Sektorun onemli firmalarından biri olan as celik dokum, kurulduğu gunden bugune surekli olarak buyumeyi hedeşeyerek bugun itibariyle 450 calışanı olan, yıllık 20 bin ton ve tek parca net 10 ton dokum kapasitesiyle urunlerini tum dunyaya...


Demir çelik sektörü 60 binden fazla çalışanı ile Türkiye’nin en önemli istihdam sağlayan sektörlerinden biri. Sürekli büyüme gösteren sektör, 11.4 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşarak, toplam içinde yüzde 10.4 pay ile otomotiv ve tekstil sektörünün ardından 3. büyük sektör haline geldi. Dünya üretiminde 25 milyon ton ile 11. AB’de 3. sırada olan Türkiye demir çelik sektörü global pazarda artan rekabete karşın aktif bir oyuncu. Özellikle otomotiv, beyaz eşya, inşaat gibi sektörlerin büyümesinin etkileri yanında, hâlihazırda üretim açığı bulunan yassı mamul pazarı sektör için büyüme fırsatları anlamına geliyor.

GEBZE’DEN TUM DUNYAYA

Sektörün önemli firmalarından biri olan ve 1995 yılında Samsun Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan As Çelik Döküm, kurulduğu günden bugüne sürekli olarak büyümeyi hedeşeyerek bugün itibariyle 450 çalışanı olan, yıllık 20 bin ton ve tek parça net 10 ton döküm kapasitesiyle ürünlerini tüm dünyaya pazarlayan bir firma haline gelmiştir. Genel faaliyet alanı çelik döküm mamul imalatı olan firma ürünlerini daha çok tren ve lokomotif sanayi, enerji santralleri, çimento endüstrisi, ısıl işlem endüstrisi, kırıcı endüstrisi ve pompa-vana endüstrisi kullanmaktadır. Moment Expo’nun sorularını yanıtlayan As Çelik Döküm Genel Müdürü Turgut Tüfenk, firma ihracatının büyük bölümünün Batı Avrupa ülkelerine gerçekleştirdiklerini belirterek, “As Çelik Döküm, sahip olduğu ISO 9001 ve çeşitli sektörel kalite belgeleri ile üretiminin her safhasını yüzde 100 kontrol altında tutarak müşterilerine en kaliteli malzemeyi en kısa sürede ve cazip fiyatlarla sunmayı kendisine hedef edinmiştir” diyor. İmalatlarını son teknoloji ürünü ekipmanlar, deneyimli ve eğitimli personelleri ile yürüttüklerinin altını çizen Tüfenk şöyle devam ediyor; “Bu çerçevede, hem ekipman hem de personel yatırımlarımız düzenli olarak devam etmektedir.

Mevcut kalıplama hatlarımız ‘alfaset reçine’ sistemiyle çalışmakta olup, döküm malzemenin kalitesi açısından en geçerli ‘proses4ler arasındadır. Ayrıca ergitme prosesi indüksiyon ocakları vasıtasıyla gerçekleşmekte olup, bu ‘proses’te en temiz ve kaliteli imalat prosesleri arasında yer almaktadır.” As Çelik Döküm Genel Müdürü Turgut Tüfenk üretmiş oldukları makine çeşitlerini ise şöyle sıralıyor: “Alaşımsız ve düşük alaşımlı çelikler, ısıl dirençli çelikler, darbe dirençli çelikler, takım çelikleri, ıslah çelikleri imalatını gerçekleştirdiğimiz başlıca çelik türleri arasında yer almaktadır. Söz konusu çelik malzemeler aytren ve lokomotif yedek parçaları, aşınmaya dirençli parçalar, yüksek sıcaklık uygulamalarında kullanılan parçalar, darbeli ortamlara dayanıklı malzemeler olarak kullanılmaktadır.”

DİZAYN HİZMETİ DE VERİYORUZ

Üretimini yaptıkları ürünlerin her birinin, kendi sektörünün en kritik malzeme grupları içerisinde yer aldıklarına da değinen As Çelik Döküm Genel Müdürü Tüfenk, bu kritik malzemelerin imalatının yüksek teknoloji ve bilgi birikimi gerektirdiğini söylüyor. As Çelik Döküm’ün birçok konuda müşterilerine dizayn hizmeti verdiğine de değinen Tüfenk, “Mevcut bir ürünün nasıl daha da iyileştirileceği konusunda çalışma yürüten Ar-Ge departmanımızda, tecrübeli mühendislerimiz yardımıyla, müşterilerimize en uygun dizaynı geliştirmek için çalışmaktayız. Bu tarz çalışmalar sonucu geliştirdiğimiz ürünlerimizin patent çalışmaları da devam etmektedir. ‘As Çelik’ markası üzerine patentli birçok ürünümüz bulunmaktadır” diye konuşuyor.

