ORTA AVRUPA’DAKİ STRATEJİK KONUMUNUN DA YARDIMIYLA İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN ARDINDAN HIZLI BİR TOPARLANMA SÜRECİNE GİREN AVUSTURYA, BUGÜN DÜNYANIN 28’İNCİ BÜYÜK EKONOMİSİ VE REFAHI EN YÜKSEK ÜLKELERİNDEN BİRİ OLARAK GÖSTERİLİYOR. DOĞU AVRUPA ÜLKELERİNİN BATIYA AÇILAN KAPISI OLAN AVUSTURYA, GÖRECE AZ NÜFUSUNA RAĞMEN UYGULADIĞI SOSYAL POLİTİKALARLA, DÜNYADA ÖRNEK GÖSTERİLEN İŞVEREN- İŞÇİ POLİTİKALARI GELİŞTİRMİŞ VE TOPLAM REFAHI TÜM NÜFUSUNA EŞİT DAĞITMAYI BAŞARMIŞ DURUMDA. HALEN GÜÇLÜ İMALAT SANAYİSİNİN DESTEĞİYLE OLUMLU BİR GÖRÜNÜM SERGİLEMEYE DEVAM EDEN ÜLKENİN TÜRKİYE İLE OLAN TİCARETİ DE YILLAR İÇERİSİNDE GELİŞMEYE DEVAM EDİYOR.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olarak gösterilen Avusturya, son 20 yılda dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almayı başarmıştır. Yaklaşık 84 bin km2’lik yüz ölçümüne ve 9 milyonluk nüfusa sahip olan ülke modern ve demokratik bir ülke olarak tanımlanır. Ülke 1995 yılından beri AB Üye Ülkelerinden biridir. Avusturya’nın denize doğrudan açılımı bulunmamasına rağmen Orta Avrupa’daki geçiş güzergâhlarındaki önemli konumu, ülkenin önemli bir lojistik merkez olmasına da imkân sağlamıştır. Yine, Tuna Nehri coğrafi ve turistik açıdan olduğu gibi, bir taşıma yolu olarak da hayati öneme sahiptir. 1992 yılında tamamlanan ve Karadeniz’i nehir yoluyla Kuzey Denizi’ne bağlayan “Rhein-Main-Donau” (Ren-Main-Tuna) Kanalı, 3.500 kilometrelik güzergâhın uzun bir parçası olan Tuna Nehri’nin önemini daha da artırmıştır. Viyana’nın hemen dışında bulunan liman da ticari taşıma açısından dikkat çeken bir konuma sahiptir. Ülkenin stratejik coğrafi konumu, ticari yönden de önemli bir güç kaynağı oluşturur. Özellikle tarihi bağlar dikkate alındığında, Doğu Avrupa ülkeleri için Avusturya en yakın Batılı ticari ortak konumundadır. Doğu Bloku’nun yıkılmasının ardından Avusturya, doğusundaki komşu ülkelerle olan ticaret hacmi ve bu ülkelerdeki yatırımlarını çarpıcı bir biçimde artırmıştır. Avusturya’nın hemen hemen yarısı ormanlarla kaplıdır. Tüm coğrafyayı koruma adına çevre konusunda alınan tedbirler ve faaliyetler zaman zaman ülkedeki ekonomik faaliyetlerin geleceğini tehdit etse de Avusturya halen Japonya’dan sonra çevre konusunda en duyarlı ikinci ülke olduğunu ifade etmekte ve enerji ihtiyacının yarıdan fazlasını yenilenebilir kaynaklardan elde etmektedir. 

