURQUM’un içeriğinden bahsedip başvuruda bulunmamızı önerince, biz de gerekli belgeleri kısa zamanda tamamlayarak süreci başlattık.

TURQUM’a başvuru amacınızı kısaca anlatır mısınız?

TURQUM, uluslararası pazarda “Kaliteli Türk Makinesi” imajını güçlendirmek için oluşturulmuş bir marka. Biz de bu markayı alarak Merih Asansör’ün tüm üretim sisteminin yüksek yeterlilik ve kalitede olduğunu ispatlamak istedik. Türkiye genelinde sadece 33 firma bu markayı alabilmiş durumda. Söz konusu bu firmalardan biri olmayı oldukça önemsiyoruz. Aldığımız bilgilere göre de asansör sektöründe bu belgeye sahip olan ilk firmayız.

TURQUM size ne gibi avantajlar sağlıyor?

Bu belgeyi alabilmek için belli standartlara ve kaliteye sahip olmak gerekiyor. TURQUM belgesi hiç kuşkusuz bize öncelikle uluslararası pazarda rekabet avantajı, güçlü tanıtım ve güvenirlik sağlayacaktır. Reklamlarımızda yer alacak bu ibare sayesinde, potansiyel müşterilerimiz de yüksek kalite ve nitelikte olduğumuzu fabrikamızı görmeden dahi anlayacaklardır diye düşünüyorum. Aynı zamanda TURQUM’un reklam bütçemize de katkısı olacaktır. İhracatta sürdürülebilirlik ve değer performansını artırmak için inovasyon önemli bir halka olarak değerlendiriliyor.

Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz?

Sektörde fark yaratmak ve öncü olabilmek için hiç kuşkusuz, gerekli yenilikleri takip etmek ve üretim süreçlerinde uygulamak gerekiyor. Avrupa standartlarına ve asansör yönetmeliğine uygun üretim yapıyoruz. Yönetmeliğin belirlediği tüm şartları öngörülen süreden önce sağlayıp uygulamaya koyuyoruz. Böylece müşterilerimizin yaşanacak

değişiklikten zarar görmesini de engellemiş oluyoruz. Firmamızın UR-GE ve inovasyon için çok ciddi bir bilgi birikimi ve fiziki imkanları bulunuyor. Birçok ürünü yerli ve yabancı tedarikçilerden almak yerine kendi bünyemizde imal ediyoruz. Mühendis kadromuz bu konu üzerine ciddi çalışmalar yapıyor. En büyük yatırımlarımız ve eğitimlerimiz teknoloji konusunda yoğunlaşıyor.

Firmaların gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında tanıtım yüzü olan fuarların firmanız için önemi nedir?

Yurt içi ve yurt dışındaki fuarlara düzenli olarak katılıyor ve çeşitli ülkelerden gelen konuklarımızı standımızda ağırlıyoruz. Kendilerine firmamızı ve yeni ürünlerimizi tanıtıyoruz. Fuarlar yeni tasarladığımız ürünlerinizi sergilemek ve tanıtmak için büyük bir fırsat sağlıyor. Özellikle Rusya ve Almanya fuarları istediğimiz yoğunlukta geçiyor ve hedef ülkelerimizdeki potansiyel müşterilerimizle tanışma fırsatı buluyoruz. Her katıldığımız fuarda ihracat yapabileceğimiz müşteri sayısını artırma şansı yakalıyoruz. Aynı zamanda mevcut müşterilerimizin de istek ve taleplerini dinleme imkanı buluyoruz, bu bizim için çok kıymetli. Böylelikle ürünlerimizi ve kendimizi geliştiriyoruz. Bu durum da sürekli müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor.

İhracata adım atmanız ne zaman ve nasıl oldu? İhracata konu olan ilk ürününüz neydi ve bu ihracat nereye, nasıl gerçekleşti?

Firmamızın ihracatla tanışması 2000’li yıllara dayanıyor. O dönemde ürettiğimiz kontaktör için İran’a ihracat yapmaya başladık. O yıllarda ihracat birimimiz yoktu. İran’da Türkçe bilen kişiler aracılığıyla bir şekilde ihracat gerçekleştirdik. Düşe kalka doğru yolu bulduk diyebilirim. Bu noktada fuarlar bizim için çok faydalı oldu. Bilinirliğimizi fuarlar sayesinde artırdık. Özellikle Orta Doğu ve Balkan ülkeleri İstanbul’daki fuarlara büyük ilgi gösteriyor. İnternetin ve maille iletişiminin çok yaygın olmadığı dönemlerde firmalarla fuarlarda tanışmak gayet önemliydi. İran’la başlayan ihracat sürecimiz yeni firmaların dikkatini çekmemizle bugün hızla devam ediyor. Firmamızda göreve başlamamla da birlikte ihracat birimimiz faaliyete geçti. Yurt dışındaki firmalarla kurduğumuz ilişkiler dış ticarette tecrübe ve hız kazanmamızı sağlıyor. Katıldığımız fuarlar, gelişen teknolojimiz ve ürettiğimiz kaliteli ürünler sayesinde de ihracat yaptığımız ülke sayısı sürekli artmaya devam ediyor.