As Çelik Döküm’ün ürettiği ürünlerin yüzde 65 gibi oldukça büyük bir kısmını ihraç ettiklerini ifade eden Tüfenk, ihracatın büyük bir kısmını Avrupa ülkelerine gerçekleştirdiklerini aktarıyor. Yakın gelecekteki hedeşerinin sektörel bir değişiklik yapmadan müşteri portföylerini genişletmek olduğunun altını çizen Tüfenk, bu hedeşerini gerçekleştirmek için Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde düzenlenen uluslararası fuarlara düzenli olarak iştirak ettiklerini söylüyor.

CEVREYE DUYARLI

Türkiye ile AB arasındaki tam üyelik müzakerelerinde ele alınacak müzakere başlıkları arasında bulunan çevre başlığının kapanabilmesi için Türkiye’nin bu alandaki AB mevzuatına uyum sağlamış olması veya en azından geçiş sürelerini de içerebilecek bir uyum takvimi üzerinde uzlaşma sağlanmış olması gerekiyor.

AB çevre politikalarının sanayi kesimini ilgilendiren düzenlemeleri, demir çelik sektörünü de yakından ilgilendirmektedir.

Kapsamı ve neden olacağı maliyetler açısından bakıldığında, 2007 senesinde Topluluk dahilinde yürürlüğe giren Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi, Türkiye’nin Topluluğa katılımı sürecinde demir çelik sanayinin çevre yatırımlarını en fazla etkileyecek “Direktif” olarak belirleniyor.

Öte yandan demir çelik sektörünün AB çevre politikasına uyumunun ortaya çıkaracağı maliyetleri hesaplamak için aytrenrıntılı bir etki analizi yapılması gerekiyor. Ulusal Yapılanma Programı çerçevesinde yapılan bir tahmine göre bu maliyet Türk demir çelik sektörü için 870 milyon Euro civarında olacaktır.

As Çelik Döküm Genel Müdürü Turgut Tüfenk, imalatını gerçekleştirdikleri ürünlerde çevreye ve insan sağlığına duyarlı olduklarının altını çizerek “Üretmiş olduğumuz ürünler çelik döküm olduklarından dolayı çevre ve insan sağlığına herhangi bir olumsuz etkisi olması söz konusu değildir” diyor.

KAPASİTE YUZDE 60 ARTTI

Üretime ilişkin veriler incelediğinde, zaman içinde demir çelik üretiminin düzenli biçimde artış gösterdiği görülebilir. 1980 yılında 2.5 milyon ton olan üretim miktarı, 2007 yılında on misline yani 25 milyon ton seviyesine yükseldi.

Ancak daha da önemlisi, Türkiye’nin demir çelik sektöründe Avrupa içinde edindiği paydır. Türkiye AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, küresel üretim içindeki payını kayda değer biçimde artırmıştır. AB ülkelerinin toplam üretimi ile karşılaştırıldığında 1980 yılında yüzde 1.8 olan Türkiye’nin payı, 2007 yılında yüzde 12.3’e yükselmiştir. Aynı dönemde Türkiye’nin dünya üretimi içindeki payı ise yüzde 0.35’den yüzde 1.92’ye çıkmıştır.

Sektör, Türkiye’nin önde gelen ihracatçı sektörleri arasında yer almaktadır. 1996 yılında 2 milyar dolar seviyesinde olan sektörel ihracat, on yıl sonra 9.5 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Demir çelik sektörü bu seviye ile motorlu taşıtlar ve hazır giyim sektöründen sonra en fazla ihracat yapan üçüncü sektör konumundadır. Demir çelik sektörünün toplam ihracat içindeki payı ise zaman içinde fazla değişiklik göstermemiştir. Bu oran geçtiğimiz 10 yıl içinde en düşük yüzde 6.5, en yüksek ise yüzde 9.5 olmuştur. Demir çelik ürünlerinin toplam ihracatımızdaki payı 2007 yılında yüzde 9 olmuştur.

As Çelik Döküm de son dönemde gerçekleştirdiği yatırımlarla birlikte üretim kapasitesini yüzde 60 oranında arttırmış ve 2007 yılında 12 bin ton olan döküm kapasitesini, 2008 yılında 20 bin tona yükseltti. Tüfenk, 2007 yılında 3 ton olan tek parça döküm kapasitelerini, 2008 yılında 10 tona yükselttiklerini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Son 6 ay içerisinde gerçekleştirdiğimiz CNC işleme tezgâhı yatırımlarımızla birlikte, imal ettiğimiz her ürünün mekanik işlemesini de yapabilecek konuma gelmiş bulunmaktayız. Bu sayede, sadece döküm malzeme imal eden bir firma olma kimliğinden sıyrılıp, müşterilerinin ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap verebilen ve son mamul imal edebilen bir firma sıfatı kazanmış bulunmaktayız.”