ORTAK TARİHİMİZ ÇOK DERİN

Bugünkü Avusturya topraklarının bilinen en eski yerleşimcileri Kelt kabileleridir. MÖ 1’inci yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına giren bölge, Roma İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Bavyeralılar, Avarlar ve Slavlarca işgal edilmiştir. Frank Kralı Şarlman tarafından 8’inci yüzyılın sonlarında ele geçirilen Avusturya, 976 yılında Doğu Frank İmparatorluğu’nun • 46 bir sınır kontluğu olarak konumlandırılmış ve ülkenin bugünkü isminin kökeni olan “Ostarrichi” ilk kez bu tarihte kullanılmıştır. 1282 yılında başlayan Habsburg hâkimiyeti ise Avusturya’nın çeşitli devlet yapılanmaları içerisinde modern döneme kadar devam edecek olan uzun bir süreci kapsar. 1452 yılına kadar Roma Germen İmparatorluğu içinde bir dükalık olarak yer alan Avusturya, bu tarihten itibaren arşidüklüğe yükseltilmiş; 16’ncı yüzyılın başlarından itibaren Avrupa’da Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya gelen Avusturya Arşidüklüğü bu süreçte Osmanlı ile doğrudan mücadele etmiştir. 1804 yılında I. Franz Avusturya İmparatorluğu’nu ilan etmiş ve 1806 yılında Roma-Germen İmparatorluğu tacını terk etmiştir. 1867 yılında Macaristan’la birleşilmiş ve böylece yeni bir devlet olarak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ortaya çıkmıştır. Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu ile Birinci Dünya Savaşı’na aynı safta giren ülke, savaş sonrasında parçalanmıştır. 1918 yılı Ekim ayında önce Çekler, ardından Macarlar ve nihayet daha sonra Yugoslavya’yı oluşturacak olan Sırp-Hırvat-Sloven ittifakı bağımsızlığını ilan etmiş, Avusturya Almanları da 30 Ekim 1918’de Avusturya Cumhuriyeti’ni kurmuştur. 1933 yılında Hitler’in iktidara gelmesinin ardından Almanya’nın Avusturya üzerindeki etkisi giderek artmaya, Nazi faaliyetleri yaygınlaşmaya başlamıştır. Hitler’in Avusturya’ya siyasi baskı ve ültimatomlarla başladığı müdahaleler 12 Mart 1938’de Almanya’nın Avusturya’yı ilhak ederek bir eyalet hâline getirdiğini ilan etmesiyle sonuçlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya hâkimiyeti altında kalan Avusturya, savaş sonunda yeniden bağımsızlığına kavuşmuş ve 27 Nisan 1945’te bir kez daha cumhuriyet ilan edilmiştir. Ülke, bağımsızlığın ardından 1955 yılına kadar ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği’nin kontrolü altında kalmış ve bu tarihte Müttefik Devletler’in çekilmesinden sonra günümüzde hâlen devam etmekte olan siyasi süreç başlamıştır. 

HIZLI SANAYİLEŞME REFAHI DA BERABERİNDE GETİRDİ

20’nci yüzyılın ortalarında Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Avusturya, 1950’li ve 1960’lı yıllarda sanayileşerek hızlı bir büyüme sürecine girmiş ve o dönemden itibaren sürekli olarak gelişmiştir. Günümüzde Avusturya, nitelikli iş gücü, sağlam altyapısı, dışa açık ekonomi politikaları, yüksek refah seviyesi ve düşük yoksulluk oranlarıyla dünyanın en güçlü ekonomilerinden biridir. 60 bin doların üzerindeki kişi başı ortalama yıllık gelirle Avusturya, gelir dağılımı eşitsizliğinin de en düşük olduğu ülkelerden biridir. Avusturya ekonomisi çeşitlilik açısından zengin olmakla birlikte, hizmet sektörü istihdamın ve gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 70’ten fazlasını karşılar. Ülkede özellikle telekomünikasyon, turizm, inşaat gibi sahalar öne çıkarken, ülke topraklarının yaklaşık yarısı ormanlarla kaplıdır. Zengin orman, dağ ve göl varlıkları, Avusturya’nın önemli bir turizm ülkesi olmasını da sağlamıştır. Uzun yıllar ekonomiyi ayakta tutan sanayi sektörü ise yüzde 25’lik payı ile GSYİH’ye önemli katkı sağlamayı sürdürmektedir. Ülkenin imalat sanayilerinde kereste, maden, makine, kimya, gıda, kâğıt, elektronik, otomotiv ve yedek parça öne çıkan sanayi kollarıyken, tarım sektörü de gelişmişlik, verimlilik ve organik üretim faaliyetleriyle çok başarılıdır. 

DIŞ TİCARETİNDE ASLAN PAYI ALMANYA’NIN

Dış ticaret hacmi giderek yükselen Avusturya, halen yeni dış pazarlara açılma gayreti içindedir çünkü görece dar iç pazar, şirketlerin dış pazarlara açılmasını zorunlu kılmaktadır. Dış ticaret hacmi 2023 yılında 216 milyar doları ihracat, 219 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 435 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Avusturya’nın dış ticaretteki en önemli partneri, ihracatın yüzde 30’unu, ithalatınsa yüzde 40’tan fazlasını tek başına karşılayan Almanya’dır. Bu alanda öne çıkan diğer ülkelerse ABD, İtalya, İsviçre, Slovakya, Çekya, Hollanda ve Çin’dir. 2025 yılında cari fiyatlara göre, 560 milyar dolarlık GSYİH’ye ulaşması beklenen Avusturya, halen 196 ülke arasında dünyanın 28’inci büyük ekonomisi olarak gösteriliyor. 2024 yılında yüzde 1’den biraz az daralan ekonominin ise 2025 yılında yüzde 1,1 oranında artacağı tahmin ediliyor. Benzer şekilde, 2024’te yüzde 3 olarak gerçekleşen yıllık ortalama enflasyon oranının ise 2025 yılında yüzde 2,5’e gerilemesi öngörülüyor. 

