DİKKAT! BÖBREK TAŞINDA BU YANLIŞLARA DÜŞMEYİN! YETERİNCE SU İÇMEMEK, AŞIRI TUZLU YEMEK, UZUN SÜRE YÜKSEK PROTEİNLİ DİYETLER YAPMAK VE HAREKETSİZLİK GİBİ BİRÇOK ETKENLE BÖBREK TAŞININ GÖRÜLME SIKLIĞI SON YILLARDA GİDEREK ARTIYOR.

Günümüzde daha çok 2050 yaşları arasında tespit edilen ve erkek lerde kadınlara göre daha sık görülen böbrek taşının tekrarlayabilen bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Bakırköy Hastanesi Üroloji  Uzmanı Prof. Dr. Enis Rauf Coşkuner, “Böbrek taşı görülen hastaların yüzde 50’sinde 10 yıl içinde yeniden taş oluşabiliyor. Böbrek içinde oluşan taşlar genelde sinsice ilerleyip tesadüfen tespit edilirken, böbrekten idrar yollarına doğru hareketlenen  taşlar ise şiddetli yan ağrısı, bulantı, kusma, idrar yapım şikayetleri, idrarda kana ma, ateş gibi gürültülü bir tabloyla karşımıza çıkabilir. Taş düşürmeye ilişkin ağrı, insanın duyabileceği en şiddetli ağrılardan biri olarak kabul edilir. Teşhisin bir an önce  netleştirilip ağrının acil olarak giderilmesi ilk yapılması gerekendir.” diyor. Böbrek taşının tedavisinde; düşürülebilecek boyutlar  için medikal tedavi, kırılması uygun taşlarda uygulanabilen vücut dışı taş kırma yöntemleri ve her ikisi için de uygun  olmayan taşlarda endoskopik yöntemlerle taşa cerrahi olarak müdahale uygulandığını belirten Prof. Dr. Enis Rauf Coşkuner, yaygın görülen bu hastalığa dair halk arasında doğru bilinen yanlışların da tanı ve tedaviyi geciktirdiğini söylüyor.

 

TAŞI DÜŞÜRDÜM, KURTULDUM MU?

Genellikle şiddetli ağrılar geçince hasta taşını düşürmüş olabileceğini, hastalığın artık tekrarlamayacağını düşünüyor. Oysa hastanın taş düşürme tedavisi sürecinde ve bu sürenin bitiminde mutlaka doktor kontrolünde olması gerekiyor. Zira taşın düştüğü tam tespit edilmeden tedavi sürecinin tamamlanmış sayılmayacağını belirten Prof. Dr. Coşkuner, “Taş düşürdüğü tespit edilen hastaya, düşürebileceği bir taşı mevcutsa, medikal düşürme tedavisi ve ek öneriler yapılabilir.” diyor.

 

EN İDEAL TEDAVİ SU İÇMEK DEĞİLDİR

Böbrek taşları için sıvı alımının artırılması, bunun da çoğunlukla su ile karşılanması şüphesiz çok önemli. Ama böbrek taşı tedavisi için sadece su içmek yeterli değil. Günde en az iki veya üç litre su içmekte fayda var ancak fazla sıvı alımının da olumsuz etkileri olabileceği hatırda tutulmalı.

 

ÇEVREDEN ALINAN BİLGİ SİZİ TEDAVİ ETMEZ

Taş için medikal tedavinin mutlaka bir ürolog tarafından önerilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Coşkuner şöyle konuşuyor: “Herkesin taşı kendine özeldir. Taş düşüren diğer tanıdıklardan veya çevreden alınan bilgi kişide yanlış sonuçlar doğurabilir. Kişinin idrar yollarının anatomik yapısı, taşın yeri ve büyüklüğü, böbrek fonksiyonlarına olan etkisi,  beraberinde başka hastalık varlığı veya ilaç kullanımı gibi pek çok özellik dikkate alınarak tedavi planı yapılmalıdır. Taşın yok olmasını sağlayacak veya düşmesini kolaylaştıracak mucizevi bir su veya bitki şu ana kadar bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Üstelik bitkisel içerikli ve tedavi kanıt düzeyi çok düşük yöntem ler çok ciddi tehlikelere yol açabilir.”

HER YAN AĞRISI BÖBREK TAŞINDAN KAYNAKLANMAZ

Prof. Dr. Coşkuner, idrar yollarında tespit edilen taşlarda yan ağrısının önemli bir bulgu olmakla birlikte her zaman geçerli olmayacağının altını çiziyor ve “Ağrı yapabilecek diğer hastalıkları ve komşu batın içi organlara ait hastalıkları ayırıcı tanı da gerekebilir.” diyor.

KALSİYUM KISITLAMASI ANCAK DOKTOR KONTROLÜNDE OLMALI

En sık görülen taş tiplerinde ana bileşen kalsiyum olsa da sorun kalsiyum alımını kısıtlayarak tedavi edilemiyor. Günlük kalsiyum alımının bilinçsiz bir şekilde düşürülmemesi gerekiyor. Kalsiyum  kısıtlaması ancak yapılacak değerlendirme ile tespit edilebilir.

 

TEDAVİNİZİN ŞEKLİNE DOKTORUNUZLA BİRLİKTE KARAR VERİN

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Enis Rauf Coşkuner, “Tedavinizin nasıl planlanacağına bir ürolog karar vermeli. Tedavideki sıralamayı veya ilk tedavinin ne olacağını onun kararına bırakmak daha doğru olur. Eğer alternatifiniz varsa hekiminiz size seçenek sunacaktır ama bazı koşullarda cerrahi yöntemin ilk seçenek olması gerekebilir.” diyor.

AMELİYAT OLSANIZ DA RİSK DEVAM EDEBİLİR

Taş hastalığı insan hayatında uzun bir dönemi kapsadığından taş düşürmüş veya ameliyat yapılmış hasta periyodik kontrolde tutuluyor. Böylece yeni taş oluşum riski için hasta takipte olarak erken tespit edilen yeni taşlar daha kolay ve bilinçli bir şekilde tedavi ediliyor. Ayrıca taşın analizi yapılıp, hastanın taş oluşumu için kan ve idrarından yapılan tetkiklerle taş oluşma ihtimalini azaltacak tedbirler alınabilir.