CİN VE HİNDİSTAN’DA TALEP ARTIYOR

Demir sektöründe, Çin ve Hindistan’da düzenli olarak artmakta olan talep nedeniyle, küresel tüketim eğilimleri güç kazanmaktadır. Uluslararası Çelik Enstitüsü verilerine göre 2005-2006 yıllar arasında dünyada nihai çelik tüketimi yüzde 7.3 oranında artmıştır. Çin’de tüketim artışı yüzde 13, Çin haricinde dünyanın gerisinde ise yüzde 4.7 olmuştur. Çin’deki tüketim artışının bu ülkenin ekonomik kalkınmasına paralel olarak devam edeceği tahmin edilmektedir Türk demir çelik sektörü bakımından vurgulanması gereken bir diğer faktörde AB ile ilişkilerdir. Türkiye, 1996 yılında yürürlüğe giren demir çelik ürünlerine ilişkin Serbest Ticaret Anlaşması ile bir anlamda AB pazarını konsolide etme imkanına kavuşmuştur. Nitekim aradan geçen 10 yıllık süre zarfında ikili ticaret büyük gelişme göstermiştir.

Aslında Türk demir çelik sektörünün rekabetçi yapısı sektörün AB’ye ihracat performansının izlenmesin den de görülebilmektedir. 2000 yılında toplam 12,7 milyar Euro (296 bin ton) demir ve çelik ithal eden AB ülkeleri 2006 yılında ithalat rakamını 2,4 katına çıkararak toplam 30,1 milyar Euro (500 bin ton) ürün ithal etmişlerdir. Türkiye 2006 yılında gerçekleştirdiği 1,8 milyar Euro’luk toplam ihracatla ana tedarikçiler arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Ülkemiz AB’nin demir ve çelik ithalatında ana tedarikçileri arasında yer almakla beraber, 2000-2007 yılları arasında AB’nin ithalatı içindeki payı değişmemiştir.

Türkiye ile AB arasında yürütülen tam üyelik müzakerelerinde ön plana taşınan sektörlerin başında demir çelik sektörü yer almaktadır. Bunun nedeni tüm diğer sanayi kollarının aksine, demir çelik sektörünün Türkiye-AB gümrük birliği kapsamı dışında tutulmuş olmasıdır. Bu sektörde Türkiye ile AB arasında bir serbest ticaret anlaşması mevcuttur. Ticaret bu serbest ticaret anlaşması hükümleri uyarınca yapılmaktadır. Ancak söz konusu serbest ticaret anlaşması aynı zamanda sektördeki yatırımları da yakından ilgilendiren devlet yardımlarına dair kurallar da içermektedir. Zira demir çelik sektöründe geçmişte AB ülkelerinde baş gösteren kapasite fazlası ile mücadele edebilmek amacıyla, sektöre verilebilecek devlet yardımları için diğer sektörlere oranla çok daha sınırlı bir çerçeve çizilmiştir. Örneğin bu nedenle demir çelik sektöründe faaliyet gösteren firmalara işletme sermayelerini güçlendirmelerini sağlayacak yardım verilememektedir. Aynı şekilde bu sektöre yatırım teşviki verilmesi de AB kurallarına aykırılık taşımaktadır. Sektöre yalnızca çevrenin korunması, AR&GE faaliyetlerinin teşvik edilmesi, istihdam yaratılması ve işletmelerin kapatılması durumunda kamu kaynaklarından yardım verilebilmektedir.

2007 İHRACATI 20 MİLYON DOLAR

2007 yılında ihracatının yaklaşık 20 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ve As Çelik Döküm’ün İSO’nun düzenlediği “Türkiye’nin En Büyük 1000 İhracatçı Firması” listesinde 687. sırada yerini aldığını belirten Tüfenk, “Söz konusu başarımızdan dolayı, ödülümüzü Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün elinden aldık. 2008 yılı ihracatımızın yüzde 60 artış göstererek 32 milyon dolar olması ve  aynı listede ilk 500 firma arasında yer almamız beklenmektedir. Hedefimiz, en kısa sürede 50 milyon dolar ihracat cirosuna ulaşmaktır” diyor

 

SPOT:

“ As Çelik Döküm ürettiği ürünlerin yüzde 65 gibi oldukça büyük bir kısmını ihraç ediyor. İhracatın büyük bir kısmını Avrupa ülkelerine gerçekleştiren firmanın hedefi yakın gelecekte sektörel bir değişiklik yapmadan müşteri portföylerini genişletmek.”

 

Turgut Tüfenk
As Çelik Genel Müdürü
2007’de 12 bin ton olan döküm olan kapasitemizi, 2008’de 20 bin tona yükselttik.