ÇIRAKLIK EĞİTİMİNDE DÜNYANIN EN İYİSİ

Avusturya’nın nüfusu, Avrupa’nın aksine artış eğilimine devam ediyor. Halen 9 milyonluk bir nüfus yoğunluğuna sahip olan ülkenin 2050’de 9,6 milyonluk bir nüfus yoğunluğuna ulaşması bekleniyor. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 49’unu erkekler, yüzde 51’ini ise kadınlar oluşturuyor. Diğer yandan Avusturya, çıraklık eğitim sistemiyle, dünyanın en iyileri arasında gösterilmeye devam ediliyor. Çıraklık eğitimi “ikili sistem” olarak anılan bir sistemle düzenlenirken, eğitim hem mesleğin öğrenildiği işletmede (yüzde 80 oranla) hem de meslek okulunda (yüzde 20 oranla) gerçekleşiyor. Avusturya ekonomisinde yönetici konumundaki kişilerin (girişimciler ve genel müdürlerin) yaklaşık yüzde 40’ının bu çıraklık eğitiminden mezun olduğunu da dikkat çekici bir anekdot olarak söyleyebiliriz.

ÜLKEDEKİ TÜRK DİASPORASI ÇOK GÜÇLÜ

Gelelim Türkiye ve Avusturya arasındaki ticari ilişkilere… İki ülke arasındaki ticari ilişkiler son yıllarda dengeli bir seyir takip ediyor. Karşılıklı ticaret hacmi son 10 yıldır 2,5 ila 3 milyar dolar bandında gerçekleşirken, 2023’te 3 milyar doları Türkiye’den Avusturya’ya ihracat, 2,1 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 5,1 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye’den Avusturya’ya ihraç edilen başlıca ürünler; elektrikli makine ve cihazlar, makineler, motorlu kara taşıtları, alüminyum ve alüminyumdan eşya, demir veya çelikten eşya, demir yolu taşıtları, sebzeler ve meyveler, örme giyim eşyası ve aksesuarları, plastikler ve mamulleri, meyveler ve sert kabuklu meyveler olarak sıralanırken, Avusturya’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; makineler, demir ve çelik ürünleri, motorlu kara taşıtları, sentetik ve suni devamsız lifler, elektrikli makine ve cihazlar, meşrubatlar, plastikler ve mamulleri, eczacılık ürünleri, demir veya çelikten eşya, kâğıt ve ormancılık ürünleri olarak gerçekleşiyor. Diğer yandan, Avusturya’da yaşayan 300 bin civarındaki Türk varlığı da Türkiye ile Avusturya arasındaki ilişkilerin önemli bir ayağını teşkil ediyor. Büyük bölümü 1960’lı yıllardan itibaren göçmen işçi olarak Avusturya’ya giden Türkler, geride kalan yarım yüzyıllık sürecin ardından bugün Avusturya’da üçüncü nesle ulaşan, eğitim düzeyi ve sosyoekonomik pozisyonu giderek yükselen önemli bir diaspora olarak öne çıkıyor. 