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz?

İmal ettiğimiz tüm kalemlerde 15 yıldır ihracat yapıyoruz. Hatta sadece ihracat için imal ettiğimiz ürünlerimiz de mevcut. 55 ülkeye direkt ihracat gerçekleştiriyoruz. Fakat doğrudan pazarımız olmayan ülkelerde de Merih Asansör ürünleri satılıyor. Dolayısıyla bu rakamın 65’e ulaştığını söyleyebilirim. Başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere Avrupa, Asya, Afrika ve Avustralya’ya da ihracat gerçekleştiriyoruz. Yıllık üretimimizin yüzde 35’ini yurt dışına gönderiyoruz.

Peki bu pazarlara ürünlerinizi ihraç ederken ne gibi problemlerle karşılaşıyorsunuz? Sizce mevcut problemlerin çözümü için neler yapılması gerekiyor?

Mevcut pazarlarımızda yaşanan savaş hali ve istikrasızlık en önemli problemimiz. Türkiye coğrafi olarak kilit bir noktada yer alıyor. Mısır’da yaşanan iç karışıklık, Irak ve Libya’daki olaylar, Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik durum ve Rusya ile meydana gelen kriz gibi son dönemlerdeki olaylar ihracatımızı ciddi şekilde etkiledi. Uzun süre üzerinde çalışma yaptığınız bir ülkede sorunla karşılaştığımızda bu durum ihracatımızı doğrudan etkiliyor ve tekrar eski seviyelere ulaşmak da uzun zaman alıyor. Tabii bu kadar sorunun yanında Çin faktörünü de unutmamak gerekir. Çin’in ucuz işçilikle ürettiği düşük kaliteli ürünler de ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Çünkü birçok insan fiyat odaklı düşündüğü için düşük fiyatlı bu ürünlere yöneliyor. Kendi ülkemizde de global firmaların Çin’de üretim yaptırıp bu ürünleri Türkiye pazarına gümrük vergisinden muaf bir şekilde sokması da büyük bir dış ticaret açığına sebep oluyor. Yurt dışında, devlet politikalarının çok etkili olduğu bir ihracat sistemi var. Bizdeyse olay biraz tersten işliyor. Şöyle ki ülkemizde sanayici ihracata yönlendirilirken o imalatçının ürettiği yerli ürünler devlet kurumlarında yer bulamıyor. Böylelikle daha kendi devlet kurumlarına ürün satamayan ama ihracatta desteklenen bir konuma düşüyoruz. Bu çelişkili bir durum. Bence kendi pazarımızda da hak ettiğimiz güce kavuşmalıyız ki ihracatta da güçlü ve emin adımlarla ilerleyebilelim.

Merih Asansör için “Kalite” nasıl bir yerde duruyor? Bu kavrama nasıl bir pencereden bakıp, değerlendiriyorsunuz?

Kendini müşterisinin gözünden görebilen, üretim süreçlerinde uluslararası standartlara göre üretim yapabilen, tüm süreçlerini 360 derece izleyebilen bir firmayız. Tedarik zinciri yönetiminden başlayan üretim süreçlerimizin tüm aşamasında, kaliteden ödün vermeden üretim yönetimi yapan dinamik bir kadromuz var. Çağdaş üretim teknikleriyle üretim yapıp, makine teknolojilerini geniş perspektifte kullanıyoruz. Sektörünü ve çağını takip eden bu bakışımız, bizlere küresel pazarda öncü olma yolunu açıyor.

Firmanızı sektördeki benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?

İmal ettiğimiz ürünlerde 360 derece uçtan uca izleme yöntemini kullanıyoruz. Fabrikamızdaki teknolojik güce sahip makinelerimiz sayesinde seri üretim yapıyoruz. Ayrıca yurt içi ve yurt dışından gelen özel siparişleri de karşılayabiliyoruz. Ürünlerimiz imalattan sonra Türkiye ve dünyanın dört bir yanına sağlam bir şekilde rahatlıkla ulaştırılıyor. Satış sonrası servislerimizle müşterimiz dünyanın neresinde olursa olsun soru ve şikayetlerini en hızlı şekilde çözebilecek yapıya sahibiz. Aynı zamanda sahip olduğumuz yerli malı belgesi ile üretim yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Standartların gerektirdiği tüm belgeleri rahatlıkla bünyemize katabiliyoruz. Ayrıca kalite belgelerimize TÜV’den aldığımız ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemleri Belgesi’ni de ekledik. Burada ayırıcı nokta, bu belgeyi TÜV’den alan ilk firma olmamız. Bunlarla beraber belgelerimize son olarak eklenen TURQUM’dan da söz edebiliriz. Sektöre her zaman yenilik katmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Firmanız açısından 2015 ve 2016 yılı nasıl geçti?