MAKİNE TİCARETİNDE DAHA GÜÇLÜ PAY ALABİLİRİZ

Ülkenin ekonomik verileri ve makine özelinde güncel ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Avusturya’nın makine ihracatının, 2023’te yüzde 12 artarak 40,8 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Avusturya’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 12 milyar dolarla Almanya, ikinci sırada 4,7 milyar dolarla ABD ve üçüncü sırada 1,9 milyar dolarla Çin yer alıyor. 2023’te Türkiye, Avusturya’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 30,4’lük artışla 16’ncı sırada yer alırken, 515 milyon dolar değerinde makine alımı yapmıştı. Bu dönemde Avusturya’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 2,1 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 24 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Avusturya’nın toplam ihracatının 216 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 18,9 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 219 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 14,2 pay aldığı Avusturya’da, 2023’te yüzde 3 artışla 31,2 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Avusturya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 11,8 milyar dolarla Almanya yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 2,8 milyar dolar değerinde makine ithal edilirken, üçüncü sıradaki İtalya’dan 2023’te ithal edilen makinelerin değeri ise 2,5 milyar dolar oldu. Bu dönemde Avusturya’nın makine ithalatında 18’inci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 9,6’lık artışla 367 milyon dolarlık makine ithalatı gerçekleştirildi. Bu veriyle, Avusturya’nın toplam 31,2 milyar dolarlık makine ithalatından 2023’te Türkiye’nin aldığı payın yüzde 1,2 oranında gerçekleştiğini; Avusturya’nın Türkiye’den yaptığı 3 milyar dolarlık toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 12,1 olduğunu söyleyebiliriz. 

 

AVUSTURYA İLE TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

İş ya da sosyal bir ortamda herkesin elini sıkmanız beklenir. Erkeklerden önce kadınların eli sıkılır ancak önce kadının elini uzatması beklenir. 2. Viyanalı erkekler kadınların elini kibarca öper ancak bu davranış yabancılardan beklenmez. hoşlanmazlar. sokmayın. 7. Avusturyalılar ne tür ve fiziki yakınlıktan çok 5. Göz teması çok önemlidir. 6. Birisiyle konuşurken kesinlikle ellerinizi cebinize etkinlik olursa olsun her zaman şık giyinmeleriyle 14. Avusturya’da hediye verilince hemen açılması gerekir. 15. Bir eve davet edildiğinizde ev sahibesine muhakkak hediye götürün. Çiçek götürecekseniz; tek sayı olmasına dikkat edin. Düzine hariç çift sayıların kötü şans ge18. Avusturya’da çalışma dili esas olarak Almanca olmakla beraber, İngilizce iş yaşamında geçerli bir dildir. 19. Avusturyalılar randevular konusunda son derece ciddi ve dakiktirler. Gecikmeniz durumunda kesinlikle bir açıklama 3. Avusturya’da unvanlar çok önemlidir. Avusturyalı muhatabınız tarafından ilk adıyla hitap etmenize izin verilinceye kadar unvanı ve soyadıyla hitap etmeniz beklenir. “Herr/Frau” + resmi unvan + soy adı resmi hitap olarak kabul edilir. Örneğin: “Herr Doctor Bayer” gibi… Zamanla muhatabınız sadece “Herr Doctor” şeklinde hitap etmenize izin verebilir. Bu bir samimiyet göstergesidir. 4. Avusturyalılar resmiyeti sever. Öpüşme, övünürler. lardan önce girer. hesabı öder. 11. Avusturyalılar hesabın ödenmesi 8. Erkekler restorana kadın9. Yemek davetlerinde tabağınızda yemek bırakmamaya özen gösterin. 10. Avusturya’da davet eden konusunda çekişmeden hoşlanmazlar. 12. Bir Avusturyalı sizi yemeğe davet etmişse, siz de ülkeden ayrılmadan önce onu yemeğe davet edin. 13. Davet sahibi iş konusuna girinceye kadar yemekte iş konularından söz tirdiğine inanılır. Ayrıca kırmızı karanfil Avusturya Sosyal Demokratik Partisi’nin resmi çiçeği olduğu için tercih edilmemelidir. 16. İş görüşmelerinde hediye verilmesi beklenen bir şey değildir. Ancak verilebilecek hediye için de hazırlıklı olmak gerekir. Masa aksesuarı, kitap veya ülkenizden otantik bir hediye verilebilir. 17. Şahsi hediyeler, keskin kenarlı hediyeler, şirket logolu hediyeler ve çok pahalı hediyeler kesinlikle beklerler. 20. İş toplantılarının başlangıcında biraz sohbet etmek önerilir. 21. Avusturyalılar için makam ve unvan çok önemlidir. Şirketlerde güç, tepede çok az kişiye aittir. 22. Avusturyalılar eleştirilerini satır aralarında dile getirebilirler. Zira, çok doğrudan ve düpedüz bildirilen görüş ifadeleri nezaketsiz olarak algılanabilir. 23. Avusturya iş dünyası politikayı yakından izler. 24. İş görüşmeleri yavaş ilerler bu nedenle sabırlı kucaklama, dokunma açmayın. tavsiye edilmez. 

Kaynak: 1Özkan Aydın, Uluslararası İş Kültürü, Sayfa 36-41, 2Ticaret Bakanlığı, Avusturya İş Kültürü Sayfası