2015, seviye atladığımız bir yıl oldu diyebiliriz. Çünkü üretim sistemlerimizi ERP’ye taşıdık. Bu sisteme uyum sağlamak, bazı eski alışkanlıklarımızdan kurtulup yeni sisteme geçmek çok kolay olmadı. Fakat süreci çok hızlı bir şekilde tamamladık ve ciddi bir yol kat ettik. Bu noktada yöneticilerimizin kararlı tutumunun ve çalışanlarımızın özverisinin önemli bir rolü var. 2015 yılında daha çok üretmekten ziyade, daha kontrol edilebilir üretim için çalışmalar yaptık. 2016 yılının üretim adetleri açısından çok iyi geçtiğini söyleyemesek de teknolojik yapılanma ve izlenebilirlik açısından elimizden gelenin en iyisini gerçekleştirdik. Yerel ve küresel anlamda yaşanan tüm olaylar hayatımızı etkiliyor. Fakat yapılması gereken şikayet etmek değil, işimiz neyse onun daha iyisini yapmaya çalışmak olmalı. Sektörün en büyük problem nedir? Sektördeki en büyük sorun yerli malı ürünlere karşı mevcut ön yargıdır. Oysa Türk firmaları artık ileri üretim teknikleriyle ve yurt dışına ciddi oranda ihracat yapıyor. Birçok ülkede ilk tercih edilenler listesinde yer alıyoruz. Avrupa ve Orta Doğu’nun çok sayıda resmi kurumunda ürünlerimiz kullanılıyor. Fakat ülkemizde yerli malı kullanım teşviklerine rağmen resmi kurumlarda yerli firmalar maalesef ikinci planda kalıyor. Önemli kurumların işlerini global firmalar alıyor. Birçok global firma da üretimini Çin’de yapıp Türkiye pazarında ürünlerini satıyor. Burada dikkat edeceğimiz çok önemli iki nokta bulunuyor. Çin’de hem işgücü ucuz hem de ülkemize girerken vergi muafiyeti var. Uygulanan düşük fiyatlar iç piyasada haksız rekabete yol açıyor. Bunun sonucunda rekabet ile baş edemeyen firmalar ya kapanıyor ya da kalitesiz ürün imalatına yöneliyor. Bu şekilde devam ettiği takdirde sektörümüz ciddi kayıplar yaşayacaktır. Bunun haricinde, ithal ürünlerde satış sonrasında kullanıcılar ciddi masraflarla karşılaşıyor. İthal ürünlerde, montaj sonrasında gerçekleşen bakım ve yedek parça fiyatları yerli firmalara oranla oldukça yüksek düzeyde.

Merih Asansör olarak orta ve uzun vadeli hedefleriniz arasında neler yer alıyor?

Hedeflerimizin arasında dünyanın en büyük ve en prestijli üreticileri arasında olmak yer alıyor. Uluslararası platformlarda tanınan ve tercih edilen bir marka olmak için çok çalışıyoruz ve hedeflerimize doğru koşuyoruz. 2017 yılında temelini atacağımız 100 bin metrekarelik fabrika alanı projemiz bulunuyor. Birkaç sene içinde faaliyete geçireceğimiz fabrikamız tamamlandığında Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyükleri arasında yer alacak ve Merih Asansör sektöründe en büyük kapasiteli yerli üretici konumuna gelecektir.

Peki sektörünüzün geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?

Asansör sektörünün önü çok açık. Sürekli gelişen, ilerleyen ve teknolojiyle el ele gitmesi gereken bir sektör. Dünyada ve Türkiye’de her geçen gün artan nüfus ve bu artıştan kaynaklanan bir konut ihtiyacı söz konusu. Hızlı gelişen inşaat sektörüne paralel olarak asansör sektörü de bir gelişim grafiği izliyor. Bugün itibarıyla sektörümüzde birçok imalatçı firma var. Süreç içerisinde bu sayının azalacağını düşünüyorum. Bu durum sektörün küçülmesi değil, sektörün farklı bir seviyeye ulaşması anlamına geliyor.